09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? kong’un merkezi olmasından / olduğundan kuşku duyulmasından dolayı, haritadan silinen Ben Suc örneğinde belirttiği gibi) sağlam hücrelerin de zarar görmesini gündeme getirir (s. 73). Tıp terimlerinin siyasetteki metaforik anlatımı bunlarla sınırlı değildir. Sontag, Machiavelli’nin “veremin teşhisinin konularak, tedavisine başlanması ile devlet işlerindeki güçlüklerin yetkin kişilerce çözümlenmemesi halinde önlenemeyecek derecede büyüyeceğini” ifade ettiğini aktarır (s. 85). Bir diğer örnekte Hobbes, “iç hastalıklarla toplumsal çatışma” arasında benzerlik kurmaktadır (s. 86). Troçki için Stalinizm bir “frengi” veya “kanser” iken; Naziler de Yahudiler hakkında aynı şeyi dillendirmektedir: Nasyonal Sosyalistler için Yahudiler, elde ettikleri faizle kanser hücreleri gibi çoğaldıklarından, sağlıklı dokuların tedavisine yönelik olarak “cerrahi müdahale (krematoryum) ile kesilip atılmalıdır” (s. 91). İsrail’in Arap dünyasında “kanser” olarak adlandırılması ile Filistinlilerin İsraillilerce “bölgenin kalbindeki kanser” biçiminde nitelendirilmesi de yine metaforik anlatımın bir örneğidir (s. 92). Özetle hastalıklar savaşılacak düşman, hasta ise kurban olarak algılanınca; frengi, veba, verem ve kanser örneklerinde görüldüğü gibi hastalıkların, yalnızca doğal bir olay biçiminde görülmesinin önü kapanmış ve bir metafor olarak algılanışı (ve anlatımı) yaygınlaşmıştır. ÇAĞIMIZIN VEBASI AIDS VE METAFORLARI Kanser hastası “neden ben?” diye yakınırken, AIDS’li için bu sorunun pek bir anlamı yoktur; çünkü AIDS’li biri, bu hastalığa nasıl yakalandığını bilmekte ya da en azından tahmin etmektedir. Aynı zamanda AIDS, “ölümü çağrıştırma gücünün çok daha fazla olmasından dolayı kanser gibi herhangi bir duygusallaştırma girişimine imkân tanımaz” (s. 119). Bu bağlamda AIDS, zihinlerde sert bir ölümü çağrıştırır. AIDS metafor olarak “veba”yı gündeme getirir; “bu, toplu bela, kötülük ve pek çok ürkütücü hastalığı kapsayan genel bir adı” karşılamaktadır (s. 143). Böylece AIDS’in kaynağını dışarıda arama ve onun ahlaki yorumlarını yapabilme olanağı da ele geçmiştir. AIDS’in ilk defa “Kara Kıta”da ortaya çıktığı ve oradan dünyaya bulaştığının ifade edilmesi de buradan kaynaklanmaktadır (s. 151). Bir başka deyişle bu hastalığın Üçüncü Dünya’dan yayıldığı fikri genel geçer görüş haline gelmiştir. Sontag’a göre “kanser bize kirlenen çevreden, AIDS ise kirlenen insanlardan korkmayı öğretmiştir” (s. 175). Bunun doğal sonucu da sakınma ve dışlama tepkilerinin belirmesidir. “Hasta olanları veya olduğundan ya da yaydığından kuşku duyulanları tecrit etme normal sayılmıştır” (s. 183). Oysa AIDS’i ahlaki anlam taşıyan bir olay değil; “doğal bir fenomen” biçiminde değerlendirmek, “canavarca davranmanın engellenmesi”ni sağlayacaktır (s. 190). CUMHURİYET KİTAP SAYI Sontag, Metafor Olarak HastalıkAIDS ve Metaforları başlıklı kitabı “hayal gücünü kışkırtmanın aksine, zihni sakinleştirmek için” yazdığını vurgular Kısacası veremi, kanseri ya da AIDS’i bir lanet, bir ceza veya sıkıntı değil; salt bir hastalık olarak ele almak gerekmektedir. Sontag’a göre hastalık “anlamı” olmayan bir şeydir, bir “ölüm hükmü” değil (s. 109). ÇÖZÜM DENEMESİ Sontag, Metafor Olarak HastalıkAIDS ve Metaforları başlıklı kitabı “hayal gücünü kışkırtmanın aksine, zihni sakinleştirmek için” yazdığını vurgular (s. 108). Buna göre, (özellikle de askeri) metaforlar silinmelidir. Çünkü metaforik tuzaklar insanları, “yeterince erken tedavi aramaktan” ya da “tedavi için daha fazla çaba harcamaktan” alıkoymaktadır (s. 108). Sontag için askeri metaforlar tanımları gereği, “abartılıdır” ve “hastaların aforoz edilip, damgalanmalarına katkıda bulunmaktadır” (s. 199). AIDS ile birlikte zirveye çıkan askeri metaforlar, bedenin bir savaş alanı gibi görülmesine yol açar. Bu nedenle hastalar “kaçınılmaz kayıplar” veya virüs taşımasından dolayı “savaşılacak düşman” olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda Susan Sontag’ı, tekrar okumak (kendisi de kanserden öldüğü düşünüldüğünde, içeriden biri olarak), yaşamın her anında normal kabul edilen askeri metaforların yarattığı ayrımcılığa, eleştirel gözle bakmamızı sağlamak adına bir kapı aralayacaktır. Aynı zamanda çağına tanıklık eden bir yazar, entelektüel ve muhalif olarak; eseri / eserleriyle neyi / neleri ortaya koyduğunu / koymaya çabaladığını anlamamız ve onun, pek çok çağdaşından ayrıksı duruşunu da kavramamız kolaylaşacaktır. ? (*) Felsefeci Metafor Olarak HastalıkAIDS ve Metaforları / Susan Sontag/ Agora Kitaplığı/ 199 s. (1) Aristoteles, Poetika, <1457 b>, çev. İsmail Tunalı, (7.Basım), Remzi Kitabevi, İstanbul, s. 59. 872 SAYFA 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle