24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

r yuzlenn, cığerlennden kan kusup, kızıl cık şerbetı ıçtım, dıyenlerın gerçek dra mıdır Sımsıcak değıl, buz kesen oyku lerdır Aynı zaman da bır şaır olan Katır cıoğlu'nun dızelerınden bırkaç mısra bu gerçeğı bıze ne guzel anlatıyor "Ayıp Sokağı nda, / Genelevler dızı dızı / Genelevde yataklar / Hep serılı/ 1 Kadınlar soyunuk/ çıplak mı, çıplak / Adları takma, / Hayat gıbı, Sevgı gıbı, Mutlu gıbı / Sarışını, esmerı, kumralı / 1 Buz buz, / Sudan ucuz / Ayıp Soka ğı'nın kadınları, / Hıcran gıbı, Kader gı bı/ " Kırk yıl oncenın Istanbul'undan ınsan manzaralarını Olur Boyle Vak'alar da, yalnız kırkyıl oncenın değıl, butun za manlarının acı gerçeğını de Ayıp Soka ğı'nda Aşk'ta ızleyebılırsınız PK 2 Ba sınkoy 34820 îstanbul 0212 528 18 24 519 38 08 adres ve telefonlarla ıletışım kurmak mumkun • email: ahozdemir@hottnail.com Gül ve Defne'nin Yüreğindeki Sesler GÜLTEKİN EMRE emal Sureya olsa ne derdı, dıye sormaya gerek yok, o, zaten bır kıtapta resımden, desenden ya na olmuştur hep Resımsız kıtaplara sı cak bakmıyoıcfu demek ıstemıyorum Iakma adlarla desenler de c,ızen Cemal Sureya Mehmet Kıyat'ın Scsleı, Yure ğım YurtÇını ve Cıufıc Defnc ıçın neler derdı acaba? Kendımeyandaş mı arıyo rum yoksa^ Olur mu oyle şey' Herkesın beğenısı bır olur mıc1 Onun Mehmet Kıyat'ın şıırlerı ıçın bır şeyler yazdığını, soyledığını hatırlıyorum Yazdıklarını şoyle bır tarasam mutlaka bır yerlerde rastlayacağım yazdıklarına Bu şu de mek, onu Turkıye Yazılan dergısı done mınden berı tanıyorum Bır ara çok sık şıır yayımlarken, nedense gıderek sey reldı dergılerde onun şıırlerını gormek Başarılı bır galerıcı olduğunu duyuyor dum, usta ressamları kendıne bağladığı nı ve kendınden soz ettıren sergılere ım za attığını soyluyordu ortak tanıdıkları C resmını gosterır gıbı Sesler Kitabında tek bır şur var 150 bolumluk 79 sayfalık bu upuzun şıır kendı ıçınde bır butun, değışık bır des tan sankı Insanı derınden, yureğınden kavuruyor, sonuna dek de bırakrnıyor Yaşamın her alanında konaklaya konak laya, yurekten yureğe seke seke, acıyı se vınce katık ede ede okura yol aİdırır, dı zelerınde yelken açtırır Onun şıırlerı nın yuzu asık değıldır, guleçtır, aydın lıktır Gozlerı fıldır fddır donen afacan bır çocuk gıbıdır ımgeden ımgeye geçı rırken şıırseverlerı Yaşamı ve sevdayı derınden kavramaya çalışan bır yureğın ortaya koyduklarıdır elımızde tuttuğu muz kıtaplar Mehmet Kıyat, yaşamını çağdaş Turk resmıyle yoğurmasına kar şın, o, hep bır şıır adamıdır bana gore Onun galerıcılığıne yakından tanık ola mayan Dirının duygusu olabılır bu Şııre onca emek vermış Dirısı başka nasıl ola bılır kı zaten ? Resım, artık onun şıırın de vazgeçılmez bır oğedır, ıyıce yerleş mış onemlı bır ozellık nelkı de Resım şı ır ılışkısı ustunde çok duruldu Mehmet Kıyat şıırını resmın tam ortasına nışan layanlardan Şıırının toprağı koku, to humu, govdesı, kanı, canı boylece ken dını hemen ele verıyor Govdeler, goz ler, gızler, duşler akıp duran dupduru sular, uzumunu ozleyen şaraplar, şarabı na aşık uzumler, karasevdanın yakıp ka vurduğu yurekler acıdan acıya sozcuk, ımge sektırır onun apaydınlık şıırlerın de Mehmet Kıyat'ın şıırlerı boyası kuru mamış resımler gıbı duruyor onumu/ de" Gul ve Defne/ Mehmet Kıyat/ t)iır/ Karjt Yayınlan/ 1996/ 96 ı Yureğim Yureğim/ Mehmet Kıyat/Şı ır/ Kam Yayınlan/ 1996/ 100 r Sesler/ Mehmet Kıyat/ $ıır/ Karşı Ya yınları/ 19V7/79s Bozkır Göğiinde Yıldızlar HASAN AKARSU ozkır Goğunde Yıldızlar", Abdulkadır Ayhan'ın demır yolu oykulerını ve anılarını kapsayan ılk yapıtı Yazar, 1951 doğum lu olup uzun yıllar kameraman, senaryo yazarı ve hlm yonetmenı olarak çalıştık tan sonra 1997 de emeklı olur Bu yapıt, demıryokularının dunyaları nı her yonuyle tanıttığı ıçın onemlı Bu alanda yazılmış yapıtfarın azlığı kıtabın değerını daha da arttırıyor Kultur Baka nı M Istemıhan Talay'ın Sunuş'ta belırt tığı gıbı " unutulmaya yuz tutan de mıryolu kulturunun zengınleşmesıne onemlı bır katkısının olacağı" kesındır Yazar, çocukluğunun ve gençlık yılla rının geçtığı tren ıstasyonlarının ç çevresı g ç tığı ğ y Bb Şf nı b l ıyla yansıtıyor Babası Şeftren başarıyla Mustafa Bey, gorevıne bağlı, sorumlu luklarının bıjıncınde bır demıryolu go revlısıdır Cumhurıyet'ın ılk yıllan, yok sulluklar, 1930 ekonomı bunalımı 1939'da Mustafa Bey DDY'ye gırer, tam otuz yıl çalışır, 1969'da emeklı olur " Devletın çıkarlarını her şeyın ustun de tutan, gorev ve sorumluluklarına so nuna dek Lağlı bır ınsandı " (s 25) Yazar, demıryollannda kuçuk ara ıs tasyonların verdığı yalnızlık duygusunu unutamaz "Kokularını ve renklerınıse verım ıstasyonların " Tren ıstasyondan çıkıp bozkıra karışınca da "Işte ben o sessızlığın seslennı de çok severım" der Çocukluğu Çankırfda geçer Hareket halındekı trenlere atlamaya çalışır Lıse yıllarında aşklar yaşar Trenden ınıp ılçe ye ılk kez gelen bır memur kızı ılgıyle ız lenır, onun gozune gırmek ayrı bır zevk tır Babası onu "gorev dağılımı" lıstesıne bakması ıçın gonderır Gecenın karanlı ğında, kopeklerden korkarak ıstasyona gıder ve doner Yaz aylarında gıttığı Kur şunlu'da gorduklerı, yaşadıkları ayrı bır tat verır Kağnılar, değışık ekmekler, da yısı Gudek Alı'nın anlattığı masallar Demıryolu kokusu, harman yerı koku su, tezek kokusudur Kurşunlu Ankara Sıvas demıryolu hattında yaz kış destan satan IbpalOsman'ıda unutamaz yazar Babası, trene kaçak bınen yokulara kar şı acımasızdır Bu yonuyle Orhan Ke mal'ınMurtaza'sınabenzer Sumucakıs tasyonu yakınlarındakı Sıvrıcek Ko yu'nde yaşayan katıl Salıh'ı trende bılet sız yakalayınca başı belaya gırer Apsarı h Muzaffer'ı de trene kaçak olarak bın dığı ıçın aşağıya yuvarlar Yazar, çocukluğunu anlatırken o yıl larda matematığı bılmenın onemıne de ğınır Çarpım tablosunu ezberlemek, pratıkten problem çozmek çocuğun akıl lı olduğunun gostergesıdır Ayrıca dınsel konularda sorulan sorıılarla da sınanır çocuklar Şeftren Mustafa Bey, aldığı ıkı tavuğu kaçırınca oğluyla aramaya çıkar Tuney ve Dumbelek ıstasyonları arasın da bulamazlar Ertesı gun bır tren gorev lısı ıkı tavuğu evlerıne getırınce çok sevı nırler Kuşçu, Irlanda cınsı bır kopeğın adı Pılıçlerı yemek ıçın değıl de oyun olsun dıye boğup oldurur Kopeğı, Karabuk vonune gıden bır trene bındırıp kurtul mak ısterler, ama sabahleyın evlerının onunde gorurler Bır daha denerler, yıne gelır Uçuncusunde gerıye donemez Gulbeya/ adlı oyku bı/lere demıryol cuların dunvasından ılgınç bır kesıtı yan sıtır Istasyonlaıda doktor gunlerı olur C) gun personel ve valunları muavene edı lır Bovle bır gunde Makasçı Aİı'nın ye tışkın kı/ı, genç bır doktora asık olur Is tasyon ortamını ne guzel anlatır yazar Dağ başındakı kuçuk bır ıstasyonda her şey ansızın oluverır zaten Çunku sı radandır her şey çunku hazırlıksızdır ın sanlar Yaşam kuçuk kuçuk yaşanır Ansızın çıkagelırbeklenmedıkbıryolcu Insanlar ansızın âşık olur tşte o zaman, bır saman alevı gıbı parlar yaşam (s 123) Demıryoleu aılelerının yaşamlarmın bekleyış ıçınde geçtığı yadsınamaz Yaza rın babası Yerkoy'den zamanında don meyınce aılede telaş başlar Yazar, ıstas yona gıder, hareket memuru onu telefon da babasıyla konuşturur Bu ılk telefon konuşmasıdır Her çocuk, uzak bır yer lere gıdıp donen babasından bır şeyler getırmesını beklemıştır Şeftren Mustafa, Zonguldak tarafından donuşte hep pala mut ve torık getırır O zaman evı guzel bır balık kokusu kaplar Ahlat Ağau oykusunde DDY'den emeklı Yusuf Bey'ın yıllar sonra çalıştığı ıstasyona gıttığınde yaşadığı huzunlu an lar anlatılır Orada tanıdık bır kımseye rastlayamaz Demıryolu yakınındakı an lat ağacını dost bılır Yazar, 1958'de Nıksar'a aılesıyle gı dışlerını anlatır Leman ablası oraya oğ retmen olarak atanmıştır Trenle Sıvas a değın gıderler, soğuk, Karlı bır kış gunu dur Kaldıkları sure ıçınde, trenın ve ıs tasyonun olmadığı yerde yaşamanın guç luğunu anlar Nıksar'da trenler gırer duş lerıne Iurhal dan trene bınıp donerler Çankın'ya Yazar, bu bolumde trendekı yolcuları, onların yakınlaşmalarını anlatır Emeklı banka memuru Selamı Bey ıle aılesının tren yolculuğu ılgınçtır Kompartımanda yazın sıcağında guçlukle yer bulurlar Çankırı Lısesı'nde Ingdızce dersı vermek uzere gelmış barış gonullusu Amerıkalı bır çıft de bulunur yanlarında (Benja mın ve Dıana) Selamı Bey, onlarla ko nuşmaya can atar, ama yabancı dıl bılme dığı ıçın anlaşamaz Çankırılı bır aılenın yaramaz çocuklarından rahatsız olurlar Bır de yanlarına ustu başı kokan bır koy lu gelınce kompartıman çekdmez olur Barış gonullulen dışan çıkarlar Tren, La label ıstasyonuna gelırken ıneklerın ustu ne atlayan boğaları gosteren çocuk orta lığı karıştınr Selamı Bey'ın yetışkın kızı da yanlarındadır Çankırı'da Selamı Bey'm yol arkadaşları ınerler Bu kez emeklı albay ıle karısı ve bır koy oğret menı gelıryanlarına Konuşma sırasında albay 27 Mayıs Ihtılalı'nı savunur Koylu ıse Adnan Menderes'ın çok ıyılık yaptı ğını soyler, Ismet Inonu'ye çatar Albay, koyluye kızıp her şey soyler Kurşunlulu koy oğretmenı ıse trenın geçtığı yerlerı çok ıyı bıldığınden bılgıler verırv ovgu toplar "Malumatlı Muallım"dır Oğret men ve koyluden de kurtulurlar Bu kez de Karabuk'te ışçı olarak çalışan ıkı de lıkanlı gelır yanlarına Selamı Bey, karısı nı ve kızını kıskandığı ıçın rahatı kaçar Ikı delıkanlıdan bın, Selamı Bey'ın kızı Lale'nın guzellığıne vurulur ve sevdala nır, ama Karabuk'te ınmek zorundadır trenden Lale'nın ıse bır şeyden haberı yoktur Çaycuma'da albay ve karısı ının ce bu kez ıkı jandarma erı arasında elle rı kelepçelı bır delıkanlı gelır yanlarına Tutsak genç, kız kaçırmıstır onun oyku sunu dınler, kendı askeriık anılannı an latır Zonguldak'tayolculuklan sona erer Yazar, tren kazalarıyla ılgılı ayrıntılı bıl gıler verır Dray etme (trenın ravdan çık ması) tren ıstasyona gırerken olursa âz. zarar verır, ama tren seyır halındeyken olursa kaza çok buyuk zararlar verır Ya zar, babası şeftren Mustafa Bey'ın tren kazalarıyla ılgılı anılarını da anlatır Ka zan patlaması, buharlı trenlerde yaşanıı Karambol, ıkı trenın çarpışması de mektır Imdat trenlerı, tren kazalarında ılk yar dıma koşan bır vagonlu trenlerdır Yazar, tren kazalarında olen demırvol cuların cenaze torenlerını de anlatır I a butların uzerıne konan demıryolcuların şapkaları çocukluğunda yazarı çok etkı lemıştır ' Onlara gozum ılıştığınde yı ne ağlamak gelırdı ıçımden Insanı olan ne varsa, o şapkalarda yoğunlaşmış gıbı gelırdı bana Bu duyguyu Dugune kadar ne yazık kı sozcuklerle nıç anlatamadım Bundan sonra anlatabıleceğımı de san mıyorum " (s 266) $eftren Mustafa Bey'le, Mehmet Alı'nın bulunduğu bır tren yolculuğun da karambol olur Ikısı de ağır yaralanır ve gecenın sessızlığınde ımdat trenını beklerler Yazar, 1997'de Adana'va belgesel bır fılm çekımı ıçın gıder Adana ıstasyonu nu da goruntuler Orada DDY emeklısı Mehmet Mıhçı ıle tanışır Istasyonda nak lıyecılık yaparak o çevreden uzaklaşama yan bırısıdır Mehmet Mıhçı MesleK tut kusunu canlı tutar Istasyon bınasının te mızlık malzemelerıyle temızlenmesıne karşı çıkar Bınanın rengının gıttıkçe sol duğunu gozler Demıryolu sevdasının sonu yoktur Sonsuz bır sevdadır bu Yazar bıze bu sevdayı çok guzel anlatıyor sevdablarla bırlıkte Ozan Yazar Ahmet Ozer'ın go ruşlerı de bu gerçeğı yansıtıyor " Ab dulkadır Ayhan, şeftren Kurşunlulu Mustafa'nın kışılığınde bır masal dunya sının buyulu gerçeğını serıyor onumuze Ayhan'ın çok ıyı bıldığı bır dunya, oku runa sonsuz bır yaşam kulturu olarak yansıyor Sayfaların ışığında, şarkılara, turkulere, ozlem ve ağıtfara uzanan uzun yoldayıtıp gıden bır dunyanın anılar de nızınde kulaç atıyorsunuz " "Bozkır Goğunde Yıldızlar"ın yalnız lığını paylaşmanın, unutulmaya yuz tutan demıryolcuların sevdalarını, acılarını, se vınçlerını oğrenmenın mutluluğu başka dır • (*) Bozkır Goğunde Yıldızlar//!bdul kadırAyhan/1 C Kultur Bakanlığı Yayınlan, 2001, Ankara SAYFA 17 Kazalarla llgili aypınülar Demiryolcu aileleri mız Bır sure once kendısıyle galerısınde goruşunce Gul ve Defne Orhan Tay lan'ın resımlerıyle (1996), Yureğim Yu reğım Kayhan Keskınok'un resımlerıy le (1996) ve Sesler (Alı Candaş ın re sımlerıyle (1997) kıtaplarının ozgun baskılarını verdı Bu uç lutabı okuduk tan sonra Mehmet Kıyat'ın yazdıklarını duşundum Çoğu2 basım toplam 16 şı ır kıtabına ımza atan Mehmet Kıvat ken dı "Gızlı kan"ını bulmuş bır şaır Uzak ların "Yaralı sesı" onun dunyasını, şıırı nı "Acı"ya ve "sevın"ce boğuyor Içın dekı "ormanı" fılızlendırıyor Burundu ğu"Yanardağsessızlığı"nıyureğındebı rıken "Sesler"le bozuyor Içı dışı acıyla dolu Mehmet Kıyat, zaman zaman "Kumpastan duşen bır harf gıbı/Unu tuldum" dese de bır yanı "dırenç", bır yanı "başkaldırı" yenıden şıır dunyasın da gorunuyor Hem de "yıllarca" sesını demleyerek Mehmet Kıyat'ın şıırlerı daha çok gor sel gıbı gelıyor bana Doğayı, renklerı, seslerı, duyguları, umutları, sevdaları ustaca gorselleştırmeyı başarıyor Onun dızelerı ınsanın ıçıne oya gıbı ışler Oku ru oyle bır yerınden yakalar kı, "Nar gı bı dağıldık ortalığa/ Sozcuklerı SOZCUK lere/ Sozlerı sozlere adadık" dızelerın den etkılenmeden yapamaz Çunku o "Sessızlığın kopuk kopuk tangosundan" geçıp gelmıştır bugunlere O yuzden onun şıırı bağırmaz, şıırseverın kulağına fısıdar dızelermı sevdığı bır ressamın CUMHURİYET KİTAP SAYI 649 16 şlir kitabı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle