Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Orhan Koloğlu ile Türkiye Karikatür Tarihî' üzerine konuştuk 'Ne olacak bu karikatürümüzün hali?' Ekim ayının ortalarındaydı, Nevizade'deki lokantaların birinde birkaç çizeryazar dost kaynatıyorduk ki, orhan Koloğlunun yeni kitabı "Türkiye Karikatür Tarihi" bir bomba gibi düşüverdi masanın ortasına. Sanırım Semih Poroydu kitabı getiren... 0 sıralar, Kudüste gerçekleşecek bir konferansa "Türk karikatürünün Ortadoğu'ya bakışı" temalı bir konuşmayla katılacağımdan, konuyla iigili bol bol kitap karıştırıyor ama Türk karikatürü hakkında kaynak kitap bulmakta zorlanıyordum. Özellikle Cumhuriyet döneminin tüm gazete ve dergi koleksiyonlarını incelemem imkânsızdı. Bu nedenle tarihçi Orhan Koloğlunun kitabının üzerine birganimet bulmuşçasına atıldım. Konferans dönüşü, bir karikatürcü olarak hem kendisine bu değerli çalışmasından dolayı teşekkür etmek, hem de kafamdaki bazı soru işaretlerinin yanıtlarını bulmak üzere tarihçi, gazeteci, yazar, koleksiyoncu Orhan Koloğlu'nun evinin yolunu tuttum. Karşılaştığım ortam tam da beklediğim gibiydi. Ey buram buram gazetekitap kokuyordu. Odanın adeta her santimetrekaresi dosya ve kitaplarla doldurulmuştu ama etrafta kitap yığınları yoktu. Orhan Koloğlu'nun koleksiyoncu kimliği, daha ilk bakışta bu yoğun fakat son derece düzenli ortamda açığa çıkıyordu. Tek sorun, kitap ve dosyaların arasında oturup konuştuğumuz köşenin hareketlerimizi sınırlayıcı dar alanıydı. İlk tartışmamız üstadın şimdiye kadar yayımladığı kitap sayısında çıktı. Ben 53 adet diye saymıştım, meğer "Cercle d'Orient'dan Büyük Kulüp'e" adlı çalışma ile birlikte, bu 54. kitabıymış. Koloğlu ile Türkiye Karikatür Tarihi'ni konuştuk. SAYFA 14 ~l IzelROZENTAL •y » üabımzın omozunde lıse yılla §/ rımdan ıtıharen karikatürbı fV rıkttrmcye haşladım dtyorsu JL X . nuz Hatta daha evvcl Çızıyordum da 1 Hâlâ da çızıvorum ama kcyıf ıçın yapıyorum Ke sıp bırıktırdıklennu ısc gruplara ayırıp dosya lıyorum Bırhastalık bu' Ama yalni7 kankatur değıl, gazetelerde çıkan bazı yj?ılan da topla rım Bunlar toplumsal araştırmalarım ıçın ge rekıyor Orneğın son zamanlarda yenıden mo da olan "haın" ya?ıları Duşıınun 200} yılın da altmış kadar haın yazısı çıkmış 2(K)4'tc yu /u geçıyor bu vıl ıkı yuz kırk1 Basındakı bu taıtışmaları loplumun kendı bunalımının bıı yansıması olarak goruyorum Baktığını/ /a man oyle saçma şeylere haın denıyor kı olçıı ıyıce kaçnıış 1 Ayrı fıkırde olmak bıle 'haın olmaya yetıyor Bııyuk bir toplumsal bunalım var1 btnzcr btr durumlayakın gi<,ıni)l( veya ta rıhti kar\ıla\tıntz mu Tıırkıye karikatür tarıhını yavımlamadan once donemlerı ayırdım Tanzımat doncmı Abdulhamıt donemı, Cumlıurıvet donemı gı bı Karıkaturcıılcruı benzer konuları iarldı donemlcrde nasıl ışledıklerını gordıım vt çok ılgınç bir şeyle karşılaştım "Ne olaıak bu memleketın halı kankaturlerı 1 İlk defa 1908 de var Takal çok tuhal, 1908'den 1990 a kadar bir daha yok1 90'dan ıtıbaren ya?ılı basında ınanılmayacak bir yoğunlukta "nc olacak bu mcmlckctın halı" kankaturlerı yer alıyor Bu da şunu yansıtıyor Demek lu 1908 ile 1990 arasındakı olaylar, toplumu aynı şekılde etlulememış Ama 90'dan ıtıbaren bunalıma gırmış toplum 1 Soyleşiyi daha başlar başlamaz surıiklenmekte olduğu hunalımdan kurtarmak amacıyla konuyu değiştirmeyi dcniyorum. Kitabı n tanıtım ilanında karikaturcunun kamuoyu oluşturma işlevine dikkat çekilmiş. Oteden berı kafamı kurcalayan bir meseledir bu. Karikaturcunun kamuoyu oluşturmadakı rolu yeterınce etkın midir, yoksa kamuoyu baskısı mıdır karikaturcuye yon veren? Orhan Koloğlu, hem ıflah olmaz bir karikatür tutkunu, hem de gazeteci yonu ağır basan bir larihçi, sorunun yanıtını bılse gerek! Bu ^alışmayı yaparkctı, kı^ılerın ya^amı U7crınde dıırmaktan çok, topluma nasıl mcsa| verdıklerını ara^tırdım Aslında Islamın yapı sında karikatür çızımı yok Hatta ilk karıka turculer Rum veya Ermenı, yanı Osmanlı'dır Ama onlarda toplumda olmayan yenı bir vapı var Yukaııdan bakma 1 Nıtekım sadrazamı yıi7su/ çi7mck gıbı bazı mcsa|lar verıhyor kı, o donemde bunu <,l7ebılmek muthıç bir şey1 Ay nı şekılde toplumun (,ok ılerısınde olan ba7i ozgurluk kavramları ı^lenıyor Dıkkatımı çe ken bir nokta da, Cumhuriyet'ten t,ok daha evvel, ta Osmanlı donemınde kadtn konusun da en ılerı noktaya varılması O kadar lu, Cumhuriyet donemı yenı bir şey getırmıyor 1 Hatta çıplak kadınlı bir karikatür daha 1919'da yayımlanmı^ Çıplak kadın on planda değıl ama karıkaturun ıçınde Dolayısıyla toplumun çok daha onunde bir yapı var Bu yaptlanlara ozgun dtyebıhr mıyıZ'1 O du nemtn karıkaturcusu dijıtrtdan e\ınlenmtyor ijaşılacak bir şekılde ozgun hem de, kendı toplumuna aıt' Aslında yuzsuz kankaturunu de, tngtlızce veya Franuzca anlatamazstntz Çok doğru 1 Gerçekten bu onemlı o do nemın karıkaturculen, kendı toplumlannı bı lıyor ama çok daha ılerı mesajlar verebılıyor lar Obalde, ]9İO'lara kadar baklığımızda, top lumu bılgılcndıren yonlı ndtn n toplumun ılt rısındt olan enlelektut l bir karıkatunuyle mı kar^ı kar^ıyayız' Evet, benı çok etkıleyen bir kultur adamı da C emal Nadır'dır Sadete kankatur çızımı olarak değıl, konuları oylesınc ışiıyor kı, mu a//am kulturlu bın 1 Bırçok ya7ara kıyasla çok daha yuksek bir sevıyede olduğu goruluyor Daha sonra hafıflcme var lu, o ayn bir dava Cemal Nadir'in adını anar anmaz, Orhan Koloğlu'nun gozlerı parlıyor, hcyecanını gizleyemiyor. Beüi ki Cemal Nadir'in karikatürlerine ozel bir tutkusu var. Zaten bunu kitabının onsozunde de belirtmiş; tlk kesıp bıriktirdıklerı Cemal Nadir'in karikaturlerı olmuş. O donemle ılgilı olarak benım de sormak, oğrcnmek ıstedıklerim çok. Ustat başka bir doneme yumuşak geçı; yapmadan once atılıyomm: ıletftrmt ozcllığmı ytttrınce toplumu etkıleyen bir propaganda aracına mı donuşuyor yoksa ? Cem orneğını verebıhrım Savaşa karşıdır ama rejınıe bağlı olduğundan çı/meye ara ve rır Ataturk doncmındevse, bir karıkatııru mahkum edılıncc karıkatııru bııakır Rejun ler boyledır Abdulhamıt kankatur yaptırt ma/ tttıhatçılar once serbest bırakır ama ar dından kendı kurallarını koyarlar 1913'ten ıtı baren kankatur kavbolur, yalnız ovguler var dır Arkasından Ataturk donemı gelır, devrım ler yapılır Dolayısıyla devrım beyın yıkaya caktır, kankatur de yıkayacaktır Aynı şekılde ]960yılına geldtğınızde, "ka rıkatur bıttı" dıyonunuz Gayet tabıı 1 Çıınku devnmı yaptıranlar ıktıdara geçıyor l'Jlü'hıra doncnek, o dontmdc ayn bir Ba tı takltlçılığı yok mu^Kamız'ın kankaturlennde orneg'tn Çok luşı Ramı/e usta der, ben onu kabul etmıyorum 1 Cemal Nadır'ı kabul edıyorum, ozgun bir çızgısı var vc kulturu çok genış Ra mız ıse Akbaba'nın ııslubu ıçınde çızıyor "lkıncı Dunya Savajt nda da kankaluru muz/ajtzme kar\ıtlıkta dunyayla bırltkte ortak bir savaş tıplemeu yaptı" dıyonunuz O donemde çok enteresan bir şey var tnonu daha 1939'da arkadaşlarını topluyor ve dıyor kı, bız demokrasıye geçeceğız1 Dedığını de yapmıştır Ben o donemı yaşadım, Tan ga 7etcsı sosyalızmı savunuyordu, Tasvır ı Efkâr Orta Asya'ya yonelmıştı, Ahmet Emın'ın Va tan'ı demokrasıyı savunurdu, oysa ondan ev vel rejım olarak Kemalı/m'ın dışmda laf edıle mezdı Ama 19)9'dan ıtıbaren, dışarıya Turkı ye'nın savaşa gırmek ıstemcdığı mesa|i venldı Aynı zamanda hem basın yayın hem sıkı yone tım komutanlığı ceza vermeye başladı O ka dar kı Meclıs'te mılletvekılı ve dışışlerı komıs yon başkanı olan Yunus Nadı'nın gazetesi bıle kapatıldı Boyle bir ovun vardı 1 O donemde karıkatunstın durıımu da boyleydı Ancak demokrasıye geçtıkten sonra her şey değıştı, patlama oldu 'Ellı Kuşağı' da oyle çıktı Türkiye Karikatür Tarihi, 620 sayfalık bir antoloji. Kitabın 320. sayfasından itibaren 'Elli Kuşağı' inceleniyor. Yazar, tarıhçı anlayışının "kuşak" deyimini sadece bir yılla sınırlı saymaya karşı olduğunu belirterek, 'Elli Kuşağı' listesinde 195080 arasında etkin olan 41 karikaturcunun adını sıralamış ve karikatürlerinden ornekler sunmuş. Elli Kuşağı'nı nasıl tanımladığını sordum: Ben 1947 de gazetetılığe başladım ve bu arkadaşlann hemen hepsıyle çalıştım 'Ellı Kuşağf tabırını daha çok sol mantıkta olan bir grup getırdı Ama onların dışında da karı katurcu var Mesela Nehar Tublek dığerlerı kadar solda değıldı 50'lerde solculuk ctkılı oluyordu fakat bunun dışında da ureten ınsanlar vardı Ben 'Ellı Kuşağı' lafını reddetmı yorum ama o doncmden gelen son derece de ğışık goruşlerı de, hatta başlangıçtakı Gırgır mantığını da kabul edıyorum Çıınku Oğuz Aral kankaturun butun topluma yayılmasında onemlı rol oynadı 'Ellı Kuşağı' bi7i uluslara rası alana soktu Ondan evvel bi7im kankatü run dışarıda iazla ıtıbarı yoktu 50ye kadar kapalı olan Turk toplumu, bu tarıhten sonra anomıal bir açılışa gınyor Dolayısıyla 50ye kadar urun verenler dışarıdan gclen dergılerı gonıp doğal olarak yapdan devrımlcrı aktar manın aracı halındedır Bunların ıçınde çok yumuşak uslupta eleştırıler vardır ama ıçerıye kapalıdır 50'den sonra bir patlama oldu 70'lere gelındığındeyse Turk toplumu yenı bir bunalımın ıçme gırdı Ne tam Batı'ya uyabıldı, ne genye donebıldı Gırgır'ın çıkışı tam o do Kılaptıi dıyonunuz kı, ( emal Nadtr, kart katuru cntılıktutllerarast bıraraı, olmaktan çıkarıyor ve herkeu ılgılt ndtren bir nıtelık kazandırıyor" Pekı aynı tarıblt rdt \uıtın alfabesı nt geçışın bıç mı roluyok'' Tabıı 1850'lerde Osmanlı'da yazma ora nı %10'un altındadır Aslında Japonya hanç, butun Doğu toplumları ıçın geçerlı bu Ab dulhdinıt donemını bcn dc eleştırırun, ama okuma teşvık edılmıştır Nıtekım o donemın ga?ete satışlarında artış vardır, fakat yeterlı de ğıldır Arap harflerınm okuma yazmayı frenleyen bazı ozcllıklerı vardır Latın harflerıne ge çış ınanılmaz bir kolaylık getırmıştır Tabıı bunda ga7ctelerın de çok onemlı rolu var Ce mal Nadir'in ilk kankaturlennde alt yazılar uzundur Daha sonra oyle mesajlar venyor kı, tek karıkaturle her şcyı anlatabılıyor Ben de kıtaba halkı doğrudan etkıleyen bu tur ışlennı almaya dikkat ettım Kıtapta 1930'lar bıraz ekstk değıl mı ? Belkt tekpar/ı donemınde yeterınce ıç sıyaiet yapıla mıyor ama hukumetın ulus devlet polıtıkau çericvcsındt, mılltyetçı dıye tanımlanabılecek, ozellıkle de azmlıklart elejttren çok saytda sosyal ıçerıklı kankatur yapılmtj Kıtabınızda o donemepek değtnmemtjuntz, neden? Aslında tek partı donemınde devrım mantığı hâkım ve devrımın kanunlanndan bir tanesı de beyın yıkamaktır Kemali7m ıse ılenye bir adımdır ama devrımdır o da Her devnm den sonra bir restorasyon donemı gelır Top lumların belleğı vardır, geçmışle bağlantıyı hop dıye koparamaz Fransl7 dcvrımınde de boyle olmuştur, Sovyet devrımındc de Tek partılı donemde durum boyledır ve dcdığınız gıbı azınlıldara karşı mılüyetçı bir hava hâ kımdır Sıyası karıkaturun ozunde mılltyetçılık do g'aldeg'ıl mıdır^ Savajta kartkaturcunun savaş karjitı çtzgılenne pek rastlanmıyor Kankatur, CUMHURİYET KİTAP SAYl 827