22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Turgay Fişekçi bu kez "Kumral Gökkuşağz" ile büyülüyor okuru 'Saçımızı okşar ma, olgunlaşma evresine lıayran kalıyor. Küçük bir kıışıın tutunma çabasına. Yaşamının ve sanatının olgunlııglındaki şairin artık asla yaşayamayacağı evrelcri yaşayan sevgili, şairde hem tatlı bir heyc can uyandırıyor "sana gıydirece^im gömlegi ancak bovle ütülerdim" hem de ona birbilgelık katıyor "açarak içimdeki bütün kapıları/ çö/.üyorum biıeı bı rer gozbağlarını"; "bir de yalın ve berrak bir havat sana lıaıırlammş". Hatta bu tutunma çabası, şairc, salonun oriasındaki çınar misali duı an eski sevgilının karşısındaki kendi çabasmı, gençliğini, acemiligini yaşatıyoı. Kumral Gökkuşa ğı'nda artık şair bir çınardır da, <ina yapılan haksızlıkları o yanında yöresinde bulunan "hoşluklara" yapmayacaktır. Oysa dogayı avucunun içi gibi bilen şa ir, kendi çınarlığının da yanındakı kıı çük ağaççıkların ölümüne neden olaca ğının farkındadır: Gözlerinde mrulmatr/ı$ bin bir \orıı Mnr kokulu lavanta bahçelert teınden Sart bir eocuk başı uzatıyor ellennı Tek bir yanıttm var oysa bülün sorulara Kitabın bir diğer özelliği, şaire ıızanan bu çocuk başının ağzınuan tek sözcük, hatta tek ses çıkmamasıdır. Sezen Aksu'nun yorumladıgı o unutulmaz aşk şar kısı ne diyordu? "Vazgeçtim gözlerinden, vazgeçtim sözlerinden, bir ah de ye ter!" Kitapta bu sevgilinin ahını bile boşuna aradım. Oyle ya, oğlunun ölümiinden sonra borcunıı kabul edip on iki yıl boyunca emekli maaşına haciz konulan kadınlar artık Fişekçi'nin yaşamından sessizce çıkmışlar. Sevgi Bağları şiirini bir anımsayalım: di En tyisı herkeun reddi miras etmesiy Turgay Fişekçi, şiirimizin bu duyarlıklı şairi yeni kitabı ile yine yaşam ırmağında yüzdürüyor okurunu. Hayranlarının yanı sıra onıı yeni keşfetmek isteyenler kaçırmasın" Kumral Gökkuşa|îi nı. NURGULATEŞ ilerlcyen dızelerinde bakın kendisini onun yanında nasd görmektedir: Ktm hilir ne okumalar bekliyor onu, ne deneyler TaptıSım beyin kıvnmlan Kım bılır daha ne kentlere götürecck bızı Ne dünyalara karışaeağız hen ardtnda Fenerini yilirmemeye çalışan Küçük, beyaz yclkcnli Dip Sevgi'nin yazddıfiı 1996yüından 2002'ye, şairin son kitabı Kumral Gokkuşağı'na gelince, kitabın bütünü için ilk aklıma gelen "kırık dokük ilişkilerin şiıri" oldu. Kumral Cıökkuşağı'ııdakı sevgili durusuyla, bakışıyla, alnıyla, kollarıyla, gundoğumunu izlcmcsiylc şairin dizcleri arasında oliimsüzleşirken, bu sevgilının şairin vaşanıını degistircn, yönlcndiren, bir beğenı veya hoşlanma duygusıınıı aşk ilişkisincdönıı^türen bir tavrının olmaması dikkatimi (,ekti. Dip Sevgi'nin çalışkan, bilgili, bükmeden kadını gitmi^, yerine yalnızca bedcninın kıvrımlarının ^air u/.erindc bıraktı ğı etkiler kadar var olabılen birısi gclmış. Bu değisim, ijairin bu kitapta an üst noktasına çıkan o yalın, berrak ve lirik tliline karşın, şiirlcri bir a^k şiiri yapa manııi), aşkın karşılıklı ve karşı konıılamaz havasını yansıtamamış. Göklcrdc Gözlerin adlı şiirinde şair şöyle söylüyor: liasmı dönüynr yoklug'undan bakıla bakıla eskitilen dünyada hiç görmedığımsın Yaraşırsa ancak Catullus'un diline ya raşan sadeliktcki ve lirizmdeki dizeleri izleyen dizelerse okuyanı hayal kınklığına uğratıyor: hılınmemış bir dünyadamm lamamlanmamış henüı renklerin Yaşamının ve sanatının nlgunluğundaki şairi şaşırranın "taınanılanmanuslık" olması Alnın şiirinde bir şans olaraK karşımıza çıkıyor: bir ıtnan nmrü yetmez çogu zaman bir dılek tutmak için bıle Ihr kez ohun gökku^agının altından geçmeye Bu yüzdetı olmalı bende bu bitmeyen talıh ' Altında ya\amaktan sürekli alnınt saran gökkuşa&tmn Şair KumralGökkuşağı'nı taliholarak görmektedır; ancak bu talihin berabe rinde bir sorumlulıık getirdiği açıktır. "Kimsesiz bir çocıığun lcaranlık kuşku lu gcizlcri", "nereye akacağını bilmeyen deîi sular gibisin' (Sensizlik üyunları); "Saçlarının uzamasını izledim, tırnaklarının sertleşmesini/ duydum hayatın agırlığını dokundukça sırtındaki eğime" (livrim); "İJzerimcJen su/ulcn bir kusun/havai dallarımda tutunmaya çalışan küçük parmak izleri" (Sesin). Ancak şa ir, kitabın ilk şiiri olan Masal (îibi'de bu sorumlıılıığn almayahazırdır: "Çözüyürıım birer nirer gozbağlarını/ gölgesinde durgun hır hayat hcyecanı" Cîözbağlarının çogulluğu sevgilinin ne kadar acemiliği ise, bu bağların bircr birer çözulmcsi şairin onca ustalığıdır. Burada şairin Dip Sevgi'den bu yana yaşamındaki (incnıli bir değişim açığa çıkar. Şair artık "bir çınarın dallan altında gölgelenen" dcğildiı. Doğaya tutkun bir şairin bunu doğanın dengesi olarak görmesi, olgun bir çınarın gölgesinde yaşam mücadelesi vcrmcsi ve en sonunda, bu gölgenin dışına çıkabilmek için "tamamlanmamış lığa" tutulması doğaldır. Şair tamamlanınca ne olduğunu çok iyi bildiği için, "Pembe bir çiçek nasıl şeftaliye dönüşür biliyorum" (Evrim'den), bu tamamlan Yengem, annem yargtea red dediler Stra anneanneme geldi, yüzü al alaya£a kalktı "Oğlumdur, kabul edıyorum llakım Bey," dedı, oturdu Kumral Gökkuşağt'nda Fisekçi, Ağır Yük şiirinden biluiğimiz bir benzetme ye başvurmuş: Küçük, lırık btrkaç kemık Yaşır hayatın bütün yüklerınt Şiirin devamı, hayarın yıikundcn kastedilenin sevgilinin kilosu olduğunu göz ler önüne seriyor: l'opukların nlgun şeftahler Eztlecekler diye derllendigım Hayatın yükünü taşıyan ayaklarda nasırların nhıştu^unu, yorgunluktan ayak ların şiştiğini düşünürsek, sevgiliye sciylenen bazı sözlerin, şairin kendini tekrar dan öteye gitmediği anlaşılır. Şair için önemli olan artık yaşayan, deöerlerine sahip çıkan kadın değildir; çünkiı şairin kadını artık "yürür dunvanın güzellikle rini bulup toplamaya", çünkü "beş temel duruştur halleri/ uzerinde gü/.elligin yükseldigi/ Atrodisias heykellen" (Ayakların'dan) Söziın kısası, saçımızı okşar gibi, de rin uykulardan sabah serinliğine mırıltı larla uyandırılıı gibi söylenen bu tar/, bu ses Dİle, Fişekçi'nin yaşanıındaki bir değer farkını, belki de kavbını gızleycmemiş. Şair, birilerinin anlanısızca yap tığı bazı davranışlara anlamlar yüklemiş durmuş. Fişekçi'de alıştığımız o "düşün sel kaynaktan beslenen" ses bılinçlı ola rak bu kitabın dizeleri arasında eritilmiş. Şair bu kitabın sevgilisine toplıımcıı sesiyle yaklaşmayı uygun görmemiş." Kumral Gökkuşağı/ lürgay Fı$ekçı'nın / Adanı Yayınları, 2002/X0y K İ T A P S AYI 6 8 2 B ir usta şairc söylenebilecek kaç sözcük olabilirr" Ben ne kadar süslıi cümleler kullanırsam Turgay Fi şekçi'nin şiirinden o denli uzaklaşıyorıım. Asım Bezirci bir yazısında Fişekçi için "llk bakışta duygusal görünen bu işlcyis gerçekte düşünsel Bir kaynaktan besfeniyor: insancıl yanı agır basan bir toplumculuktur bu" diyor. Şairin Dip Sevgi kitabındaki Ağır Yiik adlı şiire bakalim: Şa$ar dunmtm Banyodan çıktığında Yenerde ıslak izlcrini hırakarak dolaşan O küçucük, kelebek ayaklar Bu koskoaı dünyamn yüküne nasıldayaturlar1 Dip Sevgi'deki scvgilinin yaşamda bi rey olıııa mücadelesi veren bir kaclın oldıığu, şaıri cezbedenin de orıun güçlü, çalışkan, deyim yerindeyse tuttuğunu koparan yapısı oltlııgu açıktır. Hatta şair, sevgilinin bu ö/.elliklerinın arkasına sığınmayı da kişilik sorunu yapmayacak kadar açık sözlüdür: Cıoılcrunı açtım Safonun ortasında koca bir çınardın Hayalını dallarının altında gölgelentyordu Bir kcdi yavrusunu sevmek için Eğıldın (Yüzyılın Sonu'ndan) Şairin "kızıma bir ev tuttum" diye başlayan Saltak Cad. No: 9 adlı siirine bakalım. Sevgi Bağları kitabında yer alan bu şiirde, sevdıöi kadını kızı gibi koruyan, seven, o kadına kendinden bir parçaymışçasına bağlanan şair, şiirin SAYFA 12 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle