06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ ti’ne hak ettiğinden fazla bir değer vermiş olmaktan çekindiğimi belirtmek isterim. Sanat Hareketi, kendisinden hemen önceki dönemde sol edebiyat hareketlerini sürükleyen, esinleyen, besleyen Edebiyat Dostları kadrolarından bir bölümü de dahil olmak üzere, bir karşıedebiyat pratiği örgütlemek isteyen kimseleri barındırıyordu. Ancak, böylesi örgütlenmelere kolayca nüfuz edebilen ezbercilik, dar kafalılık, gönlünü edebiyat piyasasının iğrençliklerine kaptırma, aklını oralardan alamama gibi alışkanlıklar Sanat Hareketi’nin de en büyük sorunları oldular. Yine de eylemlerinin sonuçları itibarıyla ortaya pek de bir şey koyamamış olan bu hareketin, niyetlerindeki devrimci ton nedeniyle önemsenmesi gerektiğine inanıyorum. Propagandasını yapmaya çalıştığım dönemde, Sanat Hareketi’nin söyleminin kökenlerine dair bazı açıklamalara ihtiyaç duyduğumu fark etmiştim. Ancak, oradan geriye doğru uzatmaya çalıştığım tarih, Edebiyat Dostları’ndan öteye pek de geçemiyordu. Yaptığım şey Edebiyat Dostları’ndan öteye geçmekti. Edebiyat Dostları da, özellikle Devinim, Yordam ve Halkın Dostları üzerine yaptığı özel sayılar sayesinde, ihtiyaç duyduğum yol işaretlerini cömertçe sunmaktaydı. Kitap, son iki bölüm dışında bir dönemi ve bu dönemin kahramanları somut, en rafine şiirini yazması itibarıyla İsmet Özel… Ben, içtenlikle söyleyeyim ki, birilerinin “edebiyat dünyamız” falan diye adlandırdığı o bataklıktan çok korkuyorum. Çünkü bu “dünya”, bu iki ada ilişkin olarak yalnızca çarpık bir imge üretmeyi vaat ediyor. Cöntürk, yıllar yılı unutulmuş, görmezlikten gelinmişti; şimdi usul usul herkesin gözdesi olmaya başlamaktadır. İsmet Özel de özellikle yarı solcu çevreler nezdinde ezeli ve ebedi bir gerici gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Kitabım bu olup bitenlere itiraz ediyor. ŞİİRE ARALANAN KAPILAR Bizim işimiz “star”lar bulmak falan değil, kuşkusuz. Bu yüzden de ben İsmet Özel’in 60’lardaki muazzam katkısı ve devrimciliğiyle, sonraki yıllarda savurduğu tırpanlar ve gericiliği arasına kalın bir perde germeye çalıştım. Cöntürk de, hak ettiği derin saygıya karşın, gözümde hiçbir zaman bir peygamber olmadı. Bütün çalışmam boyunca onu, etrafındaki gençlerin etkisine sonuna kadar açık bir edebiyat devrimcisi olarak belli bir yerde tutmaya çalıştım. Cöntürk’ün dönemin şiir anlayışına pek çok nedenle katkısı olduğunu sanıyorum. Bunlardan ilki ve en önemlisi “Şairler Sözlüğü” başlığı altında sayısız şairin şiirini incelemiş ve eleştirmiş olmasıdır. İkinci Yeni şiiri deyim yerindeyse onun tarafından didik didik edilmiştir. Bu, kaçınılmaz olarak, sonraki şiire yığınla kapı aralamış olmalıdır. Gençleri yazmaya, edebiyat eleştirisi yapmaya ve yayımlamaya yönlendirmeye dönük bitip tükenmez bir enerji ortaya koymuştur. Onların edebiyat kuramlarıyla temas kurmasına önayak olmuş ve sahiden de çok önemli bir başlık olarak, sayısız dergiyi maddi açıdan finanse etmiştir… İsmet Özel’e gelince… Ona dair imge bugün artık berraklaşmıştır. Çoğunluk onu bir iyi şair eskisi, bir ırkçı ve bir meczup olarak görmeye başlamıştır. Söylediklerini ciddiye alanların sayısı her gün bir miktar daha azalıyor olmalı. Yine de, benim sandığımın da ötesinde, bir kafa karışıklığı varsa, bu, söz konusu kafa karışıklığına sahip kesimlerin, bir devrimci ve şair eskisi olarak İsmet Özel’in o parıltılı dönemiyle, bu meczup ve ırkçı dönemi arasına sınır koymaya elverecek bir yönteme sahip olmamalarındandır. Ben, İsmet Özel’i toptan yok saymanın, bizleri, sol edebiyat hareketlerinin belli bir evresini ve bağlı olarak İkinci Yeni sonrasının özgün bir şiir pratiği olan “Genç 60 Şiiri”ni kavramaktan uzaklaştırmasından korkarım. Kitabımda da göstermeye çalıştığım gibi, 80’lerin ortalarına kadarki şair İsmet Özel’i ve 12 Mart’a kadarki “tavır İsmet Özel”i çok önemsiyorum. Ama yalnızca o kadar… ? Saklı Rönesans/ M. Bülent Kılıç/ Kül Sanat Yayınları/ 144 s. SAYFA 11 “Ben, yekpare bir edebiyatın varlığına inanmıyorum. Farklı söylem ve ideolojilere, onlarla bağlantılı olarak, farklı toplumsal kesim, tabaka ve sınıflara denk düşen, birbirinden farklı yığınla edebiyatın olduğunu düşünüyorum” diyor Bülent Kılıç. arasındaki etkileşimi anlatıyor. Fakat son iki bölümün iki edebiyatçıya, Hüseyin Cöntürk ve İsmet Özel’e ilişkin olduğunu görüyoruz. Bize bu iki adın kitaba birer bölüm olarak girmelerinin gerekçelerinden söz edebilir misiniz? Benim bakış açıma göre, sembolik olarak, ’60’larda genel olarak edebiyatı taşıyan iki kişi var. Biri, eleştiri kurumuna ve edebiyatlar ortamına yaptığı muazzam katkıları yüzünden Cöntürk ve öteki de hem “tavır” olarak hem de yepyeni bir şiirin, benim adlandırmamla “Genç 60 Şiiri”nin en CUMHURİYET KİTAP SAYI 969
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle