22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Puşkin, adını taşıyan bir müzede, bir enstitüde ve bir kahvede yaşatılıyor Puşkin ile kendi evinde bir söyleşi 2 005 yılının Eylül ayında Ukrayna'nın Odessa kentindeki Primorskaya Bulvan'nda gezinirken kendimi bir büstün önünde buldum. Suların aktığı kaidesinin üstünde A. C. Puşkin yazılıydı. Bir anda tarihin derinliklerine daldım. Kafkasların bir sözü aklıma geldi: "Bizi Rus orduları değil, Puşkin ve Puşkinle gelen Rus kültürü yendi". Dostoyevski "Puşkin, bize gelecekten haber veren bir peygamberimizdir" diye haykırıyordu. Hansaray ve çeşmesinin hikâyesinden çok etkilenerek yazdığı ve Çarlık RusyasıileAvrupada meşhur olan Bahçesaray çeşmesi adlı eseri aklıma geldi. Gözlerimi ayıramıyordum Aleksandr Puşkin üstadın üzerinden. Büstünün önünde durakaldım. çevremde rehberler İngilizce, Fransızca, Rusça konuşuyordu. Bense yanlış ya da doğru aklımda kaldığı kadarıyla ondan bir dörtlük okumaya çalışıyordum: "Yalnız yaşa yolunda, yalnız yürü, Yürü hür vicdanının seni çektiği yere doğru, Olgunlaştır sevgili meyveyi, tefekkürü, Hizmetine karşılık hiçbir ödül • bekleme ' Bir sigara yaktım. Anıtın önüne oturarak kalabalığın dağılmasını beklemeye başladım. Soylu bir ailenin üyesi olan anne ve babasının eğitim için onu yabancı hocalara emanet ettiğini ve Puşkin'in daha sekiz yaşmdayken, Fransızcayı Rusça kadar iyi konuştuğunu bildiğim için onunla Fransızca konuşmaya başladım. Bana "Bugün çok yorgunum, yarın öğleden sonra Puşkinskaya Caddesi 13 numaradaki evime gel" dedi. Ertesi gün sürgün yıllarında yaşadığı evine gittim. ciriş kapısının solunda tunçtan bir heykeli vardı. Bir fotoğraf çektirmek istedim. "Çıkışta" dedi. Içeri girdik. Mutfağa gitti ve iki likör bardağı ve üzerinde Nemiroff yazılı bir şişe ile geri döndü. Bardaklara içki koydu ve "Bir dikişte bitireceksin, usul böyle" dedi. Bardağını alarak karşıma oturdu. tipimden dolayı bana "maymun" adını takmışlardı. Ben bundan hiç rahatsız olmadım. Tam tersine babam ve annem tarafından olan kökenimden, bir başka deyişle Rus ve Afrikalı olmaktan hep gurur duydum. "Çar I. Petro'nun Zencisi" adlı romanımda da bu konuya değindim. OKUL HAYATI Teşekkür ederitn. Biraz da okul hayatından söz eder misin? Mükemmel bir ev eğitimi gördüm. Kendini iyi yetiştirmiş ve tanınmış bir şair olan amcam sayesinde Fransız edebiyatını yakından tanıdım ve hemen hemen tüm klasiklcri okudum. 1811'de zengin çocukları için Rus Çarı I. Aleksandr'ın Tsarskoye Selo'da açtırdığı okula yazıldım ve burada altı yıl öğrenim gördüm. Çar Köyü Lisesi'nde ilk defa şair olduğumun farkına vardım. 15 yaşmdayken ilk metnim yayımlandı ve iki yıl sonra resmi siparişler almaya başladım. 1815 yılında bir salonda Çar Köyü Anıları adlı şiirimi okuduğum zaman, salonda bulunan şair Deryavin, benim büyük bir şair olacağımı söylemiş. Bu yıllardan itibaren büyük şairler ben lise talebesini meslektaşları olarak görmeye başladılar. Liseyı bıtirince ne yaptın? Ne türden şiirler yazıyordun ? Dışişleri Bakanlığf nda çalışmaya başladım. Yazdığım ve bir çoğunun yasaklandığı özgürlükçü şiirlerim ve taşlamalarım dilden dile dolaşmaya başladı. Bu yıllarda kaleme aklığım ilk toplumcu şiirler basılmadığı halde, kopyaları elden cle geçiyordu. 1820 yılında yazdığım isyankâr şiirlcrinden dolayı Çar I. Alcxandr tarafından sürgüne yollandım. "Kafkas Esiri" ve "Bahçesaray" adlı dcstanlarımı bu dönemde yazdım. 18201824 yıllan arasında Odessa'da iç sürgüne tabi tutuldum ve bu evde yaşadım. O zaman bu ev iki katlıydı. Burada çok kitap okııKİTAP SAYI 8 2 6 MUStafa YALÇINER* iraz aılenden bahseder misin, üstadtm? Babam, Sergey Lvoviç, soylu bir ailenin çocuğu. Annem, Nadejda Osipovna Hannibal, 16961781 yıllan arasında yaşamış Abraham Petroviç Hannibal'in torunu. Büyük dedem, Ibrahim adıyla 8 yaşına kadar Kamerun'da yaşamış daha sonra Istanbul'a getirilmiş zenci bir köledir. Türkiye'deki Rus büyükelçicisi tarafından satın alınmış ve siyahi bir çocuk arayan Rus Çarı I. Petro'ya evlatlık verilmiş. Müslüman olan îbrahim dedem, Ortodoks usulüne göre vaftiz edilmiş ve kendisine Petro adı verilmiş. Petro adını kullanmak istemediği için, Abraham Petroviç adını tercih etmiş. Paris'e gitmiş ve Harp Okulu'nda okumuş. Fransız ordusunda yüzbaşılık rütbcsine terfi olmuş hatta tspanya Savaşı'na katılmış. 1723 yılında Petersburg'a dönmüş. Çariçe Elizabet döneminde Rus Imparatorluğu'nun önemli şahsiyetlerinden biri olmuş. Çar I. Petro'nun ölümünden sonra da 1730 yılına kadar sürgüne gönderilmiş. Bu tarihte Hannibal soyadını almış. împaratoriçe Anna Yoanovna onu Perno Kalesine komutan olarak atamış. Orada evlenmiş ama bir başka kadına âşık olmuş. Karısını boşamak istemiş. Kabul etmediği için de onu hapse attırmış ve ona sürekli işkence yapmış. Karısından boşanmadan metresi ile evlenmiş. Bu evlilikten 11 çocuğu olmuş. tlk karısı ise çok evliliği nedeniyle onu mahkum ettirmeye çalışmış ve ömrünün sonuna kadar hapishancde kalmış. Çevresine terör estiren dedem, 1762'de emekliye ayrılmış ve çok cimri olduğu için ailesine çok sıkıntı çektirmiş. 1781 yılında da ölmüş. I J r S * J Bir zencı soyundan gelmiş olmak senı rahatsız cttt mı? Okuklayken arkadaşlarım, Afrikalı SAYFA 16 CUMHURİYET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle