Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Oya Baydar'la "Erguvan Kapısı" üzerine 'Erguvan Kapısı, aradığınızı bulduğunuzda açılır' 1 camze AKDEMIR "• i rguvan Kapı\ı, Oya Baydar'tn m ı son romanı 2001 Orban Kemal M ' Ödülü 'nü almıs olan Sıcak Kül* J leriKaldt'da 'iktidar' olgusunu yazmaya çalıştığını söyleyen Baydar, yeni romantnda olay ürgüsünü inançkımlikötekilesme üzerine kurmuş. Sıcak Külleri Kaldının kadın kahramanı Ülkii ve yine o romandan hattrlanan genç Derin, Erguvan Kapısı nda romanın ana karakterlcrinden ikisi. Ama Erguvan Kapısı, Sıcak Külleri Kaldt'ntn devatnı değil. "Ülkü ve Derin, bir de Ülkü'nün bir operasyonda yargısız infazla öldürülen oğlu Ümut, beni bırakmamışlardı. Bazen böyle olur, romanın kahramanlart yazan kovalar. Ben de bu ıki kahramam, bir de ölü oğul ve ana bağlamında Umut 'u, yeni romana taşıdım" diyor Oya Baydar. Erguvan Kapısı'nda, on dört yaştnda ailesiyle birlikte Istanbul'dan aynlmtş olan Bizantolog Ten'nun, Konstantinopolis surlannda, o zamana kadar bilinmeyen bir kapıyı arastırırken kendikimlig'inin ve kaderinin pesinden sürüklenmesi; 'varoşların devrimci prensi', tepelerin çocuğu Kerem Ali ile; biri oğlunun diğeri babasının izini sürmek için yollan aynı tepelere düsmüş Derin ve Ülkü ile karstlaşmast, dört kahramamn ağztndan ve gö'zünden anlatılıyor. Romanın baş kahramanlarından biri de kuşkusuz Bızans'tan günümüze htanbul. Erguvan Kapısı, düslerin, düş ktrıklıklarınm, insana ö'zgü gelgitlerin, araytşlann, seçimlerin sergilenmesi sankı. 'Derin' çıkmazlar, 'umut' arayışları, Yahuda ve erguvan meta/oru, Istanbulsurlannda gızli, vıran bir kapı... Neden Erguvan Kapısı? Öncelikle kişisel bir saplantı yüzünden. Erguvan, kedi, ada, Küçük Prens, yazdıklarıma yansıyan saplantılarım benim. Bunu, bir söyleşi sırasında, bütün yazdıklarımı okumuş olan genç bir eleştirmen arkadaşımız fark ettirdi bana. Bu tiirden saplantıların yaşamımızda simgesel anlamları vardır kuşkusuz. Yazınsal anlamda soruyorsanız, Erguvan Kapısı, romanın baş kahramanlarından Teo'nun, adına bir Bizans elyazmasında rastladığı, Konstantinopolis surlannda aradığı, o zamana kadar keşfedilmemiş bir sur kapısıdır. Teo bu kapının varlığına inanır. Arayışı, kendi kimliği ve inançları peşinde bir tutkuya dönüşür. Erguvan ve kapı, içerdikleri metaforlarla, gizemle, zenSAYFA 16 gin anlam yiiklcriyle anlatmak istediğime çok uygun, açılım olanağı veren kavramlardı. Anlatmak istediğim ise, inançkimlik ötekilik sorunsalı ve ancak insanın ölümüyle sona eren arayış temasıydı. Yoğun bir hetımsel cümhüse kapılıp, kımı zaman Bizans ve Doğu efsanelerının ıçınde, kımı zaman öliim orucuna yatılan evlerde ve yüzyıllar atlayarak İstanbul'un dünündc bugününde gezınıyoruz. Romanda dınsel metınlerin ve tarihsel kentın efsane ile tnanç karışımı gtzemi, derin psikolojik travmalar ve sıyasal gelismelerle içiçe ele alınmıs. Gecekondular, varoslar, siteler, yıkımlar, arbedeler, ölüme yatanlar, ölü çocuklartntn izıni sürenler, örgütler, ıdeolojık hatlar, özgürlük düsleri, umutlar ve asıl doğruyanlıs, haklthaksız görecest... Ve sonunda herkes biraz yenik, biraz mağdur. Erguvan Kapısı için, sorunlu ve sorumlu bir roman dtyebilir miyiz? İNSANİ SORUNSALLAR İnsanın ve toplumun sorunlanna eğilmesi, sabun köpüğü olmaması anlamında, 'sorunlu' diyebiliriz. Ve kuşkusuz, eğer bir soruna eğiliyorsanız, ister istemez sorumlusunuzdur. Yapıtın, sorumluluğunun hakkını verip vermediğini ise okurlar ölçer. Yine de altını çizerek söylemek istediğim bir şey var: Erguvan Kapısı'na haksızlık yapmayalım. Bu bir roman; evet, temel insani sorunsallar çerçevesindegelişen bir ması ya da bulusmast gibı ilerliyor roman. Bu bağlamda, karsı çıkanlar ve savunanlar da olacaktır Katmanlı bir okumaya elverısli oldugunu söyledınız, sıyasalıdcolojik katmanda okumakla yetmecek olanların tepkılerım hesaba ka/mi} olrnaltstnız Sadece bu katmanda kalınırsa, haklısınız, iki yanlı uç tepkiler gelebilir. Ama ben ideolojiksiyasal bakış ve tutumları, roman kahramanlarının bakışları ve değerlerinden, onların gözlerinden yansıtmakla yetindim. Burada yeri gelmişken romanın bir özelliği de aynı hikâyenin dört ayrı kahramanın gözlerinden, yani dört farklı gözden anlatılmasıdır. Sorunuz bağlamında, örneğin Ülkü ile Kerem Ali'nin ölüm oruçları ve örgütlere bakışları tümüyle farklı ve zıttır. Gerçek bir olsa da doğrıılann çok olduğuna, herkese göre değiştiğine inananlardanım. Biroman, ama, bir özelliğı varsa, o da katraz da bunu vermeye çalıştım. Tezli bir manlı bir okumaya olanak tanımaM. Yani roman yazmadım. okıır, kitabı sürükleyici bir macera, somut Zaten propaganda amaçlı ya da bir tebir arayış hıkâyesi olarak da okuyabilir, zi güçlendirmek için yazumış romanları metaforlarla yüklü bir anlam metni olarak hiç sevmem, bundan hep kaçınınm. Ben, da. Erguvan Kapısı'nın, yazarken amaçladı () giine kadar korunaklı bir dünyada ya ğım gibi, çok katmanlı okunacağına güveşamayı ba^armışken, kendını bırdenbirc niyorum. yıllardır \ıyasal saruntılar, belınızlıkler, Romanda herkes bir arayış ıçınde, bultopluıtnal karga^a tcındekı bir iilkedc bile nıak dürtüsü peynde. Herkesın Erguvan olağarı ve \ıradan sayılamayacak kaderler Kapısı kendi aradtğını bulduğu anda mı arasında bulunca bocalayan, Erguvan Ka açılıyor? pısı'nın peşındekı Teo, bir süre ionra bu Sadece kitapta değil, gerçekhayatta da nu herkesm kurtuluşu için bir misyon gibi insan küçük veya büyük arayışlar peşinde üi/lenıyor sankı. değil midirr1 Romandaki kişilerin arayışı, kurgu gereği çok daha dramatik, daha tutKURTARICIUK VE KURBAN kulu. Romandaki metaforlardan biri de bu: Ama bir de Ülkü var örneğin. O artık Kurtancılık ve kurban. Ama sadece Teo sadece hiçbir şey aramamanın dinginliğideğil, öliim oruçlanna yatan ve ölenler de ni arıyor. Herkesin Erguvan Kapısı, tam kurtarıcılık adına kurbandır. Insanlariçin, da dediğiniz gibi aradığını sandığı şeyi insanlık için, kendi küçük dünyasını aşan bulduğu anda açılır. Belki de başlangıçta amaçlar için çabalayan herkes biraz böydüşlediği ve sandığından da farklı bir yeledir. re. Teo'nun arayışı, örgüt militanı, daha YAZIM SÜRECİ sonra da yöneticisi Kerem Ali'nin, toplumun ekonomik olarak, statü olarak en iist Klasik bir soru olsa da, sormak istiyokesimlerinden gelen ve yeni bir dil arayan rum: Kitabın arastırma veyazım süreçleriDerin'in arayışından çok farklı değil. nı anlatır mtstnız? Özünde, kendini aşma ve kendi kimliğini Anlatmak istediğim, kafamı kurcalainşa etme ya da bulma çabasıdır bu. Eryan birkaç konu ve erguvan saplantısı bir guvan Kapısı bütün bu arayışların simgeyerde birleşti. tnanç kimlik ötekileşme si sayılabilir. üzerine yazmak istiyordum. îdeolojik göndermelerle, okurla yazar Daha önceki romanımda, Sıcak Küllearasında sankı bir satranç oyunu, karşılas ri Kaldı'da 'iktidar'ı yazmaya çalışmıştım, oradan devam etmek istiyordum. 1999'da F tipi cezaevlerini ve tecridi protesto amacıyla başlatılan ölüm oruçlarının vardığı nokta, devletin de örgütlerin de ölüler üzerinden hesaplaşmaktan geri durmamaları ve ölüm oruçlarının siyasalideolojik boyutları çok aşan derin insani anlam yükleri beni çok sarsmıştı. Öteyandan, söyleşinin başında konuştuğumuz erguvan saplantım ve Bizans'ın gizemine merakım vardı. Hepsini bir roman kurgusunda, tematik ve dilsel bir bütünde birleştirmek itiraf edeyim ki kolay olmadı. Üç yılımı aldı. Hayatımda ilk defa, yüzlerce sayfayı tümüyle attım, yeniden yazdım. Bir de tabii, belki fark etmişsinizdir, ciddi ciddi Bizans çalıştım. Işin bu tarafı çok keyifliydi. Ama araştırmam, öğrenmem, duygusunu içselleştirmem gereken öteki tarafı, yani açlık grevleri ve ölüm oruçları bir o ka,,., dar acı vericiydi. Erguvan **<• * Kapısı'nı yazmak için Istanbul'un pekçok köşesini günlerce dolaştım. Kısaca, yazım süreci, bugüne kadar yaşadıklarımdan çok daha yoğun oldıı bu defa.» C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 746