05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

80. Doğum Gününde Memet Fuat Bilimden yararlanırken izlenimciliğe de uzak durmayan Memet Fuat rekli görüyordu. Eleştiriyi, sanatın konu edinildiği bir sanat dalı sayıyordu. Eleştirilerinde bu temele dayandı. Yapıtları, düşünceleri değerlendirirken, tartışırken önyargılara hep uzak durdu. Toplumsalcı bir aydındı, ancak çokseslilikten, düşünceye saygıdan yanaydı. Hoşgörüden hiç uzaklaşmadı. Düşüncesi onunkine uyuyor diye hiçbir sanatçıyı olduğundan yukarı göstermedi, tersini de yapmadı. Yenilikleri kavrayıp tanıtma çabası içinde bilgisi, beğenisiyle genç edebiyatçılara destek oldu. Onların farklı anlayışlarla tanışmalarını, kendi seçimlerini bütünüyle kendilerinin gerçekleştirmesini sağladı. Arayan, sorular ortaya atıp yanıtlarını bulmaya çalışan bir yazar olmayı hep sürdürdü. Okurlarını, bu yanıtları benimsemeye değil kendilerine özgü yeni yanıtlar bulmaya özendirdi. Yarım yüzyılı dolduran süre boyunca kaleme aldığı eleştirileri ölümünden önce "Eleştiri Üstüne", "İncelemeler", "Kitap Eleştirileri", "Tartışmalar" kitaplarında topladı. Bu yapıtlar çağdaş eleştirimizin başyapıtları arasında yerini almıştır. Yazarın "Eleştiri Üstüne" kitabında (286 s, Adam Yayınları, 2001) konuyla ilgili olarak 1951’den 1999’a uzanan süreçte yayımlanmış yazıları bulunmaktadır. Daha önce 12 ayrı kitabında farklı bağlamlarda yer almış bu 69 yazı eleştirimizin yarım yüzyıllık gelişmelerine tanıklık ederken, Memet Fuat’ın kendi inceleme, eleştiri, tartışma yazılarının dayandığı ölçütleri de sergilemektedir. ELEŞTİRİ SANATTIR Memet Fuat ilk eleştiri yazılarını Ataç’ın edebiyat dünyamıza egemen olduğu dönemde yayımladı. Bu yazıların birçoğunda Ataç’la tartışıyordu. Aralarındaki anlaşmazlık konularının hiç az olmayışına karşın Ataç’ın genç meslektaşını şöyle sözlerle yüreklendir dır, bilmem, ama ben bir daha söyleyeyim, beğeniyorum onun yazılarını, giderek iyi, çok iyi bir yazar olacağını umuyorum." "Eski yazılarında kesin sözler daha çoktu, ‘şu şöyledir’ der çıkardı. Şimdi kaçınıyor. Daha doğrusu kaçınmıyor, gene kesin sözler söylüyor, ama bir sözü söyler söylemez tersinin de doğru olabileceğini düşünüyor. Bence, gerçekten düşünmek budur işte. Çok umudum var Memet Fuat’tan, günden güne ilerleyeceğini umuyorum." Memet Fuat’ın eleştiri dünyasında ünü yayılırken Asım Bezirci, Hüseyin Cöntürk gibi genç eleştirmenler Ataç’ı "öznel eleştirme"nin temsilcisi saymakta, buna karşıt bir yol olmak üzere "nesnel eleştiri"yi savunmaktaydı. Memet Fuat’ın eleştiri anlayışı, onlarınkine oldukça uzak bir çizgide gelişti: "Eleştiri sanatların kurallarını araştıran, ölçütlerini bulan, bu ölçütlerin uygulanabilmesi için gerekli yöntemleri biçimlendiren, elde ettiği temel bilgilere göre yapıtları ölçüp biçerek değerlendiren, açıklayan şeydir. Şey, dedim, şey ama ne? Eleştiri sanattır. Sanat." "İnsan bir eleştiri yazısını okuken sanat yapıttından aldığı türden bir tat alır." "Eleştiri sanattır. Çok emek isteyen, güç bir sanat." "Eleştiri eleştirmenler ne derlerse desinler sanatın arkasından giden bir sanattır. Konusu sanat olan bir sanat." ELEŞTİRİNİN AMACI, ÖLÇÜTLERİ, ELEŞTİRMECİNİN NİTELİKERİ "Eleştiri Üstüne" kitabında Memet Fuat, bir "sanat" olarak tanımladığı eleştirinin amacını şöyle açıklamaktadır: "Eleştirinin amaçlarından biri, belki de, bugün için, en önemlisi, sanat yapıtını ölçmek, değerlendirmektir. ‘İyi’yi ‘kötü’den ayırmaktır. Yalnız, eleştirmen bu işi yaparken, salt değerlendirmekle yetinmez, daha ileri gider, yapıtı açıklamaya, anlaşılmasını kolaylaştırmaya uğraşır. ... Eleştirinin bir amacı da sanatçıya yol göstermektir; başka bir deyişle, estetik kurallarını, ölçütleri, yöntemleri saptamaktır." Memet Fuat eleştirmenin taşımasını beklediği nitelikler konusunda şunları söylemektedir. "Eleştirmeni başarıya götüren özelliklerin(...), bugün de, eskiden olduğu gibi, ‘kafasının işlemesi, bilgisi, duyarlığı, ustalığı, yazma gücü olduğuna inanıyorum." Kitapta eleştirinin yöntemi konusunda şu açıklamaları buluyoruz: "Baştan beri, eleştiride hiçbir yöntemi üstün görmeyen, her yöntemin uygulanmasından bir şeyler uman, çoksesliliği savunan bir anlayıştan yanayım." "Çeşitli araştırma, inceleme yöntemleri uygulayanların yanı sıra, hiçbir yöntemi olmayan, gözlemlerine, duyarlığına dayanarak yazan, salt izlenimlerini yansıtan eleştirmenlerin varlığı yazınımıza ne tür bir zarar verebilir, anlamıyorum. Tam tersine, değişik yaklaşımlarla ele alınmak bir yazar için bulunmaz bir talihtir." Eleştirinin ölçütleriyle ilgili açıklama ise şöyledir: "Bana sorarsanız, eleştirmeni eleştirmen yapan, kullandığı ölçütün doğruluğu değil, onu kullanışındaki ustalıktır. Sanat anlayışları gibi, ölçütler de KİTAP SAYI Bugün Memet Fuat’ın 80. doğum günü. Adını taşıyan "Eleştiri/İnceleme, Deneme, Yayıncılık Ödülleri", İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampusu BS2 salonunda saat 18:30’da başlayacak törende bu yılki sahiplerine ulaştırılacak. Eleştirimizin usta yazarını özlemle anarken eleştiri yöntemiyle ilgili olarak ölümünden kısa süre önce "Eleştiri Üstüne" kitabında bir araya getirdiği görüşlerini, okurlarının ilgisine sunuyoruz. ? Konur ERTOP "Eleştiri önce bir değerlendirme, sonra da bir yazarlık konusudur: İçeriğiyle, biçemiyle okura güzel duysal tat verecek bir yazı yazmak..." M. F. emet Fuat, eleştiri dünyasına 1950’lerin sonunda, Türkiye’de öznel eleştirinin karşıtı olarak nesnel (bilimsel) eleştirinin temelleri atılırken girdi. Bütün çalışmalarında bilim verilerinden yararlandı. Bilimsel eleştirinin, değer yargıları ileri sürerken öznel davranmasının kaçınılmaz olduğunu ileri sürüyordu. Bu bakımdan da iki eleştiri anlayışının el ele çalışmasını geSAYFA 10 M diği gözlenir: "Memet Fuat’ın deyişi günden güne açıklaşıyor, aydınlanıyor. (...) Kabul etmesek, doğru bulmasak bile bizi düşündürecek sözler söylüyor." "Memet Fuat’ın yazılarını, nerde bulursam okuyorum. İyi yazıyor, temiz yazıyor. Bir konuyu ele aldı mı, onun üzerinde düşünüyor, özünü kavramaya çalışıyor, işi edebiyatçılığa vurmaya kalkışmıyor, parlak lakırdılara gitmiyor. (...) Tanımam kendisini, ancak öyle sanıyorum ki okuyor, çok okuyor. Bu okuduklarını içine iyice sindirdikten sonra düşünüşüne de, yazışına da daha bir yumuşaklık gelir, en kesin kanımlara bile bir şüphe kokusu karıştırır, böylece bin bir yüzlü doğruya daha çok yaklaşır. Benim beğenip beğenmeyişimin kendisince bir değeri var mı ? CUMHURİYET 835
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle