23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kitap İçinX XXXII Selçuk ALTUN 791 “HESAPSIZ …Oraya vardığında şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı nerdeyse, gözünü açtığından bu yana tanıdığı herkes oradaydı; kendinden başka. Bunun bir anlamı olmalıydı. En iyisi hiç kimseyi tanımıyormuş gibi yapmaktı. ‘Aaaa,’ onlar da öyle davranıyordu. Bunun geçmişinden kurtulmak için bir fırsat olduğunu anlamakta gecikmedi. Hesabı istedi. Hesabı yoktu. Geldiği gibi hızla uzaklaştı. Kapıda uzayıp giden kuyruğu görmedi bile.” Hayat Siyah Ölüm Beyaz, Turgay Kantürk 792 Gamze Akdemir’in hazırladığı Yayın Dünyasından (Cumhuriyet Kitap, 17.11.05): …Pazarın büyüklüğü 300 milyon dolar../ Kültür kitapları payı 3540 milyon dolar. / Korsan kitap pazarı 100150 milyon dolar. / Türkiye’de 50 milyona yakın kişi kitaba elini sürmüyor. / (Türkiye’de) kültür kitaplarında kişi başına harcama 0.6 dolar. Aynı rakam Norveç’te 140 dolar. Euromonitor’ün araştırmasına göre Avrupa’da kişi başına ortalama kitap harcaması 100 dolar. Türkiye sıralamaya bile giremiyor… 793 “Kavafis’in pek ünlü şiirindeki gibi: Gideceğim başka bir yer yok, gidecek olsam kitaplığımın sokakları peşimden gelecektir.” Kütüphane, Enis Batur (Kasım 2005 ürünü bu kışkırtıcı yapıtın, neden 500 adet basıldığını kavrayamadım. Bu ülkenin gizil kütüphane severlerinden bu denli umutsuz muyuz?) 794 “Sanat kötüdür; onunla yasal olarak evlenemez, ancak ırzına geçersiniz.” Edgar Degas (18341917) 795 Tanrı, sanata müdahale eden bakanın yardımcısı olsun. Lord Melbourne (17791848) 796 “Söylemek bile fazla, Osmanlıca, kimilerinin ileri sürdükleri gibi, Türkçenin bir evresi, hiç değilse Türkçeyle iyiden iyiye kaynaşmış bir yazı dili olsaydı, bizde bu bilinç böylesine kolay uyanmaz, dil devrimi böylesine hızlı bir gelişim göstermezdi.” Dil Devrimi ve Sonuçları, Tahsin Yücel 797 Sahaf ve hiperaktif kitap avcısı Nedret İşli yolladı, Şair ve Sözün Mahşeri Oktay Rifat (Akçağ Yayınları) nam 564 sayfalık kitabı. “Aile Muhiti ve Mizacı” ile “Hususi ve Edebi Hayatı” kısa bölümlerini merak ediyorum. Yazarı Dr.Tarık Özcan hakkında tek satır bilgi yok ama kitap bir tez çalışmasını andırıyor. 798 Konuşmalar’dan (Memet Fuat, İş Kültür Yayınları) Soru: Poe’yu sever misiniz? M.F.: Hiç sevmem. Başıma ağrı giriyor okurken. 799 İmzalı iki nitelikli kitap: SEDAD ELDEM – Architect in Turkey, (Sibel Bozdoğan, Süha Özkan, Engin Yenal – Literatür) Sarıkamış’tan Esarete (19151920), (Yayına Haz.Sami Önal – Remzi Kitabevi) 800 Eli giderse Nurullah Ataç (18981957) yetkin bir çevirmendi. Ani Osgioğlu Kitaplığı’ndan çıkma Taras Bulba’yı (N.Gogol, Akba Kitabevi, 1946) bir Ataç çevirisi olduğu için aldım Sahaf Turkuaz’dan. O da ne? Hem kapak, hem de künye sayfasında; üstadın adı Nurullrh Ataç olarak basılmış. Kepazeliği görünce altmış yıl öncesine gidip, Nurullah Ataç’ın tepkisini gözümün önüne getirmeye çalışıyorum. (Durumu benden sonra fark eden şakacı sahaf, bu olgunun fiyat artışı gerektirdiğini de vurgulayacaktır.) ? KİTAP SAYI 835 Babam annemle evlendiğinde 18, annem 15 ve ben 3 yaşındaymışız “Gülberk ve Hakan Eminsoy için” New York’ta mukim müthiş romancı Erje Ayden’le, İngilizcefaks mesajlarıyla haberleşiriz. Yazdıklarını saklarım, edebiyat tarihi açısından önemli ve renkli anılardır. 13.11.2005 tarihlisinde diyor ki; “…1970’lerin başında; milyoner, şair ve eleştirmen –toprağı bol olsun Barbara Forst, Village Voice dergisinde hakkımda bir yazı yazmıştı. Village Voice o zaman çok önemliydi. Forst, ‘Erje yaşamını uzaktan sürdürür’ demişti. Bu söylediğini iki saat düşündüm. Tanıştığımız için ona telefon etmekten çekinmedim. Yazdıklarına tamamen katıldığımı ve o sabah yazısını okuErje Ayden yana kadar, bu konumumu hiç irdelemediğimi belirttim. Barbara biraz kaçıktı ama sivri dilli bir dehaydı. Gazete sahibi, önemli bir Güneyli aileye mensuptu. O, emektar kız arkadaşım S.’ye, Çılgın Yeşil’deki Kathleen, benim çok tehlikeli bir delikanlı olduğumu söylemiş. Barbara bu konuda da haklıydı. Acımasız davrandığım ikinci bir işim vardı. Kendisine teessüf etmeye kalkıştığımda, ısrarla söylentiyi Curzio Malaparte’nin yaydığını belirtecekti. S. İle tanıştığımda o, hastanede yoğun bakımda yatan Curzio Malaparte’nin sekreteriydi. Malaparte’nin hakkımda kötü tek söz edemeyecek durumda olduğuna emindim. Barbara Forst’tan söz açılmışken, müthiş bir karakter olduğunu yinelemeliyim. Village Voice temsilcisi olarak Robert (Bobby) Kennedy’nin bir basın toplantısındayken sıkılır, “Senatör” der, “O kadar boş konuşuyorsunuz ki, alacak not bulamıyorum.” Bobby Kennedy gülmekten kırılacaktır. 776 Hindistan’da Hindu da konuşulur. Ama biz ikisini de konuşmazdık, daha doğrusu ikisini birlikte konuşurduk. Kuzey Hindistan’da halkın konuştuğu gerçek bir dil yoktur. Hindu ve Urduca’nın karışımı Hindustani diye bir dil var olmuştur. Yazılı değildir. Bollywood filmlerinin dilidir. Ve biz evde, Hindustani ile İngilizcenin karışımı bir dil konuşurduk…” Yazarla, The Paris Review (174 No’lu 2005 Yaz Sayısı) için yapılan röportajdan. fark ettim. (Yapıtın arkasında; “Hacer Abla”, Sabri Soran’ın ikinci hikâye kitabı hazırlanmaktadır yazıyordu. Hazır mıdır?) 784 “Roman her şeyi, kısa öykü tek şeyi anlatır. Onu da şiddetle anlatır.” V.S.Pritchett (19001997) 785 “Auschwitz’den sonra şiir yazmak barbarlıktır.” Theodor Adorno (19031969) 786 B.Ü. Mezunlar Derneği’nin üyelere ücretsiz dağıtılan BOĞAZİÇİ dergisinin Kasım2005 sayısını atmayacağım. Robert College adıyla 1863’te öğretime başlayan okulumuzun kurucuları Christopher Robert ve Cyrus Hamlin’in dördüncü kuşak torunları Ted Widmer (42) ve Henry F. Robert Jr.’ı (62) kampüste buluşturmuşlar. (Profesyonel dergicileri utandıracak bir kapak öyküsü.) 787 Ülkenin ilk ve tek haiku dergiciği HAİKUM’dan (haikum@gmail.com): “Ovayı bekleyen kim?” Dağ mı bulut mu Kavuşmayan!” Kadir Aydemir “Beyaz bulut Gökte Çıplak ömrüme elbise” Sabri Kuşkonmaz “Ihlamur ağacı gözlerin senin evle sokak arasındaki” Enver Topaloğlu 780 Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar’dan (Arthur Schopenhauer): Hiçbir para, dolandırıldığımız para kadar yararlı bir biçimde harcanmış değildir; çünkü böylelikle dolaysız bir bilgelik almış oluruz. Başkalarına güvenmemizde, çoğu kez üşengeçliğin, bencilliğin ve kendini beğenmişliğin büyük payı vardır… İnsan, yapıp ettiklerinde kimseyi örnek almamalıdır: Çünkü durumlar, koşullar, ilişkiler hiçbir zaman aynı değildir… 781 1950’lerde babam, gazetelerin üç gün rötarla ulaştığı hangi kuytu ilçeye atanırsa atansın, evimizden moda dergisi Burda eksik olmazdı. Daha doğrusu evimize giren tek dergi; pastel renkli maksi etekler içinde mumya gibi duran ve birbirinden ayırt edilemez – masum yüzlü bayanlardan mürekkep Burda’ydı. İçlerinden kalın saman kâğıttan ekler düşerdi. Define adası haritasından labirent çizgilerle doluydular. Annemin onları deşifre ederek elbiseler kotarmasına hayret ederdim. Burda’lara içgüdü ötesi karmaşık duygularla bakardım. Harf, kâğıt, kitap, desen, resim özlemim kısmen hafiflerdi. Çocukluğum ve ilkgençliğim Anadolu bozkırında heder mi olurken kitaptan başka dostum yoktu. Bozkırda ilkgençliğim heder mi olurken nice kitaplar ıskaladım. (2 milyon tirajlı Burda’nın (doğ.1950) kurucusu Aenne Burda’nın (19092005) ölümünü (3.11.05) The Guardian’da okuyunca…) 777 Capri adasına gitmek için tek nedenim; romancı, oyun yazarı, gazetecİ ve sinemacı Curzio Malaparte’nin (18981957) düşten güzel evini (Casa Malaparte) görmek olabilir. 778 Gözde uğrak noktalarımdan DilTarih Sahaf’ın Moda’daki mekânına yaklaştığımı, sağ cenahtaki Cemal Süreya Sokağı levhası muştular. Bir sonraki sokakta, Aziz Nesin’lik iki dost levhanın komşuluğuna tanık olma ikilemi: “Sivas topol Sokağı”, “Sivastopol Sokak” (Hangisinin gerçeği yansıttığından önce çevre (saki)nlerinin vurdumduymazlığının tasası…) 782 “…Tüketimden öylesine uzak yıllardı ki, defterleri kapaklarındaki uyduruk resimler dışında birbirinden pek az şey ayırırdı. Defterler ya beyaz kâğıttan, ya samanlı kâğıttan, çizgili, çizgisiz veya kareli idiler. Samanlı kâğıttan yapılan sarı defterler ucuz oldukları için bazı öğretmenler ille de sarı defter isterler, heves edip de beyaz defter alan çocuklar, “baban çok zengin galiba” diye başlayan, bir yığın aşağılayıcı cümleye maruz kalırlardı. Defterden yaprak koparılması kesinlikle yasaktı…” Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, Ayfer Tunç 783 Sahaf (Sakallı) Lütfü Seymen, Sabri Soran’dan (19181975) 1960 ürünü Bozacı’nın Kızı’nı elime zorla tutuşturdu. Öykü kitabının önce kapağı dikkatimi çekti. Onu, kapak kompozisyonu Nuri İyem’e ait olduğu için bile alabilirdim. Derken kitabın göz gezdirdiğim her paragrafını benimsediğimi fark ettim. Ortalama 700 sözcükle sınırlı tüm öyküleri içten ve doyurucu bulduğumu fark ettim. Gizli aylak ama nitelikli anlatıcılarını öyküler bitince unutuvermediğimi 788 I wish I’d Said That’tan (Şunları Keşke Ben Söyleseydim): Annem ve babam evlendiklerinde çocuk sayılırlarmış. Babam 18, annem 15 ve ben 3 yaşındaymışız. Şarkıcı Billie Halliday “Evlilik kişinin düşmanıyla birlikte uyuduğu tek savaştır.” Anonim “Emirlerimi yerine getirdikten sonra bakanlarımın ne kadar çok konuştuğunu umursamam.” İngiltere (eski) Başbakanı Margaret Thatcher “Doğruyu konuşalım, İtalyanların insanlığa teknolojik katkısı pizza fırınıyla sona ermiştir.” Bill Bryson Erkeksiz bir kadın, bisikletsiz bir balık gibidir. Gloria Steinem 789 Tarihçilerin Kutbu (Halil İnalcık Kitabı’ndan): “…Macarlar bütün büyük klasikleri, yani Grek, Latin, Fransız, Alman klasiklerini Macarcaya tercüme etmişler, Macar bölümü başkanı bunu anlatınca İnönü çok etkilendi ve Hasan Âli Bey’e dönerek dedi ki: “Biz de bir seri açacağız ve dünya klasiklerini tercüme edeceğiz.” 790 İstisnalar hariç, “aşkın ömrü üç yıldan fazla olsa” ne mi olurdu? Romanlardaki ve filmlerdeki aşk olgusu yavanlaşırdı. Nice şiir ve şarkı küme düşerdi. (İyi mi, kötü mü olurdu?) 779 Salman Rushdie: “…Urduca annemin dilidir. Babamın da dilidir. Ama Kuzey SAYFA 6 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle