Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
menliğidir dildem, bağlı olarak öyküde söz konusu olan. Bunu anlamak için yal nızca birkaç dakika gözlerinizi yumup çevrenizdeki konuş, maları dinlemeniz, görsel ve işitscl med yada kullanılan dile kulak vermeniz yeterli: Iletişimi kopmuş, kendisine ve çevresine yabancılaşmış, amacını ve bağlı olarak da umudunu yitirmiş; hayalleri, ütopyası olmayan kuşaklar. tş, bu ideolojiyi zaaflarıyla, yctcrlikleriylc kavramak ve onu ifade edecek uygun dili, söylemi oluşturmak...Bunun için ilk koşul geleneksel olanı içselleştirmek ama aynı zamanda onu aşmak. CAROL BOLT "öykü ülkemlzde okuruyla geç bulusan bir modern çağ anlatısı* dlyor Zeynep Allye. PORT Öykütiün yapısı gereği, anlama bir önce varmak için santrım konu seçimi de kolay olmuyor. Öykülerinizi yazarkcn konu seçimi sizc nasıl bir yolculuk yaptırıyor?.. Anlama bir an önce varmak, ona uygun konuyu seçmek gibi bir sorunsalım yok benim. Çünkü anlama varmak amaç değil, araçlardan biri. lmgelerden, metaforlardan yararlanarak yapmaya çalışıyorum bunu. Bir an, bir imge vurabiliyor beni. Kozamı o imge çevresinde örüyorum. Beni çok farklı konularda yazdığım için eleştirenler bile olmuştur. Ama ben problemi en zor yoldan çözmeye çalışanlardanım. Diyorum ya, benim için öykü dil'dir. Böyle olunca en büyük derdim, atmoster yaratabilmek oluyor. Zaten bir olayın bir bütiin olarak ve adam gibi anlatılması ancak bir nehir öykü ya da romanla olanaklıdır.Bir öykünün sınırları içinde anlatmaya kalkarsanız anlatamazsınız çünkü. Ama bunu yaptığını iddia edenlcr var tabii ki... Oykülerinizde, bence ana izlek, keni yaşamında kaybolmak istemeyen, bir çıkış arayan insanlartn mücadelcsi. Bu durunı kadtnlar için de erkekler içinde böyle. Ama bu imanlann aıle yapıları da onların kaybolma duygusunu hesliyor. Ailegelenek ve düzen için sıktşmış bu insanlara sizdcn kurtulmalan için bir jest yapmanız istenseydi ne yapardınız? Kurtarılmanın bir kurtuluş olmadığını biliyorum. Belki onları kurtarmak yerine daha derine, daha dibe atardım. Oğrenmeleri gerck. Canlannın yanması gerek. Acı çekmeleri gerek. Zaten destek gördükleri için, dayanılabilir yaşamlarını dcğiştirmek gcreği duymuyorlar. Gündelik çıkarları doğrultusunda bakıyorlar hayata. Bu bakımdan insanlığın geleceği adına bencil bir davranış biçimi sergiliyorlar. Bunun temel nedeninin, ülkemizde aydınlanma hareketi, dinde reform hareketi gibi toplumsal sıçramalar yaratacak dönüşümlcre yol açacak gelişimlerin sağlanamaması. Ruhumuza sinmiş hiyerarşik yapıdan bir türlü kurtulamayışımız. Demokrasi bile devletten beklenen bir olgu; trajik dcğil mi? Devletin biitiin alanlara müdahalesinin önünc geçilmek zorunda. Tek sorunun sivilleşemcmck olduğıınıı düşünüyorum ben. Aileden okula arkadaşlık ilişkisine varıncaya dek sivilleşememekten. Öykülerinizdeki ınsan nesne ilişkisi her zaman dıkkatimi çekmiştir. Nesnelerı anlatırken onları neredeyse öykü kahramanlanna dönüştürüyorsunuz Oysa nesneler eğcr üstünde düşünürse insana mekanik bir keyi/verir ama siz ncsneleri insani boyuta kadar taşıyor\unuz. Bunu açar mısınız?.. Diyclim bir sandalye. Bu, bir icat olarak tarihin belli bir aşamasına tekabül cdiyor. tçine doğduğıı toplumsal yapının Çıplak Güvercinler/ Zeynep Aliyel Isekonomisi, politikası, ideolojisinin bükele Yayınalık/ 144 s. tünleştiği bir yapıya sahip. Yani o üst yaC U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 827 pının bir parçası. Nitekim gün geliyor koltuk olarak, gün geliyor elektrikli sandalye olarak tarih sahnesinde farklı aşamalara taşınıyor.O zamana dck en popüleri giyotin olmak üzere ne çok işkence aleti yaratan insanlık endüstrileşme siirecine uygun ölüm makinesi olarak görüyor elektrikli sandalyeyi. Pratik, ergonomik, hızlı, kesin sonuç alıcı. Vc bu uygarlık tarihinde bir aşamadır sonuç olarak. Ama bunu bir imparator taht olarak kullanabiliyor. Bir başkası geliyor imparatoru darbeyle devirip öldürdükten sonra cesedini bu koltuğun altına gömüp, üzerine oturuyor. Şimdi ben bu elektrikli sandalyeyi anlaürken onun bii tün bu yaşadıklarını, o alt yapıyı görmezden mi geleyim. O zaman tarih dediğiniz nelerden oluşur ki. Mesela saatler çok önemlidir. Bende çalışmayan, küçük bir tane var ama belki sekiz yıldır hiç aksatmadan her gün saat onda çalıyor. Belki benim öldüğüm gün susacak diye düşünüyorum artık. Eşyalar bütün bir insanlığın geçmişini güne ve geleceğe taşıyor, oradan da ileriye. Ayrıca giysiler, kullanılan eşyalar insanın kişiliğini belirleyen en temel nesneler değil midir? Bilgisayar örneğin? Yeni bir insan yaratmadı mı? Bütün hayatımıza damgasını vurmadı mı? Aynı şekilde cep teletonu; 'şekillendirici' rolüne soyunmadı mı? Bavyera porselenleriyle Çekoslavak kristalleriyle yemek yiyen birinin duyumsadıklarıyla mclamin kapta yemek kaşıklayan birinin duyumsadıkları arasında fark yok söylemi içinde bulunduğumuz diinyada çok nahif, komik kahyor artık. Ben işte bütün bu etkileşimi, bu ruhsal alış verişi aktarıyorum. Çıplak Gü'vercinler hakkında neler söylemek istersiniz?.. Oykü ülkemizde okuruyla geç buluşan bir modern çağ anlatısı. Görselliğin her şey demek olduğu bir noktada girdi hayatlarımıza. Bu bakımdan da görselliği ifade etmeye en yatkın ve en yetkin yazınsal türdür zaten. Hayata en yakın, onun içinden seslenmc olanağı vercn tür olarak belki de en demokrat olanı. Sessizlikleri ile de konuşmayı başarabilir bir tür çünkü.Görmeklc söylemenin, sözle görüntünün arasında bir yerde duruyor. Ve ben bu yeni dili yazmaya çalışıyorum. Dediğim gibi yeni bir dünya kurııluyor ve biz henüz onun eşiğindeyiz. Böyleyken bile kavramakta güçlü çekiyoruz. Yeni çağın ideolojisini kavramak ve onun öyküsünü yazmak gecckondu temelindc apartman dikmeye benzemiyor. Bunu başarabilmek içiii kalıpların kınlması, ezberlerin unutulması, geleneğin aşılması gerek kuşkusuz. Evet, bir kumaş nasıl ipliklerden dokıınarak bir bütün oluşturuyorsa, öykü dc böyle olu^uyor. Dil kimi zaman iplik oluyor kimi zaman dokunan kumaş. Teşckkür ederim. • Üzerinde çok düşünüp bir türlü karar veremediğiniz şeyler mi var? Bazı sorularınızın yanıtlarını bulmakta zorlanıyor musunuz? 0 zaman, Cevaplar Kitabfm elinize alıp sorunuzu zihninizde canlandırın. Zamanın doğru olduğunu hissettiğiniz anda parmağınızla kitabı bir sayfasmdan açın. Karşınıza çıkan yanıt size yol gösterecektir. Bu kitapta tüm sorularınızın cevabını bulabilirsiniz. Remzi Kitabevi SAYFA 5