04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Abbas Sayar, gunumuz postmodern romanlarının ve kent soylu yazarlarının asla erişemeyeceği bir dil zenglnlıği ve olağanustu betimlemeleri ile ön piana çıkıyor Siirsei anlatımı kısa surede onu ölumsuzler arasına soktu. Daha sonra ilk romanı "Yılkı Atı"nı yazdı. 'Yılkı Atı', yaşlandığı için artık iş görnıez duruma gelen, açlığa terk edilen bir atın öyküsüydü. Bu romanında hayvandoğa savaşımının yanı sıra yoksul kırsal kesim insanının gerçeklerini duyarlı bir biçimde dile getirmişti. Bazı yayınevleri okuma zahmetıne bile katlanmadan romanı reddettiler. Yayımlattırmak için yedi yıl uğraş verdi. Roman 1970 yılında TRT Büyük Ödülü'nü aldı. Roman beklenilenden çok ses getirdi ve o yıllarda en çok satan kitap unvanını elde ctti. Hatta TRT tarafından televizyon filmi yapıldı. Edebiyat çevrelerince saygıyla karşılandı. 'Agora' dergisinde okuduğum bir röportajında iinlü yazar Yaşar Kemal'in kendisinc, "Doksan saytalık bir romanla, hepimizin canına okudun,' demiş. Evet o sayfaları az fakat içeriği ve anlatımıyla kimsenin kolay erişemeyeceği bir yere çıkmıştı. Bildiği bir çevreyi, hissettiklerini yazan, yazdıklanyla ınsana hayrete düşüren bir yazardı. YILKI ATI ILYA EMffcE ZOLA II Gerçeğin kitabı". ÇELO tkinci romanı 'Çclo' da yine bu yöre insanının değişmez gerçeklerinden yola çıkarak 'umutsuz sevgiyi, zorla evlendirme' temalarını akıcı bir üslup ve yüreğimizi kanırtan bir dille ışlemiştir. Roman 1973 yılında "Türk Dil Kurumu Odülü" aldı. Ûçüncü romanı "Can Şenliğı" 1975 yılında "Madaralı Roman Ödülü" aldı. Bir bağa bekçi tutulan yaşlı, kimsesız ve yoksul bir adamın yürek sızlatan öyküsüydü. Büyük yazar, kendine has üslubuyla bu işin de üstesinden gelmişti. Bu romanı da çok konuşuldu. Dilini yöresel motiflerle süsleyerek bir destan havasına bürümüştü. Böyle bir anlatımın örneğlne edebiyatımızda pek ender rastlanır. Romanın girişi şöyfe başlıyor: "Yamaç öğle sıcağının ilk yorgunluğunu sırtından atmaya çalışıyordu. Pörsümeye yüz tutmuş yapraklar poyrazdan esen hafif yelin serinliğini yutuyor, yavaşından geriniyorlardı." için askere gitti. Fakat yüreğini yakan okııma sevdası rahat bırakmadı. Dönüşünde Istanbul Ünivcrsitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nc girdi. Fakat yine aynı nedenden oğrcnimini yarıda bırakarak memleketinc döndü. Gazete bayiliği, kitapçılık, matbaacılık ve çiftçilik yaptı. Karasabanla toprağın karnını yarıp tohum serpti. Boy veren ekinlerın arasında gururla dolaştı. Elleri nasır tutana kadar nasat yaptı, harman savurdu. Kanallar kazdı, arklar açtı. Yağmurda ıslandı, çamura saplandı ve güneşin alnında kavruldu, pişti. Terli yüzünü silmckten alnı yara oldu. BOZLAK Boş durmuyordu. Içini yakıp kavuran yazma ateşiyle gazeteciliğe soyundu. "Bozlak" adında aylık düşünce ve sanat dergisi çıkardı. Daha sonra "Bozok" adında bir günlük gazete çıkarmaya başladı küçücük matbaasında. Edebiyat yaşamına, 1946 yılında çıkardığı "Gönül Sandalı" adlı şiir kitabıyla adım attı. ÎŞTE BÖYLE Dünya evi kuvvetlinin Bize burdan çık diyorlar Yalan yanlış yaşam gördük Yeter hatta çok diyorlar Tek ayak üstünde bir yer Düşünce umudu döğer Yaşamak istersen eğer Bu çileyi çek diyorlar Hayat hatırada kesek Kader biziz kime küsek Çöple diş etini yesek Yemek yemiş tok diyorlar. BİLDİRİ Ne olacak senin halin Martı kuşu! Ben denizi satın aldım Arpa ekip darı biçcceğim Maviden yeşile geçeceğlm Ne olacak senin halin Su! Şeni uçuracağım Üç beş süzgeçten geçireceğim Aklın varsa su Gökyüzüyle barış ÖLÜM SIRADAN İNSANLAR İÇİNDİR Günümüzün postmodern romanlannın ve kent soylu yazarların asla erişemeyeceği bir dil zenginliği ve olağanüstü betimlemeleri ön plana çıkıyor. Şiirsel anlatımı kısa sürede onu ölümsüzler arasına soktu. Daha sonra "Dik Bayır" adlı romanını yazdı. Bu romanda toplumsal yapıdaki değişimin sonucu olarak kırsal kesim insanının yaşamındaki farklılaşmayı, köyden kente göç olgusunu, bunun uzantısı olarak Almanya'ya işgücü göçünü erişilmez üslubuyla yansıtmıştır. Romanlarında genellikle kırsal kesim insanının elverişsiz yaşam ko^ullarının değiştirilmesi gerekliliğini vurguladı. Kırk dört yıllık gazetecilik yaşamında binlerce başyazı yazdı. 1989 yılında Ayvalık'a yerleşti. Resim, şiir ve roman çalışmalarını aramızdan ayrılıncaya kadar sürdürdü... Yazımın başında ölüm sıradan insanlar içindir demiştim. "Vurun ulan vurun ben kolay ölmem" diyen Ahmed Arif, Fakır Baykurt, Ümit Kahancıoğlu, Abbas Sayar, Dursun Akçam, Mahmut Makal ve ismini sayamadığım, Türk edebiyatına damga vuran köy çocukları, onları yok saymaya, görmezden gelmeye çalışan zihniyetin tohumlarına inat, yüzlerce yıl yaşayacaklar. • "Meyhane Kitaplarımın arasında an masum olanıdır... Bo kitapta varoşlarımızın kokuşmuş ortamındakı bir işçi ailesinin kaçınılmaz cb'küşünü bstimlamak Istedlm... Halkın kokusunu taşıyan, onu yalansız dolansız anlatan bir romandır... Halk baştanbaşa kötü değlldir; sadece zorlu çalışma şartları ve sefillik içinde bozulmuş, cahil kimsalerdîr..." Emlle ZOLA llyo Yaymevi; 150'den fazla seçkin eseri okuyucuyla bulusturuyor. GENEL DAGITIM MAVİ DAĞITIM TEL : 0.212 512 52 81 512 51 93 FAX : 0.212 512 52 37
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle