Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Selim İleri ile Kar Yağıyor Hayatıma' üzerine farklı blr söyleşi 'Kitapta anlattığım insanları çok özlüyorum' Selim İleri'yle arkadaşlığımız, 1960 yılının Ekim ayında, Calatasaray Lisesinde başladı ve o günden bu yana sürdü. Arkadaşımın anılarını bir araya getirdiği Kar Yağıyor Hayatımada benden söz edileceğini az buçuk tahmin ediyordum. çünkü anılardaki kişileri bir zamanlar birlikte tanımıştık. O kişilerin bazılarına birlikte hayran olmuştuk... Belki bu nedenle, Kar Yağıyor Hayatımanın ilk okurlarından biri olmak istedim. Selim de isteğimi kırmadı, anılarını benimle paylaştı. Aşağıdaki söyleşi, kırk beş yılın tanıklığı ve birikimiyle gerçekleşti. n Yaşar İLKSAVAŞ •^T ^F" nr Yağıyor Hayatıma bir önt S sözle başhyor. Gerçi tam bir mm #^k önsöz dt'ğil, bir açıklama, kiJL m. tabı ncdcn yazdıgına ilişkin bir açıklama. Scni sanatla tanıştıran, tana edcbıyatı ve diğer sanat dallarını sevdirett kişilcri yazdıgını söylüyorsun. Bununla birlikte, bu kışılerin bir por/resi çizilmiyor. Daha çok, senin yaşamtnda iz sürüyoruz. Evct. Portrcden uzak durmaya çalıştım. Değişik sebeplerle. () kişilerin arasında, hepi topu, bir iki kez gördüklerim var. Halide Edib gibi, Salih Zeki Aktay, Dıranas gibi. Hatta, Samet Ağaoğlu'nu hiç görmedim, Samet Bey'le bütün ilişkim telefon konuşmalarından ibaret. Bu açıdan yaklaştığımızda, portrclcrini çizecek, betimleyecek konumda görmedim kendimi. Hayatımdaki etkileri ve yerleriyle yctindim. Bir başka sebcp de, portrelerini yazarken, hiç istemediğim halde, kişisel yargılarıma çokça kapılacağım kaygısıydı. Son dönemlerin anı kitapları daha çok birer yargılayış ya da ifşaattı. Üstclik zaman zaman uydurma ifşaat bile işin içine giriyor, medyada rezaletlere yol açıyor. Bu türden şeyler benim anlayışıma enikonu ters düşüyor. Kar Yağıyor Hayatıma gerçekten de sevgiyi, hüznü, vefayı öne çtkaran yaztlarSAYFA 14 dan, insan Belgin Doruk çok duyarlı, çok incelikli bir kişiydi. Unutamadığım Belgin Doruk'u işte o dostlukta kavramıştım. Tam karşıt örnek ise, galiba Ahmet Muhip Dıranas. Yazdığım yazıdaki son sahne dışta tutulursa, Dıranas'ı, gördiiğüm, tanıklık ettiğim Dıranas'ı pek de kavrayamamış olduğum ortaya çıkıyor. Hatta yadsımaya kalkışacak kadar... Cienelde, bütün yazıların ortak özelliği, andığın, hatırladtğın kışilere bir tür günah çtkarman. Bi/mem, böyle diyebilirim miyiz? Geçmi$teki bazt yanlıç davraııtşlarınt içtenlikle anlatmı$sın. Başta Oguz Atayyazısı... Günah çıkarma ya da pişmanlık. Bence, daha çok, pişmanlıklar. 'Oğuz Atay'ın Mektubu' daha önce Varlık dergisinde yayımlandı vc beni şaşırtan bir ilgiyle karşılandı. Pişmanhğımı iyi ki yazdım diye düşündiim. Bu türden, gençlik yanılgıları diyebileceğim, bugün pişmanlık duyduğum bazı davranışları içtenlikle yazmaya çalıştım. Gelgelelim ne kadar içten olunabilir? Kendime yonttuğum nice şey de vardır herhalde kitapta. KÜLLENMİŞ HÜZÜN Kijiler, anılar art arda okundukça, demin de söylediğim gibi, hüzütı agtr basıyor. Bu hüzün, Selim lleri'nin dünyaya bakıştndan, yaşamı algılayışından mı kaynaklantyor? Kar Yağıyor Hayatıma'nın yirmi dört kişisi, ölmüş kişiler, yitirdiğimiz kişiler. Daha ne kadar yaşarsak yaşayalım, onları dünya gözüyle bir daha göremeyeceğiz. Bu, zaten ycterince buruk. Ister istemez yazıya da yansıdı. Sonra ben ayrılıklardan, ayrılığın hcr türlüsünden her zaman acı duydum. Yazıların sonuna geldikçe, yazdığım kişiden bir kez daha ayrtldığımı hissediyordum. Birçok küllcnmiş hüzün çıkageliyordu. Yalnız şunu da belirtmek isterim: Kar Yağıyor Hayatıma'nın kişHeri çok da mutlu yaşamların insanları değiller. Afife Jale tiyatro tutkusunu hayatıyla ödemiş. Kemal Tahir uzun yıllar cezaevinde yaşamak zorunda kalmış. Sevgi Soysal kanser la olıişmuş. Peki ama, o kişilerle ilişkıle ma'nın kapsamı içinde göremediğimden hastası. Samet Ağaoğlu idama mahkum yazmadım. rin hep böyle öfkesiz, kırgınlıksız mı sürüp gitti? Yoksa, yazmaktan uzak durdu Hayır, söylemek, zormak istediğim $u: olmuş. Vedat Günyol bir yalnızlığın insanı. Necatigil, yaradılışının hüzünleriyle ğun boyutlar da mı söz konusuydu? Hayli geni} bir çevrenin içindcymişsin. Bugiin de b'yle. Çevreler, farklı sanatların dolup taşıyor... Olmuştur, kırgınlıklar olmuştur tabii. Girişteki yazında 'Afife jale'yi görmekijilerivle dostluklar romanalığına, öyküKemal Tahir yazısında biraz değindim. me zaten imkân yoktu. Ben doğmadan ölcüliiğü'ne nasılyansıdı? Ne var ki, zaman geçtikçe, özlem arttıkmüştü' diyorsun. Ama kitapta Afife Jale ça, öfke ya da dargınlıklar iyice geri plan Mutlaka yansımıştır. Şöyle ya da böyle uzun bir bölüm. Adeta bir biyografi deneda kalıyor, unutuyorsunuz. Kaldı ki, geyansıdı diye tanımlayamam. Ama mutlaka mesi. lip geçici dünyada böylcsi kırgınlıkları yansımıştır. Sanat çevrelerinden çok kişi • Bire bir tanışmaların ötesinde, bazı bugiin çok anlamsız, gereksiz buluyotanıdım. Hepsiylc dostluklar kuramadım kişilerin sizin yaşamınızda derin izleri rum. Beni yetiştiren kişilerdi, beni var ama. Sanırım, yaradılışıma yakın olanlann oluyor. Afife Jale benim için onlardan bieden kişiler. Onlara sevgimi, saygımı dile peşine dü^tiim. Zaman içersinde kesintiri. Çeşitli rastlantıların ve gerckliliklerin getirmcyi tercih ettim. sizce sürmüş dostluklar, arkadaşlıklar busonucu, nice yıllar izini sürdüm. Bir yazı, nun böyle olduğuna işaret ediyor. Şimdi benim dikkatimi çekenler arabir derginin sararık sayfalarında yitmiş sında, kitabın geniş yelpazesi de var. YaŞimdi örnek vermek gerekirse, Belgin bir iki gözlem, saptayım... Başta Refik zarlar, romancdar, şairler, sinema sanatçıDoruk'u örnek vermek isterim. Belgin Ahmet Sevengil'le Nusret Safa C^oşları, tiyatro sanatçıları, bir ressam (Zeki Hanım'ın birçok filmini elbette izledim, kun'un anlattıkları... Afifc'yi yazmak, bir Yaik Izer), bir gü'zellık kraliçesı (Ferıha seyircisiydim. Ama tandığım Belgin Dobakıma, kişiliğimi çözümlemekle eşanTevftk)... ruk benim için çok daha değerli, çok dalamlıydı. Onun yıkılış hikâycsinde, yik.ilha anlam yükJüydü. Sanatta yol alışınızın Feriha Tevfik'i sadece güzellik kralimış, yok edilmiş, ziyan edilmiş insanlara garip bir kadcri oluyor. Aktris Belgin çesi sifatından dolayı yazmadım. Sinema gönül bağı duyduğumu hissettim hcp. Doruk, beyazperdeye, peliküle içinin oyuncusuydu, sinema tarihimiz için kla sonsuz iyiliklerini, inceliklerini yansıtaBütünüyle biyografik bir yazı mı, kestisik sayılabilecek bir iki tilmde oynamıştı. bildi mi, bilemem. Gcrçi Bozuk Düzen, rcmiyorum. Unutmamak gerekiyor ki, Ayrıca, Istanbul Şehir Tiyatrosu'nun ilk Güzel Bir Cîün İçin ya da Duvarların Afife Jale'nin yaşamından yola çıktığımız aktrislcrinden. Başka güzellik kraliçeleri ütesi gibi filmlerini unutamam. Ote yanbir senaryomuz var, Nezihe Araz'la ikide tanıdım. Onları Kar Yağıyor HayatıC tl'M H U R İ Y E T K İ T A P SA YI 8 14