Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ızleyen, dınleyen ki!}i(ler) değıl, ya pıtın dılını, anlam yaratma bıleşkele rını, gostergelerı, motıflerı, sımgele n ve kurgusal ozel lıklennı anlamaya, ço/umlemeye çalı şan, kendı yoru munu, duşgucunu bu ijilcskuLiicbııiıınleştırebılen.kjsaca sıyapıtla iletışımını, duşunsel olarak da etkın kdabılen okur, ızleyıcı, dınleyıcı anlamına gclmekte Her yapıt kendı tasjrısı yonunde alım lamayı çeş.ıtlı bıçımlerde, çeş,ıtlı yontem lerle koşullamakta ve olası ahmlayanını da, baş,ka devışle etkın okurunu, dınle yenını, ızleyenını de uretmektedır Yanı, yapıtın ıcınde barındırdığı ıletışım tasa rısı, alımlayanın anljm varatma ve yapı tı yorumiama bıçımınde etkın olmakta ve kımı zaman alıusinı sınırlamakta, kı mızamansaozgurbırakmaktadır Bune denle bır sanat yapıtı karşısında her aJı cının ıstedığını alımlaması soz konusu olamaz Alımlayanın ozgurluğu bır an lamda yapıtla sınırlanır Sanatçı, vapıtının alımlanmasına yo nelık ıpuçlarını yapıtında vermekte, ıs tedıfiı şeyı kendı soylemıne hızmet ede cek bıçımde seçıp, ayıklayıp, bunları yo ğurarak, yapıtının kendıne ozgu dunya sını kurgulamaktadır Sanat yapıtı soz konusu olduğunda nesnelerın bırbırıy le ılışkısı, gerçek deneyler dunyasının ya da somut gerçeklığın algılandığı dunya nın nesnelerı arasında kurulan üışkıden farklı bır boyut alır Sanatçının, yapıtın dunyasını kurgulanma aşamasında oluş turduğu ıskeîet, eserı bıçımlendırme yontemı, yapıtın kendı ıçındekı goster gelerının bırbırıyle olan ılışkısını belır leyen kendıne has yasaları ortaya çıkanr Işte ıletışımsel gerıdonumu (feedback) etkıleyen, yanı alımlamayı yonlendıren, alımlayanla ıletışımın ana çızgılerını be lırleyen de budur Boylece "alımlayanın etkın katılımı", yapıttakı ıpuçlarının bu tunle ılışkısını çozumleme, anlama, yo rumlama ve alımlama aşamalarında or taya çikmaktadır Yapıtın oluşum sure cının ortaya çıkarılması olarak da goru lebılecek bu duşunsel etkınlık, aslında alımlayanın duşgucu ve yorumlarıyla zengınle^en, yapıtın turler, kulturler, ko nıılar arası etkıfeşımı benzerı farklı alan larda çokyonlu ıncelenmesıyle surecek olan, bıtmeyecek bır yaşantının kapıla rını açiyor, yollarını gosterıyor Boylece "uretıcı bır edım olan alımlama salt alım layanın etkınlığı olarak kalmayıp, yapı tın yenı yorum ve alımlamalarla yaşamasını" da sağlıyor Kuşkusuz, çesıtlı sanat alanlarının sunduğu olanakfar dahılınde alımlama boyutları da farklılaşmakta Alımlama dızısının ılk ıkı kıtabı bu farklılaşan bo yutları Resım ve Yazın açısından ele al makta, benzer ve ayrılan yonlerını, ozel lıkle Modern ve Postmodern sanatta ve yazında alımlamanın çeşıtlemelerıne odaklanan orneklerle ortaya koymakta Dızının en onemlı ozellığı, "gorme ve gorduğunu anlama" eğıtımının temelle rını de verebıhyor olması Boylece soy lenılenler soyut bırer bılgı olarak kalma yip, uygulanabılecek, yenı araştırmalara onerıler gelıstırebdecek bır duzeye ula şıyor Dızı okura, "butuncul duşunme nın sağlam bır goz eğıtımıne dayandığı nı" da somutlamakta Alımlama dızısının hazırlanmakta olan Muzık, Tıyatro ve Sınema kıtaplarıyla beraber alımla yan yapıt sanatçı dıyaloğuna butunsel bakış getıren bır başucu dızısı okurla buluşacak • Alımlama Boyutları ve ÇeşitlemeleriYazın/ Zehra lpşıroğlu/Papırus Yaytnevı/l 60 s CUMHURİYET KİTAP SAYI 625 Şeyh Bedreddin MUZAFFER UYGUNER T Yapıtın dünyası aııhını/ı bılenleı Şeyh Bedreddin ıle ılgılı bılgılere sahıptırlcr Şeyh Bedreddin ya da Suh Isvanı dıye anılan bır başkaldırı ılc ılgisı olan bır kı^ı dır Şeyh Bedreddin Duralı^ ılma/,bukı şının çevıesındekı olaylardan da yola çıka ı ak Şeyh Bedreddin adlı vaşamoykusel ı o man ya/mıştıı Romantfa, Şeyh Bcdıed dın'm Mısıı da da gençlık yıllarını geçır dığı ı/lenımı varsa da ronıan, onun Rumc lı'de egemcnlık surduren Musa (, elebı nın ka/askerlığı ıle baslamaktadır Babasinın Sclçuklu sulâlesınden geldı ğı anasının ıse Sımavna tekfıırunun kı/i Melek olduğu anla^ılmaktadır Mısıı anı çın gıttığıne ılış,kın bır bılgı yoktur Ama orada bîlımsel çahşmalaryaptığı \t sonıa onlaıı Nıl Nehrı'nc ataıak Şcylı 1 luseyın Ahlatı'ye koijtuğu ve onunla bırlıktc ote lcıın otesıne yuruduğu ve sonra da onun postuna otuıduğu anlaşılmaktadır Ana dolıı'ya geldığınde, ınsanlaıın bır bo/uk du/ende buğday gıbı oğutulduklerını go runce, bu duzenın acımasız ve kanlı çar kını dondurmek ıı/erc kaleme sanlmıştı Bu çarkın sırer dışlısı olmaktan ote bır ış levlerı olmayan kadılara gerçeğı goster mek ıızere eserler ya/mıştı Hıç bekleme dığı ve ıstemedığı bır /amanda da Musa Çeiebı'nın ısrarıyla kazasker olmuştu ' Ama Musa Çelebı, ağabeyı Mehmet ( e lebı ıle gınştığı savaşta yenılmıs ve oldu rulmuştur Bıınun uzerıne, onu Iznık ken tıne surgune gondermı^lerdır onun kı/ kardeşi ıle Çelebı'nın ılı^kısı ol ması da uzeıındeduııılan konuydu Bork lucc Mustala ılc lorlak Kemal kayıtsı? ko^ulsuzteslımoldııklan Şeyh ınışaretet tığı Aydın yorcsıne doğru yola çıktılar O bolgede ınsanların çıft(,ılık ve hayvancilık yaptıöı bır bolgeye >erle^tıler Çok zıyaret (,ı ılekarijila^tılaı Osmanlı'nın acimasızca verıgı alması onlaı ı du^undurdu \ e bır tur ortak du/ene ge<,ılmosı Osmanlı topra ğından a>ıı bır duzene ge^ılmesi ıçın ça lıştıl tr Bu Osm ınlılar tarahndan ıyı kar jjilanrnadı ve kaı^ı (,ıkıldı Boylece bır ayaklanm ı stv konusu oldu Bu ayaklan manın ayrıntılaı ı romanda u/un u/un an latılmı^tır Ikı kısının (,ev resınde oluşan ahalı once ba^aıılı olıııu^ ıse de sonra da venılmışve ıdam edılmı^lerdır "Şevh Bed redclın Isvanı' bovleceba%lamı% vesonlan mış,tn î/nık dt.otuı ınBedicddınsıkıldığıı^ın ka«,mak ısiemı^ vc I urkıstan a gıtnıek uze reyola <,ıkmıs.tıı Sonıadan yol değüjmı^ ve Kastamonu'ya yonelmıştır Orada Isfendı yaroğulları ıle ılı^kı kurdu ve konuk ola uık bıraz kaldı Sonra da Sınop'a gıttı ve oradan da bıı gemı ıle Lflâk'a geçtı Kas tamonu'da ıken tsfendıyar Bey'ın kulagı na Borklucelı ıle loılak'ın oldurulduğu haberı fısıldanmıştır Bu haber Şeyh'ı u/ mu^ vc bır an once oradan yola çjkarak tf lak a gıtmı^tır Lflâk Beyı Pıens Mııça, Mehmet Çele bı'nın du^manlığını kazanacağını bıle bı le onu karşılamı^tır Çunku, bır /amanlar onun çok ıyılığını gormuştu Oradan 1 )obruca ya ceçen Bedreddin, orada hıç beklemeclıöı bır ılgı gormuştur Oradan Sere/'e gıdıp Mehmet Çelebı ıle goruş mek ıstıyordu Dobruca Beyı Azep Bey, bınbır bahane one surerek Serez'e geleme yeccğını, kendısının de gıtmemesını soy lemıştır Bedreddin Delıorman'a gıtmeye karar vermı^tır Boylece yola çıkmış ve De lıorman'ın ormanıığına.da epeyce yol almı$ ve bır yerde oturmaya karar vermış tır Mehmet Çelebı'nın kendısıne zarar vermeyeceğını duşunuyordu Ama, bır gun çevresı askerlerle sarılmıştır ve yaka lanıp Serez'e goturulmuştur Orada mu hakeme edılır ve rafızılıkle suçlanır ve ıda mına karar venlır Şeyh Bedreddin, soru ları gayet soğukkanlılıkla karşılar ve ken dısını de pek savunur gorulmez Sonun da Serez alanında ıdam edılır Romanın konusu boyledır, Duralı Yıl maz, bılınen bu olavlan roman sanatının kuralları ıle ortaya koymuştur Olaylar ve kışıler çok guzel bır anlatımla karsımıza çıkmaktadır Borklucelı ıle lorlak Kc ma] ın bugun Ortaklar dıye bılınen koy de ortaklık ve toprakların ortak bır anla yı^la ı^lenmesı geıektığı duşuncesı ılgmç tır Duralı Yılmaz, olaylan bılımsel bıı açi dan ele almış ıse de onlaıı romanın ozel lıklcıı ıle kuıgulamı^ ve bır gerçek olayın lomanını ya/mı^tır Roman kurgusuna ve dılımızın o/ellıklerıne çok onem vermıs tır Boylece, olaylann odağında Şeyh Beu reddın'ın kı^ılığını de çokyonlu olarak bı /e tanıtmıs,tır Bu bakımdan ve roman tek nıfiı bakımından u/erındc durulması gereken bır romandır Şeyh Bedreddin. Sı mavnalı Şeyh Bedreddin olarak anılan bır kısının belırlı bır donemdekı yasamı ve sonra da Serez Çarşısı'nda ıdamı boylece gerçekçı bır roman yaratılmasına olanak vermıştır • Şeyh Bedreddin/ Duralı Yılmaz/ Ro man? Bakt) Yaytnlan/ Utanbul / 177 s Gepçekçl blr roman Şeyh Bedreddin, yaşamının onemlı bır boluğunu Iznık degeçırmıştır "Şeyh Bed reddın, burada bır Duyuk yalnızhğı yaşa maktaydı Hı/metçısı Cafer, hanımı Me lek ve çocukları, yalnızlığına eklenen ve yalnızlığını sureklı derınleştıren varlıklar dı Bu beraberlık, zorunlu bır bcraberlık tı ve bu nedenle yalnı/lığını bıle doya do ya yaşayamıyordu " Daha once yazdığı Teshil adlı kıtabı uzerınde duşunuyor ve yenı bır şeyler yazmak ıstıyordu leshıl'ın bır nushasını da Mehmet Çelebı'ye gon dermıştı O, adı ustunde bır şeyhtı,' fakat eserlennde tasavvufun en ufak bır m yok tıı" 1/nık'te Lşrefofilu ıle bağiantı kur mu:; ve onunla çesıtlı konularda, daha çok §uı ıle ılgılı hususlarda konuşmaya başla ınıştı O sırada, Rumeh'de bulunan oğlu Ismaıl'ın olum haberı geldı Olum mektu bunıı Borkluceh Mustafa yazmıştı C)n dan, torunu Ismaıl'ın getırılmesını ıste mıştı Bır zaman sonra ' Bır ıkındı vaktı Borklute Mustafa t/nık'e ula:;tı Şehrın gı nşınde, hem bıra/ nefeslenmek ve etrafa bakmak, hem de Şeyh Bedreddin ın evını sormak u/ere bu ağac, golgesınde durmuş tu kı loılak Kemal'ı karşısında gordu " Torlak Kemal Manısa'ya yerlesmıştı Şeyh'ı zıyaret etmek ısternıştı îkısı bırlık te Şeyh'e gıtmeye yoneldıler Torlak Ke nıal, Şeyh'ın torunu Halıl'ı kucakladı Bedreddin, Mısır donuşu Kutahya'da mo la verdığı zaman tanımıştı O zaman Ke mal, torlak adı verılen gezgıncı dervış top luluğunun başıydı Moğol ıstılasından sonra, umudunu yıtıren evını barkını kay beden ınsanlar bırer gezgıncı olmuşlardı Torunla bırlıkte Şeyh ı zıyaret ettıler Çok sevınçlıydıler " Şeyh Bedreddın'ın gozlerınden hskıran ışığın yalnı/ kendı kalplerını dcgıî, butun Anadolu'yu, ora dan da butun dunyayı aydınlattığını goru yorlardı Şeyh Bedreddin onlara bakıyor du, tıpkı bunun bır ınsanlığa bakar gıbı Borkluce ıle Kemal bunun farkındaydı lar" U/un uzun konu^tular Aydınoğula rı'nın ortadan kalkması ve Cuneyt Bcy'ın Nığbolu sancak beylığı ıçın Aydın ycıresı nı Osmanlılar'a bıraktığı soz konusu edıl dı Şeyh, şunları soyledı Bana oyle gelı yor kı, bu yorede cok zulum olacak Meh met Çelebı, Anadolu'ya gozdağı vermek ı^ın bu yoreyı se^ecek " Bır Bulgar don mesını bu bolgeye valı olarak ataması ve Büyüft yahnzj* yan sahtltm ılk got du$um anı asla unu/mayacağım, goz kamaştuıa, olağanustu bır be yazhkta alabıldıgıne uzanan kusur suz bır yay çızıyor du, ısuz vedurgundu Ona doğru koşmak ve ttpkı bır ievgılı gıbı onu kucakîamak ıstedım ' lstcmekle kalmadı June } laımoff detalarca o sahıllere koş tu, sahıllerı ve orada yumurtlayan Caret ta Cafetta'ları bır sevgılı gıbı kucakladı Sahılın yapılaşmaması, Çaretta Caret ta'ların bu sahillerdekı onbınlerce yıllık yaşam koşullarının bozulmaması, sur mesı ıçın savaş verdı 1975 yılının o temmuz ayı guneşlı sa bahı, June Haımoff ıçın bu kuçuk, gu zel kasabada venı bır yaşamın ve doğa ıçın vereceğı savaşın başlangıcıydı 1984 yılından sonra, kasaba halkının ona tak tığı ısımle Kaptan June artık bu muhte şem sahılde bır kulubede yaşamaya baş liyordu Gecelerı, yuzlerce yumurta bırakma ya sahıle gelen denız kaplumbağalarını gorene kadar bekbyor, saoahın erken sa atlennde Iztuzu Pla)i'nın serın suların da yuzuyor, akşamları guneşm mavı su larda batışını ızlıyordu Bu kumsallara bır otel ınşaatı ıçın buldozerlerın gelme sıyle Kaptan June, pek çok çevreci or gutle bırlıkte kendını kaplumbağaların ve yaşamakta olduğu cennetın icorun ması ıçın, turızm gırışımlerıne karşı ve rılecek bır savaşın ıçınde buldu Bu kı tap bu mucadelenın sevgı dolu oykusu dur Kıtabında sozunu ettığı kaplumba ğalar ıçın savaş, bugun buyuk olcude ka zanılmış gorunuyor Ancak Dalyan'da kı yapısaf çevre ıçın aynı şeyı soylemek murnkun değıl Kasabanın geçmışı ve geleneklerı ıle ılgısı olmayan t>ır beton laşma ıle savaşan gonullu çevrecılere karşın, çevredekı bozulma surup gıdı yor, ulkemızın dığer turıstık yerlerınde olduğu gıbı Aydın Muğla yolundan Dalyan'a gı derken, daha Muğla'ya gelmeden, bu gun yolun guzerganı değıştığı ıçın artık goremedığımız Çıne Çayı vadısınde yo la kadar tırmanmış zakkumlar ve vadı nın tabamndan akan dere bızlere buyo renın "ozel bır yer" olduğunu soyler Yo kuşlardan Gokova Korfezı'ne ınıp gu neş doğarken Marmarıs Kavşağı'nı don duğunuzde, sabah serınlığınde kendını zı portakal ağaçları arasında bulursu nuz Bugun Dalyan belkı June Haımoff un ılk gorduğu gunJerdekı Dalyan değıl ama nâlâ guzel Kaya mezarlarınınyer al dığı dağların boynuna takılmış sudan bır kolye gıbı duran kanalda guneşın doğu şunu ve batışını gormek ıçın bıle oraya gıdıiır, kaldı kı eskı Dalyan'ın ızlerı kaybolmamış ve Dalyan'ın unlu leylekler'ı her yıl gelıyorlar June Haımoff kıtabında belkı de on celıkle amaçlamadığı bır şeyı gerçekleş tırmış mımarlık ve yapı kulturundekı surekıılığın ve kımlığın onemını vurgu lamayı Bır yerı ozel yapan, oraya kımlık kazandıran.gecmışıyle kurduğu bu dış kı değıl mı? Yoksa orası herhangı bır yer olacaktır Dalyan'ın kımlığını oluşturan yapısal çevre bellı kı buyuk zarar gor muş Ancak bu kımlığın Kaunos antık kentı, kaya mezarları gıbı onemİJ tarıhı anıtlan ve June Haımoff un korunması ıçın savaş verdığı, kasabanın ımajını oluşturan kumsalları, kanal, portakal bahçelerı ve leylekler hâlâ ayakta, boz mak ıçın ozel bır çaba sarfedılmedıkçe ayakta kalacaklar gıbı gorunuyor • Kaptan June ve Kaplumbağalar//»»? Haımoff/ Remzt Kıtabevı/184 s SAYFA 13 Özel blr yer Dalyan'daki çevreci NECATİ İNCEOGLU K aptan June ve Kaplumbağalar, Muğla Dalyan'da yaşayan bır do ğa savaşçısının romanı June Ha ımoff 1975 ytlı temmuz ayında ahşap teknesıyle Iztuzu plajlarma demır attığı andalu ızlenımını şoyle anlatıyor "Dal