28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

pozitif hukuk verileri değil, hukuk sosyolojisi ve felsefesi verileri de kullanılmıştır. flukuk bilimiyle yetinmeyen ve "insan hakları sorunsalı, hukukötesi birçok etken tarafından da belirlenir" olgusundan hareket eden TANÖR'e göre, ülkenin genel gelisme düzeyi, eğitim durumu, yurttaşlık oilinci, zihniyetler, hâkim ideoloji, tarihsel miras, siyasal yapılar ve iktisat politikaları ve uluslararası yükümlülükler de "insan haklarıbilirni"ni kurmada belirleyici olmuştur. Bu inceleme yöntemi ışığında, yapıtın üç bölümü, şu sözcük ve deyimlerle özetlenmektedir: "Fotografi (Ihlâllerin boyutları)", "Radyografi (lhlâllerin kaynakları)", "Tomografi (lhlâllerin hukukötesi boyutları)'. 344 sayfadan oluşan bu yapıt, Türkiye'deki durumla sınırlı tututmamakta, karşüaştırmalı sentez denemelerini de kapsamına almaktadır. Siyaset biliminin verileri ışığında işlenen karşılaştırmalı malzemeler Batı ile sınırlı tutuünayıp, dikkatleri üçüncü dünya ülkelerinin durumu üzerine de yoğunlaştırmaktadır(4). lstanbul Üniversitesi Insan Hakları Hukuku Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü olarak TANOR'ün öncülüğünde yayınlanan insan Hakları adlı ortak yapıt, geniş bir hak ve özgürlükler yelpazesini kapsamına almaktadır(5). Türkiye'de Demokratıkleşme Perspektifleri, "siyasîboyut", "insan hakları" ve "hukuk devleti" üçlüsünde, yani 1982 Anayasası ve mevzuata ilişkin altyapısı bütününde konuyu özgürlükler ekseninde incelemekte, irdelemekte ve sorunlann çözümü için somut öneriler geliştirmektedir. Böylece, Siyasal Partiler Yasası'ndaki insan hakları ve demokrasiiyle bağdaşmayan hükümlerden, yargı bağımsızlığını zedeleyen Anayasa gı maddelerine değin somut öneriler üre OnerHer ve çozümtar tümektedir. Aradan yaklaşık üç yıl geçtikten sonra yayınlanan, Türkiye de Demokratik Standartların Yükseltilmesi: Tartışmalar ve Son Gelişmeler başhklı raporda ise, söz konusu öneriler bağlamında gündeme gelen arayışlar ve kaydedilen ilerlemeler sergilenmekte; "somut konulardaki tartışma ve gelişmeler", yine "siyasî boyut", "insan hakları" ve "hukuk devleti" çerçevesinde değerlendirilmektedir. B. TANÖR, on maddeden oluşan "öncelikli talepler listesi"ni, Türkiye'deki demokratıkleşme programı açısından atılması gerekli ve mümkün yeni adımların en önemlileri olarak nitelemektedir. Bu öneriler, siyasal partilerin ve seçim sisteminin demokratudeştirilmesi, yasama dokunulmazlığının yeniden düzenlenmesi, ölüm cezasının kaldırılması, CMUK güvencelerinin artırılması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, düşünce özgürlüğünün iyileştirilmesi ve Anayasa nın geçici 15. maddesinin kaldırılması gibi, Türkiye'nin güncel ve somut sorunlanna ilişkindir(6). Hemen ekleyelim ki, bu önerilerin bir kısmı gerçekleşti ve Türkiye, özgürlükler konusunda attığı bu olumlu adımlarla hayli rahatladı. Henüz gerçekleşmeyenler ise, sorun üretmeye devam etmektedir. Bunlar, B. TANOR'ün öngörüsünün ne derecede güçlü ve gerçekçi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu gözlemımizi, izledıği yöntem de doğrulamaktadır. insan haklarını ele alma ve inceleme yöntemi soyut ve teorik değil, insan gerçeğinden hareketle, toplum bilimi, felseıe ve siyaset bilimi verilerinin kullanüdığı bir gerçeklik zeminine oturmaktadır. "Gerçekçilik ve ölcülülük", TANOR'ün insan hakları anlayışını özeder. Eleştiride sözünü esirgemeden "oklar" yöneltirken, Türkiye sorunlarını bi limsel gercekler ışığında irdelerken, kuramsal bilgiyi somut olaylara uygularken, kısacası Türkiye'nin insan hakları sorunlarına çözüm yolları önerirken, hep "gerçekçi" olmuştur(7). Gerçekçilik, ölçülulüğü ile örtüşmektedir kuskusuz. ICaynak kullammında zenginlik ve çeşitlilİK(8), uygulamadan bolca malzeme kullandığı nalde fikrî derinliği hiç kaçırmaması, anlatım tarzı olarak Türkçe'yi hiç zorlamadan kullanması, yazdıklarında kendini tekrar etmemesi(9h TANÖR'un ölçülülüğünü belirten özelliklerdendir. TANOR'ün insan haklarına katkısı, öncelikle Türkiye'de Özgürlükler Anayasa Hukukunun evrimi bakımından belirleyici olmuştur. Fakat bu katkı, aynı zamanda genel olarak insan hakları öğretisi üzerinedir ve bu yönüyle ülkemizin sınırlarını da asmaktadır. İnsan hakları alanındaki "ilk"ler ile, Bülent TANOR'ün bir insan hakları ekolü olusturduğu söylenebilir. Bunun üzerinde ve içerisinde birçok yeni araştırma yapma olanağı vardır...' (*) Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Pmfesöru Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezi (TBBtHAUM) Baskant 1. TANOR'ün 1986 başında vazdığı îki Anayasa: 19611982 adlı kitabı, kavsak yapıt niteliğindedir. Öncelikle sosyal naklar bakımından: insan hakları ve devlet anlayışı üzerine 60'ü yıllarla 80'li yıllar arasındaki fark, Türkiye açısından ortaya konmuş olmakla birlikte, genel bir eğilim olarak da gözlenebilmektedir. Öte yandan, XX. yüzyıl Türkiye'sinin ikinci yarısının Anayasal ve siyasal yaşamına projektör tutan özlü ve yoğun bir yapıt olan Îki Anayasa, çok kısa sürede yazılmış olup, TANÖR'ün devletbirey YöntMrtvskatkısıiizeHne ilişkisi üzerindeki görüşlerinin de özünü (essence) oluşturmaktadır. 2. Belirtmek gerekir ki, sosyal haklar üzerine bu denli sistematik, kapsamh ve sentetik bir yapıt, aradan çeyrek yüzyıl geçmiş olmasına karşın henüz ortaya konamamıştır. Bu saptama, sadece dılimiz ve ülkemiz açısından değil, izleyebildiğimiz kadarıyla konuya ilişkin Fransızca ve Ingilizce yayınlar açısından da geçerlidir. 3. Bu yapıtın ilk basısı, yukarıda belirtildiği gibi, 1990 ve 1991 yıllarında ikı cilt olarak yapılmıştır. 4. "Üçüncü Dunyalı Olmak" başlığı, TANÖR'ün üçüncü dünya ülkelerinde demokrasi üzerine uzun zamandan beri tasarladığı, başladığı ama tamamlayamadığı yapıtının ipuçlarını da vermektedir. 5. insan Hakları (Ortak yapıt), Yapı Kredi Yay,, Aralık 2000, lstanbul. 6. TANÖR, Anayasal düzlemdeki iyileştirmeleri, 1982 Anayasası'na Göre Türk Anayasa Hukuku (2001 Anayasa Değişikliklerine Göre) adlı N. YÜZBAŞIOĞLU ile birlikte yazdığı kitapta işfemiştir. Bkz. ilk üç bölüm, 3. Bası, Mart 2002. 7. TANÖR'ün bu özelliği, 1960'lardan 2000'lere Türkiye'de ve dünyada tanık olunan gelişmeleri yapıtlanna yansıtmasından ua anlaşılmaktadır. 8. TANÖR'ün yapıtlarında cazete haberlerinden uluslararası ölcekteki kuramsal yayınlara değin geniş bir kaynaklar çizelgesi vardır. Ancak bunlar "yığma olmayıp, ele alınan konuyla doğrudan ilgili kaynakların konunun amacına en uygun biçimde kullanımı şeklindedir. 9. TANÖR'ün bir özgünlüğü de, yazüarında olduğu denli, oenzer konuda yaptığı konuşmalarda da gereksiz uzatmama ve kendini tekrar etmeme özelliğidir. • ı ı^ı LLJ CC Raymond E. Feist Tsuranilere esir diişen Pug'un büyii gücü, Tsurani toplumunda büyük saygı gören Yüceler Meclisi'nce fark edilir ve ona yeni bir ad verilir Milamber. Meclis'in elinde, saklı güçlerini kullanmayı öğrenecek, bir esi daha olmayan, kudretini iki dünyadan alan bir büyücü olacaktır. Iki dünyaya da ait olan Milamber, birtaraftan eski sahipleri Shinzavvailerin savaşı sona erdirmek ıçın gırıştikleri entrikalara destek çıkacak, birtaraftan da zamanın kendisınden bıle eskı olan bir düşmanla gırışılen mücadelede yerini alacaktır. Krondor Dünyasından... Gediksavaşları Efsanesi "Yıllardan sonra yazılmış en iyi fantazya serisi. Yazarını, Tolkien'in tahtına çıkartıp, orada oturtmayı sağlayacak denli başarılı bir eser." BÜYÜCÜ <D NIHİRI.1 k DFNIZF KAVUŞTUCUNDA vre DKIHM" IOCUJ * 5 «> EcceHomo OQ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle