02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER Türkler/ Wilhelm Radloff/ Çeviren: A. Temir, T. Andaç, N. Uğurlu/ Örgün Yayınevi/ 544 s. Wilhelm Radloff’a kadar Türk dili ve genellikle Türklükle ilgili araştırmalar, ancak o zamana kadar bilinen sınırlı sayıda eserlere dayanılarak yürütüldüğünden, Türk dili, tarihi ve sanatı konusundaki düşüncelerin çoğu kuram çerçevesini aşamamakta idi. Orhon yazıtları daha okunamamış, Doğu Türkistan’daki zengin Uygur dili ve kültürü malzemesi ortaya çıkarılarak incelenememiş, Kâşgarlı Mahmut’un Divanü LugatitTürk’ü bulunamamıştı. Bundan başka, bilginlerin, XIX. yüzyılda Türk dünyasının genel durumu, boyların lehçe özellikleri, sayıları, dağılışları vb. konusunda açık bilgileri yoktu, bu bakımlardan da yerinde ve toplu araştırma ve derlemeler yapılamamıştı. Yerinde araştırma yapan Finlandiyalı M. A. Castren (18131852, Sibirya), Macar H. Vambery (18321913, Anadolu, İran, Türkistan) vb. gibi bazı büyük gezgin Türkologlar ortaya çıkmakla birlikte, bunların araştırmaları da yöresel kalmıştır. Radloff, “Türkler” adlı yapıtında, beliren bu eksiklikleri giderme amacı güdüyor. Günlükler 19661971/ Max Frisch/ Çev.: Ogün Duman/ Yapı Kredi Yayınları/ 372 s. 19661971 yıllarını kapsayan “Günlükler”in ikinci cildinde Max Frisch, öykü taslaklarını, yolculuklarındaki izlenimlerini, Vietnam, İsrail Savaşı, Yunanistan’daki askeri hükümet, Fransız Mayısı vb. dönemin siyasal olaylarını ele aldığı notları bir araya getirerek anlatı, kurmaca, çözümleme, sorgu ve soruşturma tekniklerini yazı tekniğine dahil ediyor. Özellikle, didik didik edip sorgu sandalyesinde afallatan, sarsıcı bir zeka örneği sergilediği ünlü “soruşturmalar”ı ile toplumsal, siyasal, psikolojik boyutlarıyla insanı ele alıyor. Bana İsmail Deyin/ Yavuz Ekinci/ Doğan Kitap/ 94 s. Yavuz Ekinci’nin “Bana İsmail Deyin” başlıklı, 2008 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü kazanan öykü kitabı, birbiriyle ilintili, dahası iç içe geçmiş “bağımsız” öykülerden oluşuyor. Kitap, okurunu bir tasarımkitabın labirentlerine çağırıyor, katilkurban ve Azrailşahit eşliğinde çıkılan “büyük bir suç” yolculuğu…Yavuz Ekinci, kutsal kitaplar öncesindeki “kozmik ahlak”ı yeniden kurguluyor ve tüm metinlerin öncesini, “kırılmanın başladığı yeri” işaret ediyor. Oryantalistler ve Düşmanları/ Robert Irwin/ Çev.: Bahar Tırnakçı/ Yapı Kredi Yayınları/ 348 s. Doğu araştırmaları özellikle İslamın doğuşundan sonra Batı düşünsel yaşamında önem kazanmıştır. Irwin, Doğu araştırmalarının kapsamlı bir tarihi olarak nitelenebilecek bu kitabında Oryantalizmin seyyah, kâşif ve bilginlerin kişisel tutkusu ve ilgi alanı olmaktan çıkıp akademik bir disipline dönüşme serüvenini Ortaçağ İspanyası’ndan Çarlık Rusyası’na, oradan günümüz İsrail ve SAYFA 26 İngilteresi’ne kadar uzanan çok yaygın bir coğrafyada ve geniş bir zaman diliminde ele alıyor. Oryantalizmin, özellikle 18. ve 19. yüzyıl Avrupa emperyalizmiyle bağlantılandırıldığı ve olumsuz çağrışımlar kazandığı sınırlı tanımlarına karşı çıkıyor. Robert Irwin “Oryantalistler ve Düşmanları” başlıklı çalışmasında Oryantalizmin tarihini, gelişimiyle birlikte ele alıyor. Bir Uzun Yürüyüştü 68/ Alev Er/ İkarus Yayınları/ 176 s. 196070 yılları arasında sol mücadeleyle uzaktan yakından ilişkisi olan herkes kendisini “68’li” olarak tanımlar. 68 ne zaman gündeme gelse herkes kendi tanımladığı 68’inin mirasının peşine düşüyor. İşte bu mirası savunmak ya da reddetmek meselesi de son yıllarda Türkiye’de tartışma konusu olmakta… Deniz Gezmiş kimliğinde simgeleşen bu kuşak Kemalist, yabancı düşmanı ve ulusalcı mıydı? Yoksa devrimci ve sosyalist mi? Alev Er’in “Bir Uzun Yürüyüştü 68” adlı yapıtı, 68 kuşağını anlatıyor. Gecenin Anlamı/ Micheal Cox/ Çev.: Özlem Yüksel/ Doğan Kitap/ 468 s. 1854 yılı, soğuk bir ekim gecesi. Karanlık bir geçitte masum bir adam bıçaklanarak öldürülür. Edward Glyver’ın öyküsü işte böyle başlıyor. Küçük bir çocukken önemli biri olmanın alınyazısı olduğuna inanan Glyver, tesadüf eseri muazzam bir servetin ve nüfuzun vârisi olduğunu öğrenir. Yasal hakkını elde edebilmek için aşması gereken pek çok engel vardır. Çıktığı yol, onu Evenwood malikânesine götürür. Micheal Cox, “Gecenin Anlamı” başlıklı romanında Victoria dönemi Londrası’nın puslu sokaklarında, genelevlerinde ve afyon batakhanelerinde geçen bir dizi olayı anlatıyor. İletişim Sözlüğü/ A. Nevzad Odyakmaz, Necla Odyakmaz/ Babil Yayınları/ 126 s. İletişimin toplumsal işlevleri yanında, bireylerin kişiler arası ilişkilerini işletimsel bir yöntemle yürütebilmelerine, sosyal ve kültürel yönden gelişmelerine katkıda bulunduğu da kuşkusuzdur. Ayrıca, giderek güçlenen iletişim araçlarının varlığı, iletişimin gerekliliğini ve önemini gösteriyor. A. Nevzad Odyakmaz ve Necla Odyakmaz tarafından yazılan “İletişim Sözlüğü” başlıklı kitapta; alanı çok geniş olan iletişimle ilgili gerekli ve yeterli bilginin açık ve yalın bir dille okura iletilmesi amaçlanıyor. Çocuklar Ne İster?/ Inga Bodenburg, Gunhild Grimm/ Gülderen Pamir/ Turkuaz Kitaplığı/ 106 s. Fiziksel bir rahatsızlığı olmadığı halde gözyaşlarına boğulan; kendisine sevecen şekilde yaklaşan akrabalarına sırtını dönen, sonra hiç tanımadığı bir yabancıya sevgi gösteren çocuklarla karşılaşılır. Inga Bodenburg ve Gunhild Grimm tarafından kaleme alınan “Çocuklar Ne İster?” adlı kitap, çocukların anlam verilemeyen tepki lerinin nedenlerini açıklamayı hedefliyor. Bazı anne babaların çocuklarıyla yaşadıkları olayları örnek vererek çocukların ne ifade etmek istediklerini ve ailelerin onlara hangi yanlış tutumlarla yaklaştıklarını, iyi niyetli, ama çocuğu anlamaktan uzak yaklaşımların sorunları nasıl da büyüttüğünü gösteriyor. Üstelik ne istediği bilinmeyen çocuklarla karşılaşıldığında uygulanabilecek pratik çözüm önerileri de sunuyor. Bende Bir Anormallik Görüyor musun?/ Çetin Özbey/ Turkuaz Kitaplığı/ 240 s. Herkes yaşamının belli dönemlerinde ruhsal iniş çıkışlar yaşar. İnsan bazen öyle coşar, öyle bir enerjiyle dolar ki, her şeyin üstesinden geleceğini sanır; bazense günlerce içine kapanır, kimseyle konuşmak istemez. Yaşanan birçok olaydan ve bazı garip duygu ve düşüncelerden dolayı kimi zaman normal olup olmadığına dair kendinden kuşkulanır. Hatta bazen çevresindeki insanlara sorar: “Bende bir anormallik görüyor musun?” Birçok insan yaşadığı ruhsal sorunların farkına varamayabilir; çünkü yaşadığı sıkıntıyı ve güç durumu normal bir süreç olarak algılar. Bazen de basit ruhsal sorunlar ciddi birer hastalık olarak düşünülüp kaygı yaratır. Bu açıdan bakıldığında Çetin Özbey’in “Bende Bir Anormallik Görüyor musun?” başlıklı kitabı insanın kendini tanımasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Camdan Kale/ Jeanette Walls/ Çeviren: Özlem Yüksel/ Marka Yay./ 320 s. Jeanette Walls kendilerine has idealleri ve fikirleri olan bir anne baba tarafından büyütüldü. Anne ve babanın idealleri uğruna, inatla toplum kurallarına karşı koyuşları bir anlamda hem lanetleri hem de kurtuluşları oldu. Başlangıçta göçebeler gibi güneybatının çöl kentlerinde oradan oraya sürüklenerek ve dağlarda kamp kurarak yaşadılar. Babası ayık olduğu zamanlarda çocuklarının hayal dünyalarını ele geçirir, onlara fizik, jeoloji ve her şeyden önemlisi hayata nasıl korkusuzca sarılacaklarını öğretirdi. Annesi resim yapar ve aynı zamanda yazardı. Ailesini geçindirme sorumluluğuna tahammül edemez, kendini ‘bir heyecan bağımlısı’ olarak tanımlardı. Jeanette Walls, “Camdan Kale” adlı yapıtında okuyucuya yaşamından kesitler sunuyor. Delik/ Nevzad Sudi/ Babil Yayınları/ 102 s. “Bize gidelim mi? Daha rahat konuşuruz. Duraksadı. Gözlerinden bir bulut geldi geçti. Kısık bir sesle: Olabilir, dedi. Çabucak bir taksi çevirdim. Daire kapısını açarken içimden Nuray’ın evde olmamasını diledim. Nuray!... Nuray!... Ses çıkmadı. Demek ki evde yoktu. Salondaki koltuklara oturduk. Selim, tedirgindi. Ellerini ovuşturuyor, dikkatle yüzüme bakıyordu. Burcu’yu seviyorsun değil mi? dedim anlamlı bir biçimde gülerek. Selim, öfke dolu bir sesle sorumu yanıtladı: Anlamadım; bu konu sizi neden ilgilendiriyor? Neden ilgilendiğimi sana bir şey göstererek kanıtlamak isterim dedim ve ayağa kalktım. Beni izle lütfen... dedim. Çamaşır odasının kapısını açtım: Göstermek istediğim şey içeride dedim. Omzundan tutup açık kapıdan içeri tüm gücümle ittim. Anahtar kapının üstündeydi. Kapıyı kilitledim. Oradan hızla uzaklaştım. Dış kapının önünde saate baktım; on bire beş var. Şirketteki çalışma ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 972
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle