Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 8 Ş U B A T 2 0 0 2 • Gamze Akdemir, Daniel Colagrossi'nin Selçik Demirel desenli şiirierini değerlendirdi 3. sayfada • Erdoğan Aydın, Fatih'in Tarihçisi Kritovulos'a bakıyor s sayfada • Akgün Akova, F. AkbaşZ. Oral'ın Anadolu'sunu değeriendindi ıo. sayfada U Metin Fındıkçı, Sadık Hidayet'in öykülerini irdeledi 14 Cumhuriyet P A R A S I Z E K Michel Tournier, gerçekçi mekânlarda geçmesine karşılık, mitlerden ve simgecilikten yararlanan ve entelektüel bir kışkırtıcıliK içeren metinler yazar. Roman ve öykülerinin çoğunda mit ya da efsanelerin günümüz atmosferine uyarlandığını görürüz; sık sık cinsel sapkınlıklara, rahatsız edici takıntılara ve grotesk temalara yer verilir. Meteorlar'da da eşcinsel bir amca ve ikiz yeğenlerinin yaşamını anlatırken ikilik, narsisizm, ensest ve eşcinsellik gibi cinsel konuları kurcalıyor. SUSAN PETIT Michel Tourni Meteorlar'ın yazarı IkİTAl» C hoisel'deki evinde, yapıtları ve duşuncelerı uzerine konuşarak, Michel Tournier Ue üç saat geçirdim. Birinci kattaki oturma odasındavdık, bitişikteki oda yerden tavana kadar rafları kitaplarla dolu bir kitaplıktı, ayrıca yerde kutular içinde de kitaplar vardı. Dışarıda saat başı çalan kılise saatine eşlik eden kuş sesleri duyuluyordu.. Bir komşu çocuğu da onu ziyarete gelmişti. Tournier düşüncelerinden ve yapıtlarından büyük bir coşkuyla söz etti. tlk kıtabımz Cuma ya da Pasifik Arafı 1967'de yaytmlandı, aradan neredeyse yırmt yıîgeçtı O tarıhten bu yana yazar olarak hedefterimzde ne gibı değtştklıkler oldu? Hedeflerimin değiştiğini sanmıyorum; bunun kanıtı da, ideal kitabımı nemen yazmadığım halde, Vendredı ou la vıe sauvage ile başlayarak bu tür kitapları yazmış olmam. Cuma ya da Pasıftk Arafı istediğim şeyden o kadar uzaktı ki onu yeniden yazıp Vendredı ou la vıe sauvage'ı yarattım. Daha sonra kitaplarımı yeniden yazmadım. Kızılag'açlar Kralı ile Meteorlar'dan söz ediyorum; bunlar Vendredı ou la vıe sauvage 'a çok yakın değiller, ama gitgide yakın oldular. Ve on bir yaşındaki kız ve erkek çocuklarının bana göre başarı ölçütü olan son romanım Altın Damla yı okuyabileceklerini düşünüyorum. Bu, benim hep çocuklar için yazdığım anlamına gelmez, ama bir ölçüttür; çünkü benim açık ve öz biçimde yazabUdiğim anlamına gelir ki özellikle bir felsefeci olarak yola çıktığıma göre çok güç bir şey. Gerçekten güçlüğün tepesindeki Kant ve Hegel ile uğraştım. Ama benim aradığım tam da bu güçluk. Böylece 20 yıl içinde hedefimin değişmediğini söyleyebuirsiniz, ama bu hedefe biraz daha yaklaştığımı umuyorum. Altın Damla' ya kadar, romanlarımzda Hınstıyanlıkla ılgtlı sorunlart ve yapıları ele aldtntz, ama bu kıtabınızın bas kahramam bir Mu'slüman Muslumanlıkla tlKlTAPSAYI 6 2 8 gılı bir kıtap mı bu '•> Yalnızca bir pasajda Hıristiyanükla Müslümanlık karşı karşıya gelmiştir.Ve, ne yazık ki ben Hıristiyan olduğum için Müslümanlık başı çekmiyor, Muhammed'e atfedilen sözlerden alıntdadığım şu tümce de sonda: "Öğrencilerin mürekkebinde şehitlerin kanında olduğundan daha çok gerçek vardır." Bu çok önemli bir sözdür ve Hıristiyanlığın tüm bir yanının çürüklüğünü göstermektedir; acıyı, acı çekmeyi öven yanını, ne yazık kı Hıristiyanlıkta çok büyük bir rol oynayan kanlı yanı demek istiyorum. Yalnızca Hıristiyanlığın en büyük göstergesi olan haça bakmak yeter. Keşke böyle olmasaydı. Ayrıca, gösterge ile görüntüyü karşılaştırdığımda Muslumanlıkla Hıristiyanlığı karşılaştırdığımı duşünmemelisıniz; çünkü, çok sükür, Batı (ki ben Batı uünyasına aidim) görüntülerüen daha çok göstergelere saniptir. Size sayısız örnek verebilirim. Bir fotoğraf kitabını ahn. Tüm yayımcılar , en azından T'ransa'da, ama bunun her yerde aynı olduğunu duşunuyorum, size böyle bir kitabın yeterince metni içermezse satamayacağını söyleyeceklerdir. Okur görüntü satın almaz, görüntüler bedavadır, o, göstergeler satın alır. Bir çaîış mayı belirttikleri için göstergeler satın alınabilir, ama görüntüler bedava verüir. Televizyon bir başka örnek. Televizyondaki görüntü duyulacak sözcüklerden yoksunsa kimseyi ilgilendirmez. Sesi kapatırsanız ya da anlamadığınız bir dilde televizyon izliyorsanız görüntüler sizi Ugilendirmez. Bu da görüntünün göstergeyle baş edemeaiğini kanıtlıyor. Göstergenin başarısını görmek için lslam Dünyası'na gitmek zorunda değilsiniz. Htrtshyanltkla ngtlt bir şeyler yazdıpmzda çoğu zaman mezhep sapkımtg'ından ya da mezbep sapkınlanndan esinlenmıs gibı görünüyorsunuz, öyle mi? hudiler, hatta dönmeler yaratmışlardır. lsa, Spinoza, Marx ve Fransa'da Henri Bergson ve Simon Weil Yahudilikten dönmeydiler. Tümü de açıkça etkili olmuş kişilerdir. Altın Damla'da yazdığım gibi, napishane yalnızca bir kilit değil, aynı zamanda bir yuvadır. Başka bir deyişle, hapishane özgürlüğümü elimden alır, ama benı korur da. Bir kimseyi dinde doğruluğa bağlamak, bir kimseye özgürlüğünü vermek, bir kimsenin korunması gereken tüm yaratıcı gücünü kaybettirmek, bunlar imrendirici büyük şeyler . Bunun karşılığı hapishanenin Devamı 4. sayfada. Batı uygarlığını büyük ölçüde mezhep sapkını Ya CUMHURİYET