29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Selima Hill/ Şiirler/ Çeviren: Nazmi Ağıl Hiç işe yaramaz. Yüzbaşı zalim bir adam, telaffuz edemem adını. Başarısız Gerdek Gecesi Hep Buster’ın yüzünden. Elbette saçma, gelmiş olması imkansızhavlaması, gecede adımları, battaniyeleri tırmalamasıAma kadın yüzünü gömerken küçük otelin yastığına, engel olamıyor onu şiddetle özlemesine. Pırıl pırıl güneşte Western Ghats’de yürüyüşe çıktıklarını hayal ediyor; sonra ağlamaya başlıyor sessiz sessiz, akan burnu köpük yastıklarda salyangozların Vasco da Gama’sı gibi geziniyor. Kimse Kimse dokunamaz bana Tanrı dışında. Onun parmak uçları bir bıçak gibi okşar beni. Gittiğim her yerde hayran olurlar bana. Bir keşiş olmak istiyorum ama bir eşim. Papağanlar Papağanlar sardı etrafımı. Çiğnenmiş domateslerini kafama bırakıyorlar. Ölen çoraplar gibi yığılıyorlar ayaklarımın dibine. Marul renkli omuzları öyle göksel ki Hayvanat bahçesindeki insanlar onlara bayılıyor. Taa gözümün içine bakıyor birisi Ve şöyle diyor: sorun nedir Billy? (beni kastediyor) Biriniz yakalasın onları, Cennet geri götürsün, Bana korkunç bir hastalık bulaştırıyorlar. İlk Sutyenim İri kahve renkli bir ayı kapıyı çalıyor: Bir elbise ödünç almak istiyor ve uygun bir don. Leylak kokusu beni bir yün gibi boğuyor; çimenlerin ötesinden, çıplak kız kardeşimin sesi, ısırganların içinde ağlıyor, onu savurup attığım yerde: ünümüz İngiliz şiirinin en şaşırtıcı ve en üretken şairlerinden olan Selima Hill 1945 de Londra’da doğdu, Cambridge’de felsefe eğitimi gördü. Halen Dorset’te yaşıyor, düzenli olarak öteki sanatçılarla işbirliği yapıyor, Londra şiir okulundaki işinin yanı sıra hastane ve hapishanelerde yaratıcı yazma dersleri veriyor. En sıkı biçimlerden en gevşek yapılara sürekli değişkenlik gösteren, hiçbir tür içinde tutsak olmayan şiirlerinde ağırlıklı olarak, sorunlu ilişkiler yaşadığı ailesi, hayvanlar ve erkekler öne çıkıyor. Pek çok önemli ödülün sahibi Hill’in kitaplarından bazıları: İstasyonda Merhaba Demek, Kızkardeşimin Atı, Sevgilim Deve, Sevgilimin bir At Olarak Portresi, son olarak 2008 yılında çıkan Şapka. Çiçekler Öğlen yemeğinden sonra kızım demet demet kır çiçeği topladı büyükbabasının sevdiği türlerden ve bisikletinin sepetine yığdı, boş bir reçel kavanozuyla küçük küreğin yanına; Sonra mum taşıyan biri gibi sallanarak, kiliseye gitti doğruca, bir köpek yavrusu gibi gittim peşi sıra. Mezarı ısırganlardan ve yaban maydanozlarından temizleyip sığ bir çukur kazdı kavanozu yerleştirmek için. Çiçekleri en iyi görünecek şekilde düzenledi, yosunları kazıdı taşın üstünden, kimin mezarı olduğu görülebilirdi şimdi. Ondan nasıl ayrılacağımı, nasıl hoşça kal diyeceğimi bilmediğimden, dikilip kaldım etrafı çevrili mezarın başında. Hadi diye seslendi kızım, işimiz bitti. Böylece bisikletlerimize atlayıp eve döndük, yoldan aşağı, bir ayrılıyor, bir örtüşüyordu tekerlek izlerimiz. Lucy Çıplak uzanıyorlar örümcek odasında Bacakların kulak olduğu. Ağlarını örmelerini dinliyorlar. Sonra Lucy onu yürüyüşe çıkartıyor. Canım, Yarım saat olmadan adama âşık. Ulrike Meinhof, melekler gibi şarkısı, Moğol istilacılar, yoğun ışıkta yıkanıyor; Fili üzerinde geçense Buda. Lucy, al aşkını, düş ardına. Ada Erkekler anlamak istiyor ve anladıklarını sanıyorlar, anlamıyorlarsa da eğer onların suçu değil, ama esasen burası bizim yerimiz. Kendimizi kendimiz örgütleyelim istiyoruz. Ama yine de her isteyen ziyaret edebiliroğlan kardeşler, babalar, sevgililer, herkes. SAYFA 28 ‘Ve bende olmayan özgürlüğünü kıskanıyorum’ G Benim oğlum gelir sık sık; ya da ben ona giderim. Onları özleyip özlemediğimizi soruyorsunuz. Hiç. Araba kullanmıyoruz, ne de elektrik, özellikle bu erkeklere zor geliyor. Ha bir de –kendimizi daha sağlıklı hissediyoruz. Atları işe koşuyoruz; çok daha az sayıda çocuk doğuruyor, çok sade yiyor, içiyor, yaşıyoruz. Koyun güdüyoruz. Meyve toplamak için ağaçlara tırmanıyoruz. Deniz rezenesi ve taze yumurta için uçurumlardan iniyoruz halatla, bazılarımız da işaret ettiğiniz gibi , şehirlere göçüyor, camlardan inmeye. Kır Tavşanı Nehir boyunda gecenin sessizliğinde bir çığlık, sonra bir daha, büyü gibi, kararmış kayınları aydınlığa, ormanın sessizliğini çana döndürüyor; ve ay ışıklı tepedeki kulübede bir kadın, titriyor daracık yatağında tavşanın çığlığıyla; sonra tavşandan ses çıkmıyor; kadın onun tozlu kürkünü hissediyor kafasında, zencefil pençelerini, tuzağa yakalanmış sinekler gibi çırpınan, ya da kuru toprağı gören, hisseden minik balıklar gibi; kadın onun kımıldadığını hissediyor; vahşi çığlıklarının kum gibi ışıldadığını kulağının içinde: tavşan, kadının saçlarının ormanında kayboluyor, ve bulup çalıyor orada annesinin öpücüklerini. Erken Yatmak Ona sırrını sorduklarında hep Erken Yatmak derdi. Bazen, yukarı gelirdi, ben daha uykuya dalmadan. Mavi ipek pijaması olurdu bacağında. Bir türlü uyuyamazdım, çünkü kabuslar basardı, küçük kutularında ipek dokuyan böcekleri düşündükçe. Sihirli bir kelimemiz vardıPrzewalski Przewalskionları kovmak için. Przewalski kafayı Moğolistan’la bozmuş bir yüzbaşıydı, ve uğruna ölecek vahşi atları vardı harasında. Tatlım, derdi annem, dua etmek işe yaramazsa, hayvanat bahçesini düşün: Sevimli fili hisset, antilopu, uzun kuyruklu, kanal boyunda uyurlar onlar. Onların adlarını an. benden başka kimse takamaz ilk sutyenimi. Burada Senin Yanında Dikilmek Burada senin yanında dikilmek beni üzüyor. Hiçbir zaman içeri giremeyeğimi bilerek Pencerelerini izlediği bir ev gibisin. Bir kadın görüyorum girip çıkarken, Ve bende olmayan özgürlüğünü kıskanıyorum. Sadece izliyorum. Ya sen? Sen de izliyorsun, donup kalmış, beyaz çiçeklerinin hapishanesinde. CUMHURİYET KİTAP SAYI 978
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle