08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Burhan Solukçu maden ocaklarındaki işinden çıkarıldıktan sonra, bir süre Zonguldak kahvehanelerinde karakalem portre ressamlığı yapmıştı. ? Monografinin Burhan Solukçu’yu karikatüre yönelten Rıfat Ilgaz’ın kitaplarını yayımlayan Çınar Yayınları’ndan çıkmasının, yayınevi açısından ince bir seçim olduğunu belirtmek isterim. Burhan Solukçu, küçük yaşlarında Zonguldak kömür havzalarında elektrikçi olarak çalışmaya başlamış, kısa sürede ciğerlerinden rahatsızlanarak tüberküloza yakalanmıştır. Sık sık tedavi görmüş, sağlık durumunun iyileşememesi nedeniyle işine son verilmiştir. Durumu, kitaptaki şu satırlar daha iyi yansıtıyor: “(Burhan Solukçu’nun)... 352889 sicil numarasıyla çalışmakta olduğu Merkez Atölyesi’nin, İşletme İdare Amirliği’ne yazdığı 26 Mayıs 1950 tarih ve 1213 sayılı yazıda durumu kısa, net ve buz gibi bir ifadeyle anlatılır: ‘Servisimiz elektrikçilerinden Burhan Solukçu ihraç edilmiştir. Kömürünün kesilmesini rica ederiz.’ ...” RIFAT ILGAZ’LA TANIŞMA Sonra yine sanatoryumlar, sağaltım çabaları... Ve 1952 yılında, İstanbul’da Yedikule Verem Hastanesi’nde Rıfat Ilgaz’la karşılaşma. Rıfat Ilgaz bu ilk karşılaşmayı şöyle anlatıyor: “... Bir gün koğuşa (...) bir kucak kemik getirip bırakıverdiler. Zonguldak’tan maden ocaklarından geliyordu. Eline üç beş kuruş verilerek ocaktan uzaklaştırılmıştı. Kendi kaderine terkedilmiş, son kuruşu da iyileşmesi için harcadıktan sonra benim gibi çürük insan deposuna bırakılmıştı. Birkaç gün sonra bu kemik yığınının yatağın içinde kıpırdayıp bir şeyler yazmaya çalıştığını gördüm. Zonguldak’taki eşine mektup yazıyordu. (...) Yattığı yerde hiç boş durmak istemiyordu. Gazetelerimi alıp okuyor, dergilerimi karıştırıyordu. Bir gün yanındaki arkadaşının kare kare çizip resCUMHURİYET KİTAP SAYI mini büyüttüğünü göDolmalık biberin kilosu 40 lirarünce, resme yatkın olduğunu anlamıştım. Markopaşa havasından henüz sıyrılamadığımız için, bir dergi çıkarırsam yazılarımı resimleyebilir mi diye düşündüm. Maden ocaklarını çok iyi bildiğine dayanarak: ‘Bir madenci resmi çizebilir misin?’ dedim. (...) ‘Hani... öyle tam resim gibi olmasın da... kroki gibi... biraz da karikatür gibi...’ Çok konuşmaktan hoşlanmazdı. Elindeki kara kalemle tasıyla, feneriyle kendisi gibi cılız bir madenci Fiyatını öğrenince dolma zavallının boğazında kaldı!.. çiziverdi hemen. Tas Akbaba, 1 Mayıs 1974 (Yayımlanan son karikatürü). bir yana kaymıştı, pantalonu bir yana... Kürşat Coşgun kitabında, Burhan Kıçında da kocaman bir yama vardı. Solukçu’nun bu sürecini şöyle yo‘Sende iş var Burhan!’ dedim, ‘Sen rumluyor: “... Dönemin sosyal/siyasal karikatür çizeceksin.’ (...)” gelişmelerinin dayattığı koşullar içinUzun süren tedavi dönemlerinden de, yetişmeleri hemen hemen birbirisonra Burhan Solukçu, Rıfat Ilgaz’ın ne benzeyen üç çizer özendirmesiyle Babı(Burhan Solukçu, Caâli yaşamına girdi. İlk fer Zorlu, Zeki Beykarikatürü İlhan ve ner) bu dönem mizah Turhan Selçuk kardergilerinin lokomodeşlerin çıkardığı Doltifi rolünü üstlendimuş dergisinin 26 Niler. Üçü de çizgi sasan 1956 tarihli sayınatları konusunda sında yayımlandı. akademik eğitim görBurhan Solukmemişti ve üçü de yoksulun, yoksulluçu’nun asıl ustalık ve üretkenlik döğun dilini çok iyi biliyordu. Özellikle nemi 60’lı yıllardadır. 196074 yılları 60’lı yıllar boyunca çizdikleri karikaarasında Akbaba’da, Pardon dergitürlerle bu kesimin sözcüsü oldular. sinde çalıştı. Bu dönemlerinde, Aziz Sezgileri ve güçlü gözlem yetenekleri Nesin’in çıkardığı Zübük(1962) ve ile kısa sürede kendilerini geliştirerek Ustura(196869) dergilerine de sıkça sivrildiler. (...) Burhan Solukçu anlakarikatür verdi. 872 tım ve mesajda hep bu iki yol arkadaşının yanında olmuştur. Yaşamı yoksulların, emekçilerin gözüyle algıladı ve öyle yorumladı. Bu yüzden, Karikatürcüler Derneği, ölümünün ardından yayımladığı gazete ilanında(1978), ‘işçi sorunlarıyla ilgilenen ilk karikatürcülerimizden’ ibaresini özellikle kullanıyordu...” Burhan Solukçu’nun yalnızca 50 yıl sürmüş, zorluklarla geçen yaşamını kitapta bulacaksınız. Yaklaşık yirmi yıllık çizgi yaşamında ürettiği sayısız karikatürden örnekler yanında, yarattığı bantkarikatür ve çizgiroman tipleriyle ilgili bilgiler, çocukluğundan ölümüne değin yaşam dönemlerine tanıklık eden fotoğraflar, çalışma belgeleri, kendisiyle, yakınları ve çalışma arkadaşlarıyla yapılmış söyleşiler, bazı karikatürleri üzerine yazar tarafından kaleme alınmış başarılı çözümleme metinleriyle Burhan Solukçu’ya bir saygı duruşu bu kitap. Karikatürümüzde böyle çalışmalar çok değil. Araştırmacı Turgut Çeviker’in, GülDiken dergisinde unutulmaz iki özel sayıyla gerçekleştirdiği Turhan Selçuk ve Ferruh Doğan monografilerinden sonra, Kürşat Coşgun’un Burhan Solukçu kitabı, benzer incelemeler yapmak isteyenler için cesaret verici bir örnek oluşturuyor. Kürşat Coşgun, bu çalışmasıyla hem bir çizer hem yörede yaşayan bir sorumlu aydın olarak, gerek bizim gerek Zonguldak’ın Burhan Solukçu’ya olan borçlarımızı üstlenmiş ve sanırım, ödemiştir. ? Cumhuriyet Kitap’ın notu: Konuyla ilgili oturum, bugün Kitap Fuarı’nda saat 15.00’te başlayacak. Emeğin Çizeri Çizginin EmekçisiBurhan Solukçu/ Kürşat Coşgun/ Çınar Yayınları/200 s. SAYFA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle