Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? garlık mı yaratmak istiyoruz? Kızlarımızdır kaynağı. Bir güzel hayat mı kurmak istiyoruz: Kızlarımızdır kaynağı. Yepyeni bir yurt mu? Bizleri ona doğru kızlarımız itecek. Kızlarımız ve kadınlarımız…” (s.79) Toprak reformunun yapılmayışını eleştirirken, toprak sevgisini öne çıkarıyor: “…Ulus bireyleri, toprağı bilgiyle sevmedikçe, toprağı bilgiyle işlemedikçe, ona sadece gündelik bir çıkarım aracı olarak baktıkça, toprak reformu gerçekleşemez…” (s.69) Yazar, köy eğitiminin ülküsünü, Kansu’nun mektupları, köylerde yalnızlıktan bunalan öğretmenlere köyü, köylüyü en iyi arkadaş oluyor. Yazar, onlara görevlerini anımsatarak yaşama sevinci aşılıyor: değiştirmek olarak açıklıyor. köylüye: “…Çakır ailesi, köy koşullaBunun için de Anadolu’nun devrim rından kurtulmak için kente göçmüşokullarına, devrimci öğretmenlere lerdi. Ne buldular?Kapıları onlara kagereksinimi olduğunu vurguluyor. palı bir olanaklar bahçesi dışında, bir Saffet Arıkan’ı, İsmail Hakkı Tonkent çevresinde köy. Büyüye büyüye guç’u anarken, Tonguç’un badem köyleşen bir kent…” (s.54) Görüldüağacı altındaki sözlerini anımsatıyor: ğü gibi, aradan yarım yüzyıl geçse de “…Badem ağacı altında doyasıya dinsorunlar aynı. Bu nedenle Kansu’nun lediğim bu konuşmalardan anladığım denemeleri güncelliğini koruyor. şu idi: İlköğretim kavramının amacı Kansu, mektuplarını aldığı iki öğretetkin insan yaratmaktır. Türk vatanımeni karşılaştırıyor. Bursa köylerinnın özlemi sadece okuma yazma bilen den yazan öğretmen, karamsar olup insana değildi, bildiklerini, öğrendikyazara: “Siz aydaki öğretmene mi yalerini hayata uygulayabilen, bilgileriyzıyorsunuz bu mektupları” diye sorule hayatı değiştirebilen insanlar istiyor. Çorum köylerinden yazan öğretyordu yurdumuz. Yapabilen insan! Bimen umutlu. Uygarlık köprüsü kurlen ve yapan insan!..” (s.88) Gölköy maya kararlı. Yazar, iki köy öğretmeKöy Enstitüsü kurulurken, yazar da ninin de yalnız olduğunu belirtirken öğrencilerin arasında bulunuyor Bursa köyündeki öğretmenin “iş Tonguç’la birlikte. Öğrencilerin uyiçinde, canlı hayat içinde” yetişmedigulayarak öğrendiklerine tanık oluğini, ona birtakım dersler belletildiğiyor. “Sözlerinden bir yurtseverlik ırni, “içinde sevgi çiçekleri” olmadığımağı akan” Tonguç’u saygıyla anarnı vurguluyor. Çorum köyünde öğken, o hızı, o ülkü ateşini kesenleri, retmenlik yapanın ise, “güzel gelesöndürenleri de kınıyoruz. ceklere köprü kurmak” için yola çıkSeyran Kız’la başlayan mektuplar, tığını anımsatırken, bu mektupları da onun ölüm haberiyle son buluyor. Anadolu’daki öğretmene yazdığını Onun yazgısı mıydı genç yaşta ölüm? belirtiyor. Anasının ağıtından bölümler aktarıyor öğretmen: “Cehizin ne idi Seyran YAŞAMA SEVİNCİ Kız ne idi?/ Bir top güllüce basma sana idi/ Güzel kızım seni giydiremeKansu’nun mektupları, köylerde dim oy/ Sakladığım düğün dernek güyalnızlıktan bunalan öğretmenlere en ne idi…” (s.112) Öğretmen, Seyran iyi arkadaş oluyor. Yazar, onlara göKız’ın “ölüm gerçeğinden” değil, revlerini anımsatarak yaşama sevinci “toplum gerçeğinden” öldüğünü, aşılıyor: “Bir eğitmenin en büyük göonu yoksulluğun öldürdüğünü bilirevi de budur işte. Gelişme gücünü, yor. Mektuplar da Seyran Kız’ın acısı uyanma gücünü, isteme gücünü ortaya üzerinde kesiliyor böylece. çıkarmak insanlarda… Kendimizi bilmek evrendeki yerimizi bilmektir…” Ozan, yazar Ceyhun Atuf Kansu, (s.63) Eğitim ülküsünü, insanın ken“Şiirimizin Cumhurbaşkanı”. Köyüdine yetmesini gerçekleştirmek olamüz, köylümüz üzerine, yurt gerçekrak algılayan yazar, öğretmenlere ışık leri, yurt sorunları üzerine düşünce olmayı sürdürüyor. Ona göre en güüreten, devrimci, aydınlanmacı ozazel öğreti, “yaşamayı öğretmek”. Aynımız. Yarım yüzyıl öncesinden yazrıca, köylerdeki kız çocuklarının dıklarıyla günümüzün gerçek aydınokutulmayışını kınıyor, bunun için larına yol gösteriyor. ? ortaçağı aşamadığımızı belirtiyor: “…Kızlarımızı okutmadıkça, kızlarıKöy Öğretmenine Mektuplar/ mızı eğitmedikçe kurtuluş, aydınlık Ceyhun Atuf Kansu/ Ulusal Eğitim yok yurdumuzda. Işık ve sevinç yok Derneği Yayınları, 2. Basım, Kasım evlerimizde! (s.77)” “…Bir güzel uy2007. KİTAP SAYI 938 SAYFA 21 CUMHURİYET