02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B UL MA C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalısın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçim3e yazın. Sonra çizgüerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayıL karelere aktarın (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın basına sarktığını gösterir). Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımlann karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir sairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin dizeleri ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Albert Camus'nün bir yapıtı. 1 18 60 72 4 65 14 2 76 30 10 26 75 73 67 55 3 Cİ4 ÂTS H]6 İKBMUMCUOfiUI \TT~ L [8 Bİ9 I. Şair Refik Durbaş'ın, "yurtsever" olaraK nitelendirdiği içki. 16 79 63 20 J. "Uyandım/ eski bir düşten/ gözlerim yorgun/ Giyindim üstüme/ 'New York yalnızlıklarıV Ceplerimde/ Sıcaklardan kalma/ 'Okyanus kabukları'/ dolandı/ parmaklarıma/ bir avuç/ 'AkdenizV Açtım kabuklarımı/ 'Güneş'le/ Uyansın, uyansın/ bütün uykularım diye diyen şair. 61 47 43 42 erkekler için divan B ir romanı okuduğunuz gibi bir şiir kitabını okumak olanaksızdır. Bir roman bittikten sonra, yani kitabın tamamını okuduktan sonra onun üzerinde düşünmeye başlarsınız, halbuki şiir kitabında, her şiirden sonra insan geniş bir soluk almak istiyor. Her şürin kendı içinde biitünlük taşımasının yanı sira, şiir kitabı olarak da bir biitünlük taşıdığından anlama hızı aiımlama demek daha doğru belki çok daha yüksek olsa da, okuma hızı ise çok ağır oluyor. Murathan Mungan'ın "ErkekJer îçin Divan" (Metis, 2001) adlı şiir kitabı.haftalardır elimde, her hafta, bu hafta onun hakkında yazarım diyorum, ama kitaptaki birinci şiiri tekrar okuduğumda ilk anladığımdan çok daha farklı bir şey anladığımı fark edip yine vazgeçiyorum. Insanın aynı şiiri her okuyuşunda farklı bir öğeye takılmasının nedeni, sanırım her gün yaşadığı farklı olaylardan yeni şeyler öğrenmesi, yeni sözcüklere değer vermesi, kısacası her gün değişmesi. Doğası gereği her gün değişen insanın, aynı şiirden farklı günlerde farklı anlamlar çıkarması bunu iyi açıklayabilir. Bir önceki okumada hiç fark etmediğiniz bir sözcük, bugün okuduğunuzda şürin temelinde, hatta yaşamın temelinde rol oynayabilir. Tüm sanatların içinde en simgesel olanının şiir sayılması da bu yüzden iyice kesinleşti benim için. "Erkekler İçin Divan", şürin anlamı üzerinde düşünmeye itiyor insanı. Her okumada farklı bir şey anlamaktan söz ettik, ama her okurun da farklı bir şey anlaması söz konıısu tabii ki. Şürdeki her imge, her zihin tarafından değişik algılanıyor. Bu olgu tüm sanatlar için geçerlidir, fakat şürde en yüksek noktasına ulaşıyor. Tüm bunlan söyledikten sonra, sanatçının, içimizdeki kolektif bilinçdışına göndermeler yaptığını da söylemek gerekir. Hem her bireyin faklı algılaması, CUMHURİYET KİTAP SAYI 628 B. Bir seslenme ünlemi. 45 8 K. "... de Bergerac" (Edmond Rostand'ın ünlü oyunu). 