07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cevat Çapan şiir Atlası alevlerden bir aynaydı yüzüm yapraklarla kamburlaşan sırtımdan çıkıyordu dallar Robert Berold/ Şiirler/ çeviren: llyas Tunç vadi vadinin ruhu asla ölmez apaçık görülen tül gibidir aç onu, yolda bırakmayacak kimseyi tao te ching çalı tavşanının bir yuvası vardır kirpilerin, karınca yiyenlerin de san avcıları gelip gittiler gelip gittiler Ingiliz askerler vadinin saçları eğreltiotu yeşilidir damarları gizli dereler gibi yayılır denizden gelen sis okşar yüzünü gri gözleriyle telaşlı yağmurunu izler bulutların tutar kâsesinde kıpırtısız soluğunu yazın rüzgârlar uğuldar arasından açık parmaklarının 'Sözcüklerin amacı I düşünceleri yakalamaktır Robert Berold, 1948de Johannesburgda doğdu. Son 20 yıldır Eastern Cape'de yaşıyor. Mühendislik ve ekonomi alanında eğitim gördü. Iş yaşamının çoğu, çiftçi ve esnaflarm geçimine yardımcı olan NCO'nun (NonGovermental Organisations) kırsal gelişim faaliyetleriyle geçti. 1980li yılların başında, EDA'nın (Economic Development Administration) kırsal gelişim organizasyonları için çalışırken geniş kitlelerce okunan, çiftçilerin el kitabı "People's VVorkbook "u yayımladı. Yaşamını teknoloji ve çeyreyle ilgili kitaplar yayımlayarak sürdüren Berold, aynı zamanda Birleşmiş Milletler ve Güney Afrika Su Kaynakları Komisyonu adına çalışıyor. Robert Berold, basılan üç şiir kitabı olumlu eleştiriler alan, tanınmış bir şair. 1989'dan 1999a kadar New Coin adlı bir şiir dergisi çıkardi; bu dergide 1990'lardaki Güney Afrika şiirinin en çeşitli, bol örnekleri sunuldu. 2002de yayımladığı "It AN Begins: poems from postliberation South Africa" adlı antolojiden başka, Tatamkhulu Afrika'dan Mzvvandile Mativvana'ya kadar birçok şairin kitaplarını bastı. şiir kitaplari: "The Door to the River" (Bateleur.1984), "The Fires of the Dead" (Carrefour.1989), "Rain Across a Paper Field" (Gecko Poetry.1999) Chuang Tsu Üzerine Derin Düşünceler Akşam. Samandan çatısı günbatımının. Wcst End Record Bar'dan gelen türkülcr. Kuru rüzgâr tutuşuyor seslerle. Dlamini, çıldırmış görünüyor, haykırıyor maltızının önündc. Malawi'den gelen Washman'lar yürüyorlar düşe kalka ncon ışıklar cehennemine. Soweto, gölgesi Joburg'ın, uyuyor SAYFA 24 Geri Dönmek duvarlar incecik, güvenemezsin komşuna. Inanma tarihe de. Chuang Tsu, çok eski zamanlarda insanlar 'iyilik etmek'sizin mutluyduJar, yardımlaşırlardı 'komşularını sevmek'sizin, büyük iş, küçük iş ayrımı yapmazlardı tarihleri de yoktu bu yüzden, diye yazmışu. Son tren yaklaşıyor usul usul. son rüzgâr dokuyor aydınlığı. Yapraklan renklendiren sabah, bırakıyor ışıltısını camlara, parlıyor bir an için tarihimiz üzerinde bizim, rüyalanmıza sürgün atalarımızın. 2. Geçen yılın Ocak ayı, bir Pazartesi. Herkes çekip gitmiş çoktan evine Tshayingwe otobüsü bomboş. Altın ışıklar içinde, ben ve Wally içsel görüntüler uğruna tarıyoruz hafta sonumuzu. Hiç kimse yok yavaşça yürüyenlerden başka imgelenmiş aydınlığa. Chuang Tsu, Merton'ın çevirisinde Ağın amacı balık yakalamaktır: balığı yakalayınca unutabiliriz ağı. Sözcüklerin amacı düşünceleri yakalamaktır: düşünceleri yakalayınca unutabiliriz sözcükleri. Sözcükleri unutan adamla karşılaşmak isterdim, diye yazmıştı. Söylüyorum bunu şimdi kenetlenirken Wally'ye birbirimize, alarmı kuruyorum. Dönüyorken eve, bozkır çimenleri sonbahar sabahının pırıltısına bürünüyor. Konuşuyorum Chuang'la yüzyıllar ötesinden Herkesin kendi düşüncelerindcn emin olduğu bu çağın, bu dünyanın sizce anlamı ne? Cevap vermiyor. Grileşen aydınlık içinde tutuşuyor bozkırlar tüylü bereketiyle, kendiliğinden, herkes için. Sevgili oğul geri döndü California'dan ateşten gömleği içinde, bırak uyusun bu yüzden. Bütün aile titriyor üzerine: bu kez başaracak mı ? Neredeydi, sevgili oğul ? Kimse sormuyor bunu Samari'daki tuz kayası geçidinden indi, volkanların, kartalların sez görülerini edindi. Dişi bir aslanla karşılaşıp düşünü anlattığı, timsah kumsalına uzandı çınlçıplak, Tepede yaşayan bir kadını sevdi, ılıktı aşk, ılıktı, kuru otlardan daha ılık. Tanrı'yla pazarlık etmek için halk otobüsüne bindi, çalışmadı otobüs, bir mağaradaki gibi damla damla ıslandı Evet, anlıyor şimdi kesinlikle işe yaramadığını aklın. kendine satıldı bütün kitapları, sez görüleri oldu yaşam boyu, ama hepsi biliyor sevgili oğul geri döndü, kanepede bir kedi gibi yumulmuş kendine, arka bahçe duvarına vuruyor topu, havayı tekmeliyor, kulaç atıyor sanki, komiklik olsun diye, yeni bisikletiyle pike yapıyor yolda, geri döndü, yürüyor sevgili oğul, yürüyor uzaklara. Dört yıl. Yayılıyor sesler dört köşesine odanın bir bas çalıyor hamile karısına adam, yeni evli. Ultrason, bebeğin kalp atışlarına dönüşüyor gitar sesleri. Ansızın bir boşluk oluşuyor aklında. Şarkı söylüyor adam sanki o şarkıda bulmak için uyumlu nefesini sözcükleri necef taşları gibi tarazlayan kadınlarla erkeklerin. sanki her bir emrin girmesi için geldiği yere çünkü sevişmek bir giriştir taşa ve gökyüzüne, çünkü iki taşın yuvarlaklaşıncaya kadar ovulmasıdır evlilik, çünkü doğum düşmesidir ışığın ana rahmine, sonra, iyilik etmek isteyen kadınların, erkeklerin elleri üzerine. Çabayla genişler sınırlar. Sessizdir bazı sözcükler, öyle kalacaklar hep ama okula başlamasa da okuyabilir onları oğul, Sonsuz suskunluk yürüyor el ele bu görevle. Nedir ki bir manzara kendinden, ya da birinin gözlerine bakmaktan başka, büyütüyor yosunlar paslanmış savak kapağının yanındaki yeşilliği, iki insan tutuyor bir birini, nefes ahyorlar ılık tüylerin içinde. Onların dokunuşlarıyla oluşuyor manzarası volkanik küllerin, iskeletlerin, su damlacıklarının. Hepsinin ihtiyacı olan şeydi sessizlik. Orman kumruları, köpeğine seslenen adam, çamurlar içinde dans edcn çocuklar. Artan sessizlik, o burada, bu dünyada, çatırdatarak büyütüyor ormanı, görünüyor bir anda yaşlı tanrılar ağaçlarda, gösteriyorlar yeryüzü şimşeklerini, C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 827 ayna aynada, dallar çıkıyordu başımdan, sırtımdan yapraklarıyla sapasağlam kalbimi yokladım tarihin kara kanları kurumamıştı hâlâ yoğun bulutlar arasından sıyrılmaya çalışıyordu güneş ikincil görüntüdc telefon direkleri birini yolda tuttum gözlerimin diğerini aynada evet, gökyüzü yanıyordu ı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle