27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Sosyalist bir köylü önderinin olağanüstü öyküsü Özetle ‘Dış baskılara karşı tam bağımsızlığı korumak’ diyor Onur Öymen ‘Çıkış Yolu’ adını verdiği kitabında. Öymen, yaptığı araştırmalara ve deneyimlerine dayanarak dünyanın ve Türkiye’nin gerçekleri hakkında gözlem ve değerlendirmelerini anlatıyor. Bu gerçeklerden biri, uluslararası ilişkilerde dış baskıların bir dış politika aracı olarak kullanılması. Günümüzde daha çok Irak’ta olduğu gibi doğrudan müdahale ya da IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar yoluyla ülkelerin iç ve dış politikalarını etkileme yoluna gidiliyor. Basın, sivil toplum örgütleri ve akademik çevrelerden de bu amaçla yararlanılmaya çalışılıyor. Avrupa Birliği de gerektiğinde bir baskı unsuru olarak kullanılıyor. Öymen, iki yüz yıldan beri büyük devletlerin yaptığı doğrudan ve dolaylı müdahale örneklerine ve dış baskılara direnerek ulusal bağımsızlığına kavuşabilen ülkelerin öyküsüne de yer veriyor. Osmanlı İmparatorluğu’nu tükenme noktasına getiren dış müdahalelerden sonra çıkış yolu arayan Atatürk’ün savunduğu ilkeler ve Türkiye’yi bağımsız, egemen ve çağdaş bir ülke haline getirmek için verilen mücadeleyi anlatıyor. Onur Öymen’le özellikle sağcı basın tarafından topa tutulan yeni kitabını konuştuk… Kemal Özer, 2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Kıyımı’nın 15. yılında yayımladığı son şiir kitabı ‘Temmuz İçin Yaralı Semah’la kıyıma yeniden bakıp suçüstü yapmaya çağırıyor okuru. Yangın Şiirleri alt başlığıyla yayımlanan kitap üzerine konuştuk Özer’le. Bol kitaplı günler… TURHAN GÜNAY eposta: [email protected] [email protected] Çınarlı Köyün Muhtarı Ë Attila AŞUT osyalizm kurulursa bizim zeytinlikler de gider mi elden İsmail Aga?” “Gitmez Fevzi, korkma.” “Korkumdan değil, merakımdan sordum.” “Sosyalizm geldiğinde kooperatifler kurulacak. İsteyen girer iste(me)yen girmez bu kooperatiflere. Devlet bu kuruluşları desteklediği için kooperatif üyesi olmak köylünün yararına olacak.” “Yine toprağı çok olan daha fazla kazanırsa eskisi gibi, ne anladım ben bu işten be İsmail Aga?” “Kooperatiflerde kârın bölüşümü, ilkin emek, sonra da toprak büyüklüğü göz önüne alınarak yapılır Fevzi. Onun için de eski hamam eski tas olmaz sosyalizm kurulunca. Yeni hamamda yeni tasla yıkanır köylüler o rejimde. Nâzım’ın hapiste bize anlattığı böyleydi.” “Bizim ülkede kim kuracak o rejimi İsmail Aga?” “Türkiye Komünist Partisi ...” “Ortalarda yok hani Komünist Partisi diye bir şey?” “Vardır, vardır da biz göremeyiz onu Fevzi. Ama o bizi görür, sen hiç merak etme.” “Nasıl iş be o İsmail Aga?” “O öyle iş işte. Yeraltındaki partiler öyle çalışır. Bu anlattıklarım aramızda kalsın olur mu Fevzi?” “Sen hiç merak etme İsmail Aga.” ( Çınarlı Köyün Muhtarı, s. 4748) u diyalogda “İsmail Aga” diye hitap edilen kişi, Nâzım Hikmet’le Bursa Hapishanesi’nde yatan İsmail Başaran’dır. Öküzlerini zeytinliğine soktuğu için babası Rıza’yı köy meydanında döven Ömer Sarı’yı öldürüp hapse giren ve orada Nâzım’dan ilk “sosyalizm dersleri”ni alan, sonra da İznik’in Müşküle köyüne sosyalist düşünceyi taşıyan adam... Başaran’a durmadan soru soran ve aldığı her yanıtla merakı şaşkınlığa dönüşen “Fevzi” ise, daha sonra “Müşküle köyünün sosyalist muhtarı” olarak ünlenecek olan Fevzi Kavuk’tur... Çınarlı Köyün Muhtarı, işte bu insanın; Türkiye’nin en önemli köylü önderlerinden, eski TİP Genel Yönetim Kurulu üyesi ve Müşküle Köyü Muhtarı Fevzi Kavuk’un yaşamını anlatan biyografik bir romandır. Kitabın yazarı Hasan Öztürk, yakından tanıdığı ve aynı siyasal hareket içinde yer aldığı Fevzi Kavuk’la günler süren uzun konuşmalar yapmış bu roman için. Kavuk’un ve yakınlarının anlatımları, kitabın yapısını ve içeriğini büyük ölçüde belirlemiş. Hasan Öztürk de kitabın önsözünde, “Bu roman zaten Fevzi Kavuk tarafından yaşayarak yazılmıştır, ben sadece kâğıda döktüm” diyerek, romanın kurgudan çok “biyografik” yönüne vurgu yapıyor. Sol hareketin tarihinde, İznik ve çevresinin özel bir yeri vardır. İbrahim Balaban da yakınlardaki bir köydendir ve o da ne tesadüf! Nâzım’ın yetiştirmesidir. “Cinayet”ten Bursa Hapishanesi’ne düşmüş, “Damdaki Baba”nın yönlendirmesiyle resme başlamış ve ünlü bir ressam olmuştur. Balaban, sonraki yıllarda Türkiye İşçi Partisi’nin Bursa örgütlenmesinde yer almıştır. Cezaevinde “kader kurbanı” halk çocukla “S B lundular. Sözgelimi, Antepli “Çoban Hamdoş”un, Türkiye radyolarından yankılanan sesi hâlâ kulaklarımdadır. “Ben Gaziantepli Azap Ali’nin oğlu Hamdoş... Tozun toprağın içinden sürünerek geldim!” diye başlayan o konuşmayla Türkiye’de yer yerinden oynamıştı. Daha başkaları da var. “Terzi Sıtkı”lar, “Kürt Reşit”ler, “İmam Naci”ler, “Kaloriferci Abbas”lar, “Muhtar Fevzi”ler hep TİP’in ülkemize kazandırdığı gerçek halk önderleri, sosyalizm savaşçılarıdır. 27 Mayıs hareketinden iki ay sonra, Ağustos 1960’ta, İznik’in yeni kaymakamı eline muhtarlık mührünü tutuşturup, “Bu köyün muhtarı artık sensin!” diyerek onu bu göreve adeta zorla getirdiğinde Fevzi Kavuk henüz 29 yaşındaydı. 1963 yılında yenilenen muhtarlık seçiminde AP’li rakibini büyük oy farkıyla geride bırakır ve bu kez “seçilmiş muhtar” olarak aynı görevi Fotoğraf: Ömer Tuncer üstlenir. O artık TİP üyesidir ve sosyalist kimliğiyle ortadadır. Genel Başkan Mehmet Ali Aybar’ın da çok sevdiği ve önem verdiği bir köylü önderidir. Partinin TÜSTAV (Türkiye Sosyal Tagenel yönetim kuruluna seçilir. 1965 yılında rih Araştırma Vakfı) YayınBursa’dan milletvekili adayı gösterilir. Ayrıları’nın “Sarı Defter” dizica, KöyKoop örgütlenmesine katılır, sinden çıkan Çınarlı Köyün TRT’de Nevzat Şenol ve Hasan Öztürk ile köylü izlenceleri yapar. Partinin isteği üzeriMuhtarı, Fevzi Kavuk’un ne, 1969 yılında Bursa’dan yeniden aday bu değerli halk önderinin olur. TİP’in radyodaki seçim konuşmalarınalçakgönüllü yaşamını rodan birini o yapar. TİP’teki çalışmaları mansı bir anlatımsırasında çok sayıda aydınla tanışır, dostluklar kurar. Yaşar Kemal’den Can Yüla sunuyor okura. cel’e, Hasan Hüseyin Korkmazgil’den Ataol Behramoğlu’na uzayan geniş bir sarını eğitip bilinçlendirerek aynatçı çevresinde hep ilgi ve saygı görür... dınlık toplum önderleri durumuna getiren Nâzım Hikmet’in Müşküle köyündeki konumu çok ayrıdır. “Bursa’da havlucu Recep”, “Fakir köylü Hatçe kadın”, “Irgat Süleyman” çok severler Nâzım’ı. O yüzden, vasiyetine uyarak Nâzım için ilk çınarı dikenler ve onu her koşulda gizli gizli büyütenler Müşküle köylüleri olmuştur. İşte Hasan Öztürk’ün kitabının adı da bu “çınar”ın öyküsüyle ilintilidir. SOSYALİZM SAVAŞÇILARI Son yarım yüzyılda nice sosyalizm savaşçısı, “sessiz ve sitemsiz” ayrıldı aramızdan. Ben bunlardan kimini, ancak yaşamlarının son dönemlerinde tanıyabilme mutluluğuna eriştim. Zihni Anadol, Osman İşçi, Zehra Kosova, Mehmet Bozışık (“Boz Mehmet”) ve İdris Erdinç (“Şoför İdris”) “efsane işçi önderleri” olarak tarihimizdeki onurlu yerlerini aldılar. Onlar 20. yüzyılın ilk çeyreğinde doğmuş, Sovyet Devrimi’nin başarılarına tanıklık etmiş, tüm varlıklarını insanlığın “eşitlik ütopyası”na adayarak yüzyılın son çeyreğinde yaşamlarını noktalamış çınarlarımızdı. Adları bu ilk kuşaktaki komünistler kadar bilinmese de, sosyalist savaşım tarihimizin “işçiköylü” kökenli başka önderleri olduğunu unutmamalıyız. Özellikle 60’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi saflarında tanıdığımız bu “renkli insanlar”, o dönemde sosyalist düşüncenin geniş halk kesimlerince tanınıp benimsenmesinde paha biçilmez katkılarda buTARİHSEL BİR YOLCULUK TÜSTAV (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) Yayınları’nın “Sarı Defter” dizisinden çıkan Çınarlı Köyün Muhtarı, bu değerli halk önderinin alçakgönüllü yaşamını romansı bir anlatımla sunuyor okura. Öykü, 13 Eylül 1970 günü, Mahir Çayan önderliğindeki MDD’ci gençlerin TİP Genel Merkezi’ni basmasıyla başlıyor. Yazar daha sonra bu olaydan kalkarak, Türkiye’nin son elli yıllık çalkantılı geçmişine doğru tarihsel bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Kitap yıllar önce bir adli hükümlünün hapiste Nâzım’la tanışmasını, ondan etkilenerek köye döndüğünde arkadaşları arasında sosyalist düşünceyi yaymasını, bu çevre içinde genç ve sevilen bir köylünün, Fevzi Kavuk’un, sosyalist bir köylü önderi olarak yetişmesini ve sivrilmesini, TİP’teki savaşımını, TKP’ye katılışını, 12 Eylül faşizmine karşı direnişini başarıyla aktarıyor. Hasan Öztürk’ün özgün bir çalışması olan Çınarlı Köyün Muhtarı, özel olarak Marmara Bölgesi’ndeki demokratik köylü hareketinden, genel olarak da 19502000 arasında Türkiye’deki özgürlük savaşımından önemli kesitler sunuyor. Şimdi, Müşküle köyünde sosyalist kimliğiyle hâlâ dimdik ayakta duran 77 yaşındaki Fevzi Kavuk’a uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyorum. ? * Çınarlı Köyün Muhtarı/ Hasan Öztürk/ TÜSTAV Yayınları. Fotoğraflı/ 280 s. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Güray Öz?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0(212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Reklam Müdürü: Eylem Çevik?Tel: 0 (212) 25198 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 959 SAYFA 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle