Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hürrlyet Yaşar yıiiarca öykü üzerlne yazdı. Artık onun da blr öyku kltabı var r Yaşar'ın öykülerinde minicik aynntılarla, sevecenlikle, duyarlıkla öne çıkıyor. Sanki, bu yaşamı anlatmıyor da yazar, biz kendiliğinden katılıyoruz buna. Toplumsal yaşamdan kesitleri, kör kör parmağım gözüne dercesine değil de, ayrıntılar döşeyerek, satır aralarını yoğunlaştırarak yansıtmak, sıradan iş olmasa gerek! 1980 sonrasında bakıldığı söylenen toplumcu gerçekçi kıyısında, onun küllerinden ürediği belli ama yine de bundan yepyeni bir yalazlanma yaratabilmiş bir öyKÜcülük bu; olayı anlatmayan, okuru etkilemeye yönelmeyen tersine anlamlandırmayla, ayrıntıların kavranmasıyla ortaya çıkan... Hürriyet Yaşar'ın öykülerinde yine de dikkati çeken ilk yan; sözdizimlerinden yansıyan sıkı, tok doku. Her şeyi kararında söyleyen bir yazar tutumuna sahip o. Ama bu, onun her olayı, her ilişkiyi ya da olanı biteni anlatmasına dönüşmüyor hiçbir zaman. Yaşar'ın erkekleri, kcndilerini anlatmayan, anlatmaya da yanaşmayan kahramanlar. Onların onurlu, dırengen, mert kişilikleri, erdemli, namuslu tutumları, okumanın ardından çıkar ortaya. Kolayca benimsenivermeleri, bu tutumlarından kaynaklanır besbelli. Sessiz, suskun olsalar da derinlerde bir çağıltıları var çünkü bu kişilerin hep. Sizin anlamlandırdığınız bir fotoğraf karesinde de olsalar koygun gözlerfe ama dupuduru bakarlar... Bu erkeklerin dikkat çeken yanlanndan biri de belki başlıcası demek daha doğru, hepsinin de söyleyecek sözünün olması, ama bunu söyleyemiyişi bir türlü... Bu yüzden Yaşar'ın erkekleri, ketumdur, dıştan kolayca algılanamaz, kendilerini anlatmaya yönelmezler çünkü, geleneksel erkek, baba imgesiyle örtüştükleri görülür dıştan bakudıklarında. Barbarosoğlu'nun kadınları söylemeseler de okumuş, birikimli insanlar olduklarını nasü sezdirirlerse Yaşar'ın erkekleri de, bir gizlilik içinde taşırlar bu anlamdaki erişkinliklerini. Olaylara bakışlartyla, olguları kavrayışlarıyla, nesneler, durum lar, ilişkelenimler karşısındaki tutumlarıyla geleneksel erkekbaba imgesinden K İ T A P ayrılırlar hemence... îlgin bu erkeklerin bir dünya görüşü vardır, bu, öteki erkeklerden farklı kılar onları. Sonra diğerlerinde görüldüğü gibi duygulu değil, duyarlı insanlardır bu kahramanlar. Olmadık durumlarda, anlarda umulmadık, beklenmedik çıkışlarla gösterirler kendilerini. Ancak bu erkeklere, kadın kahramanlarla birlikte bakıldığında farklı bir sonuçta karşılaşılıyor.nedense... Sözgelimi Hürriyet Yaşar'ın kadınları arasında en ayrı duranı, " Aylı Gece"deki kadın. Kocasından ayrıldıktan sonra, belli ki yeni arayışlar içinde farklı erkekleri de tanımış bir kadın bu. Ancak kim, hangisi olursa olsun, Hürriyet Yaşar'ın kadınları, yaşamı erkekler denli kucaklayıp omuzlasa da, onlar kadar emek yoğun kuşatsa da erkeklerin arkasında kalmış, onlarla birlikte yaşamın bilgeliğine bir türlü erememiş, eylemlerinde olgunluğa ulaşamamış kahramanlar olarak görünürler... Erkeklerse, kadınlara göre kahırlı bir yaşam çekmede sanki çok daha fazla emek vermişler de buna karşın fazla konuşmazlarmışçasına havalarıyla bir ölçüde gerçeklik dışına düşerler. Sanki birer başrol oyuncusudur erkekler, kadınlarsa figüran. Bu yansıtma, Hürriyet Yaşar'ın öykülerini enikonu zedeliyor bana göre. Daha öncelerde tek tek okurken ;öremediğim bu aksaklığı, bu kez öyküeri topluca okurken görebildim ancak. Bunun, gerçeklik duygusunu zayıflattığını belirteyim. Yaşar, t>u tutumunu yeniden gözden geçirmeli bence. Hayır, bu, Hürriyet Yaşar'ın, erkeklerini belirgin, kadınlarını silik yansıtmasından kaynaklanmıvor; tersine kadının, erkeğin toplumsal rollerine bakışından geliyor. Çünkü hiçbir öyküsünde kadınların, bu rolün dışına çıkrnadıkları gözleniyor. Kadına daha etkin bir rol yuklenmeye çalışılan "Konuşma" başlıklı öyküde bile durum değişmiyor. Barbarosoğlu , kadınların karşısında erkekleri daha gerçekçi bir zemine oturturken, Yaşar kadınları, sanki uzaklaştırıyor öyküden, onların rolünü çalıyor bir bakıma. Hürriyet Yaşar'ın öykü kahramanlarından yansıyan bir yan da birbirlerine karşı sergiledikleri acımasızlıkları. "Tel siz", "Saat", "Ocakçının Röportajı", "Bir Sanah Güneşle" boyl öyküler. Öykü kişilerinin birbirlerine acımasızlıkları, yaşamın onları zorlayışının, savuruşunun; toplumsal düzenin onlara biçtiği rollerin sonucu bir bakıma. Kimsenin ötekine karşı acımasız olmaya niyeti yoktur belki, yoktur ya ellerinde olmadan acımasızlaştıkları görülür yine de öykülerde. Buna aykırı gibi duran "Kaçak" adlı öyküde de alttan alta sezdirilir durum. Bu yanıyla, toplumsalcı öykülemeye kazandırdığı bu tür ilginç bir derinlikle de dikkat çekici olduğu söylenebilir Yaşar'ın. Oykülemeyi, teknik olarak çok ivi biliyor Yaşar. Çünkü "doygun" öyküler bunlar; yani anlatılanla öyküleme kıvamında, öyküleme ne şiyiyor ne de eksiklik gösteriyor.Oykünün her ne gereci varsa, övle uyumlu ki, sonuçta tam bir doygunfuk gösteriyor hepsi de, Bunun yanında, yazarı ile öykuler arasında bir barişıklık da seziliyor. Örneğin, yaşamöyküsünde mesleğinin muhasebecilik olduğunu öğrendiğimiz yazarın pek çok öyküsünde, üstü örtük bir muhasebeci anlatıcının da gezindiğine tanık oluyoruz. Belli ki yazar, yalnız sevmemiş kendi övkülerini, varsa da eğer kusurları, bunlarla barışık olmayı seçmiş... Oykülemesindeki bir iki ayrıntıya da değineyim yeri gelmişken. Yukarıda değindim, ilkin dili dikkati çekiyor anlatısında onun. Süssüz, birölçüde kuru bir dille örüntülenmiş öyküler bunlar. Ancak arındırılıp yalınlaştınlmış, sıkı dokunup tok kılınmış bu dilsel yapının okuru kışkırttığı da ortada. îkincileyin dikkati çeken, anlatımı yazarın. Hürriyet Yaşar, yukarıdaki dilsel yapıya çok uygun düşen bir anlatımı yeğliyor. Eksiltmeli, daha doğrusu olup biteni anlatmayan, ama okurun bunları anlamlandırmasını sağlayan bir anlatım bu. Böyle olunca satır aralan biiyük doluluk yansıtıyor. Bu tutumunun da okuru kamçıladığı düşünülebilir. Üçüncü olarak dikkati çeken yan, biçemi Yaşar'ın. Bu yanıyla yazar, rap rap adım atan asker navasında biraz. Zamansal, uzamsal gidip gelmelere sırt çevirmiş duruşu, anlatımdaki tutumuyla örtüşse de öykücülüğündeki en büyük çengeli oluşturuyor bana göre. Bir yazarın öykülerinde gözlenen yahnlık, süssüzlük, düz anlatım ne denli ayrıntıyla beslense, satır aralan dolulıık gösterse de bunların biraz da kıvrak bir bıçemle yansıtılması beklenmez mi hep? Hürriyet Yaşar'ın öykülerindeki en büyük eksiklik bu yanılmıyorsam. Yanı sıra, konuşma örgülerinde "dedi" eylemi zaman zaman öylesine kısa aralıklarla, sıklıkla yineleniyor ki, bunaltıcıolabiliyorbu. Duyarlıkların anlatılan elemlerde satır aralarına yerleştirildiği düşünülürse, yadırgatıcı bir fazfalık olarak çıkıyor bu ortaya. Hürriyet Yaşar'ın bu ilk öykü demetinin adı, Anlatmaya Biri Gerek! kendisi yapıyor zaten bunu, anlatıyor; şimdi bunu bir dinleyen, okuyan gerek artık... Sözüm size elbet; karartümaya çalışılan şu dünyada elinde sesi, ortalarda dolaşan birine siz de sez verin, sesleşin onunla! • Ayçiçecleri / nalan Barbarosoğlu / Can Yayınları / s. Anlatmaya Bir Gerek / Hürriyet Yaşar / Yayınları / s. BERFIN YAYINLARI Tel: (0.212) 513 79 00 Fax: 512 37 20 Î ABDULLAH RIZA ERGÜVEN Yapıtlan: Araştırmaİnceleme: ATanrıları Nasıl YarattıÂ: (Turan Dursun Araştırmaİnceleme Ödülü 2000) AYunus Emre • Evrenbilim ve Tanrı Kavramı • Tanrılar Neyi Yarattı? • Tarih Boyunca Gök Nesneleri / UFO • Dinlerin Kökeni ve İslam'da Reform Şiirleri: • Şarabı Tanrılarla Yudumladık A Acı Sıcak • Kuyuya Düşen Ay • Tabancamın İpek Bağı Romanları: • Yasak Tümceler (Mahkum Oldu) • Gece de Güneş Doğar Çevirileri ve Yayına Hazırladığı Kitaplar: • V. Mayakovski Yaşamı Sanatı ve Şiirleri • Alain Bosquet Yaşamı Sanatı ve Şiirleri • Mayakovski Mektuplar *** 16 Ağustos 2001 'de yitirdiğimiz ABDULLAH RIZA ERGÜVEN Düşünce ve Yapıtlanyla Yaşıyor. Saygıyla Anıyoruz.. BERFIN BASIN YAYIN VE TIC. LTD. ŞTI Adres: Cağaloğlu Yukuşu, Evren Han No: 29 / 56 Cağaloğlu 34440 İstanbul Tel: (0.212) 513 79 00 Faks: (0.212) 512 37 20 SAYFA 15 Anadolu Aydınlanmacısı, Şair ve Yazarımız C U M H U R İ Y E T S AY I 654