Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇOCUKGENÇLİK ker. Hayal dünyasını geliştirir. Resmi, karikatürü tanır, renkleri öğrenir. Resimler ne kadar kaliteliyse, illüstratör ne kadar işini ciddiye aldıysa çocuklara o kadar faydalı olur. 27 yıllık resimiş öğretmenliğimde ne yazık ki çoğunlukla bunun tersini gördüm. Ucuza mal etmek için, yetersiz ve yeteneksiz kişilere yaptırılmış kitap ve dergi resimlerinin çocukları Ë Nilay YILMAZ yanlış yönlendirdiğini gördüm. Çocukların yanlış çizgi ve renk alış0 Mart Çocuk ve Gençlik Tiyatroları gününün ardından bu hafta 27 kanlıklarını düzeltmeye çalıştım. Bu işte başarılı olan bir illüstratör aranızda, Mustafa Delioğlu. Son yıllarda bazı yayınevlerinin bu işi Mart Dünya Tiyatrolar Günü”nü kutluyoruz... Sihirli Değnek’in konukları tiyatro ve drama kitapları... “Okuma!” bölümünün konuğuy ciddiye almaya başladığını memnuniyetle görüyorum. Bu konuda çok yetenekli sanatçılar yetişiyor. Onlara gerekli olanaklar verilmeli ve sa hepimizi büyüten öyküler: “Büyümenin Türkçe Tarihi”... Bu sayımızda emeklerine saygı duyulmalı. Çocuklar yapıları ve yaşları gereği iyi veya kötü örrenk sihirbazı Serpil Ural’la söyleştik... “Kitapçı” raflarımız kitaplarla dolu nekleri hemen benimsiyorlar. İlkokulda okuduğum (bakanlık yayını) Uzun Mehyine... “Cumhuriyet Çocuklarından Mektuplar”, okurlarımızdan gelen emet kitabını mükemmel resimleri nedeniyle hâlâ hatırlıyorum. Otuz yıl sonra postalar ve çocuk ve gençlik kitapları bölümünde yayımlanması için gönbu kitabı resimleyenin tanınmış ressam Kayıhan Keskinok olduğunu farketderdiğiniz yazılar bizi heyecanlandırıyor. “EleştiriYorum” köşemiz çocuk ve gençlik kitapları bölümüne yeni bir soluk getirdi. Anne babalardan, eğitimcilerden, uzmanlardan aldığımız tim. Dergide yaptığınız illüstratör röportajlarını ilgi ile okudum. Bu da emeğe saygıya bir örnektir. Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim...” mektuplar bizi hem sevindiriyor hem düşündürüyor. Meğer paylaşacak ne çok şey varmış! Önümüzdeki haftalarda sırası geldikçe bu yazıları EleştiriYorum bölümünde yayımlayacağız. “EleştiriErcan Baysal/ ÖğretmenKarikatürist Yorum” bölümünün bu haftaki konuğu Gülümser Topçu... Ercan Baysal da çocuk kitaplarındaki Yeni konuklarla ve yeni düşlerle buluşmak, birlikte büyümek ve büyütmek umuduyla... Bol kitaplı çizimlerin kalitesi hakkındaki düşüncelerini paylaşıyor bizimle. günler dileriz... ? “Sayın ÇocukGençlik eki yöneticileri, Çocuk kitaplarında resimlemeyi çok önemsiyorum. Resimler kitabın konusu kadar çocukların ilgisini çe(iletişim: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com) Ve perde... 2 OKUMA! Okumasam büyümez miyim? Ë Mavisel YENER ir kitapla ilgili yazarken ona yer vermekle bir seçim yapmış oluruz. Bu seçimlerdeki ölçütlerimiz zaman içinde bir tavır olarak ortaya çıkar. Seçki hazırlamak “seçme” eylemini de kapsadığına göre, bir seçkinin tümünde seçkiyi hazırlayanın tavrını görebilmek olasıdır. Büyümenin Türkçe Tarihi pek çok yönden önemli bir “seçme”. Günümüzün on iki yazarı, onları “büyüten” on iki öyküyü seçip, o öyküler üzerine denemeler yazmışlar. Murathan Mungan seçim listesini yaparken gençlerin keyifle okuyabilecekleri bir tasarım da yaratmış kitapta. Birbiri ardına öyküler sıralamak yerine, usta kalemlerden denemeler isteyerek, genç okurda okuma zevki uyandıracak, okuma seçimlerinde elinden tutacak “arkadaş”lıklar kurmaları için önemli bir fırsat vermiş. Refik Halit Karay, Ömer Seyfettin, Sait Faik, Sabahattin Ali, İlhan Tarus, Orhan Kemal, Cihat Burak, Vüs’at O. Bener, Oğuz Atay, Osman Şahin’in öyküleri üzerine Füsun Akatlı, Selim İleri, Fatih Özgüven, Cemil Kavukçu, Ayfer Tunç, Hasan Ali Toptaş, Sırma Köksal, Sema Kaygusuz, Faruk Duman, Necati Güngör, Jaklin Çelik ve Nurdan Gürbilek seçkide yer alan isimler. Büyümenin Türkçe Tarihi’ni, gençler birkaç farklı biçimde okuyabilirler. Dilerlerse sevdikleri yazarın seçtiği öyküden başlayıp sonra onunla ilgili denemeyi okuyabilir, dilerlerse de denemeden başlayabilirler. Kitaba adını veren “büyüme” elbette fiziksel değil. Murathan Mungan önsözde diyor ki: “Bazen okuduğunuz bir öykü sizi birkaç yaş birden büyütür. Çoğu kez edebiyat, hayattan daha çabuk büyütür. Yaşama ilişkin birçok şeyi, kendi deneyimleminize gerek kalmadan edebiyat yoluyla öğrenirsiniz. Önünüzdeki yılların deneyimlenmiş, canlandırılmış, sonuçlandırılmış haliyle sizi, hayattan daha önce bilgilendirir, donatır; dünyaya ve geleceğinize hazırlar. Bakışlarımızı, sezgilerimizi, içgüdülerimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi biler, geliştirir, olgunlaştırır. Bizi yalnızca dış dünyaya ve hayata ilişkin bilgilerle değil, aynı zamanda kendi içimizle, kendi duygularımızla da tanıştırır. Edebiyat aynı zamanda bir büyüme sanatıdır; bizi, biz yapar. İleriki yıllarda da her yaşın büyümelerini, algılamalarını, kavramalarını, edebiyat üzerinden izlemeyi, kavramayı sürdürürüz. Edebiyat aynı zamanda bir zamanlar okuduğumuzda kavramadıklarımızı sonradan anlamaktır.” “Büyümenin Türkçe Tarihi”, gençler için hoş bir kılavuzluk yapmanın ötesinde, edebiyattan zevk almak ve onun izlerini sürmek anlamında önemli bir başucu kitabı. Her okur, sevdiği yazarda iz bırakan öyküleri merak eder. Kitaptaki denemeler, çocukluk ya da gençlikte yapılan okumaların, yazarların evreni salt kendi yaşantılarıyla sınırla B mamasında ne denli yardımcı olduğunun kanıtı gibi. On iki yazarın küçük yaşlarında okudukları öyküleri o çağlarında nasıl değerlendirdiklerini, nitelediklerini okumak çok da eğlenceli. Katılan yazarların kişisel tercihleri esasına dayanıldığı için, kitap dayatmacı bir role soyunmayı denemiyor; bu yüzden de gençler için sıkıcı değil. Kimi denemelerde bir adım daha atılıyor ve hakkında deneme yazılan öyküyle ilgili edebiyat bilimsel perspektiflerden de bakılıyor; kitabın dili genç okura her zaman çok yakın ve sıcak. On iki yazar bu kitap için özel olarak yazdıkları denemelerde kendilerini büyüten hikâyeleri, bu hikâyelerle kurdukları kendi büyüme ve kavrama serüvenlerini anlatırken keşfettikleri duygulardan, insanlık hallerinden, edebiyatın kendilerinde değiştirdiklerinden; edebiyat yoluyla alımlayıp kavradıkları yaşama ilişkin ilk bilgilenme anlarından söz ediyorlar. Böylelikle okurlarda da nice çağrışımlar uyandırılıyor. Mungan önsözde diyor ki; “Hikâye edebiyatı geleneğimizde ilk ağızda sayılabilecek Ahmet Mithat, Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi’nin çocuk kahramanlı hikâyeleri, Ömer Seyfettin hikâyeciliğinde sorunsallaştırılmış olarak doruğunu bulur. Bütün bu hikâyelerde anlatılan birçok durum ve olay, çocuklar üzerinden, onların varlığının uyandıracağı merhamet, acıma ve şefkat duygusu zemininden aktarılmaya çalışılır. Sonraki yıllarda da özellikle toplumcu ve gerçekçi kaygılar taşıyan edebiyatın, toplumsal eşitsizlikleri, haksızlıkları, adaletsizliği anlatma ve aktarmada, çoğu kez çocuk kahramanların savunmasızlığına, zayıflığına, çaresizliğine yaslandığı; okurda bu yolla dikkat ve “hassasiyet” uyandırmaya çalıştığı sıkça görülür. Bu konuda yalnızca Sait Faik, Orhan Kemal, Sabahattin Ali’nin ve birer hikâye kitapları olmasına karşın Yaşar Kemal ile Kemal Tahir’in yazdıklarını şöyle bir hatırlamak bile yeterlidir. Nitekim elinizdeki kitapta, yazarların seçimleri arasında iki Sait Faik, iki Sabahattin Ali öyküsünün birden yer almış olması, bu durumun kaçınılmazlığının bir işaretidir.” Kitapta deneme ve öykü gibi iki farklı yazınsal türü birlikte okuyabilme olanağımız var. Füsun Akatlı çocukluğunun unutulmaz öyküsünün onu nasıl “büyüttüğü”nü, Bir Dil Gurbetinde başlıklı denemesinde şöyle anlatıyor: “Yedi, bilemediniz sekiz yaşındaydım. Refik Halit Karay’ın Eskici’sini okuduğumda. Ne Refik Halit Karay’dan haberim vardı, ne de “Eskici”nin ayakkabı tamircisi demek olduğunu biliyordum. Yıllar sonra öyküden hatırımda kalan tek şey; boğazımda bir yumru, genzimde bir yanma...” Füsun Akatlı, öyküyü yeniden okuduğunda yedi yaşındaki heyecanını yaşadığını söyler, “ilk günkü gibi” diye tarif eder. “Eskici ile üç kardeşimi büyüttüm! Aradan yirmi küsur yıl daha geçti, kızım yedi yaşına geldi, onu büyüttüm! Sıra yeğenlerime, yanımdaki yöremdeki ilkokul çağı çocuklarına geldi…” diye devam eder. Bugün o öy küyü okuyan çocukların da aynı duyguları yaşayacağından kuşku duymaz. Vüs’at O.Bener’in “Havva’’sını yaklaşık sekizdokuz yaşlarında okuyan Sırma Köksal’ın yazdıkları Füsun Akatlı’nın duygulanımlarına çok benzer; öyküden Köksal’a kalan “boğazına takılıp kalmış bir düğüm”dür ve aklına gelince hâlâ “içinde bir yerler acır.” Kitapta imzası olan isimlerden biri de Cemil Kavukçu. Sait Faik’in ‘Bir Bahçe’ öyküsüyle buluşmasını anlatırken daha ilk cümlede öykünün çekim alanında girdiğinden söz eder. Öyküdeki bahçe onun belleğinin unutulmazları arasındadır artık. Kavukçu denemesini “O gün kendi bahçemi görebilmem, orada gördüklerimi yazmaya başlamam için on yıl daha geçmesi gerektiğini bilmiyordum” diyerek bitirir. Ayfer Tunç, ‘merhamet’ duygusuyla tanışmasının Orhan Kemal’in ‘Çikolata’sıyla olduğunu anlatır. Çikolata’yı okuyan bugünün çocukları için görüşü Füsun Akatlı gibi değildir. Der ki; “ Sanmam ki bu çağın çocuklarının merhametle karşılaşması, zihinlerinde uyuyan o kısır hücreleri uykudan uyandırabilsin”(s. 37). Fatih Özgüven, Ömer Seyfettin’in ‘Kaşağı’sından; Sema Kaygusuz, İlhan Tarus’un ‘Bir Kasabanın Ruhu’ndan, Necati Güngör, Sabahattin Ali’nin ‘Ayran’ından, Hasan Ali Toptaş, Osman Şahin’in ‘Beyaz Öküz’ünden, Selim İleri, Sait Faik’in ‘Mahalle Kahvesi’nden söz açar. Yazarın penceresinden gördükleri farklı perspektiflerle, hangi ipuçlarına yöneldiklerini anlatırlar. Kimi bu öyküleri okul kütüphanelerindeki kitaplardan okur, kimisi de el yordamıyla yaptığı bir keşif olarak anlatır. Okuma ve büyüme serüvenlerine dayalı denemelerde Faruk Duman, Sabahattin Ali’nin “Hanende Melek”i, Jaklin Çelik, Cihat Burak’ın ‘Kin’i, Sırma Köksal, Vusat O.Bener’in “Havva”sı, Nurdan Gürbilek, Oğuz Atay’ın “Babama Mektupları” üzerine farklı tatlar sunarlar. Edebiyat, öykü, okuma ve büyüme üzerine bir güzelleme olan bu kitapla on dört yaş ve üstündeki okurların dönüşüp, gelişip büyüyeceğine inanıyorum. Çocuk okuru küçük yaşlardan itibaren “büyüme” sine katkı verecek kitaplarla buluşturursak, gençlik döneminde Büyümenin Türkçe Tarihi gibi kitapları zevkle okuyabilecek, eleştirel ve yaratıcı okumalara kendini hazırlamış bir birey olacaktır. Tersi durumda, Hasan Âli Yücel’in yıllar öncesinden tanımladığı gibi kitabı “hısım” değil “hasım” belleyecektir. ? www.maviselyener.com * Büyümenin Türkçe TarihiMurathan Mungan’ın Seçtikleriyle Hazırlayan: Murathan Mungan, Kapak Resmi: Komet, Metis Yayınları, 209 s. (14+ yaş) Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. CUMHURİYET KİTAP SAYI 945 SAYFA 19