23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ zamanda, ışık hızı ötesindeki ayaklı Amazon.com’um dur… 1693 Geçmiş Zaman Fıkraları Abdülhak Şinası Hisar, 1958. Sultan Hamid Korkusu Gençliğimizin bütün zamanları Sultan Hamid korkusu ile geçmişti. Sonra, bütün tanıdıklarımızın hatıralarına iştirak ederek bu istibdat devrinin kâbusunu duyardık. Bazen, kâğıtlarıma Abdülhak Hamid’in bazı sözlerini kaydettiğim olurdu. Bir gün Sultan Hamid için demişti ki: Abdülhamid o kadar vehhamdı ki, (kuruntulu) korkunç olmuştu. O da bizim vehmimize dokunurdu. Biz de onun yüzünden vehham olmuştuk. Ben Londra’da bazı günler, odamda otururken hatırıma gelirdi. Acaba şurada benim nasıl oturduğumu görüyor mu diye telâş ederdim. Bana bakıyor sanırdım. Ondan adeta korkardım.. (Sırtlamaya çalıştığımız (t)elekulaksal süreçte, Abdülhak Hamid’in vehmi size de amatörce gelmiyor mu?) 1694 Engin Ardıç’a göre Abdülhak Hamid, 27.11.2002 itibariyle “Türk edebiyatının en kötü ve gereksiz şairidir.” 30.12.2003’te yapılan not düzeltmesiyle ona “…sekizinci sınıf yazarlık” özgülenecektir. (Kaynak: Resimli Ansiklopedik Engin Ardıç Sözlüğü Taşkın Su) 1695 KİTAP İÇİN’de fırsat buldukça, gizil dâhi komşum Mehmet Kösemen’den (doğ. 1984) bahsettim. Üniversite öğrencisiyken yayımlanan kitabı (Türkİslam Tarihinde Hayali Varlıklar) ses getirmişti. O, geçen yıl Sabancı Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Londra’daki ünlü Goldsmith College’a kabul edildi. Medya ve iletişim konusunda master yapıyor. Yazın ona bahçede rastlayınca okul dışında yaptıklarını bana aktarmasını rica ettim. Mehmet Kösemen’in kaleminden geçen yılın muhasebesi: “…Okulda gördüğüm derslerin de desteğiyle, parazitler ile ilgili bir belgesel film çektim. “Parasites” için Londra’daki Natural History Museum’da araştırma yaptım. Orada çalışanlar bana dünyanın en uzun tenyasını gösterdi, tam 40 metre; bir katil balinanın içinden çıkarmışlar. …Belgesel’den sonra Sabancı Üniversitesi’ndeki FASSART Galerisi’nde “Yaşam Ağacı” sergimi açtım. Harun Yahya ve benzeri şarlatanların bilimsel gerçekleri bulandıran “evrim sergilerine” cevap olarak hazırlanan bu sergiye, Türkiye’de sorgulayıcı, bağımsız düşünebilen bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Eğitim Reformu Girişimi yardımda bulundu. 130’dan fazla resimle; bakterilerden bitkilere, mantarlardan omurgalılara başlıca canlı gruplarını betimledim ve akrabalıklarını gösteren dev bir “yaşam ağacı” hazırladım. (http://www.nemorajet.com/treeolife.html) …Ardından, yıllardır üzerinde çalışmakta olduğum Snaiad isimli projeyi hayata geçirdim. “Başka bir dünyada yaşam nasıl olabilir” diye düşünürken, böyle bir dünyada, Snaiad gezegeninde yaşayabilecek tüm canlıları tasavvur edip fotoğraf kalitesinde tablolarını yaptım. Tabloları açıklamalar, haritalar ve tarihçelerle destekledim. (http://www.snaiad.com) …Dostum John Conway ile Royal Geological Society için bir sunum hazırladık (“Dinosaurs: A Historical Perspective”). Küçüklükten beri hayranı olduğum soyu tükenmiş canlılara vefa borcumu ödemek için, “Tarih iki kez Veliefendi Hipodromuna gittiğimi daha önce itiraf etmiştim.) Televizyonda kanallar arasında gelgitlerken Türkiye Jokey Kulübü kanalında duraksadım. Buenos Aires Hipodromundan yılın en önemli yarışıdublajsız yayımlanıyordu. Spikerin hüzünlü ama melodik bir sesi vardı. Yarışın ardından kadim bir tangoya girecek gibiydi… 1698 Çelik Gülersoy’un (19302003) yerinin doldurulamayacağını biliyordum. Üzüntüm, anısına yakışır bir yaşamöyküsünün yazılamamış olmasındandır. 1699 Robert Kolej Yüksek Okulu 1971’de millileştirilince Boğaziçi Üniversitesi adını almıştı. Orada eğitimci ve çevirmen Füsun Elioğlu ile aynı dönemde okuduk. Ondan dinlemiştim; Efsanevi hocalardan Hilary SumnerBoyd’un Humanities dersine, devlet bursuyla misafir öğrenci olarak giren bir Vietnam gazisi de varmış. Genç Amerikalı bir gün dayanamayıp, “İstanbul için Bizans’ın merkezi demişlerdi. Nerede bu Bizans ben göremiyorum? diye sorunca Boyd, “Beyefendi, şu anda üstüne basmaktasınız” buyuracaktır. Hilary SumnerBoyd, Robert Kolejli nice tiyatro sanatçısının rehberiydi. John Freely ile birlikte ilk küresel kent rehberini (Strolling Through İstanbul) kotarmışlardı. 1700 Borsa verilerine göre Fenerbahçe’nin piyasa değerinin; Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam değerinin üç katına çıktığını öğrenince aşağıdaki anekdotu anımsadım. Fenerbahçe’nin kuruluşunun 100. yıldönümünün idrak edildiği 2007’de, FüsunArman Elioğlu ile NurSelçuk Altun çiftleri hafta sonu tatili çin Kaz Dağı’na giderler. Motelin restoran bölümüne ilk sabah kahvaltısı için indiklerinde “Yumurtanız nasıl olsun?” sorusuna, Selçuk Altun, “Sarı lacivert!” diyecektir. ? Fututor Ventrophilus (Mehmet Kösemen) Boyunca Uçan Sürüngenler” başlıklı bir sunum yaptım. Bildiğim kadarıyla, R. G. Society’de konuşmacılık yapan ilk Türk oldum. …Bu yaz beni meşgul eden iki proje var. Birincisi, Metin And’ın muazzam “Minyatürlerle Osmanlıİslam Mitografyası” yapıtında yer alan bilgiler eşliğinde bir Osmanlı Cinleri resim sergisinin hazırlığı. Diğeri, şu ana kadar giriştiğim en kapsamlı “kısa” film projesi. Bütün zamanımı alan bu fantastik komedi filmi, kırkayaklardan bir narkotik madde sentezledikten sonra; yarıkırkayak bir süper kahramana dönüşen bir adamın…” (Mehmet Kösemen, mimar ve önemli fotoğraf sanatçılarımızdan Sıtkı Kösemen’in oğludur. Mehmet’ten küresel sıklette beklentilerim var. Çocukluğundan beri.) 1696 01.08.08! Öğle sıcağında İstiklâl Caddesi! Gözleri dışında tüm beden simsiyah tesettürlü kadının elinde dondurma külâhı görünce şaşırdım. Dondurma nasıl yalanacak diye boşuna meraklanmışım. Hatun kişi, üst başını düzelten kocası için emaneten tutuculuk yaparmış. 1697 03.08.08! Atları severim. (Yılda bir CUMHURİYET KİTAP SAYI 972 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle