07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rulu düzcnin sürdürülmesi adına yapılan dolaylı bir şiddct uygulamasıdır bu, bir toplumsal uzlaşmanın sonucudur ve görünürde yasadışı hiçbır yanı yoktur. Kendini daha çok "düzene saygı" biçiminde ortaya koyan ve kimi değerler yaratan (şehit ya da kahraman olnıa, askere gitmc, evlenme, başarı, töreler, gelenekler...) bu yaptırım gücü "Toplumsallaştınlmış mcşru şiddet" olarak adlandırıür. Ve oyunlar söz konusu şiddct (düzenin şiddeti) ile bireysel var olma arasındaki gerilim üstüne oturtulur, kuşatdmış kişinin şiddete karşı duruşu ve bunun sonuçları üstünde odaklanılır. Temel nokta, kendilcrini yok sayan çiinkü bireyscl kimliklerini yaşamalarına fırsat tanınmayan bir düzen karşısında insanların var olma savaşımıdır. Kuşatıldığı çemberin içindc sıkışıp kalmış olan insan teslim olma ile şiddete şiddet ile yanıt verme arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. TESLİM OLMA... Teslim olma durumunun iki biçimde gerçckleştiği belirlcnir oyunlarda: Kişi, ya kendini kapayacak ve beklentilcrini yeniden erteleyecektir; ya da düzene bilinçsizce teslim olacak, orada kendine bir yer edinme çabasına girecektir. Şiddete şiddet ile yanıt vermeyi seçen kişilerin dört ayrı tutum takındıkları gözlenir: • Yok olma durumuna karşı kendini ve çevreyi yok etmeye kalkışma, ölümü seçme • Kendini yok etme, ölüme gitme • Oldürülmcyi kabul etme • Kapalı uzam içinde şiddede devinme Konuyla ilgili olarak yapılan bir önemli saptama da, şiddet yolunu seçenlerin somııt olarak ölürken, ötckilerin soyut anlamda yok olmalarıdır. Her durumda sonuç ölümdür. Yukarıda belirtilcn her durumu kendi içinde ve oyıınun bütiinü bağlamında irdeleyen yazarın üstünde durduğu bir nokta da dil olgusudur: Kahvede Şenlik Var'da , ya da Olüler Konuşmak îsterler'de görüldüğü gibi, Teslim olma, veya Toplumsal sindirilme ile dil arasında sıkı bagiar bulıır; dilin, düzenin kendini doğrııdan gösterdiği bir araca dönüştüğünü açıklar. Öte yandan, bir "dil tragedyası" olarak tanımladığı Sahibinin Sesi'nde toplumda var olmanın söz sahibi olmaktan geçtiğini, sözün, varlığın göstergesi olduğunu belirtir. Sözün yitimi olan dilsel yıkım bedensel yıkımla eşanlamlı kılınmıştır. Sevim Burak oyunlarının "Sözsel gcvezeliğin ardına gizlenen patlamaya hazır öfkeyi beslediğini" düşünen Esen Çamurdan, Adalet Ağaoğ lu'nun Kozalar'ına, işlenen şiddet tiirü açısından, özel önem verir: Buradaki şiddet, ötekilerin tersinc, Dışarı'dan Içeri'ye sızar. Aynı bağlamda kapatılma durumu da, bir dış baskı sonucunda değil, dışarıdan korunmak amacıyla, Içeri'de gerçekleşir. Ve ne olursa olsun, "Dışarı'daki şiddetten soyutlanma lçeri'yi kurtaramaz". Oyunlarda gözlemlenen şiddete şiddetle yanıt verme durumlarının bir ortak noktası da ölümün, bir tür kendini gerçekleştirme aracı oldıığu ve kurbanın ölürken öldürdüğüdür. Cezalandırma eylemi de, oyunlarda sıkça rastlanan ve şiddet doCUMHURİYET KİTAP SAY ğuran bir şiddet türü olarak öne çıkarılır, Murathan Mungan'ın yapıtlarında göze çarpan öç alma da. Töre oyunlarındaki ana çatışmanrn Gcçmiş Zamaıı ile Şimdiki Zaman arasında gerçekleştiğini belirtir yazar, bunun bir sonucu ise töre düzcnınin feodal yapısının bozulmasıdır. DÜŞ İLE CRÇEK Töre düzeni şiddctinin her kesitte ve her boyutta duyumsandığı oyunlarda zaman olgusu da şiddetten payını almıştır, bir barış, umut simgesi olan dilek ağacı da. Yine aynı doğrultuda, her katmanından şiddetin çıktığı beh'rtılen Çöplük'te bir parçalanma, yok ediliş anlatılırken kuyu, yılan gibi öğelerin birer şiddet eğretilemesine dönüştükleri vurgulanır. Kitapta ele alınan oyunların çoğunda Düş ile Gerçek'in birbirini doğurduğu, doğruladığı, etkilediği gözlemlenir, ve biri dışında tümünün birer kâbus olduğu. "Kahramanlar, der Esen Çamurdan, kaç tıkları gerçekliklere düşlerindc yakalanırlar; ya da gerçekliği birer düş/kâbus olarak yaşarlar". Yine çoğu oyunda görülen çocuk öğesinin de geneldc kimliğin bir parçası olarak sunulduğunu saptar yazar; çocuk aynı zarnanda ölümle ilişkilendirilmektedir. Bedenin de, üginç bir biçimde, öne çıkarıldığı görülür ve "insanm salt kendine ait figüratif uzamı" olarak nitelenen bedenin, kurulu düzene tcpki olarak, bir savaş alanıııa, şiddet uzamına dönüştürüldüğü öne sürülür. Oyunlarda şiddetin işitsel ve görsel olarak da vcrildi^inin vurgulanmasının ardından kitabın son bölümü seyirciye ayrılır. Belirli bir son içcrmeyen oyunlarda son söz seyirciye aittir: "Her durumda göreceli bir kavram olan şiddet, yazarın öznelliği çerçevesinde yeniden anlamlandırılmış ve son söz seyirciye, bu kez onun öznelliğinebırakılmıştır". Yazarının da belirttiği gibi, ŞİDDET ÎLE OYNAMAK kitabında incelenen yapıtlarda temelde yansıtılan, içinde yaşanılan düzendc bireysel olarak var olamama durumudur. "Sıkıştırılmışlığına bir çözüm getiremeyen, 'Hayır' demeyi bilmeyen, edilgenliğe boyun eğen bir kültürün kırılma noktasında duyulan sessiz çığlıklardır". • Şiddet île Oynamak/ Esen Çamurdan/ Boyut yayıncılık/ 80 s. IIÇIKTI İ6ANUIONUHNM KÖULKI p DitMMIMt KİTAPYAYIN TARıHtN ve M1TOLOJ1N1N ROMANLARINIYAYIMLAR YURT Konur Sokak 26/3 Kızılay/ANKARA Tel: (0.312) 417 35 49 www.yurtkitap.com Dağıtıııı : IDost (O.3 12) 432 48 68 P a / a r l a m a : Bilci (O.3 12) 229 18 66 I 774 SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle