Katalog

çimleri, yazgıları ortak insanlar... Yalın, yer yer şiirsel bir dille, dııyarlı bir bakışla, sürükleyen bir tempoyla yazılmış bu öykülerde 4 Hasan Özkılıç, Doğu'nun ıssız, karlı ovalarında, acılı insanlarının arasında, farklı coğrafyalarda dolaştırıyor okurunu. Trajik öğelerle yüklü, içtenlikle yazılmış öykülerindeki duyarlılığı okura da taşıyor. Hasan Ozlulıç'ın şaşırtıcı üslubu ve etkileyici anlatımıyla tanışuğımız Şerul'da Beklemek, on üç öyküden oluşuyor. ll.ısıı, (tkıl S I K I 1 \i\ 111 Kl 1 Ml lv İ I birliği içinde nasıl kurabileceğimize dair öneriler sunuyor. Devletin, sınırlann, para ekonomisinin ve yönetenlerin otmadığı; kendi kendine yeterliüği, takas anlaşmasını ve konukseverliği esas alan; kendi yaşamlarını kendileri belirleyen bolo'ların nasıl oluşacağını bir taslak olarak çiziyor. Tarım, enerji kullanımı, sağlık, eğitim, dil vb. konularda üniter bir merkeziliğin yerine, çeşitliliğin, özgünlüklerin ve sapmaların mümkün olduğu özgür bir yaşam projesidir bolo'bolo! Estetiğe Giriş/ Dabney Toıvnsend/ Çevtren: Sabrı Büyükdüvenci/ tmge Kitabevi/ 357 s. Bu yapıt, estetiğin ve sanat felsefesinin ana konularına ve temel yöntemlerine etkileyici bir giriş niteliği taşımaktadır. Kuramsal tartışmalara destek veren birçok açıklayıcı örneğin yer aldığı, sorunların tarihsel ve çözümleyici bir yaklaşımla ele alındığı Estetiğe Giriş, esteteik felsefesine yeni başlayanlar için ideal bir kaynaktır. Gemi Batıyor, Seyrediyorlar/ Harts Blumenberg/ Çeviren: Osman Toklu/ Dost Kitabevi Yayınları/ 98 s. Bizi şaşırtan bir felsefecidir Blumenberg; yazısının zorluğu, üslubunun kendine has oluşu, bu çok yönlü yapıtın okunmasını ve dünyanın önemli düşünürlerince tartışılmasını engellememiştir. Pascal'dan bir alıntıyla başlar 'Gemi Batıyor, Seyrediyorlar': "Hepiniz bindiniz". Evet, hepimizin bindiği bu gemi çeşitli isimler alır:Kimileri hayat der, kimileri dünya; kimileri tarih, kimileri "ilerleme" der bu yolculuğa. Cesurlar açık denizlere çıkar, kaybolmayı göze alarak; pısırıklarsa karadan pek uzaklaşmazlar. Gemi Yolculuğu olarak Hayat, çağları aşan bir mecaz olarak düşiince veedebiyat tarihinde yerini alır. Blumenberg her kitabını bir "imge" etrafına örer ve "mecazbilimi" adını verdiği araştırma yöntemi aracılığıyla kavramsal düşüncenin kökenlerini araştırma ya koyulur. Blumenberg'in bu kitabındaki ana kavram ise "gemi batışı". Bu mecaz aracdığıyla Blumenberg insan varoluşunun smırlarına, tehlikelere işaret ediyor. "Gemi batmaktadır" ve karada birisi bu kazayı izler: "Gemi batışı" anlamına ancak seyreden birisinin aracıhğıyla kavuşmaktadır. Seyreden'in bakışı hayranlık, şaşkınlık, kaygı, ilgisizlikle dolu olabilir. Insan da insanın seyircisidir: Hayat kimi kez batar. Blumenberg, zor ama eşsiz üslubuyla bu "mecaz"ın serüvenini izlemeye davet eder bizi: Lucretius'tan Nietzsche'ye, Vol taire'den Goethe'ye. Kundakçt/Dost Gemi Batıyor, Seyreden Yok/ Paolo Rossi/ Çeviren: Durdu Kitabevi Yayınları/ 133 .s Leyleklerin Uçuşu/ JeanCbristopbe Grange/ Çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu/ Doğan Kitap/ 358 s. Daha önce yayımlanan ve Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de aylarca "çok satanlar" listesinden inmeyen Kızıl Nehirler ve Taş Meclisi romanlarının yazarı JeanChristophe Grange'den soluk soluğa okunacak yeni bir gerilim Leyleklerin Uçuşu. Grange'nin, kuş bilimi, uluslararası yardım kuruluşları, organ kaçakçılığı, elmas borsası ve kara para trafiği üzerine anlattığı iç içe geçmiş öyküler öylesine "gerçek" ki, insanı kendisinden bile kuşkuya düşürüyor. bolo'boIoAnarşist bir karşıütopya/ p.m. / Türkçe Baskıyı Hazırlayanlar: Alev, Filiz, Can / Kaos Yayınlanl 220 s. Dünyayı ele geçiren Gezegense Iş Makinesi bizi kontrolü altında tutmayı nasıl başarıyor? Bu canavar nasıl durdurulup, parçalanabilir; beraberinde kendimizi de mahvetmeden, ondan nasıl kurtulabüiriz? îşte bolo'bolo bu sorunun cevabını bir projeyle ortaya koyuyor: Hemen bu günden başlayıp şenrimizde, mahallemizde, köyümüzde, yöremizde kendi yapdarımızı yeni bir yaşam Herkesin bildiği gibi, Novum Organum adlı kitabın baştnda, bilgi gemisinin Herakles sütunlarını aşarak serüvene atıldığı okyanusu gösteren bir resim vardır. Burada, insanoğlu ilerleyecek ve bilim gelişecekyazmaktadır. Yeryüzünün keşredilmesi ile bilgi artışının aynı çağa tesadüf etmesi, kaderin ya da ilahi takdirin isteğidir ve bunun unutulmaması gerekir. Yolculuk kesin şeyler değil, yalnızca umutlar sunar. Okyanus yolculuğu uzun, öngörülemez bir serüvendir; eski güvenlik alanlarının ve kökleşmiş düşünce biçimlerinin daha başlangıçta terkedilişini içerir. Yola koyulmak ve o serüvenin "belirsiz, zorlu ve ıssız yollarına" göğüs germek için; aklın önce arınması ve kendini, kendi doğal yapısını, dilini, "öğrenilmiş" muhtevasını tartışma konusu yapması gerekir. Insanlar, sadece yıldızlara bakarak yol bulabildikleri devirlerde, en fazla kıtaların luyılaruıda volta atabiliyor ve küçük denİ2İerle Akdeniz'i aşabiliyorlardı. Okyanusu aşmak ve yeni bir dünya keşfetmekiçin pusulanın bulunması gerekecektir. Matbaanın ve barutun icadının ardından, pusulanın bulunması ile birlikte okyanus yolculukları dünya tarihini altüst etmiş, insanın konumunu değiştirmiştir. Hiçbir imparatorluğun, hiçbir felsefe okulunun, hiçbir yıldızın insan tarihi üzerindeki etkisi bu keşiflerden daha büyük olmamıştır. Eskilerin felsefelerini kullanılmaz kılan bunlardır. • 'f www.everestyayinlari.com MAYIS Gün (Osman Akınhay) (Vera Tulyakova Hikmet) Nazım'la Son Söylejimız Olmanın Hallerı (Sina Akyol) FUNDAMENTAUZMLER: LATİFE TEKİN Tüm Eserleriyle EVERESTTE! Yeni lntıfada t tsraii'in Apartheıd Poltttkasına Dtrenmek (Der. Roana Carey) Fundamentalızmler Çatışması Netv Left Revietv I (Tank Aii) Türkiye Seçkisi 20011