22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

'Yabancı'yı anlamak için... OKTAY SAYDAM * S ayın Prof Dr Onur Bılge Ku la'nın 1992 yılında Gundoğan Ya yınları tarafından yayımlanan "Demokratıkleşme Surecı ve Eleştırel Kultur Bılıncı" adJı yapıtını ve obur ya pıtlarını yenıden okuduktan sonra, aradan 11 yıl geçmesıne rağmen, ele alınan ve ırdelenen konulann ulusal ve ulus lararası anlamda hâlâ çozulememış sorun obeklerı olarak guncellığını koru yor olması, yazarın ongorulu bır bılıtn ınsanı olması ve bunu okurlan ıle pay laşması bakımından aydınlatıcı, ancak hâlâ aynı sorunlarla dıdışmemız ve oz lenen demokratık hukuk devletı ılke ve kurallan, dolayısıyla da toplumsal, sıya sı ve ekonomık audan 'çağdaş uygarlık duzeyıne' bır turlu ıılaşamamamız ba kımında da uzucu buluyorum Sayın Kula'nın 1992 yılında yayımlanan bu kıtabının ardından 11 yıl geç mış Rasdantıya bakınız kı, kıtabın ya yımlandığıay da'EyluT ayı Aradange çen 11 yıl ıle kıtabın yayımlandığı ay bırleştırılınce ılgınç bır tarıh çıkıyor or taya Kıtabın ıçerığı de sankı 2001 yılının 11 Eylul'unde 'o olayın' meydana gelmemesı ıçın evrensel, demokratık ve ınsancıl ılke ve yontemlen senmlıyor Ancak, oyle gorunuyor kı, gerıye bakıl dığında, Turkıye'nın ve uluslararası toplumun 11 yıl oncesıne aıt sorunları her katman ve her anlamda gıderek artmış, karmaşıklaşmış Sadece Turkıye'nın değıl, uluslarara sı toplumun sorunları da ınsan aklı ve ıstenuyle ınsancil anlamda çozulemezmış gıbı duruyor artık onumuzde San kı yeryıi7iı ınsanları değıl de başka ge zegenlerden gelenler ınsanlığı çekım ya da etkı alanına almış ve sankı ınsanlık hıpnoz turu derın bır gudulenmışlıkle, sadece uzaylıların yonlendırmesıyle du şunuyor, duyıımsuyor veeylıyor Bılım kureu hlmlerını andırır sanallıkların boyle kurgulanması gerekır kı, etkı ya ratabılsın Oyledeoluyorçoğukez Sa nal, gerçek ve kurgu bırbırının yerıne geçıyor, karmaşıklık ızlenımı katlana rak buyuyor Sorun ya da sorunların olası koklen ıskalanıyor da denebılır bu duruma Duyusal, algısal duşunsel boşluklar yenı korkulara ycr açiyoı, o korkuların turevlerı de daha yenı korkuların ycşermesıne zemın oluşturuyor Bu sar mal, dongu ya da boşluldar ne derse nız deyın sonucunda karamsarlık, ba rışsızlık, hoşgorusuzluk, ınsancd ço 7umsuzluk(ler) ve açmazlar derınleşe rek uremeye devam edıyor Yıne, bu belırsızlıkler dostluk ya da duşmanlık kavramlarının ı<,ını debelırlıyor Ozne si bellı olmayan, oznesı bellı olsa dahı nesnesı muğlak, bır neden sonuç ılışkı sı ıçıne dahü edılemeyen ofke, oç afma ya da seytan taşlama ntuel ve duygula rı yınelenıp kana kan, dışe dış ısteyerek, bırey ve toplumların yan yana, uygarca ve barış ıçınde yaşamasma yonelık ola sı ınsancıl çozumlerın tumunu ıflas et tınyor ve herkes burnundan soluyor' duruma gelıyor, getırıhyor Kıtle ıletı şım araçlarının onta teknolojık gelış mışlığıne ıağmen ınsanlığın bozuk ıle tışım kurması ya da ıletışım kuıamama sı, bılmem Sızedegarıp gelıyor m u ' Bu duruma yanı bu bozuk ıletışımde kıt le ılerısım araçlaı ının ozellıkle de gor sel ve ışıtsel kıtle ıletışım araçlarının pa yı cıddı olarak ırdelenmelıdıı Istençlı seçıcı, (on)yargısız anlama çabası, aklı bılgıyı tıtız ve ozverılı ça lışmayı ve olabıldığınce nesnel olmayı, nesnellık ıçın de ırdelenıp ayrıştırılmış bılımsel yontem ya da yontemlen ge rektırır Burada bır usf kavram, bılım lerde olgu ve olaylara yaklaşım olarak 'Dıyalektık' (eytışım) Sayın Kula'nın an lamaya ve ıletmeye, dolayısıyla yazma ya yonelık çabalarının tumune sınmış denebılır Yapıtlarına, Turkçe ve Al manca yazmiş olduğu (bılımsel) maka lelenne bakıldığında hemen goze çar pan nıtelıklı bır ozellık bu Yapıtların dakı ıfadelenn ıçbutunluğu, çızgısellığı duşunce ya da goruşlerının kesıntısızfı ğı etkın okumayi, henuz okurken etkın duşunce gelıştırmeyı, kullanılan dılın duruluğu, ekonomık oluşu ıle bırhkte, okuyanın eşzamanlı olarak bılgı edın mesıne ve goruş gelıştırmesıne neden oluyor Sayın Kula'nın dılımızın anla tım yetısı ve gucune yonelık, ancak bunun da otesınde, bılım dılı olmasına yo nelık katkısı, dolayısıyla akılcı, yontemlı, dılsel ve boylece ıçenksel 'yenıyı' deneme yureklılığı onemsenmelıdır Prof Dr Kula, "Turkıyekulturunun ozgur leşmesı ve uygarlaşması surecıne eğıtımın, dılın ve yazının olası katkılarını behrgınleştırmek" olarak amaçladığı "Demokratıkleşme Surecı ve Eleştırel Kultur Bılıncı" adlı yapıtının onsozun de dıle ılışkın şu saptamalarda bulunu yor " Dıl, her turlu bılgıyı ve kultur uru nunu saklar, geleceğe ulaştınr Eğıtım ve yazın gıbı kulturel yaratımlar dıl yo luyla gerçekleşır Dıl, guduleyıcı bır ış lev gorebıleceğı gıbı, eleştırı yeteneğının gelışımıne de katkı yapabılır Bu bakımdan eleştırel dıl bılıncı, eleştırel kul tur ve demokrası bılıncının onkoşulu dur ve gelıştırıcısıdır Demokratıkleşme surecı ve eleştırel kultur bılıncı bırbırı nı gerektıren ve tamamlayan ıkı oğe dır " (Gundoğan Yayınları, 1992, An kara) Anılan yapıtta kultur, eğıtım, sanat, çağcıl kultur bdınu, eleştırel tarıh bılın cı ve bırlıkte yaşama kulturu, bıreysel ve toplumsal bılıncı gudulemeM bakımın dan dıl, dıl felsefesı açısından bılım dı lı ve dıl gehşımı, ozgurleşme ve dıl ılın tısı, yabancı dıl oğretımıne ılışkın goruş ve onermeler, kişılık gehşımı surecınde dıl, bdımsellık ve ıkı dıllılık, bıreysel ve toplumsal ozerkleşme surecınde yazın ve eğıtım, kultur gehşımı ve kulturlera rası eğıtbüım, barış eğıtbılımı ve ınsancıllaşma surecı gıbı konular somutlaştı nlarak tartısıhnış ve ırdelenmış Belırlemek gerekır kı, ınsanlığın yer yuzunde barış ıçınde yaşamak îçin ola nak ve çozumler aradığı, bunun ıçın de uluslar arası dıplomasının seferber ol , Gelenekselleşmiş bir tutumun izleri Doç. Dr. İSMAİL İŞCEN P Yenikorkular rof Dr Onur Bılge Kula'nın 'Avrupa Duşununde Turk ve Islanı Imgesı" adlı çalışması, rlk bakışta fazlaca bı lınçlı bır şekdde guncel olaylara ve gelışme lere donuk hazırlanmış bır kıtaba benzeye bdır Ancak, Turkıye'de Imgebılım alanın da çalışmalan ve kıtap dızısı yıllardır yayım lanan ve alanın bır bdımsel kurum olarak yerleşmesıne sayısı? yonde katkı sunmuş olan Kula'run bu son çalışmasının, oncekı çalısmalar doğrultusunda, sıyasal gelışme ferden çok daha once planlanmış kapsamlı bır araştırmanın yenı bır mıhenk taşı ve de vamı ardamına geldığını, alanın gelısmesını ızleyen herkesçe bılınen bır durumaur Bılım guncel /amanın ışaretlennı gozete rek ılerlemez, aynı ışaretlen sadece kendı araştırmd anlayışı ve dkclcn doğrultusunda açımlar boylelıkle de onların turn vonlcıı de 'okunabümesını' olanakh kılar Bu an lamda, Kula'nın çalısması eunumuzdekı plobalızm" olsun Turkıye ÂB dışkden ol sun guncel oluşum ve tutumlara donuk onerrdı bır ışık nıtmaktadır TiUz bır kavn.ık çalışması olarak Avnıpa Dusununde 1 urk ve Islam lıngesı' bu anlamda rurkıye'de kı kamuoyunda AB'ye gınş bağlamında sur durulen yoğun tartışmalara katkı ve mater yal sunabüecektır Kıtabın genel ıcerıksel yonune gelınce, ır delenen duşunurler bağlanunda Avrupa du şunu ıçersınde Doğu ve Turklere yonelık "gelenekselleşme" seyn gosteren bır anlayı şın ızlerının belırgınfeştığı soylenebdır her şeyden once Ozetlemek gerekırse Avrupa dıışıınu ıçersınde, 18 yuzyüın son çeyreğı de 19 yııryılın ortalarına kadaı suregelen ?a man dılımınde, Turk vc Doğu kulturune dışlun çok yoğun bır dgı goze çarpar Kant, Herder, Hegel, Marx ve Lngels gıbı duşu nur ve kuramcdarın çeşıtlı yazdannda, ser pışnrdmış olarak Turk, tslam ve Doğu ım gesıne yoneldc bırçok ıze rastlamak olanak lıdır 1 urk ımgesıne yonelık bu ızlerde ge nelbırçızgı ortakbıryonelımveanlayışsoz konusudur Idealızm oncesındekı, genelde dın odaklı bır tutumdan oturuyerleşmış de ğerlendınmlennyenne, aruk "karşıt kultur" dıye duyumsanan, 'farklı" ve "yaDancı" dı ye algdanan Doğu kulturu ve Turklenn, da na çok "uygarhk" ve ' Avrupaldaşma" doğ ndnısunda değerlendırdmeye çalişddığı or taya çdcar Bu yaklaşım aynı zamanda," Av rupa merkezcı' bır tutumun da dışavurumu saydabdmektedır Bu anlamda, 'lslam" ve "Doğu dınlen" dgı odağının penfensındc kalıyorsa da, bu olçutlemenın yenne geçen gelışmışlık' \e 'uygarld<.' olçutlen geçerlı kdınır bu doğndruda genel olarak bıı bu vurgan ve tepeden' bakış, "vabancı ve çoğu verde 'barbar dıve nıtelenen Doğu lu ınsan karşısında kendını oncmlı olçudc hısscttırır Alman ıdealızmı donemının onemlı duşunurlerınden Immanuel Kant ta bu yaklaşım, kendını ıkı kutupluluk olarak ortayakoymaktadır Oncelldde Kant, ınsanlan rur olarak aynı turden dıye nıtelese de, ınsan topluluklarının gelışmışlddennı "akd salhk" olçutu de sınıflandınr Bu anlamda, Doğu ve ozelldde de Turkler, Kant'a gore, "akdsalMc" yonunden Avrupa'ya gore daha az gelısmış, gerı kalmış, buna karşın duygu ve guau yonunden daha guçlu bır kultur oluşturur Fızyonomd< bakımdan bde bır "gen kalmışlık" ("Turkler çırkındır") bıti mınde saptanan Doğu kulturu karşısınaa, Avrupa kulturunu oîuşturan ıduslann bır leşmesını talep eden Kant bu tutıımuyla da, bır anlamda "Avrupa merkezıyetçı" yakla şımın temellennı atmış olmaktadır Sonun da Avrupalı uluslann bırleşmesıyle oluşacak olan bır Dunya Gumhunyetı " akddışdığın egemen olduğu Turk kulturu nu de ıçıne alacak şekdde tum Doğuvu da kapsamalıdır Bu talepler gunumuzdekı gelışmelere ışık tuttuğukadar Avrupamerkezıyetçı yaklası mın en temel gostergelenne de ışaret emıek tedır Buna gore Avnıpalı, Doğulu ınsan (Turk) karşısuıda akd ve hatta beğenı ve gu zellık bakımından ustun olduğundan ona egemen olma hakkına sahıptır Ancak, Kant'ta henuz saıt bdışsel bır s>o run gıbı goruneıı bu kulturel karşıtlaştırma denklemı, Johann Gottfrıed Herder'de onemlı sıyasal ve kultur polıtık bır belırgın lık kazanmaktadır îlk bakışta Doğu'ya onemlı olumlu ve yuceltıcı nıtelıkler atıe den Herder ("Bdgekk, erdem ve yucelık de Doğuda gelışır"), bunu Doğu'nun Yuna nıstan'a yakınlığı de bağınulayarak oncekı değerlendınmıne farklı Dir boyut kazandır maktadır Alman ulusçuluk anlayısının filız lennın atddığı bır donemde Heraer, elbet te kı, Doğuyu Alman halkının tanımı ve Alman ulusçuluk temelının betımı doğrıdnı sunda bır karşıt kultur olarak gormektedır Herder, etnolojdt duyarldığı de bdınen bır duşunur olarak, Doğu dakı halk ve ırkların oz yapısını gorecelı olarak ve nıspeten me safeyle ve olçulu tanunlarken Turklen ken dı başına ele almaktadır Turklenn sıyasal yapısı olduğu kadar, kulturel nıtelıklerını yargdayıcı bır anlayışk değerlendırmektedır Ona gore, Doğu ıçındekı kultur bırunı olarak Turkler Avrupa ya yonelmekte hıçbır gerekçesı olmayan bır eğdım sergdemekte dırler Andan duşunur, Turklenn Avrupa'da ışının ne olduğunu sorarken onlann Avru pa kulturune yabancı ve karşıt olduğunu dı le getırmektedır Değerlenaınmı ıçınde Is lamı da ele alan Herder, bu yonelımı de, Av rupa merkezıyetçdık nknne ozgu bır tutum takınmaktadır Herder'den sonra, Alman ıdealızmının son onemlı duşunuru olarak Hegel de Do ğu lslam \ e Turkler konusıında onemlı ta nım ve dcğerlendırmeler ortaya koyar Ama cı Alman ulusunun oz vapısını bır karşıt or nek kıırgulavarak betımlemek tanımlamak tır Ancak Hegel ın bu amacı goz onunde tutulduğu vakıt, onun orneğın, "Turklenn bde azınlıklara ınanç ozgurluğu tanıma sı"nın altını çızmesının ardında, aslında Al man ulusuna oz tanımı açısından olumlu or nekler sunma çabası da gorulebdır Boyleldde, karşıt kultur dıye tanımlanan oğenın olumlu yanlan da kendı oz tanımı nın gelıştırdmesı bakımından onem kazan maktadır Orneğın "ozgurluğun".bıreyeoz gu bır nıtehk olarak Doğu'da bulunmadığı nı savlarken bu ozelhğın Batı'ya ozgu olau ğunu vurgular Emdc aeğerlendırmelen îçuı de bır nedenselldc olçutu olarak Doğu'nun coğrah yapısını da go7 onunde tutan Hegel, Turklerle (Osmanldarla) dgdı olarak sıyası ve asken yapıyı da ırdelemektedır Burada goze çarpan bır durum, Avrupa duşıınu ıçersınde dk kez Hegel'dc, Osmanb kultu runun ayrıştırdarak çeşıtlı etno yapısal ozel hklen de ele alınmasıdır Alman ıdealızmı sonrası, kendıne oygu bır donem olarak ' Genç Almanva (,Jung Deutschland) ıle "gercckçdık" (Realısmııs) donemı sırasmda artık Doğu ve Turlderın salt sıyasal îçerddı bır unsur olarak ele aluı dığını gormekteyız Avnıpa sanayıdevnmı nın en onemlı ydlarını yasamaktadır I )ışa nva doğnı gıtgıde yaydmAta etkınlık alan lannı ve 'pazannı" genışlctmektedır Bu sure ıçınde Doğu ve I urklere yonelık çalısmalar sunan ozelldde da dus.unıır one çdcar Karl Marx de Fnednch Engels Ikı duşunur de bırbınne benzer bır Avrupa merkezıyetçdık nıtumunun doneme ozgu savunuculaıı olarak değerlendırılebdır Marx ve Engels'e goıe, artık soz konusıı olan, "Doğu Sorunu" kavramında gızlıdır Aruk bır duşunur olarak değd de, daha zı yade, guncel sıyasal olaylan yakından ızle yen du "gazetecı' kımlığı de "Turkıye" dı ye ayrıştırmaksızın ele aldıklan Osmanlı Im paratorluğu ndakı olaylara ılışkın bılgı su nar, bır bakıma kamuoyu oluştururlar Engels ve Manc'a gore, Turkler Pansla vızmı onlemek ıçın onemlı bır "kale" olarak gorulmelıdır Rusya gıtgıde yaydırken, Balkanlar'da bu yayılmaya karşı kullandabdc cek bır guç unsuru olarak gorulen I urkı ye" de dgdı her turlu aynntuı gelışme haber konusu eddırken, oncekı donemlere gore çok koklu bır fark ortaya çdanaktadır Al man duşunur, Doğu yu ve Turkıye'yı eskıden olduğu gıbı, salt bır kulturel yapı ola rak anlamaya, (kendı oz ıstencı üoğmltu sunda) değerlendırmeye ve tanımlamaya ça lışmamakta daha zıyade, sıyasal heueflen doğrultusunda kullanılabdecek bır ctmen olarak gormektedır Buradakı Avnıpa mer kezıyetçddc mrumunun |eo polıtık ve vayd macdık anlayışı doğrultusunda somutlaştı rddığı, şekd aldığı gorulmcktcdır Bu anla yışın gunumuze kadar uzantdan olduğu bı knmektedn Nıtekım Manc Engels mck tuplarında Avrupa nuı geleteğı ve ()smanlı Imparatorluğu'nun çozıduşunun gelecek tekı yen ve onemı uzerınde kendı kuıgu \e tasanmlannı aynnnlı sıyasal çozumlcr olarak sunarlar • CUMHURİYET KİTAP SAYI 68i SAYFA 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle