04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

nabilir, dikey, yatay, çapraz, kesik kesik, düzenlemeler, bozulmalar yeniden yapmalar vb.. Tüm kitapta sözcük ekonomisi göze çarpıyor. Az sözcüğe çok anlam yüklemişsiniz, olafanustü bir arayışa, fehefeye girmişsiniz, bunun için neler söylemek istersıniz?Bu da kitabın özelliklerinden biri midir? Sanmm. Daha önce de söyledim, sözlükler benim baş yapıtlarımdır, her şeyi orda bulurum. Az sözcük ckonomisine gelince aslında söz.cüklerden beklenen anlam değildir; iç içeriktir. Özcllikle şiirde sözcükler sesten koca bir dünya kıırarlar yalnız sesi de değil. Sessizliğin de elinden tutarlar; hem ben ncsnelerin tabuluğu gibi sözcüklerin tabuluğuna da bağlıyım, bu uçurumu hep yaşanm. Zaman kavramı bütün şalrlertn ölüm gibi ana konusu olageiml$tir. Benlm zamandan aniadıgım ŞIMDİÖIR. simdlnin gerçeğldlr; ben hep zamanın ucundan böyle tutanm. Böyle diyorum çünkü dünya neyse odur. Dünyanın kendlnl aşan bir anlamı yoktur. Karanlık uren a Şiirin silmeyeceği pislik yoktur. Yoktur çünkü: Şiirin umutsuzluğu asıl umududur. înanılmalı buna. Bütün beş kitap boyunca özne/nesne sorunu yeniden önüme çıktı bunun üzerinde de durmak isterim. Dünyaya karşı yazınsal bir dünya yaratanların Tanrı'dan farkı yoktur. Böyle bir ayrım görmüyorum. Yaratı, yaratıdır. Ben nesnelerin elinden tutmak, onları büyük uykularından uyandırmak, varoluşlarını kanıtlamak, bu dünyanın birer kişileri olduğunu göstermek istiyorum. Bir çakıltaşı, bir yaprak, bir su birikintisi bcnden bunu istiyor, birer varlık çünkü. Bunun için de varolmak istemeleri onların hakkı. Ben de birçokları gibi bu dünyanın elinden tutarak onları yüceltmek peşindeyim. Bu yüzden şeyler dünyasının bir vatandaşı gibi davranıyorum; kucaklıyorum onları. Özellikle de en küçüklerinden başladım işime. Kıyıya atılmış, yıkık, ezik, kimi de baştan çıkmış, yerde sürünen, bir türlü de kendine gelemeyen şeyler oldu benim konularım. Çöp, çamur, bok, eski bir çorap, kırık bir sandalye ya da yerde sürünen bir kâğıt parçası. "Varlık olan her şeyde bir var olan olduğu"nu söyler Heidegger. Yaşamı boyunca vurguladığı da neredeyse bu olmuştur. Şeylerle yata kalka onları su yüzüne çıkarmak istedim. Artık şunu hepimiz biliyoruz: Çağımızda özne bir baskı, yok oluş içinde sürünüyor. Böylece yıkıminın da tanığı oluyoruz. Dünyamızın da nesne neredeyse öznenin yerine geçiyor: Korkunçluk burada. Şiirin varoluş serüveni gizlilikler yumağıdır, çözümlenmemiştir, çözülmezlik giderek, şiirin doğası bile olmuştur. Dilin sıfır noktasından başlamak dili bütün saflığı, bütün hamlığı bütün ilkelligiyle yakalamaktır, yapılan bir dil sorunudur. Dil burada bir yıkımlar savaşına girer; derlenip toplanmak için önünde bir imleme yoktur, imlenmez, şöyle de söyleyebiliriz bunu, yazmıyoruz da sanki söylüyoruzdur sanki bir vahiydir. Dilin kendiyse kızoğlankızdır hiçbir kalıba da sığmaz. YAZI YAZARIN AMACININ DIŞINA ÇIKAR' Yazmak sorunu üzerine ne düsünüyonunuz? Romanı hâlâ yaratıcı bir tür olarak görmemeyi sürdürüyorum (birçok örnek dışında). Derrida "Yazının önccden verilmiş bir anlamı yoktur" der ve ekler "yazı nereye gittiğini de bilmez"; yazısını sürdürür ,"yazıda anlam, geleceğidir yazının" diyerek de kapatır. Hem biliyoruz, anlam yazıdan önce var olamaz, önceden kurulan bir şeyde bir işe yaramaz. Yazının serüveni hep farklı bir şeydir. Ama şunu da belirtmek gerekir ki yazı, yazının yaratılışı yazılırken olan bir şeydir. Aynca yazı yazarın amacının dışına da çıkar. Kitabınızdaki imgeler, metaforlar, egretilemeler, fantastik ögeler ag'ırlıkta, imgeleriniz çok sarsıcı ve olağanüstü, sizin yaşam serüveninizi özetler gibi: "Suyun kalabalığıyla/ yasadım/ her yerde." "Yol/ ki/ yoktur/ yol, ki/ varış/ değildir" "Sö'zün vakti yoktur veyasam karanlıktır." "Dünyanın ilk günlerinden kalma bir güneşle gider gelirdiniz. " "Ben bir bulutu indirir kıyıya çekerdim." "Çarpıcı, yoğun ve sürükleyici." "Gerçekten çok iyi bir roman. Bu kitabı okuyan biri yeni tatlar ve zevkler keşfetmenin doruğuna ulaşacak. Saturday Revviev Kendinizle ilgili dizelerden bazüarıysa: "Ben ininden yeni çıkmış bir hayvan ve kuru yosunlarım." "Ben buruşuk bir mendil gibi düzeltnek bilmezdim." "Kendinti sana bir (iç) deniz diye tanıttım." "Kocamışlığımda iblise armağan ettig"im geçmisimin kapısını usulca kapadım." "Ben ne kadar şey gördüm yasadımsa onları anlatmayı söz verdim sana." Bütün bu dizelerle ve yasamınızla ilgili neler söyleyebilirsiniz?Buna gerek duymamın nedeni sizinle daha önce yaptığım söyleşilerden biri yayımlandıktan sonra, hapishanedeki bir mahkumdan aldıgım mektup yüzünden. Kendisi mektubunda 'kıytda köşede kalmıs değerli bir yazanmızı tanıtman beni mutlıı etti' diye yazmıs ve tesekkür etmisti, ama ben bunu yeterli bulmuyorum. Sizin söyleyeceklennizi de yazmak isterim. Şiir yaşamdaki bir anın şiire dönüşümüdür. Yazında gerçek, anlatılmaz olandır. Şair işine her şeyin üstüne kusa VI. ve son kitapta büyük bosluklar, hölünmüş sözcükler, parçalanmalar, yırt rak başlar. tnalar kitabın neredeyse ilkeleri olKendime gelince: Ben kendimi dünyada unutulmuş bir ada olarak görüyomuş rum. Asıl gerçek, gerçek değildir. • Bana öyle geliyor ki baştan beri çokanlamlılık benim biricik ilkem oldu Kuşların Doğum Gününde derken, bunu en çok bu kitapta yaptığıOlacağım/ llhan Berk/ YKY/ 114 s. mı sanıyorum. Şiirler her yönden oku BİR MARIO PUZO t ı SICILYALI "Akıcı, heyecanlı, destansı bir aks'ıyon." Tıme "Günümüzün mtti "Baba"da yaratilan modern çağın karakterterinden bile daha çekici.* New York Daily News Ödemeli Gönderilir ^ T e l : 0212.528 71 9091 'i ~ ^ S Tüm Seçkin Kitapçılarda, Marketlerde Tel: 0212.528 71 90 www.prestiiyayinlari.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle