Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
la her şey yerli yerine oturdıı. Artık telefon ctmedcn gclmiyorlar, kapım çalmaz oldu. "Bu adamın bir işi var, onu rahatsız etmeyelim" diye düşüniiyorlar. 1 latta, dcniz kcnannda otururken, " 15u adam ijimdi şiirdüşünüyordur" diye yanıma gelmiyorlar. I Jepsi sağolsun. "Siırı Bıraktım" ve "ÖlsemŞtir Yazmam" adlı şiırlerınızde poetıkanızı anlatıyorsunuz. Özellikle "ÖlsemŞiir Yazmam"da sizin kavgaeı, isyankâr, tepki gösleren tavrımz ortaya çıkıyor yeniden. Tepki göstermeden de nasıl yaşanır! (îünlük hayatta olduğu gibi şiirde de tepki gösterecek çok şey yaşanıyor. Sözcükleri dcforme ederek şiir yazdığını sanıyor bazı şairler. Beıı de şiirinıde bu tutumlu dalga geçiyorum. "Ycldeğirmeni'nde doğmuşum" diyorum, "I ladibundan bir şiir yapalıın:yel / değirrne / değinni" Yazıktır bu Türkçeye! Bunları yapmayın. Oynayın dille ama geliştirici, yaratıcı olıın diyorum. Onlar Türkçeyi mıncıklıyorlar! Biri çıkıyor "Cin/ayetler" yazıyor. Yapmayın çocuklar bunu! 1 ler şeye gülüp geçerek, boyun eöerek de yaşanmaz ki. Dayanamadığım şeyler var, belki de tahammülsüz adamın tekiyim ben. Insan ilişkilerinde, hayatın hemen hemen her alanında tahammül sınırını aşan şeyler var. Bunların karşısında susa otura şiir miir yazamazsınız. Tatsız, tuzsuz, yavan şeyler olur yazdıklarınız. Sizin her zaman ironik bir lavnnız oldu. Bıyık altından gülcn, ig'ne batıran, yüzeysclliğe savaş açan bir lavır bu. Bir yandan çok eoşkulu, nai/yanlarıolanyaltnbirsesiniz, bir yandan da yapmaak görünen her şeye savaş açmış bir yantnız var. Oyle şeylerle karşılaşıyorsunuz ki, şaşırmamak eldc dcğil. Bir şiirimdc, "Başındaki kavak yelini / aşk fırtınası sanıyor" diyorıım. I layranıtn sana be kardeşim! Tart bakalım bu kavak ycli mi, aşk fırtınası mı? Aşk üzerine düşünülür, yazılır tabii. Atma kardeşim o kavak yeli, tırtına falan değil... Buna nasıl tepki göstermezsiniz? Sözcüklerin içini boşaltan bütün şiırlere karşısınız. Ornelin bir şiirinizde, "Kendıne iyi hak / hangi dilde hangi anlama geliyor / irler sarkar, bollaşır. Bunları inadına yazıyorum, uzun şiirleri disipline etmeleri için, uzun şiirin yalama olmasına engel olması için yazıyorum. I laykuya da benzetenler var ama bunlar hayku deöil. Hayktı dünyanın en zor işi, keşke yazabilsenı. Bir küçük hikâye anlatayım size, bu gerçek bir olay: 19. vüzyılm sonlannda Amerikalı bir kadın haykııyla tanışıyor ve çarpıhyor. I layku üzerine kitaplar, incelcmelerokuyorvekalkıpjaponya'ya kadar gidiyor. Yerleşiyor bir oteıe, birkaç tane haykucu buluyor, onların toplantılanna, sohbetlerine katılıyor. Tabii bunlar son haykucular; Başo gibi, Issa gibi üstatlar degil. Onların yaşamları da hayku gibi. Kadının binlerce haykusu var, sayfalarca okuyor ustalara ama bir türlü beğendiremiyor yazdıklarını. I laykuların temalarını alın kopyalıyor: Krizantem, nisan çiçekleri, bahar... Ama bir türlü olmuyor. Bir gün gidiyor yine ustaların yanına, clinde hiç kâjıt hılmiyorum" dıyorsunuz yok. Ustalar, "Ne oldu vaz mı geçtiniz yaz• Durmadan bu laf dolaşıyor, bunu anlamaktan?" diye soruyor kadına, Kadın da, yabilmiş değilim hâlâ. "Dün bütün gcce düşündüm, bir tek hay Siır Çalışmaları 19SU'den bugüne sürüku yazamadım" diyor. "lşte!" diyor ustalar yor. Bir şiirinizde ise daha istediğjniz haykuheyecanla, "şimdiyazdınız haykuyu! " Hayyu yazamadıg'ınızt söylüyonunuz tlk yıllar ku bu işte, al fotoğraf makinesini, bas düğçok uzun şiirler yazdınız, hâlâ da uzıın şiirmesine, o anda makine ne görüyorsa hayku ler yazmayı sürdüriiyonunuz ama bir yandün iyice cksılterek yazabilmek için de ug~ra\ vc o. Ah, keşke ben de yazabilsem. Hesapsız, kitapsız, doğal bir şiir... riyor, bir lavtr olarak bunu sürdürüyorsunuz. Küçük iiirın aforizmaya yaklaşan boyulu, fel "Iki çıplak dcğjl / tkı ölii gibi çıplak olsefeye yaktnlığı sanki bizde pek önemsenmimalıyız" demişsiniz bir kı\a şiirinizde. Bu şiyor. iyi örneklerini çok göremiyoruz. Ovuv t/i ir \izin resımle olan dolaysız ilişkinizi çok iyi bu konuda ısrareı davramyor, yıllardır kısa $i yansıtıyor. Düşünceyı ve resmt kısa bir şiirde irin giizel örneklerini veriyorsunuz. Kısa şibaşarıylabirlesjtirmişsiniz. l'else/egibiresintir/'uzun şiir konusımda neler uiylersiniz? lc de çok ıtg'raşmış, resim üzerine derinlemesine düş ünmüş, iyi resimlerc uzun uzun bak lnsanlar belki de haklılar. Kısa şiirlerimtş gibisiniz .. mi okuduktan sonra uzun uzun düşünmek gerektifiini söylüyorlar. Onları şiirgibi gör Üzerinde düşünerek, çalısarak, kılı kırk müyorlar pck. Ağır mı geliyor, anlamıyoyararak yazdım bu şiiri. "Çıplaklık nedir?" rum. diye sordum kendime. Belki de felsefe öğreniminin payı vardır bunda. I'elsere bitmi Kısa şiir descn gibi dcgil mi? yor tabii, hâlâ okuyorum. 1 locam Nermi Hvet, şiirin deseni bu. Obiirlcri resim, Uygur'un benim üzerimde çok büyük etkibunlarkarakalem desenler. "Kasaba", "Sen, si vardır. Onun hakkını ödeyemem. Ağzının Basmasın" gibi şiirler hep uzun, son yazdjiçine bakaıdım öörenciyken. Onun peşini ğım "Seni Seviyorum" da öyle. Uzun şiir hiç bırakmadım, hâlâ görüşüyoruz. Beninı yazdığım için ve hâlâ yazmakta olduğum şürlerimi sevdiği için ae çok mutlu oluyoiçin bunlar bana şiirde ekonomiyi öğretiyor. rum. Türkçenin doruldarmdandıro. ResimKısa şiir yazmayı bırakırsam belki uzun şi le de çok yakın ilişkim var. Avni Arbaş Foça'da yaşıyor. Bir akşam birlikte geç saatlere kadar içtik, sonra evine davet etti. Bir baktım yeni bir resim yapmış. Biroturan ayı, bir de ayakta ayı. Müthiş bir resim, korktum, bakamadım. "Avni abi ne yaptınız siz böylei' Siz bakarak resim yapmayı seversi1 niz, bu ayılan nerden bulaunuzr Bir ycrde ayı mı gördünüz yoksa?" diye sordum. Baktı bana ve " Aynanın karşısma geçtim kardeşim! " dedi. Benim için büyük şans Avni abinin Ioça'da yaşaması. Onunla resim konuşuyoruz, hayatını konuşuyoruz, yaptığı bütün resimleri görüyorum. Yayınlanmayı bekleyen yeni şiirleriniz varmı? Uzun zıimandırMuhihbîDivanı'mn Türkçeleştirilmesı üzerine çalışıyordunuz. Bu çalışma ne aşamada? Başka çalışmalarınız da var mı? Yakında lş Bankası Kültür Yayınlan'ndan Seni Seviyorum adlı bir şiir kitabım daha çıkacak. Muhibbî Divanı'nın transkripsiyonunu tamamladım, o da yakında yayınlanacak. Şiir kitabının adını Seni Seviyorum adlı uzunca bir şiir belirledi. O kadar vıcık vıcık hale geldi ki "Seni Seviyorum" lafı. Herkes dunıp dururken "Seni seviyorum" diyor birbirine. Bu, o kadar kolay kiiUanılabilecek bir söz değil. Kendi kendime otıır yaz dedim. Neden seni seviyorum, ne oldu da seni sevmeye başladım... Ajna bu birkişiye yazılmış bir seni seviyorum şiiri değil. Bu nafiflik bitsin, daha ağırlaşsın, eiddiye alınsın bu laf diye epey kafa patlattım, şimdi sonuçtan memnunum. Elyazısıyla 12 sayfalık bir şiir oldu. Kitapsa iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm "Seni Seviyorum". Ikınci Bölüm, "Dört Mevsim": llkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış Şiirleri ve Dolunay. Tabii ikinei bölümü Vivaldi'nin aziz hatırasma adadım. Finlilerin destanı Kalavela'yı çevirmek istiyorum. Bu arada Lorea'nın son üç gününü anlatan tiyatro oyunum bitmek üzere. Çok eski yıllardan kalan bir çalışma, on beş, yirmi yd önce yazmaya başlamıştım. • Nâbiga/Süreyya Berfe/ Adam Yayınlan/ 141 s. it Branda BİR SOLUKTA OKUYACAĞINIZ MUHTEŞEM BİR TARİHİ ROMAN Gerçek tarihi isimler ve ünvanlar 0 Hitit mahkeme tabletlerindc yer alan gerçek bir olaydan esinlenerek kurgulanmış bir roman Eski dünyanın en modern görüşlü hükümdarı I I I . Hattuşili ve diplomatik dehası ile ün kazanan güzel eşi Puduhepa dönemi ..esının Romanı <, BÜYUK KITABEVLE Tel: (0312) 354 83 0 0 • Faks: (0312) 354 83 09 • www.aricadas.com.tr