18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Funda Kalaycıoğlu ile yapıtları üzerine erkek kardeşimle benim önümüze klasik romanları bir bir koymaya başlamıştı. Yaşlarımıza uygun gördüğü şekilde elbette... Yani Karamazov Kardeşler'le değil Jane Eyrc ile başlamıştım ben klasiklere; kardeşim dc Monte Cristo üe... Klasiklerin benim edebiyata olan düşkünlüğümde büyük etkisi olduğuna inanıyorum. Sefiller'i ne büyük bir heyecanla okuduğumu bugiinmüş gibi anımsarım. Sanınm Victor Hugo hayranlığım o dönemde başlamış oldu. Bu yaşıma kadar beni yaşantısı, fclsefesi, anlatım tarzı ile en fazla etkileyen yazarlardan biridir. Dünya edebiyatına ilk kez 'ben' dilini getiren yazar olduğunu öğrendiğim gün büyük bir coşkuyla ve scbebini tam da anlayamadan ağladığımı anımsıyorum. Sonuç olarak kırk yıla yakın bir süredir çok hızlı bir okuyucu olduğumu söyleyebilirim.Ozellikle dünya edebiyatı her zaman ilgimi çekmiştir. Bilmediğim yerlere ilişkin bir şeyler öğrenmek, ipuçlan yakalamak çok hoşuma gider. Iş yaşamımın yoğun olduğu dönemlerde ise oyalayıcı ve dinlendirici oluşlan nedeniyle bestseller macera kitaplarını genellikle tercih ediyordum. Yaşantısının her bölümü için evin her tarafında açık kitapları bulunan bir in "Bir gün, lyi yazıyordu!' denilerek anılmayı diliyorum." Funda Kalaycıoğlu, edebiyatımıza yeni giriş yapan isimlerden. Bundan beş ay önce yayımlanan ilk kitabı Nüveyre'yle oldukça fazla okuyucu kitlesine ulaşti! Yazarın ciciannem' diye adlandırdığı Nüveyre Menemencioğlu'nun yaşamöyküsünü yazdı bu kitabında. Elbetteki bu bir ilk kitap' için başarıydı. Kalaycıoğlu. kendisinden çok eserini ön plana çıkararak başarısını kayda değer kıldi! Ve okurlar henüz Nüveyre'nin etkisinden kurtulamamışken şimdi de Adalı ile karşımıza çıktı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde geçen bir aşk masalı Adalı. Yazarın bu kitabı da henüz yeni olsa bile şimdiden satış grafiğini yükseltti. Funda Kalaycıoğlu'yla iki kitabı hakkında uzunca bir söyleşi gerçekleştirdik. Kitaplarını konuşurken yer yer okurlarının merak ettiği kimliğini, okumayla/yazmayla olan ilişkisini konuştuk. Satır aralarında yeni kitabının hazırda beklediği müjdesini de bizimle paylaşti! Keyifli söyleşi için iyi okumalar... SAYFA 16 O ErdemöZTOP* A"*| evgtlt Funda Kalaycıoğlu, söyV leşımıze ilk olarak sizinle, % kımliğımzle başlama gereği l ^ / duyuyorum. Çünkü iki kitapta da tamyamtyoruz Kalaycıoğlu nu1 Bıraz bahsedcr mısıniz kendinızden? Ben, daha önce edebiyatla ilgili profesyonel çalışması olmayan bir finansçıyım. Istanbul Üniversitesi Işletme Fakültesi'nden mezunum. On beş yıl büyük holdinglere bağlı ve özellikle yeni organize olan şirketlerde finansal yöneticilik yaptım. Bir şirketin finansal yöneticisi olmak, aynı zamanda planlama faaliyetlerini de yürütmek çok zevkli bir iştir. Insana büyük bir tatmin duygusu verir. Ve işinizi benim kadar seviyorsanız, kendinizi o dünyaya kolayca kaptırır gidersinız. Benim için de öyle olmııştu. Oğlum Cankut dünyaya gelene kadar... Kariyer, evlilikle bir arada pek güzeJ yiirüyor fakat gerçek anlamda annelik için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Çünkü o minik amipler, parmağınızın ucuyla dokunduktan sonra yavaş yavaş bütün bedeninizi kuşatarak sizi kendi içlerine alıveriyorlar ve sizi yalnızca kendileriyle ilgilenmeye mahkum ediyorlar. Bir süre çocuk büyütmenin keyfini yaşadıktan sonra, oğlum anne kanatları altından çıkabilmek için çırpınmaya baş lama yaşına geldiğinde büyük bir boşluk içinde bııldum kendimi. Emeklilerin ve ev hanımlarının uğraşı olan h<.*r türlü el sanatlarıyla ılgilendim. Boncuklardan ağaçlar yaptım, elime bir fırça geçirip evde bulduğum her şeyi renkli renkli boyadım, örgüler, dantellerle çekmeceler doldurdum fakat kendimi yeterince üretken hissedemedün. İlk yazma denememe 'Nüveyre' ile başladım. Nüveyre, konusu nedeniyle çok büyük bir araştırma gerektiriyordu ve ben nasıl roman yazılacağını bilemediğim için ilk kitabımın hazırlanması aralıklarla üç dört yıl kadar sürdü. Nüveyre'nin ardından ikinci romanım 'Adalı'yı yazdım. Yazmaya nasıl başlayacağımı bilememiş olmam gibi, kitaplarımı nasıl bastıracağımı da bilmiyor oluşum, üçüncü ve dördüncü kitaplarımı da üst üste bir kenara koymama neden oldu. Nihayet, Remzi Kitabevi postayla göndermiş olduğum kitaplann yayımlanması için bir hafta gibi kısa bir zamanda görüşme talebinde bulununca, yazdıklanm kitapçı vitrinlerinde yer almaya başladı. însanın zevk aldığı işi yapması gerektiğini her zaman savunmuş olan ben, şimdi büyük bir keyifle kitap yazıyorum. Daha önce başlasaydım her şey daha farklı olur muydu bilmiyorum fakat şu anda yazmak benim yalnızca işim değil aynı zamanda en büyük hobilerimden biri oldu. Elim kalem tutabildiği sürece yazmayı düşünüyor ve bir gün, "İyi yazıyordu!" denilerek anılmayı diliyorum. İŞTE BENİM YAŞAMÖYKÜM... Edebiyatla olan ılgımze bıraz değintr mtstnız? Nasıl doğdu bu aşk sizde? llkokul yıllarımdan beri gerçek bir okuma âşığı olduğumu söyleyebilirim. Ortaokula başladığımız yıllarda annem san, bunca yıl sonra kendini edebiyatla bütünleştiriyor benim gibi... Yazmaya cesaret edişim de bundan kaynaklandı sanınm. Edebiyalınıza yön veren(ler) kım(ler)du • Az önce söz ettiğim gibi önceleri annem ve Victor Hugo; sonralan da bugüne dek okumuş olduğum romanlar ... Roman yazmaya karar verdiğim ilk gün, tarzımın ne olması gerektiğini düşünmüştüm. Okuduğum onca tür arasından birini seçmek zorundaymışım gibi gelmişti. Sonra eşim; "Yazmaya başlarsın. Nasıl yazıyorsan senin tarzın odur!" dedi. Doğruydu sanınm. Fakat hiç olmazsa kendim okumayı sevdiğim şekilde yazmaya karar verdim. Örneğin, yavaş ilerleyen, tasvirlere boğulmuş ya da abartılı anlatımlar beni pek çekmez. Bu türden bir anlatımdan uzak kalmaya çalıştım. Çoğu kez uzunluğu birer paragrafı bulan devrik cümleler kullanarak sade bir anlatım yaratabilmek de benim hobim oldu. Aynca ne tarzda olursa olsun sevdiğin şekilde yazmak çok daha kolay bence... Bu alandakı ilk meyveniz Nüveyre isımli romanınız oldu. Neydi sizi Nüveyre'yi yazmaya ıten? Uzun yıllar okuyarak dolan bir beyin, mutlaka yazarak rahatlamalı bence... Ben bu gerçeği oldukça geç fark ettim sanırım fakat geç hiçten iyi demek olduğuna göre fazla kayıplı saymıyorum kendimi... Yazmanın bu denli keyifli ve doyurucu bir şey olduğunu daha önceleri keşfedememiş olduğum için üzülüyorum yalnızca... Bir de uzun yıllar önce ciciannem Nüveyre'ye vermiş olduğum sözün etkisini yadsıyamam. "Yazacağım!" diye söz verip de gerçekleştirmemiş olmak insanı gerçekten huzursuz ediyor. O değerli varlığın anısına olan vefa borcumun öyle kolayca ödenmiş sayılmayacağını biliyorum elbette fakat sonunda, geç de olsa verdiğim sözü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum şimdi... Kilabın kahramam, Osmanlı Dönemı ndekı son dönem Malıye Nazırı ve Ayan Meclısı Reisı Rıfat MenemencioğK İ T A P S AYI 755 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle