Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"6/7 Mart 1970 geccsı (çok bunalımlı, hastalıklı bır gcccmdı) ugara îçmeye karaı verdım 7 Mart 1970 "Her yazar, yalnız kcndısı ıçın yazar ve yatnız kendını yazaı Yazarlar her ne ya?ar larsa kcndılcıını yazdıkları gıbı, okurlar da her nc okurlarsa kendılerını okurlar" 20Nısanl970 "Turk tipı, Fransız tıpı demek doğru 1 mu Değıl sanırım Turk karakten yada Turk ınsanı demck doğru olur Çunku tıp evrenseldır, kompoze edılen parçaları ulu sal olduğu halde, karakter ulusaldır Tıple karaktenn en buyuk ayrımı sanırım şudur Tıp, çevresıylc uyuşmaz ve çatışmalıdır, ama kendı kendısıyle uyumludur, kendı sıylc çatışmalı değıldır, dram ıçe donuk de ğıldır, kendınden kuşkusu yoktur, kendınden memnundur, çevresınden memnun değıldır Onun ıçın de tıpler a7 ya da çok, ama kesınlıkle 'delı'dırler Hıçbır delı, delı ol duğunu bdme7 ve kabul etmez Karakterde kara ak, yanı değışık kışılıkler, bır kışının değışık ıçe dışa yansımaları bır ınsanda toplanmıştır, yanı karak ter kendı kendibiyle çatış malı, kendısıyle uyumsıı? ve kendınden memnun değıldır Karakter, kendı siyle hesaplaşır Tabıı, çevresıyle de çatışmalı olabılır Karakter kendı nın bılıncındcdır ( )" lerı, tepışmelen, hırlaşmaları, dış goster melerı, ısırmaları unutup ya da unutmuş gorunup bırbırımıze sokuluyoruz yanaşı yoru/, sıklaşıyoruz Çunku canavar gel mektedır, bu canavarın yakıcı solıığu alev alev bızc yaklaşmaktadır Bu canavaı gıt tıkçe bıze yaklaşan, ayak seslcıını gıttıkçe yakınımızda duyduğumuz olumdur 29 Aralık 1970 "( ) Ya7arlık daha çok oznel deneyım yontc mıne dayanır Kendımı/e bakarak, kendı mıze gore kendımızde nasılsa ba^kalarına da oyle bakar, ba^kalarını da oyle yorum larız Ba^ka bır dcyışle, ba^kalarını kendı mız olarak goruruz Onun ıçın sanatta ıs ter ıstcmez ben vardır Burada bcn, bılın meyen ben de değıl, psıkolojık bır olçut olan, bır denek olan bendır Çunku ınsa nın en çok bıldığı, tanıdığı kendısi 'ben'dır Yazarlık ıçe bakarak dışarısını gormek, kendıne bakarken başkalarını gormek, tanımaktır " 17 Mart 1971 "Bır ulusun bıreylerı aynı anadılını konu^tuk ları ıçın, bır yurttaş,, o ulusun edebıyatına karı şacağı, edebıyat uzenne konuşabıleceğı kanısın dadırlar Yurttaşlar, bır muzısye ne, bır yontucuya, bır mı mara, bır rc)isore, bır res sama, bır edebıyatçıya karıştıkları denlı karı^a mazlar, hatta onlara hıç karışamazlar Çunku o sanatlar, o sanatların dılı ve teknığı kendılerının bılmedıklerı bır ıştır Oy sa edebıyat oyle dcğıl, edebıyatın dılı anadılıdır Butun yurttaşlar da ana dıllerını bıldıklerınc ko nuşup ya7dıklarına gore, kendılerını edebıyata karışmakta yetkılı gorurler Hemen hcmcn herkes gençlığın de şıır ya7mıştır, oyku hatta roman ve oyun bıle yazmıştır (, unku bunları yaz mak ıçın muzıkte, mımarıde, yontu vb sa natlarda olduğu gıbı ayrıca bır tcknık bıl gının gerekmedığı kanısındadırlar 1 lcr hangı bır yurttaş, roman, şıır ovku oyun yazmıyorsa, hekımlık, oğretnıenlık, mu hendıslık ya da başka herhangı bır ışı ol duğu ıçın, ayrıca cdebıyatla uğraşmaya /a ınan bulamadığındandır Ya/ar olmavan dostlarımdan şoyle so/ler duymuşumdur 'Şoyle bır konu var aklınıda Zamanıın olsa yazacağım, ama hıç zamanım vok Anlatayım da sana, aman şunu va/ıver Yurttaşın go/unde edebıvat ya/nıak mektup ya7mak gıbı bışcydır Nasıl her okur yazaı mektup yazabdırse edebıvat da ya7abılır Edebıyatın kendınden gelcn bıı uğras, dramı, edebıyat dılının anadılı olma sından ılerı gelmektedıı Ldebıyat bır yurttaşın bıldığı, yapabıldığı, karı^abılecc ğı bır sanat alanı sanılmaktadır (Oztllıkle askcıler) İşte kendı ozunden gelen bır edebıyat dramı dıvebıleceğımi7 durum yuzunden edebıyat otekı sanatlardan daha da çok vc daha ustun teknıklerı gereksinnıektcdır 19 Mart 1971 ( uma Bır zamanlar onemlı olan anlattıklarım dır, yoksa onları nasıl anlattığım onemlı değıldır, sanıyordum Onun ıçın dc şoyle yada boyle anlatmanın ayrımını goremedı ğımden ya/ılarımda tıtız vc ozenlı değıl dım Onemlı olan nasıl anlatıldığı değıl, ne anlatıldlğıdır, duşuncesındc olduğum do nemlerde de haklıydım, çunku o gıınlcrde bı/ bır sıyası kavganın ıçındeydık Insan kavgada canını kurtarmak ve hasmını yenmek ıçın, hasmının uzcrıne elıne geçen her şeyı atar, hasmına attığı şeylerın avrıca gıi7el de olmasını araştırma7 buna nc olanağı, ne zamanı vardır " 30 Mart 1971 827 1 kylul 1970, Per^mbe "Evet bır yazar, kendı dışındakı nesne, kışı ve olayları anlatııkcn dc ıs ter ıstemcz kendını anlat mış oluyor, ama kendını anlatırken de aynı /amanda başkalarını o ya/ıyı okuyacak herkesı da anlatmış olu yorsa yazdıkları başaıılıdır" i Ağustos 1970, Pcrjcmbf "Dun gece uykumun arasında oyle guldum, oylc guldum kı Kahkahalarımdan ııyandım O da uyandı Uyandıktan sonra bıle kendımı alamadım, bısure guldum Benı guldurcn ruya şuydu Taşlı, kayalı, ama sığ bır denız kıyısı Şe hırde yaşayan koylu kılıklı, ben yaşta bır adam gelıyor Soyıınmadan dcnızde yuru yor bır ıkı adım, sonıa dalıyor Kalkıyor ayağa Bır beyaz tuylu kuçuk kopek bağlı elındekı ıpe Adamın ayaklarında beyaz yun çoraplar, çorapların uzıın koncunu pantolon paçalarının uzerıne çekmış Deni7c çomelıyor Ikı elını arkasından denızc dayıyor Bu sırada beyaz kopek ıpı çelup gıdınce, adam duşmemek ıçın beyaz ço raplı ayakları ve arkasından deni7e dayalı ellerıyle, sırtustu emeklemeye başlıyor İşte gulduğum olay ve goruntu bu Gerçekte hıç de komık dcğıl Ama gulmeye oylesı ne o7İcmım var kı Baskılar, ruyada fışkı ııyor Yıllardan berı hıç bu kadar ıçten do lu gulmemıştım " 31 Ağustoi 1970, Pazartcsı "( ) Canavar Cıclıyoı' Lvcıl yada evcılleşebılen hayvanlar, ken dılerını parçalayıp yıyecek bır yırtıcı hay vanın ıı/erlerıne geldığını gorurlerse, hc men umaısı/ bır savunmaya geçmek ıçın bııbırlcııne sokulurlar, yaklaşırlar sıkışır lar baş başa vcrırler ( anavara kaışı hıçbır savunmada bulunamayacak bıle olsalar, artık kurtuluş olanakları kalmamışsa, bır yerdc toplaşır, yanaşır, bırbırlerıne soku luılar Oysa bu canavar tehlıkesı yokken daha az once bırbırlerını çıftelıyorlar tepı şıyorlar, tcpıyorlar ısırıyorlar, hırlayıp hır layıp duıuyorlardı Ama U7erlctıne gelen canavarın saldığı olum tehlıkesı onları bır leştırmıştır EUı ellı beş yaşımı/dan sonra, bız ınsan lar da boyle oluyoru? Aıamızdakı ıtışme C U M H U R İ Y E T KİTAP S AY I Adı: Aylin ve Füreya dan sonra Ayşe Kulin'in kaleminden bir Münir Nureddin Selçuk biyografısi. Sınırlı savıda özel baskı. Her biri numaralandırılmış 1000 kopya. EVERE§T SAYFA 17