25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Romanımıza Ne Oldu? hem böylesi bir bakışm hem de yazınımızın geldiği yerin yansısını içeren elcştircl metinlerden oluşuyor. Gümüş Gece/ Nalan Barbarosoğlu/ Alkım Yayınları/ 129 s. Gecedir.Fısıltılarla konuşulur, alınyazıları kınlgan harflerle dökülür hayata.Kuytularda günün sesleri ve renkleri çoğalarak büyür.Gün ay ışığını saklar; tül gibi örter üstümüzü Biçümiş hayadara gecede karşı konur; kaderler gecede değiştirilir.Başlangıçlar, sonlar gecede yeniden biçimlenir.Gecenin aynasında hayat farklı okunur. Gümüştür. Semerkant Tılsımı/ Jonathan Stroud/ Çeviren: Kıvanç Güney/ Arkadaş Yayınevi/ 471 s. lı yeni tarihî romanında hayal gücüyle farklı bir tarih yaratıyor Fetret Devri'ne daha yakından bakıyor. Süleyman Çelebi, Musa Çelebi vc Mehmed Çelebi bu hikâyede elbette başrolleri paylaşıyor. Hükümdarlar, komutanlar, vezirler ve toprakları için savaijmaya hazırlanan sıradan, ama cesur insanlar.. Roman, en çok o sıradan insanların içten ve zorlu macerasını aktanyor. Tabiî tıım bu maceranm içinde a§ka da yer var. "Zafer Vaat Etmeyen Topraklar"ın devamı niteliği taşıyan "Cesaretin Ötesinde" maceradan ve tarihten hoşlanan okuyucuları heyecan dolu saatlere davet ediyor. Çocuk Isimleri Sözlüğü/ Gül Yılmazl Epsilon Yayınevi/ 293 s. Henüz çocuk sahibi olmayanlar dahi gelecekte çocukları olduğunda ona hangi ismi koyacaklarının planını yaparlar. Çocuğun cinsiyetinin ancak doğduğunda öğrenilebildiği dönemlerde hem kız erkek isimleri listesi oluştıırulurken, bugün artık pek çok aileden bebekler önceden belirlenmiş cinsiyetler ve belirlenmiş ısimlerle doğuyorlar; tabii bazı sürprizler dışında! En çok karar verme aşamasında zorlanılıyor; hatta bu noktada birtakım kırgınlıklar, dargınlıklar yaşanıyor ve bu tatsız durumu aşmak için çocuklara çoklu isimler takıhyor. Farklı dil ve kültürlerden isimlere de yer verilcn ve oldukça zengin bir içeriğe sahip olan bu sözlük karar verme sürecinde olanlara yardımcı olmak amacıyla hazırlandı. Bilim Etiği/ David B. Resnik/ Çeviren: Vicdan Mutlu/ Aynntı Yayınlan/ 299 s. David B. Resnik, Bilim Etiği'nde soğuk füzyon, insan ve hayvan klonlaması, Soğuk Savaş dönemindeki deneyler, Challenger kazası, Baltimore Olayı, Milikan'ın yağ damlası deneyleri gibi bilimdeki güncel tartışma konularını ele alarak etik bir değerlendirmede bulunuyor. Böylelikle, bu çalışma yalnızca bilim etiğini bilim kuramı çerçevesinde ele alarak akademisyenlere seslenmekle kalmıyor, örnekolay incelemeleriyle pozitif ve sosyal bilimler alanında eğitim alan öğrencilere kullanışlı bir kılavuz sunuyor. Enis Bey Atatürk, Venizelos ve Bir Diplomaf Enis Tulça/ Simurg Yayıncılık/ 156 s. Yü 1934. Yunanistan'ın Tahran'da diplomatik nıisyonu yoktur, ancak o ülkede yaşayan vatandaşları, müteşebbisleri vardır. Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği ve diğer îran şehirlerindeki konsolosluklarımız Yunanistan'ın Iran'daki menfaatlerini korumakta ve takip etmektedirler. îran vatandaşları Yunanistan'a seyahat etmek için Türk Sefaretine başvurmaktalar. Ayrıca Tahran ve diğer şehirlerdeki Yunan vatandaşları kendi sorunları için Türk Büyükelçiliği ve Konsolosluklarına başvurmaktalar. Iran'daki kordiplomatiğimizin bu ilginç misyonu Yunanistan'ın talebi, 1934 yazında Ankara'nın Tahran Büyükelçiliğimize talımatı ile hayata geçmiştir. Birinci el belgelere dayanılarak hazırlanan bu çalışma, o döneme ilişkin ilk kitap olma özelliğini de taşımaktadır. Refah Devletinin Krizi/ Pierre Rosanvallon/ Çeviren: Burcu Şahinlil Dost Yayınlan/ 158 s. Yaklaşık bir yüzyıl boyunca, sanayi toplumlarında toplumsal ilerlemenin doğal ufkunu relah devletinin yapılandırılması oluşturmuştur. Bugünse söz konusu refah devleti açmazda. Her şeyden önce çok masraflı bir hale gelmiş durumda. Sağlık harcamaları şu anki hızında artmayı sürdürürse, otuz yıl içinde hane gelirlerinin hemen hemen tamamını yutacak olduğu söylenebilir. Refah devletinin ekonomik krizden çok kültürel ve ahlaki bir krizin eşliğinde olduğu tarihsel bir kesitin çözümlenmesi. AraflElifŞafakl Çeviren: Aslı Biçenl Metis Yayınlan/ 345 s. Kim gerçek yabancı bir ülkede yaşayıp başka bir ycre ait olduğunu bilen mi, yoksa kendi ülkesinde yabancı hayatı sürüp, ait olacak başka bir yeri de olmayan mı? îsimlerin yabancı memleketlere ayak uydurma sürecinde muhakkak bir şeyler eksilir bazen bir nokta, bazen bir harf ya da vurgu. Yabancının isminin başına gelenler pişmiş tavuğun olmasa da pişmiş ıspanağın başına gelenlere benzer ana malzemeye yeni bir tat eklenmesine eklenmiştir de kalıpta gözle görülür bir çekme olmuştur bu arada. Yabancı işte ilk bu fireyi vermeyi öğrenir. Yabancı bir ülkede yaşamanın birinci icabı insanın en aşina olduğu şeye, ismine yabancüaşmasıdır. Idam Mahkumunun Son Günü/ Victor Hugol Çeviren: Nadiye R. Çobanoğlu/ Yar Yayınlan/ 188 s. Victor Hugo, romanında idam mahkumunun kimliğini ve işlediği suçu bilinmeyen olarak bırakıyor. Böylece, romanın kahramanı tüm idam mahkumlarını temsil etmektedir. Romanda mahkum, idamdan daha korkunç olan kürek cezasını çekmektense ölümü göğüslüyor. Işıkla Karanlık Arasında/ Lütfi Akad/ Kültür Yayınları/ 643 s. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli yönetmenlerden Lütfi Akad, bu kitapta kendi sinemacıhk serüvenine bir belgeselci titizliği ile yaklaşıyor. insanların beynine "suskun bilge" imgesiyle yerleşen Akad'ın muhtemelen kendini en geveze bulduğu bu uzun soluklu sohbetini okurken "sözcüklerle" değil "yaptıklarıyla" konuşan bir ustanın gözünden sinemamızın tarihini de öğrencceksiniz. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 74 SEMERKAN TJLSIMI Büyücülerin yönetimindeki günümüz Londra'sı. Çalışan bir tılsım. Bir entrika, cinayet ve intikam öyküsü. Bartimaeus üçlemesinin ilk kitabı. Onlar öyle sansınlar. Aslında bütün işleri biz demonlar yaparız. Ben yapmadım... Yani, şey, peki. Yaptım ama benim suçum değildi. Zorla yaptırıldı. Kim mi yaptırdı? Ah, işte bunu sormayın bana. Ve bcnitn, gösterinin yıldızı Bartimaeus'un öyküsü. Olağanüstü başarılarım ve serüvenlerim öylesine muhteşem ve sayısız ki tek bir kitaba sığması düşünülemez. Sol'uksuz/ Selami Gürell Belge Yayınlan/ 295 s. Korkunç acılarla dolu bir dönem yaşandı, 12 Eylül 1980 darbesinde ve sonrasında ülkemizde. Ne yazık ki; bu günlerin üstünde halen büyük ölçüde ölü toprağı serpilidir. "Derin"lerden su yüzüne bir türlü çıkamayan; bir türlü şeffaflaşmayan devletten, bu ölü toprağını kaldırmayı beklemek sanırım boşuna olacaktır. Medyamızın ve çok az istisna dışında anlı şanlı yazarlarımızın da, bu toprağı kaldırmak gibi ciddi bir çabası olmadı bugüne değin. Bu görevi yerine getirmek, işkencesiyle, sevdasıyla doğrusu eğrisiyle bu dönemi yaşayan bu acılar çeken insanlara düşüyor. Selami Gürel bunlardan biri. Yaşadıklarını, gördüklerini, duygularını, akıcı bir roman olarak kaleme almış. Cesaretin Ötesinde/ Namık Doymuşl Doğan Kitapl 324 s. Yıllardan 1411... Fetret Devri, yani Osmanlı'nın karışık günleri... Süleyman Çelebi'nin hüküm sürdüğü topraklardayız. Musa Çelebi tehlikesi kapıda. Osmanlı topraklarına sahip çıkmak için bir grup insan canla başla mücadele etmeye hazır. Süleyman Çelebi'nin ise aklı fikri şiirde, şarkıda, şarapta... Namık Doymuş, "Cesaretin Ötesinde" adSAYFA 30
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle