Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kitap İçin... LXV SELÇUK ALTUN getirmiyor. Uzun zamandır o kadar çok yazıldı, o kadar yaygınlaştı ki, artık kanıksandı. Günümüz Türkiye’sinde askeri eleştirmek cesaret istemiyor, harcıâlem bir şey, ama en büyük on reklam vereni, örneğin Coca Cola’yı eleştirmek, işte o çok daha büyük cesaret gerektiriyor.” Liberaller, Ulusalcılar, İslamcılar ve Ötekiler Haluk Şahin 1610 Yarası Olan Go… Gezegenin en tarihi kentinde mevcutsun ama o görkemli Bizans ve Osmanlı başyapıtlarının farkında bile değilsin. İstanbul nüfusuna kayıtlı olabilirsin ama sen, aslen (S)istanbullu’sun. 1611 Belki Sessiz Gonca Özmen Dutluk Dutluğa doğru gel Evlerin uzağına Sana susmayı öğreteceğim Dalların kaygısını da Azaldığın yerden öpeceğim Azaldığı yerden doğanın Ovayı geç Dutluğa doğru gel Arasına otların Sana fırtınayı dinleteceğim Theşub’un çığlığını 1612 Şiir, Şiire, Şiirden: “Şiirin nereden geldiğini bilsem doğru oraya giderdim.” Michael Longley, 1991 “Bir şair için en zoru, şair olabilmeyi sürdürmektir.” Michael Hofmann “Bir bitmiş şiir bir bitmemiş şiirin eskizidir.” Marvil Bell, 2004 “Bir şair çocukluğunu yitirince elinden ne gelir ki?” E.N.Chuilleanain, 1999 1612 12.04.08! Ferhan Şensoy ve Ortaoyuncuları’nın sahnelediği Boşgezen ve Kalfası’nın polisiyeleri andıran bir finali vardı. (Bu ülkede eli kalem tutan duyarlı insanat polisiye yazmazsa, futbol eleştirisi yazacaktır.) 1613 (Bir Gün Kitap Kurduyla Kitap Faresi Sahaf Lütfü Seymen, Virgül Kasım, 07) “Kitap kurdu: Türkçe sözlük, “kitapları yiyerek zarar veren bir böcek” diyerek karşılık bulduğu bu deyimin mecazi anlamını da “çok kitap okuyan kimse” olarak açıklıyor. (Kitap kurt ve güvelerine verilen bir isim olan “kebikeç” aynı zamanda kitabı kurt ve güvelerden koruyan cin/melek anlamına da gelir. Eskiden kitapların üzerinde “kebikeç” veya “ya kebikeç” yazıldığında kitabı kurtların yemeyeceğine inanılırdı.) Ekleyelim, “kitap kurdu” çok kitap okuyan kimselere denildiği gibi, çok kitabı olan “kitap avcıları” için de söylenir. Yani birisine “kitap kurdu” dediğimizde, onun iyi bir okuyucu olduğu kadar, iyi bir kitap avcısı olduğunu da söylüyoruz demektir. Bu da kitaplık değil kütüphane sahibi olan birisinden söz ediyoruz anlamına gelir. Kitap kurtlarından söz etmişken, ötekilerden, yani kitap farelerinden” söz etmemek olmaz. Kitap fareleri iki türlüdür. Birinciler, kitap çalıp, ikinci elcilere (bazı sahaflara) satarak gündelik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışanlardan oluşur. Bunlar arasında günlük uyuşturucu parasını az riskle elde etmek için gözlerine kestirdikleri pahalı kitapları tırtıklayan lumpenler ve cankiler vardır. Birçoğu birkaç işten sonra deşifre olduklarından çabuk tanınırlar ve ayakları kesilir. Çünkü dükkâna girdiklerinde “Buyrun efendim, ne istemiştiniz?”, “Nasıl yardımcı olabiliriz efendim?” cinsinden sorulara ne cevap vereceklerini bilmezler. Çoğunun kıyafeti ve aklı buna uygun değildir. ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 959 “Yaşadığını yazma, yazdığını yaşa” “Selhan ve Cliff Endres İçin” sabahı! Ruth Chris1601 05.05.08 tie ve Selçuk Berilgen’in An nemin Öğretmediği Şarkılar’dan SONGS MY MOTHER NEVER TAUGHT ME başlığıyla İngilizceye çevirdikleri kitabımdan on adedini, okumayazma evimdeki masanın üstünde bulunca bir tuhaf oldum. Bir evladım İngiltere’deki bir üniversiteden diploma almışçasına duygulandım. Onun geleceğini düşünmeden edemedim. (Kitap mayısta basıldı ama ağustosta piyasaya sunulacak. Aradaki üç ay boyunca Telegram Books alçak gönüllü bir tanıtım kampanyası yapacak.) (Kitabın ön kapağına dikkatinizi çekerim.) Adımdaki şanlı “ç” harfini “ch”leştirmememden, yayınevim Elif Shafakvari “edebiyatdışı” atraksiyonlardan sıkıldığımı anlamıştı. 1602 Varlık’ın mayıs sayısında Senelerce Senelerce Evveldi için yapılan söyleşide, “Romanı yazmaya başladığımda, 2009’da Poe’nun 200. yaş yılının idrak edileceğini bilmiyordum. Şimdi onun 2009’da İngilizce yayımlanmasını hedefledim. Bunu başaramazsam sanki Poe’nun ruhunu kırmış olacağım” demişim. Ve bu cümle başlığa taşınmış. Senelerce Senelerce Evveldi’yi iki yetkin akademisyen (Cliff ve Selhan Endres) İngilizceye çeviriyorlar. Romanın synopsis’isini (özetini) ve ilk iki bölümün çevirisini inceleyen Telegram Books aynı ay içinde onu 2009 yayın listesine aldı. Ben de vicdanen rahatladım. Bundan sonrası Poe’nun himmetine kalmış. Çeviri romanları zor benimseyen İngiltere’de, iki romanın ardı ardına yayımlanması azımsanacak iş değildir. Ben öncelikle; kamu, tarikat veya bir medya holdinginin maddi ve manevi desteğine sığınmaksızın bu hedefe ulaşmayı önemsiyorum. 1603 Nobelist Gabriel Garcia Marquez’in (doğ.1927) 2004’te yayımlanan ve genelde benimsenmeyen Benim Hüzünlü Orospularım için, “Bu son romanımdı, artık yazmayacağım” dediğini okuyup, inanmamıştım. Haklıymışım, üstadın yıl sonundan önce yeni romanı yayımlanacak. 08.05.08 tarihli The Guardian’a göre Marquez beşinci taslağını benimsemiş de artık romanına başlık arıyormuş. (Benim Hüzünlü Orospularım başlığında bir kamuflaj tedirginliği yok mudur?) 1604 Dünyanın başülkesi ABD’nin kitap endüstrisinden bazı istatistikler (2007): Yıllık Satış 24.9 milyar dolar / Yayımlanan 400 bin kitabın konulara göre genel dağılımı: Polisiye %22, Romans %11, Bilimkurgu %9, Dini %5, Yaşamöyküsü %4, Genel Kurmaca %3, Tarih %3, Yemek %3, Bilgisayar %2…/ İhracat: 2.1 milyar dolar. 1605 Sivillerin sahip olduğu silah sayısına göre ülke sıralaması: 1. ABD 270 milyon, 2. Hindistan 46 milyon, 3. Çin 40 milyon, 4. Almanya 25 milyon, 5. Fransa 19 milyon, 6. SAYFA 14 Pakistan 18 milyon, 7. Meksika 16 milyon, 8. Brezilya 15 milyon, 9. Rusya 13 milyon, 10. Yemen 12 milyon, 11. Tayland, Kanada, Irak 10 milyon, 14. Türkiye 9 milyon, 15. İtalya 7 milyon. Silahla ölümler (Ölçek: 100 bin kişi bazında orantılayarak). 1. Kolombiya 50, 2. Honduras 31, 3. El Salvador, Güney Afrika 22, 5. Brezilya, Venezüella 21, 7. Guatemala, Jamaika 17, 9. Ekvador, Filipinler 10. (Kaynak: The Financial Times, 26.04.08 tarihli Weekend eki.) 1606 Aforizmalar Yalçın Sadak (Düzlem Yayınları): Söylenmeyene kulak ver, dünyanın gerçeği dil dışındadır. Sanat bir şeyi söyleyemez: Doğruyu. Şiirin gücü, sözcükleri susturma gücüyle doğru orantılıdır. Müstehcenlikten korkanlar yaşamdan korkanlardır. Çünkü yaşam bizatihi müstehcendir. Yaşadığını yazma, yazdığını yaşa. Sanatın öleceğine inanmıyorum; çünkü, insanlığın iyileşeceğine inancım yok. 1607 Geçmiş Zaman Fıkraları Abdülhak Şinasi Hisar (Hilmi Kitabevi, 1958): Şifreli telgraf Raif Paşazâde Fuat Bey sonra Dil Kurumu azasından olmuştu. Daha eski bir zamanda galiba vaktiyle Yemen ordumuzda bulunduğu sırada koyu bir Türkçe taraftarı imiş. Resmi bir telgraf yazılırken defterindeki karşılıklara bakar ve hemen her kelimeye mukabil safi bir Türkçesiyle değiştirirmiş. Fakat telgrafhane gelen bu yazılarını kabul etmez, “Oo, yasaktır, şifreli telgraf kabul edilmez!” diye reddedermiş. 1608 Oyakbank’ın adının ING Bank olarak değişeceğini bekliyorduk. Da, yeni adının Türkçe telaffuz edileceğini bekliyor muyduk? Bu yaklaşımı seçen(ler)i kutluyorum. Oyakbank’ın, “İyiler Mutlaka Kazanır” kurumsal sloganını da benimserdim. Bu vesileyle, yüzde yüz yerli bazı kuruluş (örneğin NTV, D and R) adlarının İngilizce telaffuz edilmesini yadırgadığımı eklemeliyim. 1609 “…Otomatik asker düşmanlığı, asker karşıtlığı artık gazete sattırmıyor, ödül Patricia Highsmith (19211995). Polisiye üstadı Patricia Highsmith 21 yaşındayken (aşağıda).