28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

NURTEN KUM Zehra Ipşiroğlu dan "Çağdaş Türk Yazını" B atı'da yazınla ilgilenen bir kişiye sunulan bilimsel, kuramsaJ nitelikteki kaynak imkânı oldukça fazlayken, Türkiye'de bu nitelikteki kitaplann sayısı ancak parmakla sayılacak kadar az. Ikıncil yazın olgusu yeni yeni yazın gündemimize yerleşmekte. Zehra Ipşiroğlu tarafından hazırlanan "Çağdaş Türk Yazını" adlı kitap, inceleme ve değerlendirme yazılanyla yazın dünyamız adına olumlu bir gelışme. Sadece bir yazarın kaleminden çıkmaksızın hazırlanan bu derleme kitap, ortak bir kitap olma özelliğinden dolayı da Türkiye'de ilk olsa gerek. Özellikle yazın dünyasına yeni giren ya da çoktan bu dünyanın içinde olup kaynak sıkıntısı yaşayan kişilerin yazın dünyamıza bütünsel bir bakişı yakalamaları açısından başvurabilecekleri bir kaynak "Çağdaş Türk Yazını". Kitap 2001 yılının ekim ayında Adam Yayınları'nda çıktı. Yazın dünyasına inceleme, araştırma ve değerlenairmeleriyle düşünsel bazda katkıda bulunan on yazar, "Çağdaş Türk Yazını" kitabında bir araya gelerek bu etkinliği somut olarak gündeme getirdiler. Giriş kısmında Zehra tpşiroğlu günümüzde yazın, alımlama gibi konuları ve hazırlanan bu ortak kitabın içeriği üzerine bilgiler vermiş. Kitabın sonunda, yazarlara ilişkin genel bilgilcrin olduğu bir bölüm bulunuyor. Roman, öykü, şiir, deneme ve tiyatro konusunu irdeleyen, özellikle tarihsel süreçlerinin ve şu an bulunduğu noktanın gündeme geldiği bölümler dışında, Türkiye'de günden güne öneminin farkına varılan çocuk ve gençlik yazını ve çocıık tiyatrosu alanlarında bölümler de bulunmakta. Yine Türkiye yazın gündemine yeni yeni yerleşmekte olan, yazın eleştiri si ve tiyatro eleştirisine yönelik yazıların varlığıyla mozaiğin taşlan yavaş yavaş yerlerini buluyor. Türkiye'deki yazın öğretiminde bugüne kadarki uygulamalar ve çağdaş yönelimler yazının didaktik açıdan irdelendiği bir başka bölümü. Aynca içerik ve konum açısından kitaptaki diğerbölümlerden biraz farklı olan ve Türkiye'de sadece belli bir yazın çevresi içinde gündeme gelen göçmen işçi yazını, kitaptaki inceleme ve değerlendirme yazılanna zenginlik getirmiş. Ortak bir çalışmanın ürünü olan bu kitap, yazın dünyasını farklı kollardan kavrayarak Türkiye'deki söz konusu bu dünyayı bir bütün olarak gözler önüne seriyor. Yazın diinvamıza bir bakıs Zehra tpşiroğlu tarafından hazırlanan "Çağdaş Türk Yazını", sadece bir yazarın kaleminden çıkmaksızın hazırlanan bir derleme. Özellikle yazın dünyasına yeni giren ya da çoktan bu dünyanın içinde olup kaynak sıkıntısı çekenlerin yazın dünyamıza bütünsel bir bakışı yakalamaları açısından başvurabilecekleri bir kaynak. yazıda. Önce genel olarak çocuk yazınının işlendiği bu metin, Türkiye'deki çocuk yazınına genel bir bakışla aevam eJer. Çocuk ve tiyatro konusunun güncel açıdan incelenmesi Nihal Kuyumcu'nun "Türkiye'de Çocuk Tiyatrosunda Çağdaş Yaklasımlar" metninde gerçekleşmiştir. Bu bölümde çocuk tiyatrosunun örnek ve tek tip insan yetiştirmesi şeklindeki klasik çizgisi eleştirilirken çağdaş çocuk tiyatrosunun yeni yaklaşımlarla biçiminin değiştiği ve bu değişimin gerekliliği vurguTanmaktadır. Gerek Türkiye'deki yaygınlığının yazınla ilgilenen belli bir kesimin dışına çıkamamasından gerekse topografisinden dolayı diğerlerinden biraz daha farklı bir bölüm Emine Karin Yeşilada'nın "Göçmen İşçi Yazını ya da l Iow Turkish Is It?" başlığı altındaki metin, son dönemlerde göçmenliğin doğal bir süreci olarak ortaya çıkan ve zaman içinde göçmenlik olgusundan uzaklaşarak farklı bir çizgiye ulaşan bu yazını tartışmaya açıyor. Aslında Türkiye, birçok etnik halkı içinde barındıran halklar mozaiği olmasına rağmen böyle bir alanın ortaya çıkmasının gerçekleşemeyişi ilginçtir. Bunun nedenini Türkiye'nin asimilasyon politikasında aramak yanlış olmaz kanısındayım. Yeşilada'nın tartışmaya açtığı bu alan Almanya'da hayat bulmaktadır. Burada da Türk göçmen yazınının Almanya'daki tarihsel süreci, değişimi ve şu an nasıl bir görünüm sergüediği örnekler verilerek işlenmiştir. "Çağdaş Türk Yazını" kıtabının son bölümünü "Türkiy,e'de Edebiyat Öğretimi ve Edebiyat Oğretiminde Çağdaş Yönelinder" başlığı altında Selahattin 1 )i lidüzgün'ün yazısı oluşturmakta. Türki ye'de okullarda günümüze kadar yazın derslerinde uygulanan yanlış yöntemler (ezbercilik, bilgi yığmacası, çok yönlü düşünememe,...) eleştirilerek yazının asıl işlevinin düşünme ve araştırmaya yöneltme olduğunun altı çizilmiş. "Çağdaş Türk Yazını" kitabı yazarlarının yazına yaklaşımları her zaman nesnel bir özellik taşımıyor. Okuyucu olarak yapmamız gereken, buradaki düşünceeri de göz önünde bulundurarak, ancak okuyup araştırarak kendi öznel bakışımızı oluşturabilecek düzeye gelebilmemiz, her şeyden önce olguları tartışıp sorgulayabilmemiz. Kitaptaki bölümlerin çoğunda ya doğrudan sözü edilen ya da hissettirilen köklü yazın geleneğimizin olmayışı kitaptaki yazıların hemen hepsini ortak paydada birleştiren bir özelliktir. Aynı şekilde eleştiri geleneğinden de söz edemeyişimiz sistemin doğal bir sonucudur. Henüz okuma yazma sorununu dahi tam olarak çözememiş bir ülkede eleştirinin özgür düşünmenin ileri bir dü zeyde olması beklenemez. Tüm güç koşullara rağmen düşünen, araştıran, eleştiren bir kesimin varlığı bu kitapta da gözler önüne serilmiş. Bilinçli okuyan ve yazan kesim olarak amaç, yazın dünyasında çok zor koşullarda gelinen noktayı daha ileri götürmek olmalı. Bu amaç için mücadeleye değer. Çiinkü yazın, günümüzde yaşanan her türlü olumlu ve olumsuz değişime rağmen, teknoloiik olanakların değiştiremediği şeyleriöyküyle,şiirle, romanla, tiyatroyla... değiştirmeye, çağdaş insanın yaşamında önemli bir yer tutmaya devam edecek tir.» Çağdaş Türk Yazını/ Prof. Dr. Zehra tpşıroğlu / Adam Yayınlan CUMHURİYET KİTAP SAYI 649 "Çağdaş Türk Yazını" kitabına genel bir Dakıştan sonra, bölümlerin içeriğinden ana hatlarıyla bahsetmek yerinde olur: Nazan Aksoy "Türk Romanında Yenilikçi Yönelişler" başlığı altında romanın Batı'da tarihsel, toplumsal ve politik sürecin bir yansıması olduğunu gösterirken Türkiye'de bu sürecin yaşanmadan ve Batı'ya oranla geç başladığının, büyük ölçüde Batı'nın etkisiyle ve yerli geleneğin malzemeleriyle beslendiğinin altını çizmekte, Türk romanının tarihsel sürecini genel hatlarıyla gözler önüne sermeye çauşmakta ve bugün geldiği noktayı değerlendirmekte. Semih Gümüş, "Öykiicüliiğümüzün Kısa Tarihi" başlığı altındaki yazısında öykünün yalnızca Batı'dan etkilenen Tanzimat dönemine dayanmadığını, geleneksel yazılı ve sözlü kaynakların da bir uzantısı olduğunu dile getirmiş. 18.yy. sonlarından günümüze kadarki zaman diliminde Türkiye'de öykünün tarihsel sürecini öykücülerden vc eserlerinden örnekler getirerek gözler önüne sermiş. Gerek öykü yazarlarının isimlerinin gerekse eserlerinin nicelik açısından zenginliği, Türk öykü dünyasına girmek isteyenlerin SAYFA 10 Ronunmın tarihscl süroci bütünsel bir bakışı yakalamalan açısından önemlidir. Şiir bölümünde ise Turgay Fişekçi, "Çağdaş Türk Şiirinin Doğuşu ve Gelişmeleri" konusu çerçevesinde 20.yy.'dan başlayarak şiir dünyasının Halk Şiiri ve Divan Şiiri olarak iki koldan işlediğini ve süreç içerisinde birtakım değişimler ve gelişimler gösterse de köklü bir değişimin söz konusu olmadığını, bu değişimin ancak Nâzım Hikmet'le başladığını ve çağdaş şiirin Nâzım Hikmet'le gerçekleştiğini dile getirir. Fişekçi şiir dünyasından örneklerle metne kılavuz olacak bir biçim vermiş. Türkiye'de deneme dendiğinde ilk akla gelen isimlerden olan Füsun Akatlı'nın "Türk Yazınında Denemenin Durumuna Genel Bir Bakış" adh metni, bizde fazla yaygın olmayan bu türün özelliklerini; denemeci tavrını, eleştiriyle benzeşen yönlerini, önemli denemecileri ve eserlerini ve beslendiği kaynakları (yazın ve felsefe) konusunda ofcuyucuya belli bir bakış kazandırma eğilimindedir. "Türk Edebiyat Eleştirisi" başlığıyla Türkiye'nin gündeminde yeni yeni yer etmeye başlayan eleştiri konusunun yazan Yıldız Ecevit'tir. Yazar, yazın eleştirisi kavramını doğrudan algılanabilen negatif dar kalıbından çıkarak, eseri tanıtmak, yorumlamak ya da sınıflandırmak şeklinde genişletir. Yazın eleştirisi bir değerlendirmedir bir bakıma. Ecevit'in bu yazısında önemli eleştiri yazarlarının özellikle Nurullah Ataç'ın bu alandaki öneminin altı çizilirken, postmodern yazının eleştirisi üzerine de değerlendirmeler yapdmış. Zehra Ipşiroğlu, "Günümüzde Tiyatro ve Türk Tiyatrosundaki Çağdaş Eğilimler" yazısında tiyatronun ne olduğunu, gerçek yaşamsanat arasındaki ikilemi örneklerle gösteriyor. Tiyatronun yüzyıllardır etkisi altında kaldığı öykünmecilik geleneğini tartışmaya açarken; sanatın amacının gerçeğin aynısını taklitle değil, aksine kendı gerçeğini yaratarak alımlayanı düşünsel sürece sokmak olması gerektiğini dile getiriyor. Batı tiyatrosunda bu gelişmelerin tarihsel süreç içersinde doğal olarak, ancak Türkiye'de bu sürecin belli bir zaman dilimine sıkıştırılarak ya şandığının altını çiziyor. Türkiye'nin henüz demokratiklesme sürecini tamamlamamış, geçmişinde türlü baskılara, darbelere maruz kalmış, düşünmenin suç savıldığı bir ortam olduğu göz önündebulundurulduğunda, tiyatrosunun da bu sorunların yansıması olduğu sonucunu çıkarmak hiç de gerçekdışı olmayacaktır. Türkiye'de öykünmecilik geleneğinin günümüze kadar etkilerini sürdürmesine rağmen, oyun yazarlığının 6O'lı yıllardan itibaren biçim ve içerik açısından değişime uğradığını dile getiren Ipşiroğlu, bu alanı Delirfeyen önemli oyun yazarlarından ve eserlerinden de söz ediyor. Ayrıca sahnelemedeki yeni arayışların tiyatro alanında yeni tartışma platformları yarattığının altını çiziyor. Bu yazı, tiyatronun gerek Batı'daki tarihsel sürecini gözler önüne sermesi gerek öykünmecilik ve tiyatronun kendi gerçeğini dile getirmesini tartışmaya açması gerekse tiyatronun Türkiye'deki izdüşümlerini, değişimini, arayışlarını gözler önüne sermesi bakımından tiyatro dünyasına genel bir bakış niteliği taşımaktadır. Yine eleştiri konusunda, bu kez doğrudan tiyatro eleştirisinin hedeflendiği "Türk Tiyatro Eleştirisinde Temel Boyutlar" konusu Ayşegül Yüksel tarafından gündeme gelir. Bu bölümde genelde Türk tiyatrosunun yaşadığı zorluklann (tiyatronun müzminleşen ekonomik krizi, izleyiciye yeterince ulaşamaması, tiyatro bilincinin yetersİ2diği...) bir yansıması olarak tiyatro eleştirisinin de içinde bulunduğu çıkmaz gözler önüne seriliyor. Tüm olumsuzluklara rağmen bu alanda yapılan önemli çalışmalardan söz ediliyor. Ayrıca sanatçıların, eserlerinin eleştiri sayesinde gündeme gelme beklentisinin de altı çizilmekte. Zehra Ipşiroğlu'nun bu kez "Çağdaş Çocuk ve Gençlik Yazınının Türkiye'deki tşlevi, Gelişimi ve Konumu" başlıklı yazLsı aslında çok önemli olan, ancak Türkiye'de ihmal edilmiş ya da birtakım çıkar çevrelerinin amacına ulaşmaları için (apolitik, düşünmeyen, sorgulamayan, başkaldırmayan bir nesil yetiştirme ideolojisi çerçevesinde) malzeme durumuna getirilmiş yeni bir alan söz konusudur bu Okuma ve araştımamn öneml Dyatro eleştirisi Tlyatra ninyasma bakış
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle