28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ ladkları olanaklarla, sayılarını sürekli artırdıkları imam hatip okullarına çektiler. “Tarikatların denetimindeki özel okullarda ya da devlet okullarında, yurtlarda beyinleri yıkanarak uygarlığa, çağdaşlığa, laik cumhuriyete düşman edilen gencecik insanların sokaklara çıkıp ‘Şeriat isteriz!’ diye bağıracak duruma getirilmeleri (...) içler acısı bir çocuk kıyımıdır.” İNSANLIĞIN ORTAK DEĞERLERİ Memet Fuat’ın özlemi, Türkiye’nin ve dünyanın kültür zenginliklerini bütün insanların tanıyıp paylaşmasıdır. Buna uygun eğitim verilmesini, her meslekte, her düzeyde insana yeterli kültür birikiminin kazandırılmasını bekler: “En sıradan işleri yüklenenlerin bile, diyelim Yunus’u, Karacaoğlan’ı, Fuzuli’yi, Bedreddin’i, Sinan’ı, Siyahkalem’i, Itri’yi, Dede Efendi’yi, Atatürk’ü, Nâzım Hikmet’i, Eflatun’u, Shakespeare’i, Cervantes’i, Rousseau’yu, Marx’ı, Tolstoy’u bildiği bir ülke...” Ulusal kültüre uzak düşmeden evrensel kültüre sahip çıkmayı öngörür: “Ulusal kültür halka ulaşan, ulaşabilen, halktan doğan değerleri kapsayan kültürdür. (...) Yaşama gücünü ise evrensel kültürün bir parçası olabilmesiyle, öteki ulusal kültürlerle bir alışverişe girebilmesiyle sağlar.” Bu alanda zengin birikimli bir kültür adamı, titiz bir yayıncı olarak kendi deneyimlerini aktarır. “Gerek De Yayınları’nda, gerek ‘Yeni Dergi’de yapılmak istenen, ‘Batı kültürü züppeliği’ne, yarım yamalak bilgilerle üstünlük taslamaya son vermekti. Yabancı bir akım üzerine (o günlerde bu akım varoluşçuluktu) yüzeyden bir şeyler okuyup dil bilmeyenlere yukardan bakarak konuşanlar, sanat çevrelerini olumsuz etkileyenler hiç de az değildi. Modalaşan bir akıma ışık tutup aydınlatınca, birkaç kitap, birkaç incelemeyle herkesin ulaşabileceği bir yere getirince, işin ‘büyü’sü bozulur, züppeliklerin balonu söner görüşündeydim.” “Günümüzde çeşitli ulusların kültürleri ister istemez birbirini etkileyecektir, bundan kaçınılamaz, ama hiçbir ulusun sanatçıları bu etkilere kopyacı durumuna düşecek kadar açılmamalı, kendi kültürlerinden kopmamalıdırlar.” Kültürü bilim ve sanatla beslenen, onlarla birlikte gelişen bir alan sayar. Dogmalar karşısında akılcı, kuşkucu, eleştirel tutumu bu alanın tümü için zorunlu görür: “İnsanlara benimsetilmesini, her alana yayılmasını özlediğimiz bilim ahlakı, aklın önceliği, inanlıkta birlik, düşünce özgürlüğü, hoşgörü, gerçek saygısı, araştırmalardan, gelişmelerden korkmamak, günümüzde, özgürlüğün her yöndeki aykırılıklarına karşın, sanatın da ortak değer yargılarıdır.” “Bilim ile sanatı, biri usa dayanır, öbürü duyguya diye iki karşıt uç saymak çok yanlış. İkisi de neredeyse aynı ahlakın çerçevesinde, ikisi de geleceğe dönük, ikisi de usun önceliğinde, gerçekleri, akan, gelişen, değişen gerçekleri araştırmak, irdelemek, açıklamak, yorumlamak amacında.” Tartışmalara yol açmasından, olumsuz değerlendirmelere girişilmesinden çekinmeksizin toplumların dinler karşısındaki konumları üzerinde de durur: “Akla sığmaz yanıtlarıyla dinler kitleleri yönlendiriyor, halk hareketlerine