Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
her olay avnı zamanda bır ımgedır ve bı zım 'hıkâye' algılamamız bu şekılde ev rımleşmıştır Yakın mırasımızda da, Saıt Faık'te de bu boyle Hışt Hışt, demış Bu kadardır Şımdı buradan bakınca, bızdı. duzyazı geleneğı yok denebılır m\> Bu sav doğru olsaydı, Tanzımat'tan bugune oyku ve romanımızın bu denlı hızlı gelışmesı nasıl açıklanabılırdı? Tabu, bu algılamarim ben bugun yaşadığını duşunuyorum Geçenlerde annem şoyle bır anlattı bana Auamın bın atına atlamış, koyden şehre gıdıyor Yalmz, at perışan bır halde Saatlerce kosmuş ü l du olecek O sırada karşısına ıntıyar bır adam çıkmış Adı, ıhtıyar adama sormuş Amca, bu at benı şehre goturur mu dersın? Ihtıyar adam, ata şoyle bır bakmış, ev lat, demış, bu at senın mı, babanın miı> Babamın, demış atlı Bunun uzenne ıhtıyar adam, o /aman, demış, bu at senı şehrego turur, hıç merak etme Şımdı b u kendı oyku mırasımızla oyle sıne ıç ıçe yasiyoruz kı, ben bazen ışıtüğım, dınledığım bu oykulerın keyfınden, otu rup yazmayı unutuyorum Seslerde Başka Sesler den bu yana oykultrındt sunklı bırbıçım arayışı var Her oykude yenı bır bıçım dentyorsun Bu ko nuda neler soylemek ıstersın 3 Seslerde Başka Sesler'ın arka kapağın da vardır şoyle bır ıfade, bıçım denemelerı yapıyor, oyku bıçımı uzerınde kafa yo ruyor, tılan Bu ıfadeier benı bağlar da bır yandan Aslında oykucunun yazinsal ya şamına mudahale olabılecek turden bır çok şey vardır eleştırmenın ovgusudur, oduldur ve sızın oykuculuğunuz hakkın da oluşmuş genel vargdardır Bunları hep sı olumludur tabu, yalniz, yazacaklanmi7 ıçın bır sıparış anlamına gelmemeiıdır Jıkkat etmenız gereken budur Zaten, oy kutuluğum, 'mesleğe', 'goreve donuşur se asıl vahım olan da bu olma/ mıH Bu nun boyle olmamaM değıl mıdır Seslerde Başka Sesler'de, Av Donuşlerı nde ve Nar Kıtabı nda bulunan oykulerı, bırbınnden değışık bıçımlcrde buluşturari'1 Keyıfle yazmalıdır oykucu Ktyıt aldığı ıçın ya zmaiıdır Bu keyıl zamanla biçımlendıre cektıronu Keyıf, ovkucununkendınedo nuşecektır Ben ve ya/ı, gorev duygusuy la değıl de bu keviın gerekklığı ıle, artık yalnız olamayacaklardır Hem guzele kayıtMz kalamayataklardır boylece hem de haksı?a Elbette, oyku, oyku uzenne soylenmış bır sozdur Bu yuzdendır, her oykunun yenı bır bıçimle yazılabılmesı Her yenı oyku bır oncekını eskttıyur oyle değıl mı •> Tabu Ama burada ortaya çıkan yenı bır şey vardır artık Yapıt, eksıktır Yalnız yazann alışkanlıklarından, var olma bıçı mınden vs kaynaklanan bır şey değıldır bu Baştan ben boyledır bu, buyuk, sarsı eı yapıtlar bıılunur da bız tutar ıle bır yenısını yazarız Yaparız bunu, bu yıızden ış te, her yapıt eksık yapıttır Sısıfos'un taşı dıro Nar Kıtabı nda baştan sona bır nar mı geu var Zaten, Zeytın Tanelerı Btrbmne bolumu de bızı bu nar ımgesıyle buluştu ruyor Gerçı, oturup saymadım ama, herhalde ellıye yakın karakter var Nar Kıta bı'nda Bunlar, Karagoz'un bu çağdaş ak rabaları, tuhaf ınsanlar üykulerını hem anlatmak, hem de saklamak ıstıyorlar Ama, elleıı tıtredıkçe ele verıyorlar kendılerını Go/lennı uevırdıkçe, bana daha çokbak demeye getırıyorlar Dızlennı salfıyorlar sıkıntıdan Bırbırlerıne benzemı yorlar elbette, her bın ıçın ayrı merkez var ama, bır kabuk onları ıçıne almış ve bır arada durmalarını sağlıyor Isteyıp ısteme dıklerınden emın değıller bunu ama, o kabuğıı parçalayıp etrafa haşarı çocuklar gı bı dağılacaklan gunu beklıyorlar hep O zaman, dunyayı Dir duğun evıne çevıre ceklen aşıkâr Yanı, her bırı ışte, bır kırmızı duğunler erbabıdır Turk Edebıyatına Nar Kıtabı gtbı nefts bır yaptt armağan etttğın ıçın teşekkurler Eltne, yureğme sağlık • CUMHURİYET KİTAP SAYI 599 Kendi dilivle bir övkücii SEMA KAYGUSUZ F aruk Duman'ın en belırleyıa ozellığı, kendıne ozguluğudur llk kıta bı ıle haber verdığı bu ozgunluk, bırkaç temel unsura dayanıyor Anımsa ma Çocuk sesı Duşsel gerçeklık Duman'ın her uç kıtabında da, çoğunlukla olay orgusune değıl oyku kışüennın tutumlanna dayanan, atmosfer anlatılan var Onun oykulerınde, aydınlanma anı ıle du rumun belırgınleşmesı, oyku kışılerının değışımı, en onemlısı, zaman yok Çunku, Faruk Duman, çocukluğun nerhangı bır anında, değışıme uğramiş olanı anımsı yor Bu, kavramsallaşmış bır çocukluk değıl, yazara, kendı çocukluğunun s.esuıı bı rakan bır çocukluk Yaşantı karşısmda saşkınlık, korku, doğa gozJemı, onun us lubunu tamamlayan parçalar Ammsama. Çocuk sesl. Düşsel gerçekHk. sa anlatılara bolen, parca parça anımsa nanı kesıtler halınde anlatmaya ıten ne? Yıne anımsama tutumu ve bu anımsama yı duşsel oğelere bulayarak alışıldık oy ku teknıklenne tamamen sırtını donerek olusturduğu bır anlatma halı Yazar, ço cukluğu uçsuz bucaksız sısın ıçınde, ku çuk bır leke olarak goruyor ve onu ta nımlamakla uğraşıyor aslında Kısa tümceler Saıt Faık Hıkâye Armag'anı'nı kazanan Av Donuşleri kıtabında yıne aynı parçalı anlatımla, daha oturaklı, daha 'boyun eğmıs bır dıl kullanıyor Şursel tumcelen saaeleştırdığı, sınırları daha belırgın nesnelerın ve kışılenn yuzlennı daha çok tanıtan bır dıl bu Ozellıkle, "Baktım 'Durdum ', ' Daldım gıbı tek sozcukluk tumcelerle yalınlıkla ilgılı bır denge so rununu çozmelde uğraştığını sanıyorum Orneğın, 21 sayfadakı "Esyanın yertnt değtştınrdı Olmazdı Bır de şoyle dener dı Sankt yıllar olmuştu ' Bu tumce grubundakı en uzun tumce uç sozcukten oluşuyor Bu kısa kısa anlatımları, yaza nn kendı yazma seruvenınde bır tur ara yış noktası olarak algılamak mumkun Bır de boyle denemek ısteğı, belkı de işttondi Av Donuşleri nde en tıpık ya7im kulla nımı.parantezler1 'Bucambaz, btryandan o ınanılmaz yeteneğını sergıler (oAllah 'ın belası ıpte yurur '(5), "Pancar temızltnır (çunku toprağtn ıçınde yetışır, vagonlara Sasvetrm da temızlenmeden yuklenır "(6) gıbı daha bır suru parantez var bu kıtapta Paran Faruk Duman, 'ses'ın cağnşımlanyla, tez, yazann kıtan boyunca sureklı kulldnsesle bırlıkte olagelen 'sıslı' goruntulen, dığı, metnın edebı ağırlığını hafıfleten sınematografık bır anlatımıa sıralıyor "Şımşek çakıyor, çaktnca ben de korkuyo bır anlatım taktığı gıbı kullanılmış neredeyse Soylenen çok şeyın sıcak tanıklığa rum, ama bu arada Lele'nın kulubesıne de gelıyorum"{'i), "Dışandan sesler gelıyor, davanması nedenıyfe, bu parantezlerı yağmur çokup ortalık karannca kuslar çıl açıklamak mumkun Parantezlerın, yaza nn dmyor once, sonra tosbag~alar, ytlanlar ga kurduğu dıle farklı bır boyut getırnp seder çtkanyor Bır yerlerde bır kopek bavltyor, uzaktan bır ayıntn homurtusu yaydıyor ansızın "(4) Faruk Duman'ın oykulennde, belırgın bır nesne ıse tren Genç Cumhunyet donemınde sanayıleşme sımgesı olmasından ote yazar ıçın bıldik ama en onemlısı, estetık olan bır nesne, tren OtomobıUenn, telefonlann bılgısayarların yer almadığı oykulerdekı tren, yazann onemsedığı, oy lumlu bır mekân olarak çıkıyor karşımı7a Ozdlıkle anne ımgesı, oldukça baskın bır karakter ' Anam geçmış gunlert, bır dua gıbı anlatırdı bana ( ) dtnltdtkçe ayaklanm yerden kesılırdt Koynumda gezmen bır korku gıbı uçuşurdu, zeyra ku şu"( 1), "Bır erkek çocuğu gtbı buyutuldu2u ıçın butun zorluklartn uzenne yureklt Jıkle gıderdı annem l iıçbır şeyden ytlmazdt "(2) Tam bu noktada yazann başka bolumlerde sıklıkla kullandığı dı lı geç mış hıkâye takısı, daha anlamlı gelıyor, gorduydum, bakıp geçtıydı, dıye kullan dığı tumceler 'ışıten' bırının sesıdır Işı ten ve ışıttığıne oykunen bır çocuk sesı (Jnun oykulermde tıpık bır anlatırn bıçımı daha barınıyor Sorgu yoluyla duy guyu pekıştırmek Kendımt o çatıların uzenne attp guntşlenrnek mı ntemezdım bacalann ıçınden duşup evlere konuk olmak mı getmczdı ıçımden '(1) oykuler boyunca sıklıkla rastladığımız bu soyleyış bıçımı, a once sozunu ettığım, ışıttı &ıne oykunen çocuk sesını pekıştıren bır yapı Annenm, dedenuı, babanın anlatma bıçımını ıçselleştıren, anlatış tarzlanna sa hıp çıkan bır soyleyış Odaktannra 'Pancar Vagonlan oykusunu başlıklarla parçaladıöı kesıtlerde, ortak atmosferı kullanarak bırbınyle ılışkılı kışılen, bır bınnden ayrı duşurerek anlatmabi kışıle re ve nebnelere ozel bır odaklanma hrsatı yaratıyor Yıne aynı şekılde, ( amlartn Buğusu Içınde oykusunde de ya7ilan parçalardan butunluklu bır atmosfer belırı vor ne var kı kışılenn ortak seruvenı beIırsızleşıyor yıne Bellı kı, yazann tutku nu olduğu bır denklem bu oykusunu [bı reylere ozel] katmanlara ayırarak anlattı ğında kendıne ozgur bır alan açıyor ol malı Parantez mek, metnı zengınleştırmek, ya da gorsel bır estetık katmak gıbı bır ışlevı de yok Kısa tumcelen ve parantezlerı bır arada yorumlamaya kalkişirsak statık bır teknık uzenne duşunduğunu çıkarsayabılırız üzellıkle Pancar Ptşırmenın Uç Yolunu anlattığı tanfte, bu statık anlayış tam anlamıyla ortaya çıkıyor Dk kıtapta, sıslenn ıçınde kendı gızemını yaratan oykucu, ıkıncı kıtabındakı "Str Saklayanın Öykuiu ıle, gızını saçan bır oyku yazmış Av Donuşleri, bırçok ozel lığı ıle, Seslerde Başka Sesler'e karşı dur maya yeltenen bır oyku kıtabı Uçuncukı tabı Nar Kitabı, bırıncı kıtabına daha ya kın Yanı ılk saflı&ını, reddedışını, olaylara bakışını, gerçek lomlık bılgısıyle kollu yor Nar Kıtabı, Faruk Duman'ın koklennı auğa vuran bır btap aynı zamanda Ondalcı masal sevgısı yaratıcılıkta Bınbır Gece Masalları'na sığındığı, keskın oner meler sunmasıyla, Dede Korkut oykulennı bıldığı, açıkça ortaya çıkıyor Yaptığı soyleşılerde menkıbe ve hısselenn fonn lanndan etkılendığını soyluyor Kulaktan kulağa anlatılan bu dıdaktık soyleyışlen, bır metın formu olarak algıladığını, yaz dığı oykulerle gosterıyor Duman Kendı ıçınden geklığıyle ılgılenen, sonunu tasarlamadığı oykulerı yazan, hatta yazdığı oyku karşısında esnkleşen yazar olmayı yeğleyen, sıstemlı tasarıyı redde den bır duruşu var Bu duruş sayesınde, buluşlarla dolu yoğun tumceler peş peşe gelıyor Ancak her tumce kendı ağırlığıyla oyle meşgul kı, kendınden bır oncekı tumceyı karanlığa gomuyor, daha sert bır deyişle, bır tumce evvelkını sabote edıyor Orneğın,"/ ier kadının ıçınde de bır adam saklı Gunyuzune çıkmak ıçtn kıvranıp duran Hapsolmuş bır kedıyı andıran Yuka rı doğru uzanmış kadının ağarmış saçla nna Laten ınsan da ddsızya w;sız Bun dan Ağarmış ınsan gızlı bahçe, gtzlı konuşkan lla dansoz Uzaktan zence/ıl ko kularının ıçınde, şarkıtı o kadtnlar gıbı (8), bu tumce grubunda bır kadının ıçınde hapsolan bır adamın dıırumundan çabucak dansoze get,ılıyor üysa oncekı kışıde daha sağılması gereken bır senı ven var Bu seruven algılanmadan ya da tam algılanmışken başka bır algıya doğ ru suruklenıyor okur Faruk Duman ın kurduğu bu çok O7el dıl, belkı de gııcu nu bu çabukluktan alıyor NarKltabı Bence o oykulerınde bır seruven vaat etmıyor ancak bır yazın tadı, bır dıl este tığısunuyor Oykulenbıtırdığınızde.pas toral, coşkun bır atmosfer kaJıyor yalnız ca Duşunduğu gıbı, duşuncenın hızlı ve duzensız soz dızımıyle yazıyor " ü ağırltğtn ucunun da gokyuzune uzanıp benım ner adımımda alacakaranlığı btraz daha parçaladığmt/arz ettım Ama benı de kım se O da "(9) Ayrıca, keskın bır ahlakçı olarak çıkıyor karşımıza ' Elbette, zalım de korku egemendır daha çok Costerıs, alçaklığın gostergestdır boyle bu' (unlem SKr'(lO) Slsbi içlnde parçalanma Bırbırıne baglıl 14 cıvkutlen oluşan Seslerde Başka Sesler adlı kıtabının sonun da, parçalı anlatun yontemıyle bır buyuk oykunun yazıldıgı ortaya çıkıyor Bu yonteme, bırkaç butunluğu olan oyku dı şında Av Donuşleri ve Nar Kitabı'nda da rastlıyoruz Ses ve sısın neredeyse bır 'ku kahramanı olduğu "Gel Ağabey el", "SeslerdeBaşka Sesler", "Şarkı Be nım Içımde" adlı oykulennde, bunlar daha belırgın bır bıçımde ortaya çıkıyor Pe kı, ozellıkle dk kıtapta, yazan, bıı kısa kı Çarpıcı oykulerden bın Ked'çin Masal. Parmağını kedıye kaptıran bır çocuk la, genç bır adamın kalbını çalan bır ka dımn kedılığı arasındakı tuhaf benzeşme nın oykusunu okuduğunda onun oyku sunde yoğun bır duyarklığın barındığı go ruluyor Ya7ar, her ovkusunde bıldığını ııygulamak yerıne, bır dıl cesaretı ortaya koymuş Kabul gorme kaygılannı aşmış Piyasacı yaklaşıma bovun eğmeyen bırı Faruk Duman Salt bu nedenle okurun ılgısını beklemeden eleştırel yaklaşımlar Ja ırdelenmesi gereken bır yazardır So7 sanatı kullanmaktakı buluşçuluğu dıl ya ratıcılığı ve ozgunluğu ızlenmeye değer • 1 Seslerde Başka Seüer, ç 90, 2 AvDonuşlen, s 12, 3 Seslerde Başka Sesler, s 102, 4 Seslerde Başka Sesler, s 103, 5 Av Donuşlen, s 13, 6 Av Donuşlen, s 17,7 Av Donuşlen, s 44, 8 Nar Kıtabt, s 82, 9 NarKıtabı, s 26, 10 NarKttabt, s 27 SAYFA 8 g Kabul görme kaygılannı a$mt$ Plyasacı yaklajıma boyun eflmeyen u n Faruk Duman