25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? naklarını korkmadan deneyebiliyor. Çünkü o Dağlarca, İlhan Berk ve Cemal Süreya gibi önemli şairlerimizden el almış, kendini çırak bilmiş ama usta olmuş, şiirlerinde hiçbir zaman ‘ucuz edebiyata’ kaçmamış, şair kişiliğiyle, şair kalmayı başarabilmiş ender şairlerimizdendir. Bu son kitabını okuyunca daha bir anladım bunu! ”Kesse kesse aşk keser insanı, gerisi çakı bile değil/ Aşk da ten’türdiyottur yara seçer, aşkın kendisi de yara değil.” demesi ne kadar da anlamlıdır. Ten içinde bağrı yanık olmak kolay mı sanıyorsunuz? Üşüyen bir kalp ve hercai düşlerle iyi şiirler yazmak zor iştir! Bir an için imadan ve imladan vazgeçip, ‘hüsnü aşka’ kadar gidip, taze bir acıyla kendi içine bakmak için, her daim şiir yolculuğuna çıkmak gerekiyor! Ruhunu göstermeyene şair mi derim ben! Gönül dağı ile telli turna arasında duran ‘gül yorgunu’ Neşet Ertaş’la karşılaşmış ve şiir; yalnızlığının yurdundan çıkıp şair Hüseyin Alemdar’ın kalbine taşınmış! Hem Sadri Alışık sokağının bir duvarına şiir yazarken gördüydüm onu, şiir ağzında güz şarkılarıyla gülümsüyordu. Schopenhauer dediydi: “Hayatın kısa rüyasına karşılık, sınırsız zamanın gecesi ne kadar uzun”du! Hüseyin Alemdar gecesi uzun şiirler yazarken, ruhlarımızı o kimseye benzemeyen imgeleriyle zenginleştirmiştir. ‘Her yazılan iyi şiir de başlı başına bir hayattır’ diye düşünürken Seneca’nın şu çok önemli cümlesini buraya almanın da tam yeridir: “Çok az şeye sahip olan değil; çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir!” Şair hepimizi kendisi bilecek kadar, buğulu ve salaş bir kahvenin en ücra köşesinden “masumiyet” filminin afişine bakarak şu sözleri mırıldanır hayata ve aşka karşı: “İyi tutunun, birer düşmek derinliği gibisiniz kendinize…” İNCELİKLİ HAYATLAR Hüseyin Alemdar şiirlerinin içinden hep bir kalp denizi geçer ve boğulmayasınız diye size can simidi de gönderir! Anılar bahçesinden yeni çıkmış gibidir şiirleri ve ‘lekeler’, ‘imgeler’, ‘metaforlar’ ve mavi bir ıslık sesi bırakır! “Sahi, vefa mahalli lige kendiliğinden mi düştü sanıyorsunuz!” demekten de kaçınmaz. Boşuna mı söylemişti şair Hüseyin Peker: “insan arkadaşınındır” diye! Çok anlamlı söylemiştir. Ve bu söz Hüseyin Alemdar’a ne güzel yakışmıştır. İyi şairler hep kaybedenlerdendir! İncinmek ve yaralanmak en incelikli hayatları olmuştur! “Her şey bir şeye yenilir ya, ben saflığıma yenildim galiba” derken, bu sözü benim boğazıma bir yumruk biçimde bir kalp gibi takılmıştır. Çünkü ben de ‘hayatı şiirle karıştırdığımdan’ beri iflah olmayanlardanım! İyi şairlerin tutunduğu dal koptu kopacak sanki ve bu yüzden içlerinde kibir ve haset bulamazsınız! “İnsan sustuklarından mı yaşlanır bir de boşluktan” mı yoksa? Aşk kimin alnında patladıysa şiire gidelim, çünkü çok kül yuttuğumuzdandır şu dilimizdeki dinmeyen yangın! Elbette bilinsin artık, “gözün söylediğine herkes ağlar!” Hayatın tutkulu melekleri ki onlar çocukların kalbidir, kıymeti bilinmezse hayatın, insan bir kıyamet değil midir? Hem dedim ya; iyi bir şairin o güzelim dizeleri, başka bir şaire de şiirler yazdırtır diye! Yaralı kalbime masum bir şarkı saplansa da beni ancak siyah bir şiir öldürebilir! Bakın ne diyor şair: ”Gel, fırsat bu fırsat yakalım birbirimizi! Arkadaşlık dediğin ateştir! İnsanın ateşini kitaplar alır.” Ben de bu şiir kitabını aldım ve şöyle düşündüm: ‘Mademki gecenin atına binmiş gümüş yıldızlar gibiyiz ve bir güz esintisi kopmuşsa şuramızdan, kuğulara bürünmüş ve sonra unutulmuş yaz masalları geçmiştir bizim de başımızdan, kardeşlik hatırası gibidir şiir, belki de umudun ellerinden tutmaya yarar’. Öyle değil midir? “Sonra büyüdün dediler bana sonra güya büyüdüm/ insan nasıl büyürse ağzındaki hayat denen kırmızıyla/ sonra hayat denilen oyuncak kırıldı gerçekten büyüdüm.” İşte insan iyi bir şiir kitabı okuduğu zaman yazmaya doyamıyor ve kelimelere acıkıyorsunuz. Doymak bilmeyen iyi bir şiir arsızı olmak ne güzel bir şey! Bence iyi şairlerin iyi şiirlerini evlat edinip alnımıza taşımamız gerekiyor! Son sözü kardeş şairim Hüseyin Alemdar’a bırakıp Tom Waits ve Sezen Aksu şarkılarının içine karışıyorum. “Ah, aşka geldim, kendimi su katılmamış rakıda bi’güzel çözdüm.” Evet, şimdi beni bu güzelim şiirlerden sonra hakikaten iki kadeh rakı paklar! “Kim kimi nasıl, ne kadar anlar ki? Şiiri kim anladı ki! Şiir içini anlayana incelik, içinde kalana incilik sanatıdır Sahi, kim karşılar beni şimdi, yaramı öpüp maziye uzansam Mazim uzak yara bana!” ? Vakitler İncelikler/ Hüseyin Alemdar/ İş Kültür/ 96 s. Hüseyin Alemdar, şiiri yeterince bilen ve anlayan, geleneği göz ardı etmeden, çağdaş şiiri özümsemiş, kendi şiir yolunda ilerleyen bir şair... CUMHURİYET KİTAP SAYI 940 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle