04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

nın aslında eşitsızliği daha da derinleştirdiğı süreç içinde kanıtlandıkça mıt, çözülmeye başladı. Artık kalkınmanın bir fiyasko olduğunu bılmeyen yok. Fakat kalkınma siyasetine yönelik eleştiriler bugün sadece "sol" taraftan gelmiyor. Ulusal siyasctin ve ulusal pazarların sermayenin hızını kestiği, piyasaları başarısızlığa uğrattığı iddiasından hareket ederek küreselleşmenin gereksinimlerine uygun yeni bir kalkınma anlayışı oluşturmaya çalışan sermaye kesimi de eski paradigmasından vazgeçti. Dolayısıyla kalkınma ile ilgilı literatür, ortaya çıkan bu yeni durumu da göz önünde bulundurarak kendisini yenilemek durumunda. TEORİK VE DENEYİMLER AÇISINDAN BAKMAK »diğiniz tün doğruları nutun... u kitapla öğrenecekleriniz i şaşkına çevirecek! Piri Reis Haritası üzerine yapılan yedi senelik ^ çalışmalann ürünü olan bu kitapta, tütn dünyamn bildiği bir haritadan yola çıkılarak J bilim çevrelerini bile şaşkınlığa düşürcn gerçeklere ulaşılıyor. , \ MetinSoylu Saniye Dedeoğlu ve Turan Subaşat'ın yayına hazırladığı "Kalkınma ve Küreselleşme" kitabı işte bu kaygının gözetildiği, günümüzdeki kalkınma paradigmalarını irdeleyen yeni dönem çalışmalarından biri. Amacının "kalkınmaya ve kalkınmakta olan bölgelere teorik ve yaşanan deneyimler açısından bakmak olarak" belirlendiği kıtabın, aslında, ilan ettiği amaçla yetindiği söylenemez. Kitapta yer alan her yazarın küreselleşme süreciyle ciddi bir hesaplaşması var. Latin Amerika'dan Doğu Asya'ya, Sovyet sonrası Orta Asya kalkınma modellerınden Doğu Avrupa ülkelerine kadar pek çok bölgedeki kalkınma parametrelerinın ayn ayrı makalelerde tartışıldığı kitabın yazarları, neoliberal küreselleşmenin azgelişmiş ülkelerde derin bir tahribat yarattığı düşüncesini paylaşıyor ve bunu kanıtlıyorlar. Iç pazarların tek bir diinya pazarı olarak birleştirilmesinin önünde engel olarak görülen ulusal sınırların, ulusal siyasetin ve ulusal yasaların bertaraf edilmesiyle yağmalanan ulusal ekonomiler; işgücü fiyatının giderek düşürülmesiyle yaratılan ucuz enıek cennetleri; ticari rekabete dayanıksız azgelişmiş ülkelerin daha fazla bağımlılaşması; yoksulluğun yaygınlaşması... Küreselleşmenin sürdürülebilir kalkınma programının şimdiden alınan ilk sonuçları arasında öne çıkanlar. Fakat küreselleşme, tahribatını sadece kalkınma yolundaki ülkelerde göstermiyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, refah devleti kapsamında uygulanan sosyal politikalann bu süreçteki tasfiyesi ile birlikte ortaya çıkan manzara azgelişmiş ülkelerde görülenden daha iç açıcı değil. Davıd M. Smith, kitaptaki "Sosyal Dışlanma ve Sosyal Politika: Britanya'ya Tarihsel Bir Bakış" adlı makalesinde, Britanya örneğinden yola çıkarak küreselleşme ile birlikte refah politikalarının akıbeti sorununu tartışıyor. Kalkınma hattının hep avantajlı kesiminde duran; geri ülkeler için henı bir vaat hem bir model olarak gösterilen; kalkınma yolculuğunun son hedefi, gelişmiş kapitalist ülkelerin bağrında ortaya çıkan yoksulluk ve yoksunluğun nedeni de küresel kalkınma anlayışı. Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun küreselleşmenin temel yönelimleri aynı: iş gücü maliyetini en aza indirgemek ve sermayenin rahat ve hızh dolaşımını sağlayarak kâr oranlannın artmasını sağlamak. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde sosyal politikaların maliyet göstergelerindeki yüksek payının önemli bir ayakbağı oluşturduğuna ilişkin söylemler zaten çoktan beri tedavüldeydi. Geldiğimiz noktada ise bu söylem bir pratiğin gerekçesi oldu. KÜRESEL KALKINMA: ORTAK YOKSULLUK Kuresel kalkınma anlayışı, azgelişmişlik ya da gelişmışlık farkı gözetmeksizin dünyanın her yerındeki emekçileri gitgide ortak bir yoksulluk düzleminde eşitliyor. Bu, küreselleşme oncesi kalkınma politikalarının iddia etmedı^i bir eşitlikçiliktı. Günün birinde, hedefteki ülkelerde yaşayanlar kadar zenginliğe ve refaha ulaşma düşii olmaksızın geri kalmışlığın sındirilmesi ne de olsa pek kolay olmayacaktı. Küreselleşme, sadece geride kalanlar için bu hayali olanaksızlaştırmadı, ortada vaat edilmiş bir cennet de bırakmadı. Peki bu durumda, küreselleşme ve kalkınmanın yan yana getirilemeyecek kadar eğreti durduğu söylenemez mi? Kitabın yazarları bunu söylüyorlar ve daha iyi bir soru soruyorlar: insanlık, bunca yoksulluğun ve acının kaynağı olan şeye, katlanmak zorunda mı, "küreselleşme kaçınılmazmı?" Kuşkusuz hayır, küreselleşme kaçınılmaz değil; kendi alternatiflcrini yaratarak yerleşen bir süreç bu. Bu alternatifle ilgüi yorumu kitabın ilk makalesini yazan Fikret Şenses yapıyor: "Nasıl ki neoliberal küreselleşme küresel bir tasarımın sonucunda ortaya çıkabilmiş ve yaygınlaşabilmişse onun olumsuz etkilerinden kurtuluş yolları da ilk planda küresel arayışlar getirecektir." Sınıf atlama düşünün bile öldüğü bir dünyada kral artık sahidcn çıplak; bu da bir bakıma bir avantaj sayılabüir. • Kalkınma ve Küreselleşme/ Yayına Haztrlayanlar: Saniye Dedeoğlu, Turan Subaşat/ Bağlam Yaytnlan/ 396 s. Abbas çmişten günümüze uzanan gizli belgelerin ve bilgilerin ışığında hazırlanan bu kitapla tapınak şövalyeleri, masonluk ve sabataistlik hakkında merak ettiğiniz tüm soruların cevaplannı bulacak, sırlarla örülü gizemli bir dünyaya seyahat edeceksiniz. Halll Ereln Avcı :>rahim Tatlıses, Sevda Ferdağ, Fatih Altaylı, Müjde Ar ve diğerleri... Onlar en çok gördüğünüz bu yüzden en iyi tanıdığınızı sandığınız ünlüler. Dilek Kaykılar sordu, onlar cevapladı. Maskelerini soyunup, samimiyet giyinerek kendi öykülerini anlattılar. Dilek Kaykılar D TurgutERBEK Antıkacı Ariigo nuıı Günltiqi! G ıtaca kurgulanmış olaylar dizgesinin yanında felsefı derinliği ile de ayn bir tada sahip olan Antikaa Arago 'nun Günlüğü, yalın ve sürükleyici anlatımıyla yeniliğini hiç kaybetmeyecek etkileyici bir yapıt. Truva Kastamonu Şubesi Eylül Ayında Açılıyor. (0366) 2 1 4 4 4 4 5 (pbx) azeteciŞair Aykut Poturoğlu, "Ölüm son söz değildir; yorgunluk gidermektir belki sadece" diyor. Evet, ölüm sıradan insanlar içindir. Şairler, yazarlar ve gerçek sanatçılar ölümsüzdür. Geride bıraktıkları izlerle yüzlerce yd yaşayacaklar. 12 Ağustos deyince herkesin aklına 1999 yılında yitirdiğimiz büyük şair Can Yücel geliyor. Ama onunla aynı gün ve aynı hastanede aramızdan aynlan, gazetecişair ve usta yazar Abbas Sayar'ı birçokları anımsamazlar. Yazılı ve görsel basınımızın görmezden geldiği bu yazın emekçisinin ismini TRT'nin dışında hiçbir yayın organı anmadı. Çünkü o özel okullarda, kolejlerde, yabancı üniversitelerde okumadı. Amerika'da mastır yapınadı! O, köyiin gelişmesinden, köylünün aydınlanmasından korkarak, Köy Enstitülerini kapatan zihniyetin sevmediği, teri toprak kokan, elleri nasırlı bir Anadolu çocuğuydu. 1923 yılında Yozgat'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini orada tamamladı. Parasızlık yüzünden yüksek tahsil yapamadığı KİTAP .9 A Y I fl n fl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle