25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Saüti Bolat ile 'Açılmış Kanat'ı konuştuk 'Şiir yaşamdan uzak artık' Salih Bolat'ın yeni şiir kitabı Açılmış Kanat1 adını taşıyor. Kitap, Bolat'ın yedinci şiir kitabı. Tuna Ertem, Bolat'la alışılmışın dışında bir söyleşi gerçekleştirdi. Necmi Selamet de kitabı değerlendirdi. O Prof.Dr.Tuna ERTEM S3OO3 K.IIMt «tr nır. Yaşama sıkı sıkıya bağlıdır. Çünkü yaşamak ıçin her şeyi yok edebtlir. Yağmurormanlarında, güneşe ulaşmak içiıı haşka birağacın gövdesine sartnarak yukarı tırmanan ve sonunda sanndığı ağacı yok eden incir ağaçlarını gormüştünı. incir ağacı, yaşama tutkusunun ta kendisıdir."Hastane önünde incir ağaa" türküsü boşuna değıldir. Benım şıirinı de incir ağacına benzer. Soğıık olmayan, hafijgizemli bir düşünsellik içerir. tddialı olmayan bir bilgeliğin ürünüdür. Tatlı meyvesine karşın yabanıl bir görüntüsü vardır incir ağacının. Yapraklarıyla, eğri büğrü dallarıyla, duruşuyla, görkemli bir yabanıllsğı yansıtır. Kesinlikle evcil değildir. Peki neyi beklcr? "Gizemli görünümünün ardındaki lezzetli meyveyi keşfedecek bir eli" diyorum. Ekim akşamında, "güneşin fırça darbeleriyle yaralanıp kızaran ağaçlar"la birlikte sürdürüyoruz, "Güz Şarkısı'nı: "kayalardan boşalan su kadar kalabalık, samanyolu ölmüş bir askerin kılıcı kadar yalnız ve sessiz çimenlerin üstünden geçen yaralı yaz, nasıl kapatırdı gözlerimizi, molada biraz daha uyumak için kanatlarını karla yıkayan anka gibi düşseldi" 2 002 yılında Ahmed Arif Şiir Ödülü'nü kazanan Açılmış Kanat adlı dosyası, Salih Bolat'ın yedinci şiir kitabı olarak yayımlandı. Bu kitabına kadar, Bolat'ın şiirinin üç aşamadan geçtiğini görüyoruz. tlk iki kitabında (Yaşanan, Bir Afişin Önünde) biraz politik bir söylem biçimiyle karşılaşıyoruz. Dili daha soyut, genel vc kavramsal. Ancak hiçbir zaman slogan düzeyine düşmemiş. 12 Eylül 1980 sonrası şairlerinin bazılarında görülen bunalım dönemini Bolat bir tür "şiırsel çıraklık" yaparak geçirmiş. Uçüncü kitabı Sınırve Sonsuz'la birlikte bu özelliklerinden uzaklaşmaya başlıyor. Yine de kitabın ilk yarısı, birinci aşamanın özelliklerini yer yer taşıyor. Kilikya adlı ilk bölümünde yötesel motifler ağır basmakla birliktc, politik bir söylem alttan alta kendini duyumsatıyor.Kitabın ikinci yarısının büyük bölümünü oluşturan Sınır ve Sonsuz adlı uzun şiirle birlikte bireysel duyarlıhğa, gerçek şiire doğrıı yöneliyor.Bireysel bir sorgulaına başlıyor şiirlerinde.Kendini ve yaşamı sorguluyor. Şiiılerindeki imgeler somutlaşmaya başlıyor artık. Bireysel "çıkışsızlıklar", tıkanmalar, biraz varoluşsal, biraz da mistik bir havaya bürünüyor. Bu sorgulayıcı şiirsel duruş, Karşılaşma adlı kitabında doruğa ulaşıyor. Uçüncü aşamada Bolat bireysel sorgulamayı onaylamakla birlikte evrensel bir boyuta uzanıyor. Bireyden insana, bireysel durumlardan insanlık durumlarına ulaşıyor. Böylece olgunlıık dönemine erişiyor ve klasik çizgiye oturuyor. Bu dönemdeki şiirlerini tarihsel ve mitolojik imgelerle zenginleştiriyor. Şiirsel serüveninin başından beri görülen "düşünsellik", bu döneminde daha da yoğunlaşıyor. Işte Açılmış Kanat, Uzak ve Eski ile Gece Tanıkhğı adlı kitaplarından sonra, bu olgunlıık döneminin ürünü. Gece, kış, yalnızlık, zaman, su, ateş, güneş, ihanet, ölüm gibi klasik ve evrensel izleklerle donatmış Açılmış Kanat'ı. Kitapta vurucu kısa şiirlerin yanı sıra, "Güz Şarkısı" gibi destansı bir felsefi şiir de çıkıyor karşımıza. Zengin imgelerle bezenmiş bu çağdaş insanın destanını, Salih Bolat'la birlikte okumak istedik.Ve bir güz akşamıydı. Ekim ayının ortalarındaydık. Rüzgârla titreşen mum alevinin altında, gece böceklerinin sesine kanşıyordu "Güz Şarkısı". nay büyük kentte okumaya giden oğlunu istasyonda uğurlayan baba gibi tren gittikten sonra, bir süre daha bir bankta öylece kalmış, yalnız, kaygılı makasçının karanlıkta titreyen fenerine bakıyor" diyor, "Güz Şarkısı" nda. Bir solukta okunan, lirik yanı ağır basan bir destan. Iddialı değil, güdümlü değil, son derece alçakgönüllü, sessiz, gürültüsüz, tumturaksız dizeler. Hilal Çclikoğlu'nun piyano soloları eşliğinde insanı derinden vuruyor. Bu özelliğin nereden kaynaklandığını soruyorum, neden bu denli alçakgönüllü, sakin, okşayıcı imgeler yarattığını. Ben şürlerimi yaratırken, ufkuma insanı almam. DizelcrimJe insan imgesi çok azJır, belli belınizdir. Dizelerımin ufkunu kaplayan \ey dogadır, tarihtir, mitolojidir; geçmişi ve gelecegiyle tiim evrendir. Bu denli devasa öğelerleyüklü evren karsıstnda nasu alçakgönüllü olmayayınuBu evrenin ortasında şiir yazmaya çalısan minicik bir şeyim ben, ona meydan okuyamam. Tek yapmam gereken, sessiz sedasız, ondan aldıg'ımı ona geri vermeklir. Bu nedenle dizelerim iddiasız. Ama burada kullandtgUm "iddıa" kavramını, dünyevı anlamda, stntrlı bir toplumsal çekişme anlamtnda kullannıadıg'ımı, daha varoluşsal bir "sorunsallık" bağlamında kullandı^ımı belirtmeliyim. Yoksa siirlerimin elbette büyük bir ıddiası var. Sanırım siz de böyle anlıyorsunuz? "biz susalım, kızıl ağaçlar söylesin ışığın ağıdını güneşin fırça darbeleriyle yaralanan biz susalım, göçmen kuşlar söylesin uzaklığın ilmini gövdesiz bir kanat, yolda kalan" dizeleriyle sürdürüyoruz söyleşimizi. Bolat'ın uçsuz bucaksız evren içinde yakaladığı belli başlı öğelerdcn biri dc ağaç. Ağaç imgesi onun şiirinde egemen bir motif. He men her şiirinde farklı bir ağaç boy gösteriyor. Ağaç üzerine düşüncelerimizi sürdürüyoruz genç ağaçlar ortasındaki masa başında. •Ag'aç, "beklemek" fiilinin sonıııt karşılığt gibi gelir bana. l ler ağaç bir seyi beklemektedir sanki. Kavak, kiiçük yaşta babasız kalmıs yelitn bir çocuktur. Tek başına yaşam savaşı»ıı vermis, ama onurunu yitırrııemiş. Kırsal bir kimlijŞj vardır. Ancak bu ilkel oldugUt anlamına gelnıcz. Modernileye baskaldtran, lirik, mistik bir yanı vardır kavak alaanın. Kanatlarım içe dofcrıı çtrpar. Mistik Anadolu ozanlaruun söylemlerini çağrıslırır. Bu yüzden içe dönüklür. Bireysel yönii ağır basar. O nedenle de kavaklıklarda yatırım anıacıyla topluca üretilmeklen hoşlanmaz. Ozgurliiğü ve yalnızlığı sever. Kavakltklardaki kavaklann hüzünlü salınışı buradan kaynaklanır. Issız köy yollannda tek başına kendini dinleyen, kendini bekleyen tatlı bir büzündür kavak ağacı. KAYA MOTİFİ' HÜZUNLE BESLENEN DERİN MUTLULUK • llafif bir hüzünle beslenmeli mutluluk. Salt mutluluk, kalıksız mutluluk, yapay ve olanakstz gelir bana... Gerçekten de Bolat'ın şiirlerinde hüzünle beslenen derin bir mutluluk seziliyor: "bu akşam nedense iizgiin duruyor doluSAYFA 18 Şimdi de "kaya" motifı çıkıyor karşımıza. Kaya ve taş, Salih Bolat'ın şiirlerinde sıkça rastladığımız bir izlek. Kayanın bir alt çağrışımı olarak, taş öğesi daha yaygındtr şiirlerimde. Kaya her şeyden önce, bıçimsel olarak daha somtıt. daha belirgitı bıryapıya sahiptir.Ama taş benım için daha çok anlam ıçeriyor. Orneğin, mutlaklığı... Taşların inorganik nesneler olduğuna hiçbir zaman inannıadım. Ne yazık ki insanlar laşlafazla ilgilenmezler. Benım laşlara yakınlığım, insanlara olan uzaklığımla karşılanabilir. Kaya insana henı en yakın, henı de en uzak öğesidir doğanın Her insan çevresinde en çok taşları görür. Ama en az onlarla ilgilenir. Doğanın dığerögeleri, örneğin ağaç, çiçek, su, güneş her insanın ilgisini çekerken, taş pek az insanın dikkatini çeker. Benim taşlara olan ilgim, sert, şekilsiz, renksiz bir nesne gibi algıYAİNCİR AÖACI?' lanan taşın, siirlerimin de esin kaynağını oluşturmasındandır. Farklı anlamlaryüklerim taşBirden ekim akşamının berrak yıldızlan lara. Örneğin durağanlığın simgesidir. Devialtında komşunun bahçesinden bize gururnimsizliği, sessizliği, değişimsizliği yansıtır. la bakan incir ağacı takdıyor gözümüze. "Ya Bu nedenle de ölümsüzdür. Benim siirlerimin incir ağacı" diye soruyorum. İncir ağacı, saygın bir uzak akraba gibidir. özelliklerinden biride, ölümcül yaşamlardan Kanatları dışa doğru çırpar. Üzerinde biriktir çok, ölümsüzyaşamlarayönelmesi, onlarıkeşfetmeye çalışmasıdır. diği tozlarla, dallarına konuk ettıği yılanlarEvet, ölüm izleği giriyor yavaş yavaş söyla tekin bir ağaç değildir. Gızemli bir yanı varleşimize: dır. iri yapraklarında her şeyi bartndıran, tüm canltlara kucak açan güçlü bir ağaçtır. Arkaikbir duruşu vardır. Oyledirzaten. Bilgeliğin gitmek için ölümümüzden başka ne gerekisimgesidir. Çok görmüş geçirmiş, deneyimlerle yoğrulmuştur çünkü Halkarasında, "incir yordu ağacının altında uyunmaz, cinteritoplar" deroysa bilıyorduk, demîrin çözülme vaktiydı ler. Gizemli görüntüsünden dolayıdır belki. su yorgundu kendi ağırlığını taşımaktan A nlayamadığımız, algtlayamadığımız her seygölgeler, vazgeçilmiş düşüncelerdı de doğa üstü güçlerin varlığına inanırız çünkü. Bir de incir ağacının kökleri çok güçlüdür. Turgııt Uyar'tn bir kitabımn adı, "KayaEkim ayının ortalarındayız. Çimlerin üzeyıDelen tncir" dir. "Ocağına incirdikmek"derini yavaş yavaş kaplayan sararmış kuru yapyimi de, güçlü köklerıyle her şeyi saran, sıkıp rakların içindeyiz. Bir yılın biteceğini habeı boğazlayan, yok eden özelliğinden kaynaklaveren bu yapraklar, yaşamın da bitişini çağC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Yl 7A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle