Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ü Y. Atılgan'ın 'Aylak Adam'ını Nedret Tanyolaç Öztokat yazdı i myfada • 'A'dan Z'ye Nâzım Hikmet' Sennur Sezer tanıtıyor 9 tayfada • Cüneyt Akalın, Gün Zileli'nin anılarını tartışıyor . .10. sayfada ü Ismet Zeki Eyuboğlu, Server Tanilli'nin 'Çağdaşımız Viktor Hugo' adlı kitabını inceledi 14. sayfada Cumhuriyet P A R A S I Z E K Ozg ü rüldep, /Uıay^sa, KITAP Bülent Tanör, 28 Kasım 2002 tarihinde ardında inanılmaz bir boşluk bırakarak ayrıldı aramızdan. Geride bıraktığı yapıtlarıyla yaşayacağı su götürmez bir gerçek. Sağlığında düşünülmüş olan bu özel sayıyı ölümünden sonra vayımlamanın burukluğu peşimizi hiç bırakmayacak gibi. Böyle bir sayıyı görmesini çok isterdik. Sevgiyle, saygıyla ve özlemle anıyoruz onu. Dostları, aynı zamanda meslektaşları da olan Server Tanilli, Erdoğan Teziç, Necmi Yüzbaşıoğlu ve Ibrahim Ö. Kaboğlu'nun yazılarıyla Tanör'ü ve yapıtlarını daha yakından tanıyoruz. Tanör ö Biilent Biilent Tanör'ün eserinde "tarihin payı" SERVER TANİLLİ P rofesör Bulent Tanör, kafası soyutlarda dolaşan bir düşünür ve araştıncı olmaclı, sosyal gerçeklcrden yola çıkarak hükümlere vardı; ama bunu yaparken, ogerçeklerin altındaki tarihsel zemini degöz önijnde tuttu. Söz konusu "tarihsel temellendiriş in, onun yönteminde apayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu yöneliş, onu kimi yanlışlara düşmekten koruduğu gibi, eserine de bir zenginlik kattı. "Tarihin payı"nı özel olarak konu edindiği başlıca üç çalışmasını görüyoruz Tanör'ün: Biri, Osmamı'lürk Anayasal Gdışmelen (17891980); öteki ikisi de, Tiirkıye'de Konere lktidarlart (19181920) ile, KurtulufKuruluş'tur. Birincisinde, Türk siyasal rejiminin, 12 Eylül'le uğradığı korkunç sapmadan önceki tarihsel akışı içinde anayasaların gitgide yükselen grafiğini gözler önüne serer; ikincisi, Osmanlı Devleti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne geçişin köprüsü olan TBMM öncesindeki "hazırlanma" ve "mayalanma" aşamasını anlatır; üçüncüsü ise, Türkiye'nin 1918'den başlayarak yaşadığı asıl büyük dönüşümün öyküsüdür. Tanör'ün fîkir dünyasına bu üç kapıdan girilir. llki, derginin bu sayısında bir başka incelemenin konusunu oluşturduğundan, biz son ikisi üzerinde duracağız. Birinci Dünya Savaşı'nın ycnilgiylekapanması, giderek Mondros Mütarekesi (1918), ister istemez şu soruya da yol açmıştı: Osmanlı toprakları üzerinde kimin iktidarı geçerü olacaktı? Devlet sorununun özü budur o sıralar. Bu konuda çeşitli tezler üretilmiştir. Arkalarında önemli bir devlet ve kitle gücü de bulunan ana tezler arasında, ilk ve en etkili olanlan, Itilaf Bloku'ndan gelmekteydi; ancak, gizli antlaşmalardan Sevr'e doğru bir geçiş içinde, yani parcalanmış bir ülkede, "yarı sömürge tipi bir köylü devleti"ne varıyorlardı. Onlara bakarak Osmanlı yönetiminin ürettiği tezin hedefi ise, bağımsız bir yurtta ulusal bir topluma dayalı ulusal bir devletin kurulması değil, çokulııslu imparatorluğun sürdürülmesidir, yani çağını yitirmiş Kongre ftUdar|an hangl Hıttyaçtan dofimuftur? bir görüşe dayanır. Hemen hemen aynı tarihlerden kalkarak, kendiliğinden doğan yerel direniş hareketleri yurdu sarar. Dernek ve kongre tipi bu sivil kuruluşlar, Sınır Doğu, Trabzon vilayeti dahü Kuzey ve Doğu Anadolu ile Batı Anadolu ve Trakya'da kendi tezlerini geliştirmeye başjarlar. Neler vardır bu tezlerde? Şunlar: "Ulusal toprak" ve "anavatan" anlayışı; ümmet ya da bölgecilik esasına değil, "ulusal toplum" görüşüne yaslanma; milli iradeye ve bağımsızlığa inanma ve bunun için de gerektiğinde silahlı mücadeleyi göze alma. Böylece, yerel harelcetler, "ulusal ve demokratik bir egemenlik' tezi üretmislerdir; bjg^n da temcli, "millet" ve "millet iradesi"dır. ^^^^^ 19181920 yılları, bu tezlerin m a ^ ^ ^ ^ ^ p ı l a n ı p iktidarlaştığı yıllardır. Bütün bu yerel örgütlenislcr, s i y a ^ H H n e S u ; ı^ı açısından çağdaş değerleri temsil etmışrerdın Devamı 47 sayfa CUMHURİYET KİJAP SAYI 672