70 68 40 71 13 54 hem de ortak bir bilinçdışından kaynaklandığını söylemek çelişkili gıbi gözüküyor belki, fakat bu ikisinin örtüştüğü noktaları psikanaliz açıklıyor. Analitik psikolojinin kurucusu Isviçreli Carl Gustavjung (18751961) kolektif bilinçdışını, biBnç ve mantık öncesi algılanan arketipler olarak açıklamış. Bu tanımlamaya göre, çaglar boyu yınelenen doğum, ölüm, eş bulma, varlıfiını koruma gibi insanlığın binlerce yıllık birikimleri, her insandaki ruhsal yapının temelini oluşturuyor. Mungan'ın şiirlerindeki erkek tiplemelerini anlamamızı sağlayan olgu bu kolektif bilinçdışı. Gerek fizyolojik, gerek psikolojik olarak her insanın içinde bulunan tüm insanlığın geri kalanı ile paylaştığı, onu tüm insanlığa bağlayan unsur. Jung, kadındaki erkek arketipine animus, erkekteki kadın arketipine de anima adını veriyor. Böylece her birey karşı cinse ilişkin kolektif bilinçdışına sahıp. Murathan Mungan'ın neredeyse tüm şürlerini içimizdeki kolektif bilinçdışına nitap eden, onu uyaran bir yan seziliyor. Osmanlıca ve Türkçe yazılmış tüm şiirlere göndermeler yapması, çağlar boyu süregelen üngeleri kullanması, çok doğal bir şekilde Jung'un teorilerini çağrıştırıyor, doğrufuklartnı görmemizi sağlıyor. "Erkekler îçin Divan"da iki olgu öne çıkıyor. Birincisi bir baba olarak, bir oğul olarak, bir sevgili olarak erkek tiplemelerinin gücü. Sevgi bağı duyan iki insan arasında oluşan çok güçlü bir bağdan söz ediyor: Bu bağ öylesine güçlü ki, sevgililer ayrıldığında bile bir parçası olarak insanın içinde taşımayı sürdürdüğü kişiler. insan benliğini, kişiliğini bu bütünleşmelerle kazanıyor: "ayrılmak ayırmadı bizi/ beni her gören sen sanır." Bu tür dizeler Mevlana'nın şiirlerindeki sevgiyle bütünleşmeyi, hatta C. Mihail Gorbaçov'un eşinin önadı. 3 77 28 36 69 D. Doğru olarak kabul edilen iki yargıdan üçüncü bir yargı çıkarma temeline dayanan bir uslamlama yolu, kıyas. 33 37 19 35 66 L. "Dünyaları değişmem kızıl şaraba;/ Ay da ondan sönük, çoban yıldızı da,/ Şarap satanların aldına şasarım/ Ondan iyi ne alacaklar acaba?" aiyen şair. 29 41 62 31 7 6 E. Oğuz Atay'ın yapıtlanndaki temel izlek. 74 44 50 53 M. "Güzel Avrat Otu", "Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep" ve "Imbatla Dol Kalbim" adh öykü kitaplarını da yaratan yazar. 51 38 13 24 56 59 39 25 11 52 21 34 F. Tibetli ya da Moğol Buddha rahibi. 22 23 17 32 628. sayımn çözihnü 78 48 A. Erdal Öz, B. Nalbant, C. İda, D. Sıddık, E. Balıkçının Ölümü, F. Ağıtlara Yazıldı, G. Tangram, H. Ursula K. Le Guin, I. Rabıta. Metin: " Yaralanarak geçtim buradan sağaltmadınız. Gök bile örtündü bulutlarını sakladı yildızlarını." zeyen erkeklerin/ içlerinde tutuşmayan, yanmayan çiğ kömür" şu dizelerle sona eriyor: "kendileriyle yüzleşmemek için/ dünyaya karşı açtıkları savaş/ yalnızca kendini kavurur ölü kömür/ sen de öylesüı." Asıl tüyler ürperten, "azalmış ferman" sürinin "müjdesi olmayan yol/ sonunu bildiğüı kader/ bile bile git/ kimi ferman * yollarda azalır" dizeleri altında 10 Eylül 2001 tarihinin olması. • www.yazinsanati.cjb.net/ SAYFA 23 G. Murathan Mungan'ın bir oyunu. 46 64 27 58 Erkek dıHemelepl H. "... Söylencesi" (Tahsin Yücel'in bir yapıtı). 57 9 49 15 5 ŞllPln anlarra tüm insanlıkla bütünleşmeyi cağrıştınr. Bu kitapta beni etkileyen bir baska olgu da, ki bunun edebivat analizi ile Dİr ilgisi yok, şiirlerin tarihferinüı çağrıştırdıkları. Eylül 2001 tarihinde şairin üretkenliğine hayran olmamak mümkün değil yazdığı şiirlerin, artık kolektif bilinçaltımıza yerleşen 11 Eylül tarihinin ardından tüyler ürperten anlamlar çıkmasına neaen olması. 21 Eylül 2001 tarihli "kömür" şiirinde, "düşman ve sırdaş cehennemi/ birbirine ben
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle