Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Film Baska Yasam Baska Feriha Karasu Gürses, "Kemal SunalFilm Başka Yaşam Başka"da sergilediği anlatım biçimiyle biyogran alanında çalışanlara, çalışacaklara yeni ufuklar açıyor. MUZAFFER BUYRUKÇU Feriha Karasu Gürses'ten bir hiyografi çalışması Y ılmaz Hrdoğan'ın yaşamöyküsü hakkında yazdığım yazıya şöyle başlamıştım: "() an gelir gelmez birden parlayan ve kendisiyle ya da kendileriyle birlikte avnı amaca varmak için yolaçtkanların önlerinegeçen kişiler vardır." () kişilerdcn bazıları toplumların, milletlerin belli dönemlerdeki durumları değiştirirler, geliştirirler, yaptıkları hcr şeye damgalanm vururlar... Bir devinim sürekliliğini, bir eylemler yoğunluğunu başlatırlar. Sanatla uğraşıyorlarsa o alam zenginleştirirlcr, güzelliklerle doldururlar. Onar,bakılanheryerdengörülen,görülmek istenen, düşünceleri, davranışları, edimleri, attıkları adımlar, özel yaşamlarındaki en küçük bir kıpırtı bilc izlenen, örnck alınan, varlıklarıyla, öviinülen, yüceltilen doruklardır. Iste, Farina Karasu Gürscs'in (Film Başka Yaşam lîaşka) kitabında tepeden tırnağa irdelenen Kemal Sunal, bunlardandır. Feriha Kar.ıstı Gurses'in kitabı nedcn yazdığını belirten sunıı ya/ısında: "Burada amacım, büyük birhayran kitlesi olan Kemal Sunal'ı bilinmeyen yönleriyle sevenlerine tanıtmak ve bir sanatçının dünyasını, tutkularını, korkularını, heyecanlarını, yaşama karşı tavırlarını belgelemektedir./ Kitapta aktarılanlar birebir görüşülen kişilerin ağızlarından çıkan sözlerdir. Ben sadece izlenimlerimi, görüştüğüm kişilerin tavırlarını ekledim. Sunal'ın Vefa Lisesi'nden çok yakın arkadaşları, hocaları, sanatçılar, yönetmenler, eleştirmenler sorularıma içtenlikle yanıt verdiler. Görüşmek istediğim bazı isimler de ilk anda olıımlu yaldaşmalanna karşın sonradan konuşmadılar. Ahmet Gülnan'ı, tlyas Salman'ı ve DinçerÇekmez'i bunların arasında sayabilirim/ Kemal Sunal'ın yaşamını, bilinmeyen yönlerini, ona tanıkJık ctmiş kişilerin ağızlarından vermek amacıyla başladığım bu ealışma, salt Kemal Sunal belgeseli değildır; sanat ve bilim adamlarıyla,eleştirmenlerle, 1%0'h yıllardan günümüze kadar ki 7. Sanat'ın panoramasını, Tiirk tiyatro ve sinemasından da bir dönemi yansıtıyor" demektedir. Kemal Sunal'ın 11 Kasım 1944'te lstanbul'un Küçükpazar semtinde doğduğunu. Lise sondayken tiyatroya başladığinı, Pendik Tiyatrosu'nun kuruluşuna katıldığını, pek çok oyunda oynadığını, Frtem Eğilmez'in 'Tatlı Dillim' filminde kendisine bir rol vermesiyle sinemaya geçtiğini öğreniyoruz. 'F'iTm Başka Yaşam Baska' kitabının malzemesini oluşturan anıları seksen yedi kişiden devşirmiş Feriha Karasu Gürses. Süha Ardıç anlatıyor: " Yüzlerce,binlerce hatıralaıımız var karşısında, benim oturduğtım evin altında bir kunduracı vardı, llüsnü Çandar diye. Hatta onun vitrininde Uzun Omer'in ayakkabısı vardı, dev gibi... Yarım mctre boyunda bir ayakkabı. Bizim çağımızdakilerbilironu. Kemal o kunduracı rahmetli Hüsnü Usta'yı çok severdi. Hep orada buluşurduk, her sabah okula gitmeden çayımızı, kahvemizi içer, öyle smıflara girerdik. Bazen, onun kıındura raflarına kitaplarımızı sak Blllnmeyen yönlenl lar, okula gitmezdik sinemaya giderdik." Süha Barlas anlatıyor: "Biz sınıfta sigara içme serbestisine sahiptik, tuvalete gitmezdik sigara içmek için. Sınıfta içerdik. Emekli subay bir hocamız vardı. Bize 'kenet kurtlarf dcrdi. 1 localarımız, 'Siz tuvalete gidip sigara içmeyin, kiiçüklere kötü örnek oluvorsunuz' derlerdi. Hatta Teodora lakaph tarih hocamız rica ederdi. 'Ben derse gelmeden önce pencereleri, kapıları acın da sınıfı havalandırın, şu dumandan rahatsız olmavavım.' Böylc bir sınıftı./ Kemal, ayrıcalıklı bir insandı. 1 ler gelen ensesine vurıırdu, ' Ağzını kapat' derlerdi." Cevat Berber anlatıyor: "Bizim sınıfta güldürcn değil, gülendi./Tarih dersindev dik. Sözlii vardı. Hocamız Teodora Meli ha Hamm, Kemal'i sözlüye kaldırdı ve Prut Savaşı'nı sordu. Kemal, 'Yıl 1711' diye başladı, '(Ordusu ıle Rııs ordusu karı karşıya geldi Falcı bataklığında, Osman ı ordusu Rusları sikıştırdı, esir aldı.' 1 loca araya girdi. 'Tamam evladım, barış maddelerine gel!' Kemal de 'Madde falan yok hocam, Baltacı Mehmet Paşa, gece Katerina'yı çadırına aldı, her şey bitti' dedi." l En doyurucu yaa sela Kemal, şaka yaparım tlı\c dcnı/.c bı le benimle girmezdı. Halbuki derine de gitnıez, göğsünü geçmeyecek suda durur, dalar ve çıkardt." 1 lalit Akçatepe konuşmasında, Kemal Sunal'ın kişiliğini oluşturan güclerden, özelliklerinden, dostluğundan, arKadaşlığından, vefa duygusunun gelişmişliğinden, ilgi alanının büyüklüğünden, çeşitli konulan içerdiğinden, en yakınlannın üzerine titrediğinden söz eder. Ve Halit Akçatepe, hastanede yatarken Sunal'ın günde üç kez aramasını, eşiyle, doktorlarıyla sağlığı hakkında konuşmasını, doktorlardan aldığı bilgileri başka doktorlara aktarmasını veonlann Hkirlerini öğrenmesini anlatır. "lşte bu kadar ilgilenirdi, kim kimin için böylc şeyleri yapar... lşte böyle bir arkadaştı. Çok çok güzel bir insandı Kemal./ Gösterişmeraklısıdeğildi, çok mütevazı bir adamdı./ Vefat etmesi bir hastalıktan dolayı değildir. Heyecanına yenildi, o kadar. Uçaktan çok korkardı, hiçbir zaman binmedi, hayatı boyunca binmedi. \ latta Arztı Film onu ödül almak üzere Hindistan'a yollayacaktı. Yeşilköy'e kadar gitti, oradan geri döndü." Metin Akpınar anlatıvor: "Ktrafı çok güzel gözlerdi, çok iyi bir gözlemciydi. Zaten başarılı olmasının altında yatan nedenlerden biri de odur./ Biz hep müthiş keyifli anlaryaşardık. ()nun kendinceyorumlan, beni çok eğlendirirdi. Beni çok güldürürdü. Biz Kemal'le çok gülerdik. Yani, herkesle yaşadığımızdan ayrı, bir de ikimiz gülerdik." Zeki Alasya'nın Kemal Sunal'ın sanatını, kişiliğini tahlil eden ve ince değinmelerle bezeli konuşması, üzerinde dikkatle durulması gereken bir konuşmadır. Kemal Sunal'ın türkü söyleme yeteneğiyle ilgili görüşleri ve Ulvi Uraz'ı Âşiyan Mezarlığına gıimdükten sonra yolda yürürken Ulvi Uraz'ın sevdiği tıirküleri söylemesi, Zeki Alasya'nın birkaset doldurması konusundaki ısrarı, ilginçtir. Zeki Alasya, Kemal Sunal'a yaptığı bir şakayı anlatır: " Ben iki eebine iki tane kurbağa koydum ve minicik cengelli iğnelerle iğneledim. Kıırbağalartlan oiri, ne zaman çıkacak diye bekleyişe geçtik. Bir süre sonra kurbağalardan biri, bir yol buldu ve çıktı, kurbağa hemen hemen omuzuna gelene kadar Kemal tark etmedi, fark ettıkten sonra da dehşetli bir çığlıkla kendini dışan attı." Rutkay Aziz anlatıyor: "Toplumların gülme hakkı vardır. Kemal varlığı ile bu gülme hakkını tonluma vermiştir. Bu kadar acılar çekmiş bir toplumda insanlann da kahkaha atma hakkı olduğunu kanıtlamıştır. Cjüldürerek suç işletmiştir topluma./ Kemal son derece sorgulayan, düşünen, izleyen, emek veren bir insandı./ Yani sürekli öğrenmekten, kendisini yenilemekten, tartışmaktan kaçınmayan oir yapıya sahipti. Soğuk görünen, aslında insan olarak çok derinlemesine sıcak duy gular taşıyan bir arkadaşımızdı./ Bir huyu vardı, beyaz leblebiyi uzaktan sevdiklerine fırlatırdı. Büyük tat alıyordu. Ortaköy Ziya'da oturuyorduk. () da beni leblebiyle kurşun yağmuruna tuttu. Dayanamadım, uzaktan bir tane leblebi iırlattım. Pat diye bardağına girmişti." Meltem Cıımbul anlatıyor: "Çok seker, çok ilkeli, insanları kırmamaya çalışan, mütevazı, incelikleri olan, samiıni, içten ve çok iyi bir aktördü. Çok iyi bir insandı bence." Müşfik Kenter anlatıyor: "Çok sempatikti Kemal. Bize ilk geldiğinde, oyunda sözsüz bir rolü vardı. Cellat yamağını oynuyordu. Ama sahneye çıkınca hiçbir şev söylemeden herkes gülüyoıdu zaten ona. Gülüyorlardı seyirciler hiçbir şey yapma dığı halde. Seyirci çok sevdi onu." ^'ıldız Kenter anlatıyor: "Kemal Sunal, bizde ilk Deli lbrahim'de başladı ve sahneye çıktığı andan itibaren, seyirci onu görür görmez mızrak tutuyordu gülmee başladı. Bu nasıl bir elektriklenmeydi ıen anlamadım. Ama, Kemal Sunal o ka dar duyarlı ve zeki bir insandı ki bunu sormadan belki bilinçli olarak, belki bilinçsiz, bilmiyorum, çok iyi dcğerlendirdi ve yaptığı işte daima yukanva cloğru giden bir çizgisi oldu. Fn hafif filmlerde oynarkenbilekendinehaskabul ettirdiğioyunculuğuyla bir çizgi yarattı." r, Tarık Akan, Kemal Sunal'la ilgili anılarından, düşüncelerinden, izlenimlerinden söz ederken Türkiye'nin 1968'lerden 1980'lere kadar uzanan bir çizgide yaşadığı çeşitli sorunlardan, siyasal ve ekonomik dalgalanmalardan, kendisinin de içinde bulunduğu Ycşilçam'daki bazı olaylardan, film endüstrisinde meydana gelen olumlu olumsuz durumlardan, şirketlerin arasındaki birbirlerini batırmaya yönelik çekişmclerden de söz eder. Bir de onunla birlikte çetin koşulların engellerini aşarak doğan ve Tiirk filmciliğine damgasını vuran yepyeni, ilerici, yapıcı, devrimci bir kuşaktan söz eder. (Kitabın en derli toplu, en doyurucu yazılanndan biridir bu yazı) Tarık Akan, otuz yıllık arkadaşı Kemal Sunal'ı şöyle anlatır: "Politikayla uzaktan yakından alakası yoktu ama konusmalan politikti. Hiçbir hareketin içinde bulunmak istemezdi. Korkardı çıinkü. tmza atmaz, evet demez, havır demez, üstüne kalır diye korkar, böyle bir şey gör düğü zaman hemen o mekândan kaçardı. Ben zaman zaman sıkıştırırdım, kızdırırdım, ancak o zaman ağzından laf alabilirdim, o kadar dikkat ederdi. Kemal, sosyal demokrattı, yelpazenin sol tarafındaydı. 1 liçbir zaman sağa yaklaşmadı./ Kemal'in o dönemlerde korkuyla ilgili problemleri vardı. Biz de o zamanlar çok genciz, 23 yaşlarındaydım, Halit Akçatepe de herhalde kırk falandı. Ve biz, her dakika korkuturduk Kemal'i. Ama her türlü şekilde korkardı, kâğıdı gözünün önünde kırıştırırdık, 'bak şimdi tavandaki örümcek kafana düşecek' derdik, kâğıdı atardık üzerine, gördüğü kâğıdı atardık. Kemal, yere düşer bayılırdı. Ve bir süre sonra biz bütün bu şakaları kestik. O dönemde Kemal'le sabahlara kadar içki içiyoruz, geziyoruz, her türlü eğlenceyi yapıyoruz. Me Bir şaka... Levent Kırca anlatıyor: "Birlikte çalışmadık ama Kemal benim çok sevpili dostumdu. Çok görüştüğüm arkadaşımdı, film setinden çıkıp katasını dinlemeye bana gelirdi. Ben onu güldürürdüm. Benim moralim bozuksa, onun evine giderdim, o beni neşelendirirdi./ Kemal, çok dobra dobra, hiç sözünü esirgemeyen, konuştuğunu hayata geçiren dürüst, yani güvenilir bir arkadaştı. Ikiyüzlülüğü sevmezdi, yalancılığı sevmezdi. Dürüst, doscloğru insanları tercih ederdi./ Tanrı vergisi bir suratı vardı. Kemal'in suratına bakın gülmemek mümkün mü? Kemal Sunal, Fernandel gibi yü/.ü olan çok önemli bir surat. Yani, ikinci bir Kemal Sunal bulup da Türk sinemasına koyamazsınız./ Kemal günlük yaşamından hikâyeler seçerdi, fıkralar seçerdi.' Ya bunu duydunuz mıı?' di^ ye oturur sofraya, kendine has üslubuyla belki de bildiğimiz tıkraları bir kere de Kemal'in tavrıyla, mimikleriyle dinlerdik ve gülerdik. Ben de doğaçlama espriler yapar, güldürürdüm Kemal'i. (), her şeye gülen adam değildi ama ben onu güldürürdüm, güldürmeyibaşarabilirdim./Zaten biz gülmek için bir araya gelirdik./ Onun ölümünü okuduğum zaman, sanki kendi ölümümü okuyormuşum gibi geldi bana." Feriha Karasu Gürses'in (Kemal SunalFilm Başka Yaşam Başka) kitabında, dostları, arkadaşları Kemal Sunal'ın oyunculuğunu, yaşammın bazı kesitlerini anlatmışlardır...anlatılanlann pek çoğu Sunal ölduğii gün duygulann allak bııllak olduğıı anlarda ayakü/eri çırpıştırıldığı için derinliği olmayan sığ, Sunal'ın gerçek yaşamını Kavramaktan uzak izlenimler, düşüncelerdir. Oysa anlatılanlarda 'insan Sunal' öne çıkmalıydı. Küçük ayrıntılara dağılan dramını açmaya yönelik çabalar bulunmalıvdı. Söz gelimi Sunal'ın ürperten yalnızfı ğına, gözlerinde sakladığı hü/ııe değinilmeliydi. Feriha Karasu Gürses, (Kemal SunalFilm Başka Yaşam Başka)da sergilediği anlatım biçimiyle biyografi alanında çalışanlara, çalışacaklara yeni ufuklar açmıştır. Hakkında görüşlerini bildiren seksen yedi kişiden ancak on altısından Sunal'lu ilgili kısa bilgiler alabildim. Okurlar geri kalan seksen bir kişinin sözlerinde onunla ilgili çok ilginçşeylerlekarşılaşacak, Sunal'la bütünleştikleri noktalarla ayrıldıklan noktaları saptayacaklardır. • Kemal SunalFilm Başka Yaşam Başka/ Portrc/ Feriha Karasu Gürses/Sel Yayıncıhk/ 255 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 636 Önemli bir yüz SAYFA 8