Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
adlı öyküyle bitiyor. Ilk öyküsünü yaznıakta kararlı bir kadın, dcniz kıyısı bir kahvede bomboş üç saati var. Nc yazacak? Bir başka masada, bir başka kadın; "dayanamıyorum yalnızlığa, hep birilcri olmalı çevremde"(s.74) diyen, yalnız. Sa tır aralannda sorular: "Aşk gerçek olabilir mi?" (s.68); saptamalar, "Hayır demeyi asla öğrenemeyeceğim." (s.7(i), "Aynı düz çizgide sürdürebilmek, gerekenleri yapmak için savaşıp durdum kendimle." (s. 69); sezgiler: "Tuhaf, sizde evli kadınlara özgü bir rahatlığın, daha dogrusu bir gücün varlığını sczmiştim, yanılmışım." (s.72) Bireyselliğin sosyal şartlarına ulaşmış yine de tedirgin iki kadının öykülcri, keskin farklılıklar ve ilginç kcsişmelere değiniyor. ROMAN DUYGUSU 'Yorgun Anılar Zamam'nın ikinci bölümü 'Yalnızlık Çeşitlemesi' ana başlığında toplanmış beş ayrı öyküden oluşuyor. 'Bu Gün Günlerden Nc?', 'Ufukta Tek Kurşun', 'îsmiyle Müsecccl: Fatma Dilber', 'Tersyüz', 'Baştan Alalım'. Ayrı, ama aynı zamanda birbiriyle baglantılı beş öykii. 'Yalnızlık Çeşitlemesi' adlı bu bölüm, roman duygusu oluşturdu bende Dört ncsil kadının ve bir erkeğin yalnızlıkları öykülcniyor. Kocası genç yaşta ölen büyükanne sevmiş, sevilmiş, kadınlığı onaylanmış bir kadın. Kocasının erketı ölümüylc yalnız kalmış; ancak değer sizlik dııygusuna yol açmayan bir yalnızlık onunkisi. Muzaffer Hanım'm kocası var ama; o, sevgisizliğin yalnızlığtnı yaşıyor; sevilecek dcğil, evlenilecek bir kadın o. Kızı, ismiyle müsecccl Fatma Dilbcr, sevgisiz bir evliliği reddettigi için yalnızlığı seçiyor. Bu seçimin bedelini öde öde bitircmiyor. Torun, boşanmış anncbaba ortamında büyüyen bir yalnız fidan. Muzaffer Hanım'ın kocası Raşit Bcy ise korkuları nedeniylc yaşayamadığı duyguların yalnızı. 1 Ier yeni kuşakla yaşama biçimlerinin, evlerin işleyiş düzeninin, sözcüklcrin değiştirdiğini ancak, yaşamı taşınması ağır bir yiike dönüştüren insan yapımı yalnızlıkların değişmeden kaldığını ortaya koyuyor öykiiler. Toplumun 'gcnç kız', 'evli kadın', 'dul kadın', 'boşanmış kadın' için ayrı yönetmelikleri var. Çok uzun zamandır süren, çok yaygın, bu ncdenle dc normalmiş gibi algılanan bir dehşet öyküsü bu aslında. 'Yorgun Anılar Zamanı'nda 'Baştan Alalım' dışında her öykii bir şiirle başlıyor. Öykü bitince baştaki şiir ile öykünün birbirindc cridiğini duyumsuyorum. Farklı iki çözüm yolu ile aynı sonuca ulaşmak gibi bir şey. 'tki Ters tki Yiiz' şu doyumsuz dizelerle başlıyor: "Çekildi kör hatta gecede boş trcnler Gcçiyor tünellerdcn dolu katarı aşkın". Bchçct Necatigil Maçka Palas, Giilten Akın'ın 'Bir roman kadar uzun bu tümce, Sonra işte yaşjandım.' dizeleri'nden yola çıkıyor. Haydar Ergülen'in 'Doldtırmuyor bazı hayatlar kısacık bir sjiri' dizelcri 'îlk Oyküm'dcki boşluk duygusunun ipuçlarını veriyor. Yaşlılık ve yalnızlık Ayşe Sarısayın'ın cümlclerinde, "Raşit Bcy şarkılara eşlik ederek protczinin altındaki ceviz parçasını unutmaya çalışırken kapı çalındı belli belirsiz. Radyonun sesini kısıp kulak kabarttı, doğru duymuştu. Kim olabilırdi ki bu saattcr1 Günde iki kcz kapıcı u^rar, haftada bir tcmizlikçi kadın, hattada iki de kızı! Beklenmedik bir anda çalan zil sesinc hasretti ne zamandır." (s. 131) diye belirirken, Hilmi Yavuz, 'ne kadar gitsem o kadar uz yaşlanınca inceliyor yalnızlık' dizelcriyle şiire taşıyor bu gerçcği. 'Yalnızlık Çeşitlemesi'nin başında yer alan Rainer Maria Rilke'nin 'YaJnızlık bir yağmura benzer' dizesi, omuriliğini ıslatıyor insanın. 'Ufukta Tek Kurşun' adlı öykii, Ayşe Sarısayın'ın öyküleri arasında uzun yıllar sonra bile özel bir yerc sahip olacak sanıyorum. "Cavit'in anısına ", diye bclirtilmiş, öykünün başında; biz okurlar da "hcvcslcrimizin, umutlarımızın anısına ve yasına 'yorgun anılarımızın' diyebiliriz bu öykii için. 'Yahut askerlen dü\ün Tam çıkmtiken sıperden Bakıyonun Puiudaki tepelcrdcn Bir kurşun Behçet Necatigil'in zamanı aşan şiiri 'Ufukta Tek Kurşun'u "Yaşadıklarının izleri derin çızgilerde, yaşayamadıkları ise gözlcrinde..." (s. 100) olan bir kuşağın öyküsüne dönüştürmüş Ayşe Sarısayın. " Gömlek açık mavi üzerine lacivert çizgili. Çizgiler incecik, yerdc yatan beden, zorla eğilmiş dal gibi. Şaşırıyordum; kırmızı, az önce çay tabaklarındayken ne zaman akıp da geçivermişti mavi gömle^e?" (s. 105) ÇAĞRIŞIM ÖĞELERİ Binlcrce genç beden zorla cğildi toprağa ve yüz binlercesinin ruhu, hâlâ doğrulup gülümseycrck bakamıyor ufu^a. "Çözümsüzlüklcr acıtır insanın içini" (S.109) diyor yazar. 'Ufukta Tek Kurşun' birçok temel kavramı şiirsel bir anlatımla, yaşamın ta kendisi olan görüntülerle, sözcüklerle, kokularla okura ileten bir öykii. Kokular, Ayşe Sarısayın'ın en güçlü çağrışım öğelerinden birisi. Kavrulmuş şehriye kokusu , dcniz kokusu, karanfillcrin kokusu kapalı kutuları açıveriyor bir anda. Cevat Çapan'ın 'Bir yaştan sonra, sınırsız bir çağrışımlar zinciridir hayat; / başka kokular, başka görüntülerle (...)' dizeleri geçiyor aklımdan. Ayşe Sarısayın'ın öykü dalında 2004 Yunus Nadi Ödülii'nü alan kitabı 'Denizler Dört Duvar'da yer alan 'Taze Ce viz Kokusu' adlı öyküyü anımsıyorum. ( ) öyküde taze ceviz kokusu "baba" demekti; kabukları soyulmuş, sessiz bir sevgi ile ikram edilen cevizlerin kokusu. 'Denizler Dört Duvar'daki dil, hcdefi belirsiz dil arayışlarının ikliminde tertemiz bir bahar havası gibiydi. 'Yorgun Anılar Zamanı' dil açısından bir önceki kitabı aşıyor kanımca; daha kıvrak, "Selanik, haraşo, fantczi lastik. lnce incc. lyi kötü kazanıyordum, cvin ckmeği çıkıyor du az da olsa. Nicedir alışkanlık, en çok kendim için ilmekJer." (s.42) Şiirsellik belirgin olarak öne çıkıyor: "Çocuklugumun en güvenli, en esmer elleri. (s.56) Sözü devinimler üstleniyor arada bir: "Son kcz çözülüp ardından sıkıca bir düğümle çenenin aitında bağlanan yemeni." (s.43) Öykülerde geçmiş, kimi ycrde anımsama, kimi ycrde kendiliğinden bir çağrışım olarak canlanıyor. O ana dair duyumsamalar garip bir tazelikle yansıyor sözcüklerc. Ayşe Sarısayın zamanın içinde çok rahatlıkla dolaştırıyor zihnini. 'Yorgun Anılar Zamanı' kadınların öykülerini mi anlatıyor? Evet, ama; kadını eviylc, geçmişiyle, gelecek düşleriyle, aşkı ve yalnızlıklarıyla anlatıyor. Kadının yaşam içindeki hallerini bir kamera objektifliğinde ortaya koyuyor bu kitap. Sözcüklerin çizdi^i rcsimde erkeğin öyküsii de göriinür hale geliyor. Kıstırılmış, kuşatılmış yaşamlar... Kadın yaşamının bekçisi konumundaki erkek, bir gardiyandan daha özgür olamıyor elbette. 'Yorgun Anılar Zamanı' kadının ve erkeğin çok uzun zamandır sürcn, çok yaygın, bu nedenle normalmiş gibi algılanan yalnızlıklarının öyküsü; yaşanamamış sevgilcrin öyküsü. Behçet Necatigil'in şiirlerindcki evlerin kapılarını tek tek açıyor Ayşe Sarısayın. • Yorgun Anılar Zamanı/ Ayşe Sarısayın/ Can Yayıtıları/ 144 s. BÜYÜLÜ EDEBlYAT YUNANİSTAN'IN YENİ YILDIZI MARA MEİMARİDİ İZMİR VE İSTANBUL'DA OKURLA BULUŞUYOR İMZA GÜNLERİ İzmir: 18 Aralık Cumartesi İletişim Kitabevi / Alsancak 13.00 15.00 Inkılâp Kitabevi Kipa / Çiğl 16.00 18.00 www.literatur.com.tr C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 774 Mara Meımaridi BU SAYFA 17