Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nun nasıl anlaşıldığını, zamanın aydınlarının bu ve benzeri olaylara nasıl baktığını anlatıyor. Rönesans ve Reform Çağı: Bir Sosyal Arkaplan Çalışması, önemi hepimizce bilinen bir çağın ruhunu anlamamız açısından, önemli bir eksikliği kapattığtna inandığımız bir kitap. Hain Bir Avrupalının İtirafları/]<;« MyrdaU Çeviren: Müfit Cünay/ Türktye lş Bankası Kültür Yayınlan/ 196 s. îsveç'in en saygıdeğer entelektüellerinden biri olarak kabul edilen Jan Myrdal'ın bu kitabı, yayımlandığında New York Times Book Review tarafından, yılın en önemli on kitabından biri olarak tanıtılmış, övgüyle karşılanmıştı. Bir eleştirmen itiraflar hakkında şunları yazıyordu: "Anlatı boyunca zaman ve mekân, ironi ve nostalji, öfke ve vicdan azabı arasında gidip gelen yazarın nişan tahtasının halkaları, bütün Batı'yı kapsıyor. itiraflar aslında eğitimli, son derece özgür ve sofistike olan muhteşem Avrupalıları, yani bizleri, kalbimizden vuruyor. Myrdal pskinalizin en koyu şüpheciliğini ve en hünerü söz oyunlarını bu kitapta kendisine karşı kullanmaktan çekinmiyor." Hay Hak! Söyleşiler/ Ece Ayhanl Yapı Kredi Yayınlan/ 117 s. Türkçe şürin ayrık bir sesi ve en önemli modern ustalarından olan Ece Ayhan'dan apaçık bir (başka) saldırı. Sanat dünyamızın 'marj'lara yakın duran sanatçılarıyla, durmadan eski 'marjinal'lere ve tarihe göndermeler yaparak kurduğu söyleşilerde, Ece Ayhan, Hayat'a, Dünyaya, Sanat'a, Sanatçı'ya, Düzen'e ve Iktidar'a cevabı zor sorıılar yöneltiyor. Kimi kez karşısındakini dinlemediği, cevabını yok saydığı oluyor, hedefi tam da kalbinden vurmak adına. Daha önce Şürin Bir Altın Çağı adlı kitapta başka söyleşiler ve yazdarla yan yana duran Hay Hak! Söyleşiler, bu kez bir başına, 'sıkı' bir kitap halinde. AnemonToplu Şiirler (19881998)/ Lale Müldür/ Yapı Kredı Yayınlan/ 478 s. Anemon, Lale Müldür'ün (Ahmet Güntan'la birlikte yayımladığı Voyıcır II dışında) Uzak Fırtına, Seriler, Kitabı, Kuzey Defterleri, Buhurumeryem ve "Divanü LugatitTürk" kitaplarını bir araya getiren on yıllık bir ara toplam.. ya da, "ortasına bakıldığı ülke"nin gecesinde ve gündüzünde, denizinde ve göğünde, içinde ve dışında, hep yalnrz ama sonsuz coşkıın yaşanan yolculuğun geometrik muhasebesi. Pierre Loti: Gezegen Seyyahı/ Alain QuellaVilleger/ Çeviren: Aysel Bora/ Yapı Kredi Yayınlan/ 555 s. "Bu yüzyılın sonu, materyalizminin dumanları üzerinden ışıklar içinde bir ruhun geçtiğini gördü..." diyor Alain OuellaVilleger. Dünyadaki en önemli Pierre Loti uzmanlarından biri olan QuellaVilleger'nin kaleminden iflah olmaz Türkiye ve Istanbul âşığı, saf bir romantik, Fransız edebiyatının en büyük ressamlanndan biri olan "gezegen seyyahı" Pierre Loti'nin sihirli dünyasını bulacaksınız... Yeniçeriler/ God/rey Goodıvin/ Çeviren: Derin Türkömer/ Doğatı Kitap/ 294 s. Kitap, Yeniçeri Ocağı'nın köklerini ve Balkan ülkelerinden dikkatle seçilen gençlerin devşirilmelerini inceleyerek başhyor ve bu devşirmelerin hizmet ettiği Osmanlı Devleti'nin temel direklerini oluşturan güçleri tanıtıyor. Ardından Osmanlı Imparatorluğu'nun ordu düzenini ele alarak bu seçkin askerlerin zaferden zafere koştukları ve Macaristan'ın fethiyle Tuna boyla nna dayanıp ünlerinin zirvesine ulaştıkları dönemi anlatıyor. Funda/ Kerime Nadir/ Yaytna Hazırlayan: Seltm tlerı/ Doğan Kitap/ 163 s. "Kerime Nadir çarpıntılı bir hava estirir Funda'da. Öteki romanlarından daha farklı bir anlatım yakalamıştır. Kısa cümleler, sık sık yinelenen paragraflar, olaylann adeta özet haline getirilerek anlatılışı... Bununla birlikte aşkın gönül yakıcılığı diye duyumsanır, hem de bütün şiddetiyle" diyor kitabı yayına hazırlayan Selim 1leri... Biilbül Yuvası/ Muazzez Tahsın Berkand/ Yayına Hazırlayan: Selim 1leri/ Doğan Kitap/ 251 s. "Bir solukta okumuştum Biilbül Yuvası'nı. Bellek öylesine şaşırtıcı ki, birçok sahnesini unutmamışım. Araya onca zaman girmiş, aşk romanları okumayah hani, yine de 'Şimdi şu olacak, şimdi bu olacak...' diye okudum Biilbül Yuvası'nı, bir kez daha. Nerime ile Feridun'un sevda serüvenlerini yeniden nice düşlerle yaşadım. Bu peri masalı beni hiç sıkmadı" diyor Selim 1leri. Elhamdülillah LaikizCinsiyet, tslam ve Tiirk Cumhuriyetçiliği/ Nancy Lındnfarne/ Çeviren: Selda Somuncuoğlu/ lletişim Yayınlan/ 116 s. Nancy Lindisfarne, Türkiye'de saha çalışması yapmış bir antropolog. Bu kitabında Richard Tapper ile beraber Eğridir kasabasında yaptıkları saha araştırmasına dayanarak, cinsiyet, Islum ve devlet arasındaki ilişkileri ınceliyor; Islamın sıradan insanlar için ne anlama geldiğini, yaş, cinsiyet ve toplumsal sınıf farklarının insanların dinle olan farklı ilişkilerini nasıl etkilediğini bulmaya çahşıyorlar. Yüzyıl başında yapılan düğünlerle bugünküleri, kadın mevlitleri ve erkek mevlitlerini karşılaştırarak Eğridirlüerin, kültürel dönüşümü ve sınıf farklılıklarını nasıl yaşadıklarını ortaya koyuyorlar. Temel tezleri, dini ve siyasi uygulamaların, cinsiyetten bağımsız düşünülemeyeceği; kurumlaşmış lslami uygulamaların, devlet tarafından Türk Islamının doğru biçimi olarak dayatıldığı laik milliyetçiliğin, tıpkı Islam gibi, fundamentalist bir potansiyel taşıdığı. Kitabın ilk kısmında Nancy Lindisfarne, en iyi "biz bize benzeriz" cümlesiyle ifade edilebilecek Türk ayrıksıcılığını ele alıyor. "Taşralılık" da diyebileceğimiz ayrıksıcıhk, Türk halkını ve devletini, bölgesel ve küresel değişimin tarihinin dışına atıyor. Lindisfarne, bu söylemi besleyen milliyetçiliğin ve laikliğin, etnografik, kuramsal ve yöntemsel bir eleştirisini sunuyor. Otoriter DemagojiFarklı Ol, Benim Gibi Ol/ Kürşat Bumin/ lletışim Yayınlan/ 160 s. Kürşat Bumin bu kitapta yer alan yazılarında Türkiye'nin son döneOTORİTER mini, "Türkler Çıldırmış olmalı!" dedirten olaylar üzerinden ele alıDEMAGOJİ yor. Rejim sorunları, demokrasi, TMtKİ I OL. BF.MU CIBI OL ordu, siyaset vb. sorularımıza 'otoriter demagoji' kavramıyla açıklık getirmeye çalışıyor. Bumin'e göre 'otoriter demagoji'nin yürürlükte olduğu Türkiye'de "görünürde 'söz' kimsenin tekelinde değildir; hatta sık sık 'konuşan ülke'nin erdemlerinin sıralandığına tanık olunur. Hemen her şey 'sanki...' gibi algılanır". Bu yazılarda devletin, medyanın ya da genel anlamda otoritenin, karşısındakinin sözlerine ancak kendisi gibi konuştuğu sürece 'tahammül' ettiği, aksi takdirde demagojik ve hamasi bir dili nasıl anında devreye soktuğu anlatılıyor. Bumin'in eleştiri oklarının en önemli hedeflerinden biri de bu demagojik yaklaşımların en yoğun rastlandığı alan olan medya. Yazar Medyakronik ad lı internet sitesinde de medyayı, her gün büyük bir titizlikle teşrih masasına yatırıyor ve kendisine çekidüzen vermeye davet ediyor. Türkiye'de Sekülarizm ve Modernlik/ /l ndretu Davıson/ Çeviren: Tuncay Bırkan/ 34i s. Türkiye'nin modernleşme sürecinin kilit aşamalarını ele alan bu kitapta, Andrew Davison siyaset biliminde hermenötik yaklaşımın ne denli yararlı olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'de Sekülarizm ve Modernlik'te, önce hermenötik analizin teorik temellerine ve uygulama alanlarına açıklık getiriliyor, ardından Türkiye'nin deneyimi alternatif modernlikler çerçevesine yerleştiriliyor. Davison, yorumlayıcı yaklaşımın toplumsal gelişmeleri yalnızca anlamak değil, açıklamak açısından da işe yarar olduğunu vurguluyor. Daha sonra Türkiye'nin çağdaşlaşma ideolojisinin billurlaşmasında çok önemli bir yeri olan Ziya Gökalp'in fikirlerini derinlemesine inceliyor. Yazar, ayrıca, Türkiye'deki modern ve laik modelin gelişim sürecini, Batı'daki sekülarizm uygulamalarından farklarını ve Kemalist elitin politikalarını değerlendiriyor. Marx ve tnsan Doğası Bir Efsanenin Reddi/ Nortnan Geras/ Çevirenler: hmet Akça M. Görkem Doğan/ Birikim Yayınlan/ 131 s. Marx ve lnsan Doğası, Marx'ın NORMAN CERAS Feuerbach üzerine tezlerinin altıncısı ile başlayan ve Komünist Marx ve Manifesto'dan Kutsal Aile'ye, Insan Doğası oradan Kapital'e uzanan bir tarBir E&aneoin Roddi tışma ekseninde Marx'ın insan doğası üzerine yazdıklarını, Marx'ın insan doğası fikrini reddettiği argümanını ve bu argüman etrafında oluşturulan efsaneyi tartışan bir kitap. Uzun bir felsefe içi tartışmayla başlayan kitap, çetrefil soruların olası cevaplarını araştırıyor. Sosyalizmin kendinde devrim için öncelikle yapılması elzem bir tartışma bu. Yapısalcılık içi tartışmalara da oldukça anlamlı cevaplar veren Geras, "teorikantihümanizm" hakkındaki eleştirisini çok önemli bir tartışmayla geliştiriyor ve sosyalizm imkânını bizlere bir de felsefe vasıtasıyla hatırlatmış oluyor. îslâm'ın Ekonomik Yüzleri/ Tımıtr Knran/ lletişim Yayınlan/ 30W s Müslüman toplumlarda "kâr", "Zekât", "riba" gibi kavramlar tartışma konusu olsa da, Islamın ekonomik veçhesi, sosyopolitik yönünün gölgesinde kalmış durumda. Oysa Islam bankacılığı ve Islam sermayesi gibi olguların 1970'li yıllardan beri, Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkenin ekonomisinde etkin bir yeri var. Ne yazık ki "ekonomik lslamlaşma" sürecine bütünlüklü ve analitik bir yorum getiren pek az araştırmaya rastlıyoruz. Zaten "Islam ekonomisi" kavramının bile ne zaman ve hangi nedenlerle oluşturulduğu eleştirel bir incelemeye konu olmadığından, "Islama dönüş" programları çerçevesinde başlatılan ekonomik uygulamalar da sağlıklı bir değerlendirmeye konu olamıyor. Demokratik değerleri korumaya niyetli bir toplum açısından ekonomik Islamlaşmanın bir tehdit oluşturup oluşturmadığını; gerek kuramsal gerek uygulama açısından lslami ilkelere göre işleyen bir ekonominin büdiğimiz pazar ekonomilerinden daha adaletli olup olmadığını ve Islam bankaları, zekât sistemleri ve lslami işyerlerinin oluşturduğu lslami altekonomileri araş tıran bu kitap, alanında ufuk açıcı bir etki bırakma ya aday. Kitabın bir başka katkısı da Islam dünyasının Batı'nın ekonomik gelişmesine neden ayak uyduramadığını açıklamaya yönelik bilimsel yapıtları sınıflandırması ve kapsamlı bir araştırmanın yanıtlaması gereken soruları ortaya koyması. Islam ekonomi tarihinin ana temalarıyla günümüzdeki Islam ekonomisi ekolünün uğraştığı sorunların örtüşmemesi, Islamın birçok ekonomik yüzü olduğunu kanıtlayarak kitaba ayrı bir boyut kazandırıyor. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 628 £AYFA 22