06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

0 K U R L A RA Önce "Seslerde Baska Sesler" i yayımlaaı Faruk Duman. Olumlu elcstiriler aldı bu küabtyla. Değişik sesi, farklı anlatımıyla ilgisini çekmişli okurun. Sıradan insanın yasamından kısacık anlan ya da sahneleri, önemsiz görünen, ancak izleri kalan aynntılan kısa ama vurucu cümlelerle, yalın bir dille, ustalıkia yorumluyordu. tkiytl sonra l999'dada"Av Dönüşleri" okur önüne çıktı, Bu kilabında da ilk kitabında ki anlatım biçimini koruyordu Duman. Ve bu ikinci kitabıyla 2000 Sait Faik Hikâye Armağanı m kazandı. Buyuyayımlanan "Nar Kitabı'nda iseimgelerle yüklü bir dünyaya gotürüyor ukurunu. 'Cenkler anlatıyor, düğü'ndcrnckler, masalsı asklar, hatta masalları, konaklarla savaşlarla, atlarla kılıçlarla, köpük köpük sevdalarla örülü topraklarda dolastınrken, alışumadık bir biçemde ama son derece ustalıkia kullandığı ölçülü, siirsel diliyle sasırtıyor" yine. Faruk Duman'la edebiyattmızın bir baska ustası, Hasan Ali Toptas konustu. Bir başka genç usta Sema Kaygusuz ise Faruk Duman'm öykülerine bir giris denemesi kaleme aldı. Dergimizdeki bir baska ilginç yazı ise Gürol Sözen Hocamızın 'Anadolu' kitabıyla ilili. Nur Anoğuiun aleme aldığı yazt, Sözen'in kitabında Anadoluyu dolaştmyor bize. Stcaklarda da kitapsız kalmamamz dileğiyle CemilKavukçu'nun yeni öyküleri: Gemiler de Ağlarmış Düsle Kurdueu öykü diliyle, anlatım zenginliğiyle Cemil Kavukçu'nun "Gemiler de Ağlarmış"ı kolay okunan ama etkisinden uzun zaman kurtulamadığımız bir öyküler demeti. Bize düşle gerçek arasında kaybolduğumuz bir dünya sunuyor Kavukçu. TİMUÇİN ÖZYÜREKLİ ek arasında kılıyor... Cemil Kavukçu'nun öykü insanları kısa süreçlerin, kısa 7aman dilimlerinin içinde butün hayatı, hayatlarına dair yogunluklan yaşamıyorlar. Bir dönemi, kısa bir 'an'ın yoğunluğunda kayboluyorlar. En azından bazı öykülerinde bu böyle. O zaman bu öykülerin oluştuğu ortamda önce ve sonra hazırlayıcı nedenleri okuyucu merak ediyor. Kişilerin bireysel dünyalarındaki değişim ve dönüşümlere yataklık yapan ortamı, çevre faktörünü de dahil ederek merak ediyor... Sınıf kavgalarından, toplumsal çe lişkilerden yalıtılmış bir çevre ve iliskilcr sınırlandırılmış, adcta bütün bu ilişkilerden tecrit edilmiş bir ortam sergiler hale geliyor. Oysa öykü kahramanları nedensonuç ilişkileri içinde anlatılarak yansıtılsa değişim ve dönüşümün, farklılıkların okuyucu tarafından anlamlandırılması daha da kolaylaşacak. "Tohlikeli Yoklayışlar" Genellikle ince bir hüznün egemen olduğu öykülerin toplamı olan "Gemiler de Ağ larmış"ın "Tehlikeli Yoklayışlar" öyküsü eskı bir alkoliğin gittikleri dinlence yerinde, kendi ve duygularıyla hesaplaşmasını verirken bu ince duygusallığı tftıyarlı bir bakışa sonuca çevirmesini biliyor: "Siz bir şey içmiyor musunuz.'" diyor tel çerçeveli gözlüklü kadın, rakı bardağını haıifçe kaldırarak. "Biz kola içiyoruz" karımın yüzünde yine o 'misatir gülüşü'. Şakayla karışık bir ağız bükmesi tel çerçeveli gözlüklü kadında. Unıı .ınlıyorum. Bana acıyan gözlerle bakan kilometrelerce tızaktaki adamı da anlıyorum ve onlarda bir pot kırdıklarını anlıyor. Sen artık bu ortamları unut diyor içimdeki ses, artık özgürlüğün yok." "Gemiler de Ağlarmış"da Çarkçıbaşı'nın içki sunmasını, dolaptan çerezleri çıkarmasını, pekiştirici bir motif olarak kuılanarak, sık sık tekrarlayarak bize Çarkçıbaşı'nın kişılığini ve davranışlarının ardında yatan "tip"i belirginlestiriyor. Okuyucu buradan yola çıkarak Çarkçıbaşı'nı ve anlatıcıyı gözlerimizin önüne getirerek etkin kılıyor. "Alınmayacağını bilsem, torbayı dolaba koymamasını söyleyeceğim. Kamarasına geldiğimden beri bu kaçıncı kalkışı." (^inselliğin (uzun süre karadan uzak kalmış gemi insanlarının cinsel isteklerinin) duygusallıkla harmanlanarak verilişinde "Gemiler de Ağlarmış"ın "Mor Çiçekli Toka" bölümü doğrusu olağanüstü... "Garsona bir oira daha getirmesini işaret ettim. Masadaki gençlerin yaşı on dokuz, yirmi olmalıydı. Cıvıl cıvılduar. Hiçbir acının iz bırakmadığını tasasız ve rahat gülüşleri vardı. Gelen gruptaki sarışın kızdan gözlerimi alamıyordum. Görür görmez çarpılmıştım. Ensesine topladığı saçlarını mor çiçekli bir tokayla tutturmuştu. O toka ona çok yakışıyordu, sandalyesine kaykılıp bütün üişleriyle gülmek de ona çok yakışıyordıı. Boynundaki kolyede de mor bir çiçek vardı. Bu kız moru çok seviyordu. Sigarasını çok zarif tutuyordu, incecik parmaklan vardı ve tırnaklanna mor bir oje sürmüştü. Kahkahalan denetimsizdi. Tışörtünün koltuk altından memelerini görüyordum, hareketlerine göre bir beliren bir yiten diri memelerini. Güneş yanığı tenine göre oldukça beyaz kahyorlardı. Ama kışkırtıcıydılar, çok kışkırtıcı. Buradan pornografiye düşmeden cinselliği isliyor, aynntılan sergilerken, içten içe cinselliğe duyulan özlem birikimi yansıtıyor. Aynı zamanda kahramanın bir başka açıdan, dokundurup geçmelere bir başka yanının sergilenmesi... Fazla açmadan, nissettirilmeyi vermede Cemil Kavukçu gerçekten çok usta... Kurduğu öykü diliyle, anlatım zenginliğiyle Cemil Kavukçu "Gemiler de Ağlarmış" kitabmı kolay okunan ama etkisinden uzun zaman kurtulamadığımız bir öyküler demeti kılıyor. Bize düijle gerçek arasında kaybolduğumuz bir dünya sunuyor. • Gemiler de Ağlnrmış / C.ennl Kavtıkçtı / Can Yayınlart / U ^ > SAVA 3 S on dönem öykücülerimiz arasında Cemil Kavukçu'nun kendinc ozgü bir yeri var. Zengin anıların, belirleyici çocukluk döneminin, karmaşık düşlerin, insanların, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinin düşlegerçek arasında gidipgelen, gezinen öyküleri: Gemiler de Ağlarmış... Bu kitabıyla Cemil Kavukçu öykücülüğümüzde ustalığını bir kez daha kanıtlıyor. Okuyucuyu derinden etkileyen öyküler toplamı, öyku yazmaya yeni başjayanlara da aynı zamanda örnek olabilecek nitelikte. Kurgııanlatım açısından izlenecek, dili kullanım biçimiyle örnek alınacak bir kitap oluşturmuş Cemil Kavukçu... "Gemiler de Ağlarmtş"ın ana izleğini olubturan gemi ınsanlarının ve sıradan insanfarın sınırlı, küçük dünyalarında oluşan yalnızlık, kırılganlık, bağımlılık, guzel ve temiz bir Türkçeyle, ba^arılı diyaloglarla yansıtılmi!;. Yaşanan ortamlar, anlamı kuvvetlendirici ayrıntılar özenle ve ısrarla veriliyor. Diyalog seçimi, kullanımı başarılı... Onlardan yola cıkarak çözümleyici yaldaşımlarda bulunabiliyor okuyucu. Rütün bunlara imge ağırlıklı bir dil ve söylem katkıda bulunuyor. Cemll Kavukçu "Cemiler de Ağlarmış" kitabı kolay okunan ama etkisinden uzun zaman kurtulamadığımız bir öyküler demeti. Erkek bakışı, duyarlığı f TURHAN GÜNAY Imtlyaz Sahlbi: çağ Pazarlama Gazete Dergl Kitap Basın ve Yayın A ş Adına Berin Nadl: Yayın Danışmani: Turhan Cünay . Sorumlu Müdür Flkret llkiz ' Cörsel Yönetmen: Dilek ilkoruro Baski: Cağda; Matbaacıiık Ltd. Stl. Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 cağaloğlu. 34 334 Istanbul Tel(212) 512 05 05 v Reklam Medya C CUMHUKİYE T Genellikle oyktı kahıamaıılaıııun erkek ve erkek bakışından, duyarlığından verilişi Cemil Kavukçu'nun öykücülüğünün handikaplanndan biri olmasına rağrnen, öykülerine malzeme olarak seçtiği insanların, olaysız alanlann, mekânların, sergilenmesi çok başarılı. Okuyucunun düşlem dünyasında değişik boyuüarda, uzlamlar da sürmesini sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında Cemil Kavukçu: öykülerinde sergiliyor, düşünüş biçimini, anlamı yönlendiriyor ve daha fazlasını okuyucuya bırakıyor. Genel olarak "Gemiler de Ağlarmış"ın öykülerinde hayata dair bütünsellik gösteren pek çok temaya rastlayabiliyoruz. Yalnızlık, düş kınklıklan, korku ve yetersizlik, cinsel özlemler, bir kaçış ve kişuik sorunu olarak alkole sığınmak, (sadece bu konuyla ilgili olarak Cemil Kavukçu'nun öyküleri ya da Gemiler de Ağlarmış incelenebilir) değişik yerler, yakınuzak yüzler... "Gemiler de Ağlarmış" öyküsünde başanlı denizcilik ve gemilerle ilgili bilgi yansımalan Cemil Kavukçu'nun yaşamını oluşturan aynntılardan bilgi zenginliğinden, donanımlanndan öykülerinde çok güzel yararlandığını, mevcut malzemeden iyi deöerlendirmeler çıkardığını gösteriyor. (MTÂ'ya ait Sismik1 araştırma gemisinde belirli bir süre çalıştığını, deniz yasamına deniz adamlarına bu nedenle yakinaan bakabildiğini, Özcan Karabulut'la yaptığı bir söyleşide söylüyor.) Ne kadarının gefçekten alınarak zenginleştirilip çoğaltılan bir düş dünyasının yeniden üretimi olduğuııu bilemeyiz. ürtada olan şölen zenginliğinde etkileyici bir söylemin kitaba adını veren öyküye ve diğerlerine egemen olduğudur. Fantastık unsurların zaman zaman öyküye yataklık yapması belirleyici olmaktan çok yarattığı farklilıklarla degişik boyutlar katSAYI 599 ması söz edilen insanların düşlerini, o düşlerin ifade ediliş biçimini ilginç kılıyor. Cemil Kavukçu: l)PazarGüneşi,2) Uzak Noktalara Doğru, 3) Patika, 4) Temmuz Suçlu, 5) Yalnız Uyuyanlar lçin, 6) Bilinen Bir Sokakta Kaybolmak, 7) Dört Duvar Beş Pencere ve 8) Dönüş kitaplarıyla oluşturduğu kendi geçmişine yönelik bileianlatım tekniği binkimini, dil zenginliöiyle birleştirerek "Gemiler de Ağlarmış"da kullanıyor. Ortaya koyduğu öykülerle de bunu etkin kılıyor. "Gemiler de Aglarmış"da öykü kahramanları içinde yer aldıkları sınıfsal konumları veya içinden çıktıldarı sınıfın sözcüleri değiller. Bu doğruftuda mücadele veren, verdikleri mücadeleyi yansıtarak politik tavır düzleminde yer alarak, örnek olabilecek, kişi ve kişilerde değiller... Yani Cemil Kavukçu "Gemiler de Aglarmış''da bir sınıf mücadelesini, bu mücadelenin üzerine oturttuğu çelişkileri yansıtmıvor. Bu baglamda "sınıf" öykücülüğü, sözcülüğü yapmıyor. Çahşan ve çalıştıran egemen sınıflann başat çizgilerini eksen kabul ederek öykülerini kurmuyor. Ama derin bir anlatımı tercih ederek insanın kendisivle, çevresiyle olan ilişkilerinden yola çıkarak, içscl sorgulamayı bakış açısını kullanıyor. Bireysel çelişkiler ağını sınıfsal çelişkilere tercih ediyor. Çünkü onda aslolan insanın karmaşık dünyasıdır. Bence "Gemiler de Ağlarmış kitabırun öykülerinin in sanı daha derinden, duygu, düşünce bazında kavramasının ana nedeni bu yaklaşını. Toplumu oluşturan bireylerin kendi özgün dünyalarında gezinmesi. Görünenden çok içsel dünyalarımızda gizli kalanın sorgulanması, irdelenmesi... Sürüp giden bir 'hayat' var. Ama bütün kahramanlar o yaşanan 'hayat'ın neresindeler^ Duruş ve bakış olarak neredeler? Niçin kendilerinin ya da çevre olarak daha geniş bir 'fanus'un içindeler? Sanki kendilerine sunulmuş bir 'hayat'ı yaşıyorlar. l liçbır şekilde üzerinde söz sahibi değiller ya da söz sahibi olamadıkları bir 'hayat'ı yaşıyorlar. Bütün bunlarda öykiı kahramanlarını etkin, yonlendirici kılmiyor. Edilj;en kabullenicı Sürip |Hn Iny tf KİTAP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle