Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mustafa Kemal, Amasya'ya geçip 6 maddelik Amasya Genelgesi ni nazırlar. Sonra Tokat ve Sivas'a, Erzincan ve Erzurum'a gidcr. Istanbul'a çağrdır. Erzurum Kongresi'nde kesin birük sağlanır. Bundan sonra onun emirlerine uyulacaktır. Vahdettin'le telgraf görüşmeleri yapılır, Mustafa Kemal, askerlik görevinden ayrılır, bundan sonra sivil olarak çalışacaktır. Arkadaşlarr da askerlikle ilişkilerini kestiklerini duyururlar. Erzurum'da ilk direnişin temelleri atılır. Mustafa Kemal, Mazhar Müfit'e zaferden sonra hükümet biçiminin Cumhuriyet olacağını söyler. Manda tartışmalarına yüz vermez. Temsil Heyeti, Sivas'a hareket eder. Mandacılara karşı tam bağımsızlık savunulur. Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyeti'nin oluşturulması kararlaştırılır. Oradan uzun ve zor bir yolculuktan sonra Ankara'ya giderler. Yol üzerinde halkla bütünleşirler. Dikmen sırtlarında davul zurnayla karşılanırlar. Heyeti Temsiliye Ziraat Mektebi'ne yerleşir. Fikriye'nin kardeşi lülide veremden ölür. Fikriye'nin bir ağabeyi kalmıştır, yalnızdır ve Ankara'ya gitmek ister. Fikriye, zor bir yolculuktan sonra Ankara'ya ulaşır. Mustafa Kemal'le ilk kez baş başa kalırlar. BMM açılır. Yunanhlar Ege'de ilerler. Vahdettin, Mustafa Kemal'in idamını onaylar. Fikriye'nin ağabeyi Ali Enver de Ankara'ya gelir. tlişkilerini beğenmez. Fikriye de evlendiklerini söyler. Direksiyon Binası'nda,gizlice imam nikâhı yapılmıştır. Oradan Çankaya'daki köşke taşınırlar. Sakarya, Dumlupınar ve Büyük Taarruz gelir ardından. Meclis'te Mustafa Kemal'e Gazi ve Mareşal unvanları verilir. (19 Eylül 1921) 20Temmuz 1922'de BMM'den Başkumandanlık yetkisini alır Gazi. Üç yıl aradan sonra Izmit'te annesiyle ve Makbule'yle görüşür. Fikriye ile Makbule geçinemezler. Zübeyde Hanım Köşk'e gelir. Gazi, cepheye gider. Fikriye, vereme yakalanır; ama hastalığını gizler. Büyük Taarruz da başanyla sonuçlanır ve Vunanlılar Anadofu'dan çıkarılır. Yunan generali Trikopis tutsak alınır. Gazi, Izmir'e girer, Iplikçizade Ismail Bey'in köşkünde Kalır. Köşke girerken yereserilen Yunan bayrağının kaldırılmasını ister Gazi. Daha sonra Uşakzade Muammer Beyin Göztepe'deki evini görmeye gider. Orada evin KIZI Latife Hanım'la karşılaşır. Bu köşkte konuk etmek istediklerini belirtir Latife. Gazi, araştırma yaptırır ve daveti kabul edip gittiğinde Latife'ye ilgisi artar: "...Latife'yle arasında duygusal bir bağın gelişmesi Fikriye'ye ihanet anlamına gelir miydi? Latife Ue Fikriye'yi kafasında karşılaştırdı, Fikriye elbette Latife'den güzeldi..." (s.223) Gazi, 29 Eylül'de îzmir'den ayrılır Latife'ye bir şey söylemeden. 2 Ekim'de Ankara'ya döner. Annesinin ve Fikriye'nin gönüllerini alır. 11 Ekim'de Mudanya Antlaşması imzalanır. Gazi, Meclis'te Büyük Taarruz'u anlatır, alkışlanır. Fikriye'yi Münih'teki sanatoryum'a Mahmut Bey'le gönderir. 29 Ekim 1921 'de Ankara'da Halifeliğin ve Saltanatın kaldınlması tartışılır. Önceleri Rauf Bey ile Refet Bey karşı çıkarlar. Gazi, Rauf Bey'e TBMM kürsüsünden saltanatın kaldırılacağını duyurmasını ister. Gereken yapdır ve egemenliğin TBMM'de olduğu açıklanır. Refet Bey de Vahdettin'e tahttan indirildiğini söyler. Vahdettin, 17 Kasım 1922'de Malta'va kaçar. 3 Mart 1924'te Halifelik kaldırıür. Lozan görüşmeleri başlar. Gazi, Ismet tnönü'yü görevlendirir. Zübeyde Hanım hastalanır, Izmir'e yerleşmesi uygun görülür. Latife Hanımların konağınayerleştirilir. Kısa bir süre sonra da orada ölür. Gazi, bir gezide olduğu için cenazeye gidemez. Daha sonra gittiğinde ise mezarı başında duygulandırıcı bir konuşma ya)ar. Latife Hanım'ın babası Muammer kızıyla evlenmeye karar verdiğini CUMHURİYET KİTAP SAYI 625 söyler. 29 Ocak 1923'te Latife Hanım'ın evinde nikâh kıyılır. Fikriye, sanatoryumdan hoşlanmaz, Gazi'den haber bekler, alamayınca da çok sıkılır. Fikriye, sanatoryumda okuduğu bir gazeteden Gazi'nin evlendiğini öğrenir ve hemen oradan çıkmak ister. Bunu başarır ve önce IstanDul'a gider, Refet Paşa'yı bulur. Evlenme haberi doğrudur. Refet Paşa'ya şunları söyler: " Ben bu aşkı kafamın, kalbimin ve bütün vücudumun her hücresinde taşıyacağım. Artık o duygular benim duygularım. Hiç kimseyle bunları paylaşmak istemeyeceğim. Ben dünyanın en güzel duygularım yaşadım. Hiç kimse bunları elimden alamaz. Ne Latife Hanım, ne de bir başkası. Beni anhyormusunuzPaşam." (s.257) Gazi'ye, Fikriye'nin Istanbul'a geldiği haber verilir. Gazi, Istanbul'da kalmasını emreder. Fikriye, tanıdıklarının evlerine uğrar, hiçbir yerde tutunamaz. Macit Bey'in Yere batan'daki evlerinde kalır. Kızlan Handan ile iyi anlaşır. Macit Bey, Gelibolu Valiliğine atanınca da onlarla gider. Aklı Gazi'dedir. Bir fırsatını bulup Istanbul'agitmek istediğini söyler. Çantasını ve silanını alıryanına. îstanbul'a vanr, Haydarpaşa'dan trene biner ve Ankara'ya ulaşır. Çankaya Köşkü'ne çıkar. Gazi ile Latife Hanım şaşırırlar. Latife Hanım, ne hakla geldiğini söyler. Bir gün bile katlanamayacağını belirtir Gazi'ye. Fikriye, odasından çıkmaz. Sonra bir otele taşınır, orada da tutunamaz. Istanbul'a dönmeye karar verir; ama son bir kez daha Köşke uğrar. Latife Hanım kızar, Gazi, ertesi gün gelmesini söyler. Fikriye buna dayanamaz. Arabacıya istasyona doğru gitmesini ister. Biraz sonra bir silah sesi duyulur, arabacı şaşırır. Fikriye kendini vurmuştur, kanlar içindedir. Köşkten nöbetçiler yetişir, Gazi'ye haber verilir. Fikriye hastaneye kaldırılıp ameliyat edilir, kurtulur, kendi ne gelir, konuşur; ama birkaç gün sonra yine kötüleşir. Verem hastalığı çok ilerlemiştir. Orada ölür. Gazi, yıllar sonra bir gün Makbule'ye şunları söyler: "Iki kadın beni sevdi. Biri ben olduğum için, hiçbir şey beklemeden. Öteki ise mevkim için." (s.280) Yazar Hıfzı Topuz, bu tarihsel romanıyla yakın tarihimizle buluşturuyor bizi. Atatürk'ün yaşantısını yansıtırken Osmanlı'nın son dönemini ve Cumhuri•et'in ilanına değin geçen olayları başanya anlatıyor. Atatürk'ün Fikriye'ye davranışlarına karşı okurdada sarsıcı duygular uyandırıyor. Bir iç hesaplaşmaya sürüklüyor insanı. Okuduğunuzda tarihimizin ne değin yalın anlatıldığına şaşıracaksınız." l (*) Gazi ve Fikriye / hfzı Topuz, Tarihsel Roman, 287 sayfa, Rerrızi Kitabevi, 2. Basım, Kasım 2001. dönemin ünlü ustalarının seçkin yapıtlarını da tanıtmaktadır. Halil Şerif Paşa'nın yüz kadar resimden oluşan koleksiyonu, öncclikle tngres ve Courbet'nin çıplaklarının yarattığı skandallarla ün kazanır. Halil Bey, lngres'in atölyesinin satışında, onun Uffizi SarayındaTiziano'dan kopyaettiği Urbino Venüsü'nü satın alır. Bugün Louvre'da yer alan ve tondoya dönüştürülmüş 1 ürk I lamamıda onun çıplakları arasındadır. Courbet ve I lalil Paşa skandala duydukları ortak eğilimlc dost olurlar. 1 lalil Paşa'nın cesur istemlerini aynı duyarlıkla karşılayan Courbet, çıplaklık sınırlarını zorlayan resimler yapar. Dönemi sarsan tarnşmalara neden olan Courbet resimleri 'Uyku' ve özellikle de 'Dünyanın Kaynağı', 'Yıkanan Kadınlar' da Halil Bey'in özgür vc korkusuz seçimidir. Bu seçim oryantalistler yerine modern resimleri hedeflemektedir. Koleksiyonda, içinde Prosper Marilhat (Kahire'de Bir Sokak) olan yalnızca sekiz oryantalist ressam yer alır. Liege'de Piskopos'un Öldürülüşü... Delacroix'nın bu başyapıtı, sanatçının Halil Bey'in koleksiyonunaa bulunan altı resimden en ünlüsüdür. Koleksiyonun genre resimleri ve manzaraları da sanatsal önemleri, dönemin olaylarıyla bağlantıları, tasanmları hakkında bilgileri açıklayan Haddad, Halil Şerif Paşa, öir Insan, Bir Koleksiyon kitabında, sanat tarihi açısından da eşsiz bir araştırma örneği. Sanat ve sanatçı kitaplarının sayısal artışlarının getirdiği kültürel birikim içine P Kitaplığı tarafından yayın dünyasına kazandınîan bu kitap, başlığı ve içeriğiyle ayncahklı bir çalışmadır. Koleksiyon yapmanın bilincini yansıtan, dönemin tarini ve sosyal yaşamını aydınlatan bu çalışma, sanat dünyasının çarpıcı bir serüveninin sürükleyici akışını gözler önüne serınektedir. Bugün dünyanın önemli müzelerinde yer alan yapıtların bir Türk'ün seçimini yansıttığını kanıtlayan öneminin yanı sıra, koleksiyonların tanıtılmasının ve kolcksiyonerlerin yaşamlarının yansıtılmasının, büyük bir boşluğu dolduracağını da vurgulamaktadır. • MicheleHaddad "HalilŞerifPaşa'yıanlatıyor Bir Insan, Bir Koleksi Halil Şerif Paşa: Bir însan, Bir Koleksiyon, yaşama olduğu kadar sanata da tutkun Halil Şerif Paşa'nın kişiliğinde, Doğu ile Batı'yı buluşturuyor Dr. KIYMET GİRAY yüzyılın ikinci yarısında Paris'in sanat ortamının odak S noktasıolan,gizemlibirkoleksiyoncu, diplomat vc kültür adamının, geçip giden yılların ardına saklanan yaşamının sırlannı çözümleyen bir kitabm satırlan arasında dolaşmak gerçekten de heyecan verici. Mısır'dabaşlayan.on üçyaşında Paris'te geçirdiği altı yıllık eğitimle biçimlenen, MısırHidivi Abbas Paşa'nın ikinci sekreterliğinde devlet adamlığına ilk adımlannı atan, Osmanlı Imparatorluğu'nun olağanüstü delege ve orta elçisi olarak gönderildiği Atina'da diplomathk misyonunu kazanan, Abdülaziz'in tahta çıkmasından sonra, 1861 yılında, aynı görevle St. Petersbur'agönderilen, 1865'teParis'eyerleşen, 1868'de Istanbul'a dönüşünde Hariciye Nezareti müsteşarlığına atanan, 18701882 arasında Viyana büyükelçiliği görevini üstlenen, kırk yaşında Hariciye Nezareti'ne getiriİen, politik entrikalar sonucunda 1873 yılında görevinden alınan Meşrutiyetçi duygulan karşılığında 1876 yılında kendisine Adliye nazırlığı verilen 1877'de Paris'e büyükelçi yapılan, 1879 baharında tükenen bedeni ve belleğiyle 'ken ve unutulan bir tarihi kesittü" Halil rif Paşa'nın yaşamı. 69 yıllık bir süreci psayan çok renkli bir serüven. Nedir onun yaşamını bu denli önemli kılan? Hakkında incelemeler yapılmasına, makaleler, kitaplar yazılmasına, ünlü çağdaşlar sözlüğüne girmesine neden nedir? Bu sorulann yanıtları, yanm yüzyılı biraz geçen bu gizemli yaşamın derinlikleri, dönemin önemli sanat tarihçilerinden Michele Haddad'ın kitabında aydınlanıyor. 'XIX. Yüzyıl Paris'inde Bir Türk ve fabloları' incelemesinin yazarı Francis Haskell'in sunusu ile yayımlanan bu kitap, 'XIX. Yiizyılda Çıplak' ve' A'dan Z'ye Courbet' kitaplarının yazarı, sanat tarini doktoru Michele Haddad'm belgelerle donanmış bilgilerinin ışığında, Halil Şerif Paşa'nın, birTürk'ün 19. yüzyıJ sanat ortamının içinde yarattığı akü almaz öyküyü Başkumandanlık yetkisl E yansıtıyor. "(...) günün birinde gidip Courbet yi bulan ve ona gelecekteki sanatçılar ve koleksiyonculann imgclenıini kalıcı biçimdeyakıptutuşturacakresiınlersiparişedenadamın" öyküsünü... III. Napolyon'un yakın dostu, büyük sanat koleksiyoncusu, Londra Wallace koleksiyonunu oluşturan Lort Hertford ve (okey kuliibü kurucusu, dandy, Lort Herford un iivey kardeşi Lord Seymur'un yaşamıyla anılan Rusya Dışişleri Bakanı Prens Gorçakov'un "Bulvardaki Türk'üdür I lalil Bey. Boulevard des ttaliens 24 numarada, Rue Taitbout'nun köşesinde, Ural madeninin kralı olarak anılan Prens Nikolay Demidov, Lord Seymour gibi ünlü ailelere ve onların koleksiyonlarına konukluk eden 1789'da Belanger tarafından yapılan köşk, Halil Bey'in, daha önce Prens Napoleon'un sahip olduğu lngres'in Türk hamamı tablosunu da içindebulunduran koleksiyonu, sevgilisi Jeanne de Tourbey ve şölenlere dpnüşen davetlerine sahne olarak ününe ün katar. Çarpıcı olan r lalil Şerif Paşa'nın koleksiyonudur. Theophile Gautier'nin saptanıasıyla: "Bir müze, bu koleksiyondan, her tür rekabete girebilecek yapıtları gönül rahatlığıyla ödünç alabilir." Koleksiyonun öneminin birkısmı şu satırlardagizli:"(...) Ekolümüzün ün salmış adlarından hiçbiri eksik değil bu listede". Gerçekten de Halil Paşa, nem Halil Şerif Paşa Bir Insan, Bir Kode resim sanatı geleneleksiyon / Michele Haddad/ P Kitaplığinden uzak yaşamış ğı/173s. bir Türk olarak, dönemin ünlü ustalarının yapıtlarını koleksiyonuna katmakla kalmamış, bugün bütün dünya müzelerinde yer alan birçok yapıt, onun seçkin lcoleksiyonundanl6,17 ve 18 Ocak tarihlerinde düzenlenen Hötel Drouot Müzayedesinden dağılmıştır. Kitabm bir bölümünü oluşturan müzayede kataloğu, I lalil Paşa'nın beğenisini yansıtmakla kalmamakta, aynı zamanda Uzanmış venüs, Ingresln Kopya ettlOi Tlzlano tablosu, 1822. SAYFA 11