Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? Ağaçtaki meyve sen; meyve sunan da sensin Değil senin dışında ne Mecnun ne de Leyla Hem ağlarsın niyazla hem nazlanan da sensin Kendi dışında derman aranma sen gamlara Zehre karşı panzehir! Derde derman da sensin Onca kararmışsa Ay cila da kendisinde Dolunaysın bizlere cilalayan da sensin Bir dolunay kararsa sen titreme korkudan Zarar erişmez Ay’a onca korkan da sensin Her bir zahmet verenden sen bir yardım bekleme O en güzel ruh da sen rahat sunan da sensin Derli toplu olunca uzaklaş topluluktan Halkla veya uzakta senle kalan da sensin Hem safsın hem Kaf dağı, sensin zümrütüanka Bil ki güzel buluşta kanat çırpan da sensin Başında ağrı yoksa hiç başını sarma sen Bil ki gürültülerde toz koparan da sensin! Eğer bütün bu âlem bizi inkâr ederse Hiç kaygılanmayız biz, bizi saran da sensin! Alttan alma! Sakın ha! Görme bizi pek yüce Alçak yere oturma! Bil yüce can da sensin Biz ve beni bırak da hor görme sen kendini Bizimle padişahsın bizsiz sultan da sensin Sen yüzünü hoş yıka kendine bak aynada Yusuf gibi yüzünde, çiçek coşan da sensin Yanlış dedim galiba! Yakup da sen Yusuf da! İşte Züleyha’sın sen! Fitne karan da sensin! Yakin ve zannedişte sen tahminler yürüttün Zannederim yakin sen; zannı yayan da sensin Çamurludur bu sahil vazgeç hele çamurdan İnciye yolculuk yap! Deniz olan da sensin Bir kuyudur bu varlık Yusuf gibi çık ondan Hem reyhansın hem ova; bahçe bostan da sensin Mahşere dek söylesem sonu gelmez sözlerin Baş da sensin son da sen; Söz konuşan da sensin Benmây roh ke bâg o golestânem ârezust (441) DİLEKLERİM Göster güzel hoş yüzü; bahçedir arzum benim Dudakları aç hele! Şekerdir arzum benim Güzellikte ey güneş çık şöyle bir buluttan Işıldayan o parlak güneştir arzum benim Senden doğanlar gibi davul sesini duyunca* Hemen döndüm ben sana! Gölgendir arzum benim Ant içerim ki sensiz bu kent hapistir bana Sensiz avarelikte çöllerdir arzum benim Pek nazla söyledin ki incitme! Git başımdan! Nazla dolu sözlerin; işvendir arzum benim Başkasının elinde ne varsa ıskartadır Ben dilerim kaynağı: Haznedir arzum benim Varlıktaki su, ekmek vefasızdır sel gibi Büyük balinayım ben: Denizdir arzum benim Söylemiştin sen hani def ol sultan yok evde Bekçi gibi naz dolu öfkendir arzum benim Yakup gibi gör nice yakındım ayrılıktan Güzel Yusuf oğlumu görmektir arzum benim Gevşek bu kimselerden artık canım sıkıldı O Tanrı aslanıyla gitmektir arzum benim Firavun’un zulmünden ah nice bıkmışım ben Musa’yla Tur dağında gezmektir arzum benim Dün şeyh kentte arandı elinde bir çerağla Dedi devden sıkıldım beşerdir arzum benim Söylediler bulunmaz çok aradık biz önce Söyledi o bulunmaz erendir arzum benim Bıktım şikayetçiden; ağlar halktan yoruldum Sarhoşça nara atmak; halaydır arzum benim Sesim bülbülden güzel! Avam duymasın diye Dilim nice mühürlü figândır arzum benim Çok fakir olsam da ben küçük yakut istemem Pek nadir ve değerli madendir arzum benim Bütün bakışlar ondan; o gizlidir bakıştan Hem gizli hem açıkta bir gizdir arzum benim İstek ve hırsla artık işim hiç yoktur benim Bu varlık ve yokluktan gevherdir arzum benim Kulak imandan öykü duyup da sarhoş oldu Şimdi sıra gözümde: Seyirdir arzum benim Dilber zülfü bir elde kadehse başka elde Raks ederek ortada meydandır arzum benim Rebap inler de der ki ben bıktım beklemekten Lütuflu mızrabıyla bir eldir arzum benim Aşkın rebabıyım ben aşkım da bir rebaptır Lütuf dolu Rahman’dan mızraptır arzum benim Sen anlat ince mutrip ne kaldıysa gazelden Gönülden say böylece; böyledir arzum benim Ey Tebriz’e onur Şems! Şol doğudan yüz göster Ben hüthüt sen Süleyman! Ötmektir arzum benim * Eskiden av sırasında padişahların doğan kuşunu salıverip, sonra davul sesiyle çağırmasını ifade etmekledir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 900 SAYFA 27