yol açabiliyorlar. Museviler, Katolikler, Ortodokslar, Protestanlar, Anglikanlar, Müslümanlar... Çeşitli dinler, yüzyıllardır, değişik topluluklara, bilimlerin ele alamadığı soruların yanıtlarını verirlerken ayrılıklara, verdikleri yanıtların körü körüne savunulmasında ise düşmanlıklara neden olmuşlardır, bugün de oluyorlar.” Bu konuda yetiştiği çevreden ve kendisinden açık yüreklilikle söz etmekten de çekinmez. “Benim aile çevremde, dedemin, ya da annemin evinde, İslamın koşullarını yerine CUMHURİYET KİTAP SAYI 983 getiren tek kişi yoktu. İzleyerek, kendime örnek alarak büyüdüğüm kimseler dindar değillerdi. Oruç bile tutmazlardı. Ama hepsi iyi, hatta çok iyi, kötülük nedir bilmeyen insanlardı. (...) Ben de iyi bir insanım, ama dindar değilim.” Özlediği dünyada felsefi düşünce önemli yer tutmaktadır: “Okullarda felsefe derslerine ağırlık verilmesi gerekiyor. Toplumların yaşam biçimleri, bilimlerin etkisinde sürekli gelişirken, bu gelişmelere ayak uydurabilecek, kuşkulanan, sorgulayan, aklını kullanmasını bilen insanlara gereksinim duyulması çok doğal. Yaşadığımız çağda, ezberleyen, bağlanan, dogmalara inanan insanlar yetiştirmenin hiçbir anlamı olamaz.” macık tavırlar, pipolar, fularlarla sağlıklı insanları sanata da, sanatçıya da düşman edecek, geçmişi, bugünü, geleceğiyle toplumdan soyutlanmış bir sanat çevresi oluşuyor. Bir şeyleri diri tutan, kuşaktan kuşağa taşıyanlar, kesinlikle, bu seçkin aydınlar değildir.”. SANAT SORUNLARI Sanatlara bilimin hemen yanında yer verir. Eğitimde çok büyük yeri olduğunu düşünür: “Şu yaşadığımız ‘çok çiğ çağ’da sanat, bilimden bile daha gerekli dünyamıza. İnsana insanlığını anımsatabilecek başka bir güç düşünemiyorum.” “Sağlıklı beslenme özgürlüğü, çevre özgürlüğü, öğrenim özgürlüğü olmayan çocukların arasından, bunca olumsuzluğa karşın, gene de aydın insanlar çıkmasının gizi nerede yatıyor? Bu kargaşadan nasıl oluyor da, kuşkulanan, sorgulayan, yargılayan, değerlendiren bireyler çıkabiliyor? Bence, bunun gizi sanatlarda, özellikle de yazında aranmalıdır.” Sanatın toplumsal işlevi bulunduğu, siyasal etkinlikleri de aşan önemi olduğu kanısındadır. Sanatçıya özgürlük tanır. Toplumsalcı bir yazar olmasına karşın toplumsalcı sanata eleştiriler getirmekten çekinmez: “Toplumsalcı sanatçılarda bilinçlilik düzeyinin çok yüksek olması gerekir. Bilgiler yetmez onlara, bilgilerin ötesine geçebilmeli, toplumsalcı kültüre, bu kültürün yaratacağı hoşgörüye ulaşmış olmalıdırlar. Onlar da bireyci sanatçıların baktıkları bir dünya AYDININ NİTELİKLERİ Amaca varmak içinse her yol geçerli... Bu bezirgân saltanatı bir gün mutlaka yıkılıp gidecek. İnsanlık bir gün mutlaka ölümsever yanlarından silkinip yaşanmaya değer bir düzen kuracak, adı ne olursa olsun...” Sömürüsüz dünyada emeğin karşılığının ancak toplumsalcı düzenle alınabileceğini düşünür: “Sömürüye dayandığı, ayrıca toplumları bir yerine birçok kralla donattığı için, demokrasiyi bir aldatmacaya döndüren anamalcılığın, ‘küreselleşme’ yoluyla durmadan yayılıp yükselişi nerede, nasıl sona erecek; kestiremiyorum. İnsanlık herhalde özgürlükleri, dayanışmayı, paylaşmayı, sevgiyi, barışı yücelten, özlenen ‘sömürüsüz bir dünya’yı yaratacak toplumsal düzene de, tutumbilime de kavuşacak bir gün.” Özlemi aydın insanların çoğalması, giderek herkesin ‘aydın’ nitelikleri edinmesidir. Bunun için öncelikle sağlıklı beslenme, çevre özgürlüğü, öğrenim özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, inanç özgürlüğü, söz özgürlüğü gibi özgürlüklerin gerçekleşmesini gerekli sayar. Aydını “kuşkulanan, araştıran, sorgulayan, değerlendiren, tartışan, vardığı çözümleri başkalarıyla paylaşan insan” diye tanımlar. Ancak onların vardıkları çözümlerin, ileri sürdükleri önerilerin eleştirilmeden, değerlendirilmeden benimsenmememesini ister. Konuyu sık sık ele almış, tanımlarını geliştirmiştir. Bir yazısında “gerçek aydın”ın nitelikleri üzerinde durur: “Bağnazlıktan uzak, düşüncelere saygılı, irdelemeyi, tartışmayı, değerlendirmeyi, paylaşmayı bilen, toplumsal konulara kişisel çıkarları açısından bakmayan, insanlara sevgiyle, anlayışla yönelen bir insan...” Buna bir de “seçkin aydın” Memet Fuat’ın özlemi, Türkiye’nin ve dünyanın kültür zenginliklerini bütün tanımını ekleinsanların tanıyıp paylaşmasıdır. yecektir: ya bakacak, ama değişik kültürleri, değişik “Seçkin aydın nitelikleri edinmek için, düşünüş yöntemleriyle toplumsalcı içeriği öncelike, aydın (kültürlü insan) olmak, bilgöreceklerdir. (Toplumsalcı sanatın sınırlı gilenmek, başka bir söyleyişle, iyi bir öğrebir içeriği olduğu, her konuya el atamayanimden, bilinçli bir kitap okuma dönemincağı izlenimi, slogan dönemini aşamamış, den geçmek gerekir. Birçok durumda bu toplumsalcı kültürden yoksun sanatçıların kitap okuma dönemi okul öğreniminden yarattığı yanlış bir izlenimdir.)” daha önemlidir. Ayrıca beğeni, eleştiri, değerlendirme yeteneklerinin gelişmesi için, ADALETLE YÖNETİLEN TOPLUM sanatlarla uzun süren bir içli dışlılık yaşanmalı, sanatçılarla ya da seçkin sanat alıcılaAdaletle yönetilen toplumda düşünce rıyla bir arada olunmalıdır. Bu gelişme süözgürlüğünü, “olmazsa olmaz” bir değer recine çağdaş bir dünya görüşünün, yaşam sayar. Yasakçılığı eleştirir. Cezaevlerinin anlayışının temel oluşturması ise belki de hükümlüyü topluma kazandıracak bir eğien başta anılması gereken koşuldur. Bütün tim ocağı olmasını öngörür. Şiddetin, teröbunların ötesinde, sıradan aydın ile seçkin rün karşısındadır. Dinci terör gibi, ayrılıkçı aydını ayıran başlıca özellik çok yönlü düteröre de karşı çıkar. şünmeye alışmış, gelişmeye, yeniliklere açık Adaleti ekonomi alanında da görmeye kalmayı öğrenmiş olmaktır. Düşüncesini çalışır. Böyle bir adalete uzak düşen ana‘inanç’larla, ‘saplantı’larla değil, gerçeklermalcı düzene eleştiriler yağdırır: le, yaşamın akıp giden karmaşık oluşumla“Anamalcılığın tepeden tırnağa ikiyüzlürıyla denetleyen, gerekirse değiştiren, bağlük üstüne kurulu bir düzen olduğu çok landığı, savunduğu doğruların sürekli sapaçık... Kendi yarattığı devrimci toplumsaltamasını yapabilen insan...” cılığı çökertmenin mutluluğu içinde, arın“Seçkin aydın”ın yozlaşabileceğini de dığını, iyi bir düzen olduğunu kanıtladığını gözden uzak tutmaz: sanıyor... “Sanattan anlamak, kültürlü kişi olmak Oysa yıllardır dünyada, ülkemizde yaşabir üstünlük olarak görülmeye başlanıyor. nanlar her yönüyle gösterdi anamalcılığın Seçkinliğin tadı çıkarılmak isteniyor. nasıl bir ‘insanı insana düşman etme’ düzeGiderek seçkin görünmenin, herkesten ni olduğunu. Bütün değerler ayaklar altınbaşka olmanın, anlaşılmamanın yeni yeni da. Tek önem verilen şey para, zenginlik, yolları aranıyor. Tutarsız davranışlar, yapvarlık... ATATÜRK VE CUMHURİYET AYDINLANMASI Kuşkusuz yetiştiği çevrede, yakınındaki toplumsalcılar arasında Atatürk’ü eleştirenler, Cumhuriyet Aydınlanması’nı Sovyet Devrimi’yle karşılaştırarak yetersiz bulanlar az değildi. Ancak Memet Fuat’ın Atatürk’e ve eylemine içtenlikle sahip çıktığı gözlenir: “ ‘Mazlum’ devletlerin emperyalizme karşı savaşımlarının bir simgesi olarak Atatürk dünya çapında başarılı insanlarımızın en başında gelir.” “Atatürk Türk halkının bir ‘ulus’ düzenine ulaşmasını, yani ‘ümmet’ yaşayışından ‘millet’ yaşayışına geçmesini sağladı. Türk halkında ulus bilincini geliştirdi. (...) Gene Atatürk’ün başlattığı, en önemi atılımlarını yaptığı, gerçekleşmesini çok özlediği bir değişiklik de uygarlık değişikliğidir. Doğu uygarlığından Batı uygarlığına geçme çabamız. (...) Atatürk yalnızca bir devlet yöneticisi değildi, bir devlet kurucusuydu. (...) Ayrıca halkının sonsuz sevgisini, güvenini kazanmış bir kurtarıcıydı.. (...) Kurtarıcılığından gelen aşırı güçlülüğü Cumhuriyet’in kökleşmesine, Devrimler’e yararlı oldu. (...) Kadın erkek eşitliğini böyle kısa bir zamanda benimsemiş olmamızı Atatürk’ün direnme gücüne, aydınlık kafasına borçluyuz.” 1980 sonrasında “Atatürk’e, Atatürk ilkelerine, laik düşünceye çok çirkin saldırıların yapıldığı” dönemi kınar. Kadın haklarının savunucusudur “Erkeklerin tasarladıkları bu dünyanın da, öbür dünyanın da bütünüyle silinip kadın duyarlığıyla her şeyin yeniden tasarlanması gerekiyor.” “Bu dünyayı erkekler yönettiği kadar, yakındığımız olumsuzlukların hiçbiri sona ermeyecektir. Çünkü hepsinin kaynağı erkek duyarlığıdır. Bedensel güce verilen önemdir. Her konuda şiddetin başköşeye oturtulmasıdır. (...) Dünyayı kadınlara verelim Bir günlüğüne değil ama bütünlüğüne...” Memet Fuat özlediği dünyanın önünde sonunda gerçekleşeceğine inanır. Ancak bunun için insanlığın, üstüne düşen görevleri yerine getirmesini, bilimin, aklın yol göstericiliğinde dayanışma içinde yol almasını zorunlu sayar: “Sömürüye dayandığı, ayrıca toplumları bir yerine birçok kralla donattığı için, demokrasiyi bir aldatmacaya döndüren anamalcılığın, ‘küreselleşme’ yoluyla durmadan yayılıp yükselişi nerede, nasıl sona erecek; kestiremiyorum. İnsanlık herhalde özgürlükleri, dayanışmayı, paylaşmayı, sevgiyi, barışı yücelten, özlenen ‘sömürüsüz bir dünya’yı yaratacak toplumsal düzene de, tutumbilime de kavuşacak bir gün.” ? (*) Memet Fuat Eleştiri, Deneme, Yayıncılık Ödülleri Seçici Kurulu Üyesi SAYFA 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle