27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 C 2 h 3 14 24 | 32 G 33 25 E J 16 J 17 İLKER MUMCUOÖLU c9 G 10 I 11 C Türkçe Cünlükleri \ Feyza Hepçilingirler 12 J 13 23 D J 20 H 21 C 22 E A 28 F 29 26 D 27 G | 1 C 42 C 43 G 52 J 53 G 54 163 C 64 1 75 1 1 30 H 31 H 38 D"39 A 40 ~C~ 41 E G 50 A 51 F 16 Mayıs. Pazar 144 H 45 J 46 G 47 C 48 J 49 56 D 58 F 59 E 60 G 61 C O E G E 65 B 66 C 67 D 168 D 69 F 70 J 71 B 72 73 77 H 80 H 81 B 82 G 83 Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözciikJerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru "aşk vc kuyruklu yıldız" adlı şiir kitabının yaratıcısının adını oluşiuracak; bulmaca karelerindey.se, aynı şiir kitabından bir alıntı ve şairin şiirlerinin çevrildiği dillerden birinin adı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. "... Yaran" (şair). 13 50 39 27 36 58 6 74 G. " Kadın" (O. Levis ve R. M. Levis'in, Kaynak Yayınları'ndan çıkan kitabı). 32 55 34 83 B. "Alfred ..." (Ibseıı ve Hauptmann'ı destekleyen, yüzyılın başında büyük saygınlık kazanan, makalelerini "Die Welt im Drama" adlı yapıtta toplayan, ayrıca "Reiseschatten" adh gezi notları ve şiirleri de olan, Alman yazar ve tiyatro eleştirmeni). 81 71 5 65 24 43 17 46 29 14 75 60 49 9 53 82 H. Homeros'un 24 şarkılık manzum Yunan destanı. 77 44 54 20 31 30 73 80 C Füruzan'm bir öykü kitabı. 63 40 42 f 7 11 3 1 66 47 33 61 21 56 D. Yakınlık, dostluk. I. Bağış, hibe. 10 62 37 76 38 79 26 57 68 23 67 E. "Şair ...inde bulur her safasını" (Tevfik Fikret). 22 59 78 64 72 25 41 J. Hz. Muhammed'in bir istekte bulunana karşı yüzünü buruşturmasının Allah tarafından hoş karşılanmayarak, Hz. Muhammed'i kınamak amacıyla inen sure. F. Selim lleri'nin bir anı kitabı. 69 51 28 2 18 48 52 19 70 16 8 45 12 4 15 35 744. sayının çözümü A. Kılgı, B. Immanuel, C. Rebecca, D. Kes, E. Şefet, F. Için Uyııdum, G. Iblis, H. Rac, I. Velut, J. Edgü, K. Baba Bana Bağırma, L. Idylls, M. Rezede. Şiir: "(îece yalnız gece, bense bir tfsadiir bile degilim, bıırada, açık unutıılmuş bir lambavım sadece Varlık" rovizyon (Eurovision) şarkı yarışmasına gcçen yılki yetmiyoımuş gibi, bu yıl da Ingilizce şarkıyla katılmamızı pek hoş karşılamamıştım; ancak dün akşam yarışmayı izleyincc gördiiın ki katılan iilkeler içindc üç tancsi kendi dilinde söylemeyi seçmiş; ötekilerin tiimü lngilizceye yönelmiş. Nerdeysc ben de clle gelen düğün bayram hesabı, "Madcmki herkes Ingilizce söylüyor, bizim çocukların öyle yapması da doğal." diyecegim. Diyeceğim de hoşuma gitmiyor bu durum. Ingilizce şarkı söyleme yarışmasına dönmüş Orovizyon. Katılan ülkelerin kendi dillerindc söylemelerini, anlamasam da o dillerin tınısını duymayı bin kat yeğlerdim. Ispanyolcayı, Fransızcayı, Sırpçayı duyduk; fena mı oldu? Bu yarışma bir bakıma, Tiirkçcyi Avrupa'ya, dünyaya duyurma fırsatı da değil miydi? Insan, onca yıl, en ünliilerimizi göndeıdiğimiz halde kazanamadığimız birinciliği, geçen yıl ne oldu da kazandık, diye düşünmeden edemiyor doğrusu. Doğu esintisiyse vardı; danssa, göbekse hiç ihmal etmcdik. En önemli değişiklik, Sertab Erener tarafından temsil edilmemizden daha önemli değişiklik, Ingilizce bir şarkıyla katılmamızdı. Ingilizce söyleyip ödül kazandığımızda, Ingilizce söylediğimiz için ödüllendirildiğimiz duygusuna acaba bu yüzden mi kapılıyorum ben? Kötü miiyüm, fesat mıyım, neyim? Bu konuda terbiye edildiğimizi, yola getirildiğimizi düşünmedcn edemiyorum. Öylesine eğitildik ki bu yıl yeniden kazanma olasılığımız çok diişük olmasına karşın, yinc Ingilizce söyledik şarkımızı. Bundan sonra da hep Ingilizce söyleycceğimiz gibi. Türkiye'nin genellikle eleştirildiği "organizasyon" nıeselesindc, görebildiim kadarıyla aksayan hiçbir yan yoktu. yi yapılanın iyi yapıldığını söylemekten çckinrneyelim. Çok güzel düzenlenmişti gece. O ışık oyuıılarıııa, lazer gösterilerine hayran kaldını. "Anadolu Ateşi" de bana, adının değişmesinden olmalı, "Sultan's of the Dance'tan daha güzel, daha anlamlı geldi. "Demek yapabiliyormuşuz!" diye düşündiikçe duygulandım, gözlerim doldu. Bu, aslında bireysel değil, toplumsal bir tavır. Birilerinin bizi beğenmesine bayılıyoruz. Biri çıkıp da Türklerle Türkiye'yle ilgili güzel bir şey söyledi mi sevindirik oluyoruz. Puanları almak için baglanılan ülkelerden övgü dolu sözler aldıkça öyle olduk yine; iki güzel sözle başı okşanan öksüzlcrc döndük. Bizi sevsinler, beğensinler diye yapmayacağımız şey yok. Mevleviliğin kııtsal "sema" törenini bir modern dans çeşidiymiş gibi algılamak, gösteri haline getirmek, görüciiye çıkarmak, satışa sunmak da bunlardan biri. P.ışa dedesinin nişanını, oynasın diye çocuğunun eline veren degerbiİmez züppelere döndük. Sema, bir gösteri sanatı degil, ibadet çeşidi. Bunun bilmek için Mevlevi olmaya gerek yok ki! me geldi konu. Bir de Troyalıların aslında Türk olabilecekleri varsayımı. Fransızlar "Truva" dcrmiş, biz de onlar gibi "Truva" mı desek acaba; Ingiliz ve Amerikalılar gibi "Troy " mu desek yoksa? Azra Erhat ve A. Kadir, Horacros'tan "Ilyada" ve "Odysseia "yı çevirdikleri 1975 yılında "Troya" demişlerdi zaten. Filmin rüzgârıyla bu iki destan yeniden okunsa keşke. Aslında okunacak bir kitap daha var, Iskendcr Azatoğlu'nun, "Erguvan Kenti Troya'nın Acı Oyküsü ". Ancak Azatoğlu'nun kitabı piyasada bulunamiyormuş; tükenmiş çünkü. 20 Mayıs, Perşembe aşkent Üniversitesi Başkent Okullannın davetlisi olarak Adana'ya gittim geldim. üykücü Zafer Doruk, okulıın kitaplığında görevliymiş. Ne güzel görev! Biz Zarcr Bey ve Sema Hanım'Ia yemekteyken Necati Tosuncr aradı. Özgür Radyo'daki "Çilingir Sofrası" programıma konuk olma inceliğini göstermişti. Virgül Dcrgisi'nde, "Elde Kitap" adlı köşesinde o günü, programı, okuduğu öyküyü, heyecanını konu etmiş; en çok da Türkçe yanlışı yapmaktan, "örneğin mesela" demekten korktuğunu anlatmış. Türkçe konusunda ne kadar duyarlı oldıığuııu bilenler, korku dediği bu heyecanı anlarlar zaten. Böylece Necati Tosuner de katıldı aramıza. Bir süre Tosuneı'i ve oykülerini konuştuk. Çeşitli edebiyat dönemlcıini anlatırken öğrencilerinıin dikkatini edebiyat dostluklan çckmişti. "Bu gruplar nasıl oluşuyor?" diye sormuşlardı. "Bu edebiyatçılar önceden tanıyorlar mı birbirlerini, edebiyat alanına girdikten sonra mı dost oluyorlar? Sözgelimi, Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat tanışıyorlar mıydı önceden/ Şiirleri yavınılandıktan sonra mı tanıştılaıv" Oıucden tanışıyor olabilirler; ama dostluk, hele "Garip Şiiri" diye adlandırılacak şiir dönemi, önceki tanışıklıga değil, edebiyat dostluğuna bağlı olarak gelişmiş olmalı. B Sait Faik Ödül Töreni için Burgazada'ya gidilen bir günde, Tosuner'in Bostancı'daki evinde agırlandıgımızı anımsıyorum. 20 yılı bulmuş tanışıklıgımız. Eskimişiz biz de." fcyzahep#ttnet.nel.tr 17 Mayıs, Pazartesi T roya" mı, "Truva" mir1 Brad Pitt'li ünlü film nedeniyle gündeSAYFA 31 U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 746
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle