Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İ^CEVATÇAPAN Titsian Tabidze/ Şiirler/ Çeviren: Kemal Özüdoğru Ah hayat ne güzel, selam, selam, ilelebet senirueyim, ayrılmayacağım hiçbir zaman. Kim verdi rengini Muharski'nin içkisine? Kim verdi yeşüliğini Âragvi'nin durgun suyuna? Sınırları var mı altın ırmağın, güneşte gezmediği buğday başaklarının? Eğer buralardan olmayan biri ölürse, onun için dağlar, uvku ya da bu dehşetli yükseklik nasıl yanıt vermeli bana, benimkilere bu gözleri ışıldayan yarı uyanık yabancılara kendince> Nerede şarap bahçelerinin sayısı, yanıtlamayacak mısın? Kim dikti bu söğütçükleri bir kerede? Daha iyisi anayurtsuz doğmak karşıkovulmaz duygularla anayurt çocuğu obnaktan. Bana da yer var onun yanında, onun söylenmemişli ğini boynunda tasma olarak taşıyan köleye. Ah hayat ne güzel, selam, selam, ilelebet seninleyim, ayrılmayacağım hiçbir zaman. Ilazıran 1928 Karda bir cın... "Şiir Ne? Karda Bir Çığ..." Dar bir geçitte Çerkezköy tarafından yürüyorum. Denizin azgın çağıltısı, kurumuş Terek'in coşkusu. Ters dönmüş gökyüzünü Kazbek'in bıızları tutuyor, ve bütün dağ yalımı boyunca gümbürtü ve gözleri yaşlı yüzyılın kayası. Kimin yanından geldiğini büiyorum aceleyle, daha da melodik nal sesleri coştur! Kamçılar kasları kabartır. Kişneyen, kement boynunda. Demon ve kaderin yanından çıkış yolıı yok. Aşk, hakkını vermişim. Geveze bir saksağan değilim, kendisini senin dehşetinde teselli eden. Sen kadınsın, ve kimi kadın inanmaz aklın aldatılabileceğine. Ama sanki onunla nikâhhyım beni şu uçurum çeki yor. Mtsir'in cesaretini görmek isterdim kar kaplanını parçaladığımda korkunç gecede. Ve senin için sadece bozkırın kalbi var ve etraiı dolup taşmış gözler. Dağlarda bayılır düşerdim çırılçıplak. Âragvi'nin arkasında öldürüldüm, senin bu ölümde suçun yok. Hylül1926 "Şiir ne? ff Gürcü Şair Titsian Tabidze (18951937), 1910 yilında kurulan "Mavi Içki Boynuzları" isimli sembolist şairler grubunun kurucularından biridir. 1921 yılıncfan sonra Sovyet rejimine katılmış ve bataklıkların turunçgil bahçelerine dönüştürülmesini şiirleriyle övmüştür. 1934 yilında 'Mavi Boynuzlar' grubu Sovyet Yazarlar Kongresi tarafından eleştirilmiş. 19361937 Stalin'in uyguladığı temizlik hareketi sırasında Tabidze tevkif edilmiş ve kurşuna dizilmiştir. lyi bir adamdı. Şiirler biriktirdi peksimet gibi, yağ gibi. Bunlar onun yol hazırlıklarıydı. Ölünceye kadar öylesine etkilendi ki Gürcü dilinin güzelliğinden, Gürcü gününün güzelliğinden, ve bu iki şeye olan aşkı kendi mutluluğuna giden yolu kapadı. Ben şiir yazmam. O yazar beni uzun bir öykü gibi hayatla el ele yürüyen. Şiir ne? Karda bir çığ aşağı yuvarlanan ölmeye, yaşayanı gömmeye. Budur şiir işte. Nısan 1927 TAŞRADA GECE Küçük sokak köpekleri gökyüzündeki aya "havhav" havlıyorlar. Ama o, yeryüzündeydi ve çabucak kaçtı onlardan yerüzünde bir yğ yarığa. yü Şapkasındaki vıldızları tomhala gibi karıştırarak g ş o, onlardan sokak k ö p e k l e i i gecesini kırparak dolii kk lerinin duruyor. Küçük sokak köpekleri yeni aya "havhav" havlıyorlar, ama ben uyumuyorum. Uykum gelmiyor ne kadar istesem de. Başka bir şey geçirdi eline benim rahatımı kaçıran. Gün gittikçe yaklaşıyor, ay gittikçe alçalıyor, alçalıyor. Dağlar çoğalıyorlar, dorukları gittikçe berraklaşıyor. Daha da berraklaşıyor kenar mahallelerin ardında Ah, benim şehrim, ben senin birlarını keşfedenim, bekçinim senin ve sabahleyin tam da en küçüğü gibiyım geceleyin havlayan köpeklerin. Dağlardan şiirlerle sükununu ilan ediyorum senin. Okrokani'den senin kapılarını gözetiyorum. Senin kapılarını gözetmek biıyük bir zevk. Öyle ki yürek şarkıya boğuluyor hayranlıktan havlayan köpek sürüsü gibi. Kasım 1928 Okrokani da OKROKANİ Eğer gerçekten şairsen ve üşengeç değilsen, Okrokani'nin derin, sessiz ormanının günü gibi ol. Kaşınan eller de kurusun, şiirler yazma ve kendine hâkim ol. Doğan güneşi şafakta ateşle kim dolaurdu bomba gibi? Sen benzeri ne diyorsun? Ki söylediğinden saçmalayıp kendini övdüğün belli olrnuyor? Huzursuz olmaktan sakınabilirsen, Marabd'ın çakmak taşlarını gözet. Kjorogl'un kalesi gibi asılı dur. Yüzyıl dur ve şiirler yazmaktan vazgeç. Biraz itelemek sen ot sapından daha güçlü değilsin, ama o tüm fırtınalann hızıyla bütün düellolarda zafer kazandı ve ayakta duruyor yüzyıllar öncesindeki gibi. Eğer kendini övmüyorsan, eğer sonsuzluğun ortasınbizim günlerimiz üç misli iyi değilseler, bekle, düşüncelerin olgunlaşmasına kadar bckle, bütün öbürleri gibi yazmakta acele etme. Ve o zaman hâlâ üşengeç değilsen, göster kendini olanca yeteneğinle ve öyle bir şey yaz ki gizlice, Sanki Udza'nın bülbülü gibi. Eğer erkeklik kitaplarda değilse, eğer gözyaşlarının içtenliği neyecan yaratmazsatorunların dünyada her şeyi ununırlar ve gerçekliği bizden daha iyi bulurlar. 7929 OTOPORTRE Wilde'in profili. Çocuğun pelerin yakasını görüyorum salondaki çerçeveli aynadan. Yakanın altındaki bu omuzları öpüyorum, sakinleşmiyorum. Titreyen elimle karıştırıyorıım küçük ciltli ilahi şiiri, ateş oluyorum ameüstin oyunundan, yüzük taşı akiğinin alevinden. Ben kimim? Bir züppe doğulu kılığında, Bağdat'ta düğmeleri açılmış giysilerin içindeyim, tekrar, tekrar Mallarme'yi okuyorum. Ne olacaksa olsun, ama hayat es geçiyor ve hayat seni zaptediyorum ve karanlıkta kaybolmana izin vermiyorum. Kasım 1916 Moskova SAYFA 19 Ben şiir yazmam. O yazar beni uzun bir öykü gibi hayatla el ele yürüyen. Şiir ncŞ Karda bir çığ aşağı yuvarlanan ölmeye, yaşayanı gömmeye. Budur şiir işte. Nisanda doğduın taçyaprakları yağmuru altında. Hlma ağaçlarının beyaz çiçekleri yağdı yağmuıda. Yağmurda taçyaprakları yağdı gözyaşları gibi. Gözyaşları gibi kendi gözlerimden dökülen. Öleceğimi onlardan öğrendim. Fakat tesadüfen biri bu mısralardan birini görmeli beni savunacak onlar, ve eğer bu bir şairse tekrarlayacak: Evet diyecek ki talihsiz bir adam vardı. Orpiri'nin kıyılarında bizimle yaşadı. CUMHURİYET KİTAP SAYI 682 Eğer kardeşsen bana şarkı söyle kadehin yanında, ve ben önünde diz çökeyim.