22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

sanhğın yararlarını da gozetmeyen bır devlet Kantanlamında "ahlaksalbırkı şılık" olarak değerlendırüemez 'Dusun Doğudn doğar, ama, ( ) Dofculular ınsanın ınsan olduğundan Jola yıozguroldugunubılmezler ' (s ()i), ' Asya başlattr, Avrupa surdurur ( ) Do&uda ıstk ıçı değıl, dısı aydınlalır" (s 97) gıbı llegel'ın yargılarınt, Avrupalımn Doğu yu iomurme ve uydulaştırma ereğı ıçın bır on hılgı olarak algıladıg't soylenebılır mı? Hegel'ın bu değerlendırmelerı Do ğuluların duşun gefıştırme tutumlarıyla ılgılıdır BuradaHcgel'ınvurgulamakıs tedığı, Doğuluların ozgurleşım ıstenç ve bılınçleıının sureksızlığı ve yetersızlığı dır Hegel ozıınde ınsanın salt ınsan ol duğu ıçın ozgur olması gerektığı ve ınsanların bu ıstemı kararlıhkla düe getır mesı geıektığı kanısındadır Bıınıınla bırlıkte, Kant ve Herder'e gore, Hegel'ın çok daha koktenu ve kararlı bır Avrupa merkezcı yaklaşımı benımsedığını belırt melıyım Duşunur Avrupa merkezcı an layışını 'Doğuya ılışkın şeylerın tumu, lelsereden sılınıp atılmalıdır1" soHerıy le ortaya koyacak dcnlı, Dogulu duşunu kuçumseı Hegel ozel olarak Doğıınun Avrupalılarca somurulmesı ve uydulaş tırılması ereğı gutmese de, onun bu tu tumu, Avrupalılan Doğuya ılışkın eınel lerınde cesaretlendırmış olabılır Hegel'ın, Dın ternrdur ve Islamın ılketıbudur"yaıgısı, 11 Cylulsaldırıst son ra\ı Islam dını ne teror araunda kurulmaya çalışılan bağın ımgesel yanstmast ola rak deÇerlendınlebdır mı > Herhangı bır vanlış anlamayı onle mek amacıyla, hemuı belırtmelıyım kı, Hegel, Kant olçusunde olmasa da, genel olarak dıne karşı mesarelıdır Ancak, Hı rıstıyanlığı, lslama gore daha dunyasal ve ozgurleştıncı nıtelıkte bulduğu da ke sındır Oncelıkle erken Orta Çağdan kal ma bır yaklaşımla "lslamı yıkıcı ve şıd detı ozendııen" bır nıtelıktegorduğu de bılınır Soz konusu bağlamda lslama ılış kın olarak belııledığı "Islam'ın ılkesı terordur" yargısının 11 Eylul saldırısından sonra Islama duşmanlığı koruklemek ıçın ııygun olduğunu duşunmekle bu lıkte, Hegel kaynak gosterılerek, soz ko nusu yargının ne olçude guncelleştırıldı ğı konusunda bır şey soylemek pek ola naklı gorunmemektedır Hegel'ın Islamın kapsaytcılığına ve helırleyırılığıne ılışkın goruslerını, tum lanrtaltk hagHammda Mevlana'yt anmaunt Anadolu dusuncesı bağlamında de g"erlendınr mısınız ^ Boylece bu kıtabıntz dan otıce Şubat 2002 de yayımlanan"Ço Hultu Duşuncc, Karsıt Kultur Anadolu da Katşıt KulturBınktmının KokUri (Ilı/ke Yayınları, htanbul) adlı çalışmanı zt da anmtş olalım' Hegel Islamın kapsayıcılığı ve bıreye dunyasalı belırleme alanı bırakma ınasını, kendı ıçınde ayrımlaşmamış toz sel bır dunya goruşunu uayatmasını eleştıı ı konusu yapar Hegel ın değerlendırmesıne gore, "dunyasal yonetım, teokrası, devlet dıızenı, en ııst dın gorev lısı, Tanrı ya da yasama aynı zamanda dındıı " Bır başka anlatımla, Islam bu tun dunyasalı dınde ozumsemeye ve dınden çıkarak belırlemeye eğılımlıdır Boyle bır dın de salt boyun eğmeyı, bağ lanmayı ve bağımlılanmayı ongorur Boylece her şeyı kapsayan dın, bııeye genelın îstencıyle ozerkleşme ya da bı reyleşme olanağı sunmaz Boyle bır dı nın egemen olduğu bır ortamda bır ust guç olarak ozgurluğun guvencesı hukuk oluşmaz Baey ve toplum yaşamını uy garlaştırıcı bır turumla duzenleyen hu kuk oluşmayınca ya da yetersı/ oluşun La.gerıye Hegel'ın saptamasıyla "kış.ibel ^ıddet ve keytı yonetımın rastlantısallı ğı" kalır Boylece, genelın ıstenu, tekın, tekıllığın ıstencıne bağımlılaştırdır Sorunuzun ıkıntı bolumune gelınce, SAYFA 6 "Çoğulcu Duşunce Karşıt Kultur" adlı yapıtımda Avrupa da 18 yuzyıldabaşat laşan eleştırel dus,unme (,abalarının ve Aydınlanma etkınlıklerının bazı yonle rıvle Anadolu'da daha 13 ve 14 yuzyıl da du^unsel alanda ortaya çıkmaya baş ladığını gostermeye çalıjjtım Bu bağ lamda hemen vurgulamalıyım kı, en bağnaz dınsel ortamda bıle kaçınılmaz olarak karş,ıt du^unceler belırır Ozel lıkle, 15 yıızyıldan ba^layarak Osman lıda dınle devletın ozdeşleştığı ve dola yısıyla da bellı olçulerde bağnazlaştığı bılınen tarıhsel bn olgudur 1 akat dın le devletın ozde^Iesmesınden doğan dınsel ortodoksı ve baskiı.1 dayatmacı yonetım bıle, tarıhsel gelı^ımı tumuylc durduramamıştır Ancak boyle bır anla yış, tarıhsel gefışmeyı yavaşlatabılır, zor laştırabılır, ama, asla durduıamaz Ana dolu kultur tarıhı Babaıler başkaldırı dır" (s 120) Hegel'ın bu yaklaştmı bırçc lışkt nermtyor mu^ Yoksa bu duıumu o donemın bır gerçeklığı olarak mı goreıe Hegel'ın Turklere ılışkın horlayıu değerlendırmelen, bır yonuyle onun Av lupa, hatta Alman merkezcı duijunsel tutumundan kaynaklandığı gıbı, aynı nedenle butun Doğu hakkındakı olum suz, hatta hıç.c sayıci anlayışından da kaynaklanmış olabılır Turklere ve Is lam'a ılışkın bu olumsuz yaklaşımda Os manlılann/1 urklerın Avrupa dakı uzun egemenlık donemınm onemlı bır payı olduğu gıbı o/ellıkle 18 vu/yılın ıkıncı yarısıncfan sonra gu^lenmeye ve butun Avrupa yı etkılemeye başlayan Yunanse verlık akımının da katkısı olmuştur Hegel'ın lurklere ılışkın olumlu ve olumsuz yargılara sahıp olmasını, bır yo nuyle onyargı ve tek yanlı bakışın bır so Islamın kapsayıcılığı Bugün bırtakım Avrupalılarca Türk ordusu, sıvil siyaset alanını daralttığı gerekçesıyle eleştiri konusu yapılmakla bırlıkte, Türkıye'nin eerçekleştırdiğı demokratıkleşme atııımına koşut olarak gıderek artan sayıda Avrupalı aydın, güçlu bır Türk ordusunu Avrupa güvenliği için de gerekli gören yazıfar yayımlamaktadır. Özünde güçlü bir Türk ordusunun Avrupa güvenliği ıçin çok önemli olduğunu Marx da Alman general Knesebeck' e gönderme yaparak dile getirir. ve hareketıyle, Yunus'la, Mevlana'yla Anadolu abdallarıyla, Nesımı'yle, Şeyh Bedreddın'le, Borkluce Mustafa'yla, Nı yazı Mısrı'yle, Pır Sultan'la ve dınsel or todoksıye ve toplumsal somuruye baş kaldıran sayısız kuramcı ve eylemcısıy le, demokrası, ozgurluk, laıklık ve ın sancıllık bmkımının gelışmesıne yapı lan katkılarla doludur Ayrıca, andığım bu duşunsel bırıkım, laııcleşmenın de, demokratıkleşmenın de, uygarlığın da Anadolu'da yeterınce sağlam ve guçlu koklerının olduğunun kanıtıdır 1 urkı ye ınsanı, bu gelenekten ozguven, oz saygı ve aynı zamanda ozeleştırı turete bılır ve bırtakım guncel sorunlarının ço 7iımunde yararlanabdır Hegel, "Almanlar I urklere karşı onur kırın savaslar yurutmuştur, Fransa yla olan tltskuert daha da onur kırıcıdır" (<> 117) der Bugunku AlmanyaFransa ya kmla\ması dmunuldug'unae, bu yargı ge lecektekt 1 urkıye Almanya tlışkılerı ıçın de bır ongoru olarak değerlendırılebılır mu Ulusların geçmışte bırbırıyle savaş ve <,atışmalar yurutmuş olmaları, onla rın sureklı aynı tutumu ızleyeceklerı an lamında değerlendırılemez Kaldı kı, Al manlarla F ransızların bırbırlerıne karşı yuruttuklerısayısız savaş, uzun tarıhsel sureçte her ıkı ulusun karşılıklı onyar gılarını, hatta duşmanlıklarını pekıştır mıştır Durum boyle olmasına karşın, Almanya'nın ve I ransa'nın çağda!) yone tımlerı, uygar ve ozeleştırel Dir yakla jjimla taıınten gelen gucju duşmanlık anlayışına son vermeyı ve karşılıklı ola takyakınlaşmayı başarmışlardır Turkı ye ve Almanya'nın tauhten gelen olum suz bıııkımlerı Pransa ve Almanya ara sındakı olurmuz bırıkımle karşılaştırı lamayacak olçude azdır Bu nedenle, Furkıye ve Almanya karşılıklı ıstenç ol duğu surece ıyıleşme sıırecı ıçerısınde bulunan ılışkuerını çok kısa surede en ıyı duruma getırebılırler Boylece, He gel ın ongorusu doğrulanmasa da, on yargıları geçersızleşebılır "Kaba saba Turkler, buluntu bır akla sahıptırler" (\ 119) ve " I urkler bıle egemenlıklerıaltındakı Hmtıyanlan, Ermentlerı ve Yahudtlerı ozgur btrakmtşlar nucu olarak, obur yonuyle de ozellıkle dınsel hoşgoru bağlamında gerçeklerı teslım etmek olarak değerlendırmek olanaklıdır Engeh 'e (18201895) gore, "tslamfanatızmının taşıytct gucu Turk ayak takımı, Turklertn uygarlığa yonelık her turlu gırısımını engelleyecekttr " hu yargının somut yansımaları 1 urkıyede gorul du mu > Bu yargının duşunsel değerı gunumuz ıçın geçerlt mı > Engels, Marx gıbı, Hegel'ın Islam'ın fanatık ozlu bır dın olduğu savını ozel lıkle Osmanlının Anadolu halkı ıçın dı le getırır Avrupa Turkıye'sı dıye adlan dırdığı Osmanlı egemenlığı altındakı Balkan Muslumanlarını bu yargının dı şındatutar Bu bakımından onun "Islam Fanati7mının taşıyıcı gucu, I urk ayak ta kımıdır ve ayak takımı uygarlığa yone lık her turlu gırışımı engelleyecektıı" saptaması, Osmanlı etkının temel gucu olan Turklere ılışkın Orta Çağdan kal ma genelleyıcı ve otekıleştırıcı bırıkım den kokenlenmektedır Burada bır nok tayı belırgınleştırmenın gerekli olduğu kanısındayım O da şıı Engels de Marx orneğını ızleyerek, Avrupa temellı yak laşımla uygarlıktan oncelıkle tıcaret ve teknığı anlamaktadır Boyle bır uygarlık anlayışının ınsanlığın ortak urunu olan uygarlık kavramını tanımlamava yetme yeceğı açıktır Bır başka nokta şudur Islamın fana tık olduğu savı, ılkın Arapların Ispanya uzerınden Avrupa ıçlerıne doğru, dana sonra da Turklerın Balkanlar uzerınden Avrupa ıçlerıne doğru yayılmalarıyla bağlantılı olarak oluşturulmuş ve zamanla pekıştırılmıştır Yayılmacı tek dın îslam olsa, bu saldırganhk savını gerekçelendırmek olanakn olabılırdı Hırıstı yanlık da yayılmacı ozludur Bu nedenle, soz konusu sav, her genelleme gıbı, ayrımulığa yol acan bır onyargı olarak değerlendırmelıdır Bunun yanı sıra, Is lamın, ozellıkle de ortodoks Islamın fa natık ozlu olduğu ve dunyasallığı yadsı yarak, uygarlaşmanın onkoşulu olan bı reysel ve toplumsal aklın eleştırel ve oz gur bır nıtelık kazanmasını onlemeye çahştığı da açık bır olgudur Ortodoks Is lamın kokten dıncüik bıçunıne burune rek, laık demokratık toplum duzenını dıne dayandırmak ı^ın uğraştığı da bır gerçektır Bu kokten dıncı hareketın, ta rıhsel kokleıı guncelleştırmeye çahştığı da ortadadır "Kuşkusuz er ya da geç Avrupa'nın en guzel yorelert lurklerden kurtartlacakttr (s 110)" tngels ın bu ozlemını daha once Herder'ın de düe getımıesı, bugun " Iurklerın Avrupa ya yabanalığt" yargnmı taşıyanların be\lendı$ı kaynak lan mı gostertyor'* Antık Yunan kultur bırıkımı, Avru pa kulturunun koklerınden bırı olarak değerlendırıldığınden, bu saptama, Av rupa'nın en guzel yorelerı soylemı, on celıkle Yunanıstan ıçın geçerlıdır Yu karıda sozunu ettığım Yunanseverlık akımının Avrupa felsefesınde ve edebı yatında başat eğılıme donuşmesınde de bu yaklaşımın belırleyıcı katkısı olduğu bılınmektedır Oteyandanbugoruş 15 yuzyılda ortaya atılmış ve çeşıtlı donem lerde yınelenerek guncel tutulmuştur 1 urklerın "ustun aklın" egemen ol duğu Avrupalı bır ulkeyı boyunduruk altında tutmaları da Avrupalı duşunur lerce kabul edılemez bır durum olarak nıtelendırılmıştır "Batı Duşununde Turk ve Islam Imgesı" adlı yapıtımda ır deledığım duşunurlere bakıldığında, bu duşunsel gelenek çizgısı kolayca gorule bılır Avrupa'dakı ulamsal Turkıye kar şıtlannın, Türkıye'nin Avrupa Bırlığı ne alınmamasında ısrar etmelerınde soz ko nusu duşunsel geleneğın de etkılı oldu ğu yadsınamayacak olçude belırgındır "Ttcaret hurjuvazısının onemlı duyar hklarından bırı guvendır" 1urkıye nın bulunduğu cog"rafya da guçlu ordusu ve tarıhsel deneyımı ıle vazgeçılmezlığını nın bır nedenı de hu duygu olabılır mı > Tıcaret etkınlığı ve obur araçlarli sermayenın yeryuzunde dolaşabılmesı ıçın, Türkıye'nin coğrafı konumunun onemı buyuktur Marx, Turkıye'nın bu anlamdakı onemını vurgulamak ıçın "Nasıl kı, guneş Doğudan doğar ve Bo ğazlar'dan (Istanbul'dan) geçerek yer yuzunıı dolaşırsa, Avrupa da Boğaz lar'dan geçerek Doğuya ulaşmak zorun dadır" saptamasını yapar Marx'ın bu rada sozunu ettığı Avrupa, oncelıkle Av rupa burjuvazısı ve scrmayesıdır Marx, donemınde asıl yayılmacı guç olan Rus desnoti7mını, Avrupa'dakı toplumsal ılerlemenın, dıyesı, devrımlerın onunde temel engel olarak gorduğunden, hep Turkıye uıve adlandırdığı Osmanlı top rak butunluğunıın korunması gerektığı nı savunmuştur Boylece, Avrupa tıcaret burjuva7isının "guven" duygusunun ar tacağı da her ıkı duşunurce duyumsatıl mıştır Bugun bırtakım Avrupalılaıca I urk ordusu, sıvıl siyaset alanını daralttığı gc rekçesıyle eleştiri konusu yapılmakla bırlıkte, I uıkıye'nın gerçekleştırdığı de mokratıkleşme atılımına koşut olaıak gıderek artan sayıda Avrupalı aydın, guçlu bır Turk ordusunu Avrupa guven lığı ıçın de gerekli goıen yazılar yayım lamaktadır Ozunde guçlu bır 1 urk or dusunun Avrupa güvenliği ıçın çok onemlı olduğunu Marx da Alman gene ral Knesebeck' e gönderme yaparak dı le getırır Turkıye nın bıreysel ozguıluk alanlarını genışleterek, temel haklar ala nındakı eksıklerını gıdererek, demok rasının duzeyını ve nıtehğını yukseltmc ıstencını koruması ve surdurmesı, soz konusu elestırılerı a/altacak, onyargıla rı onemlı olçude etkısızleştırecektır "Degışımden haşka değışmeyen bır şey yoktur Tarıhın tckerltklerı huyuk tmparatorluLlartn uzerınden geçıp gıttı" (s 147) Marx'tn bu soylemı uyarınta, gunumuzdc ABD tarıhın lekerleklennın uzerınden geçmedığı bır Imparatorluk olarak algtlanabılır mı > Her yerde, her toplumda, her zaman ve her koşul altında değışım, er ya da geç CUMHURİYET KİTAP SAYI 682 Türklye'ıUn coğrafl konumu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle